Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Köy Enstitüleri, Türk eğitim sisteminin önemli kilometre taşlarından biri. Kapatılmalarının üzerinden yarım asır geçmesine rağmen hâlâ konuşuluyor. Mezunları okullarına, öğrenciler öğretmenlerine, evlatlar baba ocağına sahip çıkıyor.
17 Nisan’da bir kez daha hatırlandılar. Kutlamalar devam ediyor. Salı günkü yazıma o kadar çok geri dönüş oldu ki, bir bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum:
“Köy Enstitüleri’nin iade-i itibarı önerinizi can-ı yürekten destekliyor ve bu önerinizden dolayı sizi kutluyorum. Türk milli eğitiminde devrim yapan bu projeye ve onu fedakâr bir şekilde hayata geçirenlere artık borcumuzu ödemenin zamanı geldi de geçti bile.” Prof. Dr. Necdet Tekin (eski Milli Eğitim Bakanı)
“Pamukpınar İlk Öğretmen Okulu’ndan 1971’de mezun oldum ve sonra Ankara’ya gittim. Evet, isim değişmişti fakat oradaki ruh aynı idi. Maalesef daha sonra ilk öğretmen okulu sistemini de kaldırdılar, sanıyorum benzer gerekçelerden. 23 yıldır Amerika’da bir fizik profesörü olarak çalışıyorum. Oralarda öğrendiklerimi burada dünya gençliğine anlatmak için uğraşıyorum. Türklerin ve Türkiye’nin dünyaya çok katkıda bulunma yeteneğini zamanla daha da iyi anlıyorum. En büyük özlemim Türkiye’deki kısır çekişmelerin bitmesi ve Türkiye’nin haklı yerini dünya sahnesinde almasıdır.” Prof. Dr. Ahmet Erbil
“Köy Enstitüleri’nin kurucusu, kuramcısı ve uygulayıcısı İsmail Hakkı Tonguç, İsviçre pedagoji sözlüğünde adı geçen tek Türk eğitimcisidir. En önemlisi de Köy Enstitüleri sistemi UNESCO tarafından geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelere eğitim modeli olarak önerilmiştir. 21. yüzyılın eğitim sistemi, Köy Enstitüleri eğitim sistemi olacaktır.” Erdal Atıcı
“Köy Enstitüleri sisteminin Türkiye’yi de aşan evrensel bir boyutu vardır. Anayasalar yurttaşına ‘eğitim hakkı’ öngörür. 1940’lı yıllarda Köy Enstitüleri sistemiyle Anayasamızın öngördüğü eğitim hakkı, ülkemiz insanına hakkıyla verilmiştir. Yeniden yapılanan Cumhuriyet Türkiye’sinde yurttaş, demokrasinin anlamını bu eğitim sistemi içinde kavramıştır. 12-13 yaşlarındayken köyünden kopup özgür ve moral değerleri sağlam bir yaşam ortamında parasız yatılı okuduğu için, doğru bir kişilik eğitimi almıştır. Öğretmenleri seçkin olduğu için de mesleğini iyi öğrenmiştir.” Prof. Dr. Güler Yalçın
“Köy Enstitülü babamla hep gurur duydum: Bizlere bu yolları onlar açtı.” Prof. Dr. Osman Gümrü
“Hasanoğlan mezunuyum. O zaman, o güzelim okulumun, benim gibi okuma imkânı olmayan öksüzlerin, yetimlerin, fakir fukaranın tek kurtuluş kapısı olan bu okulların, kapatılacağını hiç düşünememişim. Şimdi, Ankara-Çorum yolundan her geçişimde içimde bir buruk acıyla İdris Dağı’nın eteklerindeki okuluma uzaktan bakıyorum. Yıllar önce bir kere gittim. Yıkılmış terk edilmiş viraneyi gördüm. Okulumu bir daha o halde görmeye dayanamadığım için artık gidemiyorum. O okullara kıyan zihniyet, aslında ülkemizin geleceğine kıydı.” Satılmış Basan
“1946 yılında hükümetin yaklaşan seçimleri yitirme kaygısıyla, CHP içinden muhalif milletvekillerinin başını çektiği örgütlü muhalefetin kampanyasıyla, müfredatında ve yapılanmasında kuruluş amaçlarından uzaklaşan değişiklikler yapıldı. İlerleyen yıllarda da daha önceleri sıkı sıkıya bağlı olduğu ‘iş için iş içinde eğitim’ ilkesinden uzaklaştırıldı. Önceleri yaratıcılığın ön plana çıktığı eğitim anlayışının yerine giderek geleneksel, ezberci eğitimin yerleştiği öğretmen okullarına dönüştürülerek 1954’te kapatıldılar.” Mehmet Kuzu
“Son yıllarda bu etkinliklerin sayısının artmasının nedeni, bugünkü eğitimin niteliğinin düşüklüğü ve başarısızlığına karşı Köy Enstitülerine duyulan özlem ve gereksinimdir.”  Mustafa Gazalcı, eğitimci, eski CHP Denizli Milletvekili
“Köy Enstitüleri mantığı, köylü toplumu eğiterek toptan kalkınmayı ve demokratik bir toplum olarak yaşama katkı sunmayı hedefliyordu.” Prof. Dr. İbrahim Ortaş
Özetin özeti: O gün Köy Enstitüleri’ni yaratan bu toplum, bugün de ‘Kent Enstitüleri’ni yaşama geçirebilir. Geçirmelidir de...