Milli Eğitim Bakanlığı, Çelik döneminde çok farklı bir misyon yüklendi. Dershaneler, özel okullar ve kurslardan sonra şimdi de müteahhitleri ihya etme peşinde.
Özel sektöre, yatırımcılara, girişimcilere karşı mıyız? Kesinlikle hayır. Tam aksine, eğitime çok daha fazla ilgi duymalarından yanayız. Bu konuda samimi çaba içerisinde olanları da alkışlıyoruz. Çünkü devlet tek başına 22 milyon öğrenciye daha iyi eğitim veremiyor. Bu çağda hâlâ 7.5 milyon okuma yazma bilmeyenimiz var. Bu yüzden özel sektörün eğitime daha fazla ilgi duymasını canı gönülden destekleriz. Yeter ki devletin yetişemediği alanlara el atsınlar. Örneğin ÖSS ve OKS kursları yerine, keşke, aynı oranda, mesleki eğitime ve mesleki kurslara yönelebilseler.
Ama Çelik yöntemiyle değil. Atılan taş kurbağayı ürkütmediği gibi, kafa göz de yarmamalı. Yerini bulmalı.
Bakın Çelik neler yaptı...
Dershanelere olan bağımlığı kaldıracağım diye OKS’yi kaldırıp onun yerine 6, 7 ve 8’inci sınıflara Seviye Belirleme Sınavı SBS’yi koydu. Dolayısıyla öğrenciler dershaneye daha bağımlı hale geldi. Eskiden 7 ve 8’inci sınıflarda dershaneye yöneliyorlardı. Şimdi 5’inci sınıfta başlıyorlar.
Yeni sınav sistemini ayakta alkışlayan tek kesim de zaten sadece dershaneler oldu. Şimdi aynı sistem üniversiteye girişte de uygulanacakmış. Oh ne güzel! Dershaneciler, yakında Çelik’in heykelini dikerler. Bu arada dershane sektörünün giderek cemaatlerin kontrolüne girdiği de aklınızın bir köşesinde bulunsun...
Çelik’in son bombası ise devletin okul yapmaktan vazgeçip, okul kiralama kararı alması. Yani vatandaş okul yaptıracak, devlet de gidip uzun vadeli olarak onu kiralayacak. Niye? Devletin kaynakları yetersizmiş!
Pes yani. Geçenlerde de yazdım, devlet, okul, hastane, yol yaptırmayacak da ne yapacak? Kaldı ki devletin elinde TOKİ gibi çok süratli konut ve okul üreten bir inşaat devi var. MEB kaynak bulsun, yılda bin okul da yapar, iki bin okul da. Yeter ki istesin.
TOKİ 5 yılda neler yapmış diye baktım ve karşıma şu rakamlar çıktı:
310 bin konut, 379 okul, 61 spor salonu, 35 kütüphane, 21 hastane, 71 sağlık ocağı, 10 yurt ve pansiyon. Gerçekten de çok iyi çalışıyorlar. Bakan Çelik isterse, TOKİ, Türkiye’nin okul sorunun 5 yılda çözer. Hem de çok ucuz maliyetle.
Yatırımcılardan kiralanacak okulların 7 yıllık kira bedeli, binanın gerçek değerine eşitmiş. Yani 7 yılda kiraya ödenen parayla, o okulun yenisi yapılırmış. Madem öyle, MEB neden uzun vadeli kredi bulup kiraya ödeyeceği parayla binlerce yeni okul yaparak Türkiye’nin okul sorununu çözmüyor? Onu da Çelik’e sormak gerekir. Bu vesileyle okul yapıp MEB’e kiralayacak kesimin kimler olacağını ve kimlerin karar vereceğini de özellikle göz önünde bulundurun. Ayrıca devletin neden yurt yapmadığını da!..
İmam hatiplerin orta kısımlarının kapanmasından sonra “İslami kolej” olarak nitelendirilen özel okulların sayısı hızla arttı. Ve bu arada anadolu liselerinde yabancı dille eğitim de kaldırıldı. Nedenini ve niçinini de yine biraz siz düşünün.
MEB matbaalarının kapatılmasından organizasyonlara kadar öylesine farklı girişimler var ki şaşıp kalırsınız.
Kısacası, MEB’in ve toplumun, eğitim için ayırdığı kıt kaynakları, hovardaca harcamaya hiçbirimizin hakkı yok...
Bizim Mucitler
Genç Bakış bünyesinde gerçekleştirdiğimiz Bizim Mucitler’in bu yılki maratonu, bu gece başlıyor. İç Anadolu elemeleri Eskişehir’de, Anadolu Üniversitesi’nde gerçekleşecek. Katılım geçen yıla göre çok daha yoğun. Yine birbirinden ilginç projeler var. Gösteri amacıyla yarışmaya katılan minik mucitler bu akşam da olacak. Bilimi ve yaratıcılığı sevdirmek için gerçekleştirdiğimiz bu yarışma, geçen yıl olduğu gibi eminim bu yıl da diğer yarışmalara taş çıkaracak. Hem de çok geç saatte olmasına rağmen. Uykusuz kalmaya değer.
Özetin özeti: Can sıkıcı konular kadar keyif ve gurur verici gelişmeler de oluyor. Ya onlar da olmazsa. İşte o zaman umutsuzluğa kapılalım...