Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Hani yıllarca hiç değişmeyen alışkanlık vardır. Hemen her şey değişir ama onların hayatınızdaki yeri hiç değişmez. İşiniz, eşiniz, gazeteniz, içtiğiniz sigara, gittiğiniz berber, kullandığınız koku, fırsat buldukça her hafta sonu uğradığınız bir mekan ya da liğme liğme olmasına karşın atmaya kıyamadığınız çok özel eşyalarınız gibi...
Geçen hafta İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu ile röportaj için tarihi rektörlük binasına gittiğimde bir anda geçmişe dalıp, çocukluğumdan bu yana hiç değiştirmediğim bankamla, İş Bankası'yla gururlandım. Sonra geriye dönüp hayatımda başka değişmeyen neler var ki diye mazide kalan yıllarımı bir film şeridi gibi gözümün önünden geçirdim.
Öyle çok fazla bir şey çıkmadı. Son 20 yıla baktığımda işim ve bankam dışında hemen her şey değişmiş. Bekardım evlendim. Ankaralıydım İstanbullu oldum. Üç kez ev ve araba değiştirdim. Hemen her konuda da önemli değişiklikler yaşadım.
Ama hayatımın her anında çocukluğumun kumbarasına para atarak alıştığım en yakın dostumdan hiç vazgeçmedim.
Uzun yıllar maaşımız hep oraya yatırıldı. Son yıllarda başka bankalar devreye girdi ama ben her seferinde maaşımı ayın 1'inde yine İş Bankası'na tansfer edip, onların verdiği bankamatik ve kredi kartını kullandım.
Özellikle son yıllarda çok avantajlı, çok limitli kredi kartları çıktı. Gidip başvurmanıza da gerek yok. Ayağınıza getirip veriyorlar. Ama sanki kendi bankama, kendi kartıma ihanet edecekmişim gibi hiçbirini kabullenemedim. Benim kartım var. Bana fazlasıyla yetiyor dedikçe diğer kart verenlerin şaşkınlığını görmek ilginçti.
Evet! Bankamla niye gururlandım. Sanıyorum artık ona sıra geldi:
Osmanlı'dan kalan en görkemli binalardan birisi olan İstanbul Üniversitesi rektörlüğü, 17 Haziran depreminde önemli derecede hasar gördü. Odalardan çoğu boşaltıldı. Son birkaç ay öncesine kadar yıkık dökük bir mezbele halindeydi. Çünkü devletin de, üniversitenin bu işe ayıracağı parası yoktu. İş Bankası ile kontak kurulmuş. Binanın önemi ve olayın vahameti anlatılmış. Genel Müdür Ersin Özince'nin de özel ilgisiyle, Türkiye'nin en görkemli binalarından birisi şimdi yeniden hayat buluyor. Muhteşem bir mekan olacak. İş Bankası şu ana kadar 400 milyar lira bağışlamış. Gerekirse daha da verecekmiş.
İşte bankamla bunun için, kültürel mirasa, üniversiteye sahip çıktığı için gururlandım. Yıllardır ısrarla bankamı değiştirmeyerek bu çorbada benim de tuzum olduğu için onur duydum. Bu duyguyu bana yaşattığınız için teşekkürler İş Bankası, teşekkürler Özince...
İş Bankası 1924'te Atatürk'ün emriyle kuruldu. Aynı dönemde kurulan pek çok şirket gibi yok olup gitmedi, hızla değişen çağın gerisinde kalmadı. Bugün borsadaki halka açık şirketler arasında Türkiye'nin en büyüğü. Dünyanın sayılı şirketlerinden birisi. Ve o bir cumhuriyet kurumu. Atatürk eğer bir an için Türkiye'nin bugününe göz atıyor olsaydı, eminim, onca olumsuzluğun içinde bir ışık gibi parlayan İş Bankası ile o da bizim gibi gurur duyardı...
Özetin özeti: Yerinde ve zamanında yapılan değişim kadar, böylesi nostaljik değişmeyenler de hayatınıza renk katıyorsa ne mutlu size...