Ne zaman seçim olsa öğrenciler bir anda gündemin ilk maddesi haline geliveriyorlar.
Türban yasağı bittiğinde güya tartışmalar sona erecek, öğrenciler siyasi malzeme olmaktan kurtulacaktı.
Ama görünen o ki bu kavga daha uzun süre devam edecek.
Siyasilerden tek isteğimiz var:
Ne olur elinizi öğrencilerden, öğretmenlerden, eğitimden çekin!..
Ama görünen o ki bu hiçbir zaman mümkün olmayacak.
Bu durum sadece bizim ülkemizde mi böyle?
Hayır.
Dünyanın hemen her yerinde, öğrenci ve gençler üzerinden politika yapmak adeta alışkanlık haline geldi...
Tüpten çıkan macun gibi
Gençler üzerinden politika üretmek, pozitif yönde olduğu gibi negatif yönde de etkileri olan bir konu.
Harçları kaldırdığınızda, bursları yükselttiğinizde alkış alırsınız ama hoşlarına gitmeyen bir konuyu gündeme getirdiğinizde de tepki görürsünüz.
Türban yasağının kaldırılmasında, türbansız öğrencilerin de önemli desteği oldu. Çünkü olaya özgürlükler açısından yaklaşıldı. Yani birbirlerinin hoşuna gitmeyen uygulamalar olsa da belli noktalarda buluşmaları her zaman için mümkün...
Gençler, tüpten çıkan macun gibiler. İddia edilenin aksine çok zor kızarlar, nadiren sokağa dökülürler, en önemlisi de özgürlükleri kısıtlanmadığı sürece ortak noktalarda buluşmazlar. Çünkü artık onlar, aynı fikirleri paylaşmasalar da, karşıt fikirlere saygı duyma noktasına çoktan geldiler.
İşte bu yüzden, ne olur onları sokağa dökülme noktasına getirmeyelim. Yaşları gereği, sakinleşmeleri kolay olmuyor...
En temel sorunları
Hızlı nüfus artışı ve ekonomik durgunluk nedeniyle, işsizlik oranı had safhada.
Yılda ortalama 1 milyon 350 bin bebek doğuyor. Ama her yıl için sağlanan istihdam olanağı yarım milyon civarında. Bu da özellikle okuyan gençler üzerinde müthiş stres yaratıyor. Yani üniversite gençliğinin ya da üniversite mezunlarının bir numaralı sorunu işsizlik...
Barınma, burs ve yemek de diğer önemli sorunları...
Harçların kaldırılması önemli ölçüde rahatlama yarattı. Keşke ikinci öğrenim harçları da kaldırılsaydı. Çünkü asıl ekonomik zorluk içerisinde olan onlar. Çoğu çalışarak okumak zorunda ve kazandıkları paranın önemli bir bölümünü, ailelerine harcamaları gerekirken, üniversite için harcıyorlar. Oysa onlardan alınan harç miktarı, bırakın devede kulak olmayı, kıl bile değil!
Umarız bir an önce ikinci öğrenim harçları da tümüyle kaldırılır ve bu haksızlık ortadan kalkmış olur...
Yurt konusunu ise yıllardır yazıyoruz.
Her yıl yüz binlerce konut üreten bir ülke, neden birkaç yüz yurt yapmıyor ya da yapamıyor anlayabilmiş değiliz.
Bir yasa çıkartılıp bu işi müteahhitlere havale edilse, devletin cebinden beş kuruş çıkmadan bu sorun bir yıl içerisinde çözülür. Ama nedense ne dün ne de bugün, bu konu, hiçbir zaman devleti yönetenlerin gündemine gelmedi...
Eğer o yurtlar zamanında yapılmış olsaydı, bugün yaşanan bu tartışmalara belki de hiç gerek kalmayacaktı..
Burs konusunda durum farklı değil. Neredeyse trilyon dolara yaklaşan bir bütçemiz ve dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmaya aday bir performansımız varken öğrencileri neden üç kuruş bursla geçinmeye zorluyoruz anlamak zor...
Yemek neden önemli?
Üniversite gençliğinin çok önemli sorunları var.
Ama bir tane daha var ki bunlardan çok daha önemli. O da yemek.
Eğer bir üniversitede yemek sorunu varsa, diğer tüm sorunlar, teferruat olarak kalıyor.
Yani karnı doymayan öğrenci, hırçın ve huzursuz oluyor. Benim anlamadığım, taşa, toprağa, binalara, alet edevata, milyarlar harcayanlar, iş öğrencinin karnını doyurmaya gelince, cimri mi cimri oluyorlar.
İçlerinde yemek maliyetini sübvanse edenler yok mu?
Elbette var. Ama inanın bir liralık yemek ücreti pahalı olduğu için günü tek öğünle geçiren öğrenci sayısı çok fazla!..
Üniversite öğrencileri için yemek keşke bedava olsa!..
Çünkü gelişme çağındalar.
Çünkü aç karınla ne derslere intibak edebiliyorlar ne de geleceğe güvenle bakabiliyorlar.
Bu devlet üniversiteleri için böyle de, vakıflar için farklı mı?
Kesinlikle hayır.
Sorun her yerde aynı...
Ve yönetenlere düşen görev, onların öncelikle karınlarını ve beyinlerini doyurmak olmalıdır!..
Özetin özeti: Gençleri eğer gerçekten önemsiyor ve seviyorsak, onları siyasi malzeme haline getirmekten vazgeçip, sorunlarına çözüm aramalıyız...