Başbakan Erdoğan, pazar günü Batman’da Seviye Belirleme Sınavı SBS’nin kaldırılacağı müjdesini vermiş. Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Çelik’e “Çocukları sınavdan bıktırdınız. Her gün sınav, her gün sınav. Sınavın da bir anlamı kalmadı. Bunu oturup konuşmalıyız. Bir tane sınav yeter değil mi?” demiş.
Hayret ki hayret!
Hatırlayacaksınız, Erdoğan geçen hafta da dershaneleri garabet olarak nitelendirmiş ve yine Çelik’e dönerek, “Kurtarın öğrencileri şu garabetten” demişti.
Gelecek haftanın açıklaması ise ben şimdiden size söyleyim, kesinlikle not yükseltme sınavları’na yönelik olacaktır. Bu kez yine Çelik’e dönüp “Yahu okullar kapanır kapanmaz, bütünleme sınavı mı olur? Bu çocuklar ne zaman çalışacak da ne zaman sınava girecekler? Düzeltelim bunu” derse hiç şaşırmam.
Erdoğan, hele bir de muhalefette olsaydı ve 5 yıldır Çelik’in yaptıklarını yakından izleseydi, eminim yer yerinden oynardı. Neyse buna da şükür. En azından Çelik’in yanlışlarını gören ve dur diyen biri çıktı.
Bu da bir gelişme.
Ha bu arada muhalefet liderlerini gören, duyan oldu mu? Bu konularda onlar niye hiç konuşmuyor? Yoksa muhalefet yapmayı da mı Erdoğan’a havale ettiler?..
Böyle Bakan’a, böyle eğitim
Başbakan Erdoğan’ın Batman Gezisi çok büyük derslerle dolu. Tabii anlayana! En başta da Milli Eğitim Bakanı’na. Erdoğan Batmanlı Bakan Mehmet Şimşek’i öğrencilere göstererek “Tanıyor musunuz, kim bu?” diye sormuş. Yanıt alamamış. Bunun üzerine öğrencilere, “Siz nerelisiniz?” diye espri yapmış. “Batmanlıyız” yanıtını alınca da “Siz ne biçim Batmanlısınız. Hemşerinizi tanımıyorsunuz” diye sitem etmiş.
İşte o an Çelik’in yüzünü görmek isterdim. Yüzü utançtan kıpkırmızı mı oldu? Yoksa her zamanki gibi gevrek gevrek güldü mü? Aslında Erdoğan’ın şikâyet nedeni de buydu. “Çocukları sınavlar, dershaneler ve ezberci eğitimle o kadar çok meşgul ediyoruz ki, en yakınındakilerini bile tanımıyorlar. Bu ne biçim eğitim!” demeye getirdi. Eminim vali, belediye başkanı ve okul müdürünü sorsaydı, onları da tanımazlardı.
Eğitimde gelinen nokta, daha çarpıcı bir şekilde görülemezdi. Hem de Başbakan’ın önünde. Erdoğan, bakalım, bu sevimsiz tablonun ve kaybolan yılların takibini yapacak mı? Telafi edecek mi?
Çankaya bilime kapalı mı?
Çankaya Köşkü’nde, her ay, düzenli olarak yemekler veriliyor. Dış gezilere de sürekli birileri davet ediliyor. Eminim ki hepsi de Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ne çıkmayı, devlet adına Cumhurbaşkanı ile dış gezilere katılmayı fazlasıyla hak ediyor. Ama bu konuda dikkatimi çeken bir nokta var.
Bu yemek ve gezilere katılmayı hak edenlerin en başında rektörler ve bilim insanları yani üniversitelerin temsilcileri de geliyor. Ama nedense onlar hâlâ Çankaya’nın konuğu olamadılar. Ne zaman davet edilecekler, merakla bekliyorum...
Sınavlar üst üste geldi. Başbakan’ın şikâyet ettiği kadar var. Öğrencileri bu sınav belasından kurtarmak gerekirken, bir olan sınav sayısı üçe beşe çıkarılıyor. Bu da eğitim sistemini altüst etmeye yetiyor da artıyor. Erdoğan, umarız sözünün arkasında durur da öğrenciler bu aşırı sınav belasından kurtulur.
OKS, ÖSS, SBS, YDS
Kurayla öğrenci alınsa daha iyi bir seçim olur diyenlerden değilim. Ama, not ortalaması belli bir düzeyin üzerinde olanlara kapı aralansa, bugün gelinen noktadan çok daha iyi olacağı kesin. Tabii şişirilmiş notlara göre değil standardize edilmiş ağırlıklı puanlara göre bir ölçme değerlendirme yapma koşuluyla. Böylece, üst eğitime devam edeceklere daha ağırlıklı bir akademik eğitim, diğerlerine de hayata dönük bilgiler verilerek en azından yakın çevrelerini tanımalarına olanak sağlanır.
Özetin özeti: Eğitimdeki çarpıklıkların, Başbakan’ı da rahatsız eder noktaya gelmesi çok önemli. Umarız, SBS kandırmacası ve şipşak not yükseltme sınavından vazgeçilip bir an önce eskiye dönülür. Erdoğan “Siyaseten eskileri aratmayacağız” diyordu hep. Ama eğitimde o noktaya çoktan geldiler.