Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Fazla uzağa gitmeye gerek yok. Türkiye’nin iki farklı yüzünü görmek için İstanbul’da biraz dolaşmak yeterli.
Bu gerçeği en çarpıcı bir şekilde görmek istiyorsanız Compex 2001 Bilişim Fuarı’na gidin.
İstanbul, bir yanda yüz binlerce okuma yazma bilmeyeni ile orta çağ karanlığında kalırken öte yanda 21. yüzyılı yaşıyor. Bilişim teknolojisinde Batı neredeyse biz de oradayız. Peki ne kadar yaygın? İşte o tartışılır!..
Gençlerimizin teknolojinin son harikası bilgisayarları çocuk oyuncağı gibi kullandıklarını görünce gururlandık. Türk firmalarının bilişim sektöründe kat ettikleri mesafeyi görünce de geleceğe yönelik umudumuz arttı.
Anadolu yollarını arşınladığımız TIR’ımız fuar boyunca da gençlerimizin uğrak yeri oldu. Önceki gün, Microsoft Genel Müdürü Haluk Maga ve Fujitsu Genel Müdürü Nezih Süzen’le birlikte sektöre yönelik sorunları dinledik. İlginç öneriler geldi. Örneğin binlerce okulda bilgisayar laboratuvarı var. Hafta sonlarında kurslar açılarak bilgisayar kullanımı daha yaygın hale getirilemez mi?
Cumhurbaşkanı gibi Başbakan ve yardımcıları da bilişim teknolojisinin çok uzağında. Haydi neyse diyebilirsiniz ama okul müdürlerinin hala bilgisayara öcü gibi bakması kabul edilemez. Şikayetlerin önemli bir bölümü bu yöndeydi. Okullardaki bilgisayar laboratuvarları, tıpkı eskinin fen laboratuvarları gibi kilit altındaymış!..
Öğrencilerin önerisi: Bilişim teknolojisinden anlamayan ve dil bilmeyenler okullara yönetici olmasın. Özellikle üniversitelerdeki bilgisayar sayısı artırılsın ve kilit altında tutulmasın...

Gazete sahiplerinden işadamı Mustafa Özkan’ın İncesu’ya yaptırdığı anadolu lisesinin açılışı bugün Demirel tarafından yapılıyor. Demirel dün de üniversitelerin yeni öğretim yılı açılışlarına katıldı. Gönül ister ki iş başındakiler de eğitime aynı sıcak ilgiyi göstersin. Ama nerdeeeeee...
Özkan’ın trilyonlarca lira harcayarak yaptırdığı modern okulun açılışına muhtemelen MEB’den kimse katılmayacak. Tıpkı okulun diğer sorunlarına olduğu gibi açılışa da ilgisiz kalacaklar. Öğretmen açığı hala kapatılmış değil. Vatandaşa okul yaptırın demek kolay. Ya sonrası? Bırakın küstürmeyi baş üstünde taşımak gerekir!..

Savaş çıkarsa ABD ile birlikte en önde savaşacak olan ikinci ülke İngiltere. Diğer NATO ülkeleri gibi savaşın uzağında değil tam göbeğinde olacak. Oysa İngiltere’de yaşam her alanda devam ediyor. Öncelikler de değişmiyor.
Türkiye’de ise sanki her şey savaşa endekslendi. Üniversiteler açılıyor ama devletin umurunda değil...
Başbakan Blair’in önceki gün yaptığı ve Türk medyasının sadece savaşa yönelik bölümünü gördüğü konuşmaya bir göz atalım:
"Harcamalarımızdaki öncelik hep eğitim oldu ve bundan sonra da eğitim olacak. Niye? Çünkü yeni ekonomik koşullarda İngiltere gibi ülkelerin zenginlik yaratmalarının tek yolu beyin gücü yaratmalarına bağlıdır...
İyi eğitim alan çocuk, gelecek için umut vaat eder. Kötü eğitim alan çocuk ise ömür boyu aldığı bu eğitimle yaşamak zorundadır. Kötü eğitim kişisel bir trajedi ve ulusal bir skandaldır. Eğer okullar belli bir alanda kendilerini yenilemek ya da uzmanlaşmak istiyorlarsa bırakalım yapsınlar. Unutulmamalıdır ki, kamu hizmetlerinin düşmanı reform değil statükodur..."

Fazla söze hacet var mı?..