Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Son bir haftanın en çok konuşulan konularından birisi de Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan, “asrın projesi” Marmaray oldu.
İlk geçenlerden birisi de, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın konuğu olarak, geçen hafta bugün, biz olduğumuz için hem uzun uzun yazılar yazdık, hem de duygularımızı farklı medya organlarında ve gittiğimiz ortamlarda sık sık anlattık.
Çok etkilendim, gururlandım, heyecanlandım ve hemen herkesin bir an önce gidip görmesini ve aynı heyecanı yaşamasını istedim.
Kimi dudak büktü, kimi koşa koşa gitti, kimi de gitmemek için bin tane mazeret üretti...
Görünen o ki sanal ortamda en çok konuşulan konulardan birisi bu olmuş. Hemen her gün, on binlerce tweet atılmış.
O tweetlere baktığınızda, Türkiye’nin bugünkü hali çok net ortaya çıkıyor....
Göklere çıkartanlar da var, temkinli olanlar ve öküzün altında buzağı arayanlar da. Ama beni en çok rahatsız eden, belki de kendi üzerime alındığım için Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ınki oldu.
“Adam Marmaray’ı akvaryum sanmış olmalı ki balık göremedim diye hayıflanıyor” diye tweet atmış...
O adam dediği herhalde benim, çünkü bir televizyon kanalında, diğer ilk binen arkadaşlarla ilgili izlenimlerimizi anlatırken, şöyle bir öneride bulunmuştum:
Keşke, tünelin dışında kameralar da konulsaydı da, denizin içerisinden geçerken, trendeki ekranlarda, balıkları da görseydik. Çünkü denizin içinden değil de, tünelin içinden geçiyorsunuz izlenimi ediniyorsunuz...
Bakan bey de bunu o kendine has üslubuyla bir güzel değerlendirmiş:
“Adam Marmaray’ı akvaryum sanmış olmalı ki balık göremedim diye hayıflanıyor.”
Neyin ne olduğunu kendisinden daha iyi bildiğimize eminiz, ne söylediğimizi ve niye söylediğimizi de çok iyi biliyoruz. Ama lafı tersten anlayıp, tersten cevap vermek, alışkanlık haline gelince en samimi öneriler bile geyik muhabbetine dönüşebiliyor.
Oysa bu öneri, çok ciddi isimler tarafından, çok ciddi algılandı, üzerinde çok ciddi tartışmalar yapıldı.
Konuşmacıların bir bölümü yolcuları tedirgin eder diye karşı çıktı, bir bölümü de denizin altından geçtiğimizi hissederiz diye alkışladı. Ama hiç kimse Bakan Kılıç’ın tiye aldığı gibi “Adam Marmaray’ı akvaryum sanmış olmalı ki balık göremedim diye hayıflanıyor” demedi.
Umarız, bu sözler Bakan Bey’e ait değildir. Ya da, o da modaya uyup geyik yapmıştır. Yoksa en aykırı görüşe bile saygı duyulması gereken bir dönemden geçiyoruz.
Ki, bunu en iyi bilmesi gerekenlerin en başında da Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç geliyor...

Neden hoşgörü?
Marmaray’la ilgili bilgilendirme toplantısında en aykırı sorular sorulduğunda bile Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın, ses tonu yükselmedi, böyle soru olur mu demedi. Her soruyu tek tek cevapladı...
Sonraki günlerde elektrik kesilmesi nedeniyle yapılan eleştirileri de büyük bir soğukkanlılıkla karşıladı. Doğru olan da zaten buydu. Yoksa, o da aynı üslupla cevap verseydi, kendisine hiç yakışmazdı.
Böylesine uzun bir tünelle, deniz altında ilk kez karşılaşıyoruz. Elektrikler de kesilir, balık görmek isteyenler de çıkar, korkudan binemeyecekler de hep olacaktır.
Projeyi hayata geçirenlere düşen görev ise herkesi rahatlatmak olacaktır. Ciddiye aldıkları önerileri hayata geçirirler, almadıklarıyla da dalga geçme yerine lisanı münasip bir dille anlatmaya çalışırlar.
Yoksa, kendilerini zehir zemberek eleştirenlerle aynı noktaya gelirler ki, bu da böylesi önemli projeleri gölgelemenin ötesine geçmez...
Marmaray ve iki yıl sonra hizmete girecek olan Avrasyaray ülkemizin gururu olmaya devam edecek...
Bu tüneller, zaten haklı bir gurura sahip olan müteahhitlik hizmetlerimizin dünya çapında marka olmasına destek sağlayacaktır.
Bugün için Japon desteğiyle hayata geçirdikleri böylesi devasa projeleri bir süre sonra kendileri yapar hale geleceklerdir. Tıpkı üçüncü havaalanı projesinde olduğu gibi...
Özetin özeti: Her konuda, herkes, her şeyi söyleyebilir. Önemli olan ondan çıkartılacak derslerdir.