Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Diyalog Türkiye'nin her bir yeri güzel. Ama Karadeniz, doğasıyla, insanıyla, mutfağıyla bir başka. Her gidişinizde farklı bir yönünü keşfedersiniz. Tanımak için çok zaman gerekir.Seçimle ilgili izlenimlerimizi, seçim sayfasına yazdık. Merak edenler oradan okur. Ben bugün yemeklerden bahsedeceğim. Çünkü sadece mutfağı için bile bir Karadeniz turu yapmaya değer, nefis tatlara sahipler.Trabzon'da şu dönemde yiyebileceğiniz en güzel balık mezgit. İstanbul'da yüzüne bakmayız. Ama onlar ortalama 10-15 santimlik mezgitleri mısır unuyla öylesine güzel kızartıyorlar ki, yemeye doyamıyorsunuz. Akçaabat köftesinin tadına da diyecek yok. Tekirdağ köftesi, Sultanahmet köftesi, kasap köftesi, sokak köftesi, hepsi de gerçekten farklı bir damak tadı sunuyor. Ama usta ellerden çıkmış iyi bir Akçaabat köftesinin yerini hiçbiri tutmaz.Trabzon'a gidince, hele hele Zigana Geçidi'nden öteye geçince Hamsiköy sütlacının tadına bakmazsanız çok şey kaçırmış olursunuz. Ama sakın ola yeni yol güzergâhındaki lokantalarda yemeyin. Hamsiköy'ün içine inin ve özellikle fırında olanını tercih edin. Bu tadı da unutamayacaksınız.Gümüşhane'ye gittiğinizde ise balığın yerini et alıyor. Döneri ağzınızda eriyor. Sulu tencere yemekleri de annenizin yemeklerini hatırlatıyor. Ama Gümüşhane'nin vazgeçilmezi dut pestili ve cevizli sucuk. Öylesine tazeler ki, kendinize sınır koymanız kolay olmuyor.Giresun da mutfak açısından çok zengin kentlerimizden biri. Bu kez balıklarından çok mezelerine hayran kaldım. Kiraz kızartmasını ilk kez burada gördüm. Zaten Giresun'un eski adı da Kerasus yani Kiraz'mış. Eskiden kiraz memleketiymiş. Hatta kirazın bütün dünyaya buradan yayıldığı söyleniyor.Kiraz Tuzlusu dedikleri meze ise olgun kirazların tuzlu suda salamurası yapıldıktan sonra, çekirdekleri çıkarılıp soğanla tereyağında kızartılmasıyla oluyor. Tadına bakmasam, ben de hadi ya derim ama çok farklı bir tadı vardı. Yemesi de hoştu.Yöresel balıkları lendenoz ve iskorpiti ise yine bol tereyağında pişiriyorlar ve bandıra bandıra yiyorlar. Ben yağını süzdükten sonra yedim. Garip garip baktılar. Asıl tadı yağında dediler. Sofra arkadaşımız Giresun Ticaret Odası Başkanı Özer Akbaşlı'ya, kolesterol falan diyecek oldum, laf ağzımda kaldı. "Geçen ay dedem öldüğünde, halalarım, vah vah genç yaşta gitti ağabeyimiz diye ağıt tuttular. Dedem 105 yaşındaydı. Halalarımdan biri 95, diğeri de 96 yaşında. Babam da 82 yaşında ve her işini hâlâ kendisi yapıyor. Bu yemeklerin bir zararı olsaydı bize olurdu" dedi. Söyleyecek bir söz bulamadım.Ordu'da liman lokantası tadilattaymış. Üzüldüm. Önceki gidişimde, Karadeniz otlarının en güzelini orada yemiştim. Ege ve Akdeniz otlarından fazlası var, eksiği yok...Bu kez, çok güzel ızgara ve pide yapan yerler var dediler. Ama sanki bu konuda başarılı değiller. Yöresel yemeklerden şaşmamalılar.Ha bu arada havaalanına gelirken Çarşamba yakınlarında göl kıyısında bir mola verin. Ağva'yı, Köyceğiz'i andırıyor. Etleri eh işte ama ayranı nefisti. Seçim gezisi için geçen hafta Karadeniz'deydim. Bir uçtan diğer uca olmasa da çok yer gezdim: Trabzon, Gümüşhane, Ordu, Giresun... Seçim gezileri sırasında, Doğan Haber Ajansı muhabirlerinin birikimleri kılavuzumuz oldu. Gümüşhane'de Hayati Yalçın, Giresun'da Hakan Kabahasanoğlu, Ordu'da Erol Küçükoğlu hep yanımızdaydı. Onlar olmasa, bu kadar kısa sürede, ne o nefis tatlara ulaşabilirdik ne de siyasetin nabzını yakından tutabilirdik. Sıkı bir Trabzonlu olan Ali Yavuz'la binlerce kilometre yol yaptık. Eski Milliyet'çi Ergun Ata ise Trabzon'a ne zaman gitsek, her şeyin en iyisini, en doğrusunu bilenlerden ve misafirperverliğin en sıcağını yaşatanlardan.Özetin özeti: Eğer hâlâ Karadeniz'e gitmeyenlerdenseniz, gelin bu yaz kendinize ödül verin ve en kısa zamanda yola koyulun. Dönüşte görüşürüz!.. DHA muhabirleri GÜMÜŞHANE AKP yeni isimlerle güçlenme peşinde Gümüşhane'nin iki milletvekilinin ikisi de AKP'dendi. Ama her ikisi de liste dışı kalmış. Özellikle birisinin, Sabri Varan'ın, Gümüşhane için değil de kendisi için yaptıkları dilden dile dolaşıyor. AKP, şimdi iki akademisyenle yeni bir heyecan yaratmaya çalışıyor. Birinci sıra adayı doçent, ikinci sıra adayı da profesör. Prof. Doğan tanıdık bir isim. Siyasete babasının bıraktığı yerden devam etmek istiyor. Baba Lütfü Doğan, eski Diyanet İşleri Başkanı ve Milli Görüş hareketinin öncülerinden. Üç dönem milletvekilliği, iki dönem de senatörlük yapmış...Özal'ın yakın kurmaylarından olan ve bununla da hâlâ gurur duyan Prof. Dr. Yahya Doğan'la, doğduğu köye gittik. Salyazı, şimdi belde olmuş. Yaşlı amcalar vardı, kahvehanede onlara nutuk attı. Niye siyasete girdiğini anlattı. Çoğu baba dostuydu. Alkışlandı. Biraz muziplik yapıp, "Bugüne kadar niye sizi arayıp sormadı, sizin için neden bir şeyler yapmadı, gibi soruları niye sormuyorsunuz?" deyince kafaları karıştı. Ama hemşerilerini samimiyetle bağırlarına bastılar. Oy sözü verdiler. Dinleyiciler, diğer pek çok AKP toplantısında olduğu gibi, cami cemaatiydi. Gençler yok gibiydi.O da seçilmeye yeter mi, sandık gösterecek! Turan Tuğlu, Gümüşhane'nin nabzını en iyi tutan isimlerden birisi. Anadolu'daki yerel basının öncülerinden. Kuşakkaya gazetesini tam 41 yıldır aralıksız çıkarıyor. Ofisindeki fotoğraflar çok şeyler görüp geçirdiğinin bir belgesi. Gümüşhane'den kimler gelmiş, kimler geçmiş. Hafızası Demirel gibi çok güçlü. Kırk yıl önceki anekdotları bile bugün gibi hatırlıyor.Gümüşhane, Kelkit ve memleket muhabbetinden sonra, hemen herkese sorduğumuz gibi sonuç ne olur diyoruz? "Ben böyle heyacansız seçim görmedim" diye söze başladı. Skor söylemeden önce, siz gideceksiniz, biz burada hep yüz yüze kalacağız dercesine uzun uzun düşündü. "Hep 2-0 AKP alır deniyor. Olabilir. Ama 1-1'de olabilir" dedi. "Peki ikinci milletvekilliğini kim alır, CHP mi, yoksa belediye seçimlerini kazanan MHP'mi?" diye sordum. "Sanki ibre MHP'den yana" karşılığını verdi.CHP, 80 sonrasında Gümüşhane'de yok gibi. Oysa özellikle Kelkit CHP'nin kalesiydi. Cumhuriyetin ilk yıllarında, kabinede hep bakanları vardı. Milletvekili sayısı da, itibarı da bugünle kıyaslanmayacak oranda yüksekti. İşte bu yüzden sağa ve AKP'ye yönelik arayış içinde olanlara, CHP'liler hep bunu hatırlatıyor. "Gümüşhane'ye eski saygın konumunu kazandırmak istiyorsanız, bu sağcı ve dinci sevdadan vazgeçin" diyorlar. Gedikli gazetecinin tahmini: 1-1 olur Gümüşhane'deki diğer basın mensupları ve ticaret erbabına göre de 22 Temmuz, AKP açısından çantada keklik değil...Gümüşhane, her ne kadar üniversitesi bulunmayan 9 ilden biri olmanın hüznünü yaşasa da hem adayları hem halkı diğer pek çok kentle kıyaslanmayacak kadar donanımlı ve birikimli.Köse, Şiran, Salyazı, Kelkit, Torul ve Kürtün'e kısa aralıkla da olsa uğrama olanağı bulduk. Hiç seçim havası yoktu. Hatta bazı yerlerde DYP tabelaları DP'ye bile dönüşmemiş. Seçim diyoruz, "aman boş ver" diyorlar. Belli ki Gümüşhane hâlâ arayış içerisinde.Gümüşhane Belediye Başkanı MHP'li, Köse DYP'li, Kelkit AKP'li, Torul MHP'li, Kürtün de ANAP'lı.Şimdi böyle bir yelpazede, kesin konuşmak pek o kadar kolay değil. Ama bazı partiler yanlış aday göstererek daha ilk anda yarıştan kopmuşlar. Başbakan Erdoğan'a, üniversite ve baraj konusunda her ne kadar kırgın olsalar da sempatiyle bakıyorlar. Ama bu son şansı, ültimatomu vermeyi de ihmal etmiyorlar.Özetin özeti: AKP, Gümüşhane'de mevcudu korumakta zorluk çekiyor!.. Hem seçmen hem adaylar donanımlı GİRESUN Fındık bu kez AKP'yi vurabilir Karadeniz'in diğer pek çok kentinde olduğu gibi Giresun'da da yediden yetmişe herkes fındıkla yatıp fındıkla kalkıyor. 2007 fındık alım fiyatı açıklandığında oradaydık. Geçen yıla göre bir ay önce açıklanmasını, seçim yatırımı olarak değerlendiriyorlar. 5.15 YTL'lik fiyata ise dudak bükenler kadar, "Ya bu kadarını da vermeselerdi. Buna da şükür" diyenler de var. Bu konuda AKP'liler de buruk ama "Mademki hükümetimiz bunu uygun gördü, o halde sonuna kadar savunmak zorundayız" havasındalar.Fındık fiyatını, Başbakan Erdoğan'ın değil de Tarım Bakanı Eker'in açıklaması, üstelik gece yarısı duyurması, Giresun'da çok manidar bulundu. "Verdikleri fiyat, içlerine sinse gelip burada bangır bangır bağırlardı" diyorlar. Giresun merkezde de, ilçelerinde de seçim heyecanı dorukta. Büyük partiler kadar bir önceki seçimde yüzde 1 barajını aşamayan birçok parti de yoğun bir çalışma içerisinde. Bağımsızların en çok konuşulduğu kentlerden biri de yine Giresun. En tanınmış eski milletvekillerinden Rasim Zaimoğlu bağımsız aday. Ama Giresunluların dilindeki bağımsız aday işadamı Öner Hekim; bu iş için tam 3 milyon dolar ayırmış.2002'de 5 milletvekilliğinin 4'ünü AKP, birini CHP almış. Aynı tablo bu kez zor gözüküyor. AKP'liler bile 5-0 diye başladıkları sözlerini, "üç, bir, bir de olabilir" diye bitiriyorlar.Hükümetin fındık politikası Giresunluları çok kızdırmış. Bu sandığa yansır mı? Bu konuda görüşler var. "Kızsalar da yine oyunu AKP'ye verirler" diyen de var, "AKP, hayal kırıklıklarının en büyüğünü Giresun'da yaşayacak" diyenler de... "Baykal'ın 18 Temmuz'da yapacağı sürpriz miting ve açıklayacağı yeni bir fiyat, tüm dengeleri altüst eder" diyenler çoğunlukta.MHP, özellikle gençler arasında çok güçlü görünüyor. Nerede ağaç gölgesi ve bank varsa, yaşlılar ya da işsiz gençler oturuyor. Şehitlerden başlayıp işsizlikten çıkıyorlar...DP birinci sıra adayı Yavuz Selim Başar ise daha önce çeşitli vesilelerle kaçırdığı milletvekilliğini artık yakalamak istiyor.CHP kurmayları uçsa da onlara oy verecekler, daha bir temkinli. CHP yöneticileri de AKP'liler gibi "dört bir"le söze başlayıp, "üç, bir, bir"e razı oluyorlar. Ama o üç kendilerinin. Birler de AKP ve MHP'nin.Giresun Ziraat Odası Başkanı Özer Akbaşlı, yedi göbek fındıkçı. Renkli kişiliği, büyük hayalleri var. Ama politikaya uzak duruyor. Koltuğunun hakkını veriyor. Fındık üzerine saatlerce konuşabilir. Yeni taban fiyata fazla sıcak bakmıyor. En 8 YTL olmalıydı diyor. Geçen yıl 4.5 YTL dendi. 2.5 YTL'ye zor sattık. Bu yıl da aynısı olursa yandık diye üreticiler adına feryat ediyor. Tahmini ise 2 CHP, 2 AKP, 1 de MHP şeklinde.AKP 2. sıra adayı Hasan Sönmez ise "Ben de fındıkçı bir aileden geliyorum. Yeni fiyat gayet iyi. 8-10 YTL olsa ben de bayram ederim. Ama bütçeyi de düşünmek gerekir" diyor. Sönmez, aday olmadan önce TBMM'de yasalardan sorumlu genel bekreter'di. Hukuk kökenli ve hukukun üstünlüğünü elinin tersiyle itenlerden değil. "Hukuk herkese lazım" diyor. Tahmini de diğer arkadaşları gibi: AKP Giresun'da da, Karadeniz'de de kan kaybetmedi. Oyları azalmaz, çoğalır...Sokaktaki vatandaş ve diğer parti kurmayları ise AKP'nin daha da güçlendik söylemine kuşkuyla bakıyor. İşsizlik ve protestolar halkı hayatından bezdirmiş durumda.Özetin özeti: Tayyip Bey rüzgârı Karadeniz'de eskisi gibi esmiyor... 2002'deki tablo kesin değişir ORDU Doğalgaz bile sevindirmedi Seçim gezisi için dağ bayır Karadeniz'i gezerken Ordu'ya geldiğimizde çifte "sevinç" yaşanıyordu. Hem yeni fındık fiyatı açıklanmış hem de kente gelen doğalgaza ilk kibrit çakılmıştı.Başka kentlerde olsa bayram havası eserdi. Ama sanki bu Orduluların umrunda değildi. Enerji Bakanı Hilmi Güler, elinden geleni yapmış ve öngörülenden bir yıl önce doğalgazı hemşerilerinin ayağına getirmişti. Ama vatandaşın pek çoğu, her şeyimiz tam da bir doğalgazımız eksikti havasındaydı.Ordu merkezde Belediye Başkanı DSP'li. Milletvekili dağılımı da 5 AKP, 2 CHP. Peki şimdi ne olur? Bu konuda öylesine farklı yorumlar var ki, sandıktan her türlü sürpriz çıkabilir. Küskünlük, kırgınlık, motivasyon eksikliği dorukta ve AKP henüz bunu aşabilmiş değil... Ordu'nun göbeğinde çarşamba günleri Kadınlar Pazarı kuruluyor. Satıcalar tümüyle kadın. Köyde ürettiklerini getirip burada satıyorlar. Çok tezgâh dolaştım. Geçim derdinden seçimlere, beklentilerinden adaylara kadar hemen her şeyi sordum. Sıkıntılılar ama erkekleri gibi onlar da başlangıçta renk vermiyor. Laf lafı açmadan, güven duymadan, başının ağrımayacağına inanmadan konuşmuyorlar.AKP'liler "Yine ezer geçeriz", CHP ve diğer partililer ise "AKP bu kez sandığa gömülecek" diyor. Büyük çoğunluk sanki sadece iktidara değil, her şeye kızgın. Ama bunu dillendirmiyor. Benim de konuşacak zamanım gelecek diye 22 Temmuz'u bekliyor.CHP gibi AKP de milletvekillerinin bir bölümünü dinlenmeye almış; yeni adaylar, Bakan Güler ve Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa ile konumunu güçlendirmeye çalışıyor. Özellikle Güler, sevilen isimlerden biri...Ordu, 5 yerel televizyon, 9 radyo, 8'i günlük 21 gazete ile en medyatik kentlerimizden biri. Yerel basın kamuoyu oluşturmada çok etkili. Bu yüzden Giresun gibi Ordu'da medyada güç yarışı hâkim. Ordulu fındıkçılar, Başbakan Erdoğan'ın fındık üreticilerine geçmişte söylediklerini hâlâ unutabilmiş değil. Ayrıca geçen TMO'ya fındık alımında yaşanan kaosu da ona fatura ediyorlar. "Bizden nemli diye alınmayan fındıkları tüccarlar ucuza kapattı ve arabadan indirmeden, adamını bulup TMO'ya sattı. Hükümet de seyretti" diyorlar.AKP dışındaki tüm partilerin ısrarla vurguladığı konu dağıtılan kömürler oldu. "Odunun bu kadar bol olduğu, kömür sobasının bulunmadığı bir kentte kömür dağıtmak, üstelik yaz sıcağında kömür vermek, siyasi rüşvet değil de ne?" diyorlar.İddialara göre, devletten bedavaya kömür alan vatandaşlar, bunu başkalarına parayla satıyor...AKP'ye geçen Ordulu Ertuğrul Günay, Ordu'da AKP lehine bir canlılık yarattı mı? Bu soruyu çok farklı ortamlarda sordum. Evet diyen çok çıkmadı. Kendine güvenseydi gelip burdan aday olurdu diyenler de vardı. Severiz kendisini diyenler de. Belli ki fazla bir heyecan yaratmamış.Fındık üreticilerinin hepsinin bir hikayesi var. En çarpıcı olanı ise kızının eğitimi yarıda kalan. "Önceki yıl kızımı, üniversite öğrenimi için KKTC'ye gönderdim. 1200 kilogram bir fiyat yetti. Ama geçen yıl bu 6.5 tona çıkınca karşılayamadım ve döndü. Yediğimiz kazıkları unutmadık. Benim kızım okulunu yarım bıraktı. Burs alacağım tanıdığım da yoktu. Yazık değil mi ona?" diye ağlamaklı oldu. Özetin özeti: Ordulu, "Başbakan, Giresun'dan Samsun'a geçip Ordu'ya uğramadı. Gül de mitingini erteledi. Ama biz onları beklemeye devam ediyoruz. Gelsinler de halimizi görsünler" beklentisi içindeler hâlâ... aguclu@milliyet.com.tr Ertuğrul Günay faktörü