Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


İşsizlerin sayısı her geçen gün artıyor. En yüksek oran da üniversite mezunları arasında...
Yıllardır çalışıp çabaladıklarına mı üzülsünler yoksa hala bir iş bulamadıklarına mı? Kafaları karmakarışık. İçlerinde üniversiteden mezun olalı 3, 5 yıl geçenler bile var. Artık hangi iş olsa yapmaya razılar ama onu bile bulamıyorlar.
Parasızlık, can sıkıntısı, çevre baskısı had safhada. Pek çoğu banalım çizgisini çoktan aştı. Çaresiz hem de çok çaresizler...
Oysa devletin yüz binlerce öğretmene ihtiyacı var. Her yere kaynak bulan devlet paraların bir kısmını eğitime kaydırarak bir taşla iki kuş vurabilir. Ama umurlarında değil. Liderlerin yeni yıl mesajlarını okudunuz. Eğitimi düşünen var mıydı?..
8 yıllık temel eğitim konusunda MGK'nın ciddi uyarısı var. Okuma yazma bilmeyenler konusunda Çankaya'nın başlattığı Ulusal Eğitime Destek Kampanyası da ağır aksak gidiyor.
İşin özeti; bir yanda öğretmen bekleyen milyonlar öte yanda iş için can atan yüz binler. Biraz gayretle hem eğitim sorunu çözülmüş olur hem de işsizlere iş Ama bu kimin umurunda!..
Önümde bu konuda yazılabilecek yüzlerce dramatik örnek var. Ama ikisi var ki çok ilginç. İlginç olmanın ötesinde ciddi uyarılar taşıyor.
İlki bir İTÜ mezunundan. İyi derecede İngilizce ve Almanca biliyor. Aylardır işsiz. Hafta sonu bir bankanın iş ilanını görüp başvurmuş. Cebinde otobüs parası bile yok. TOEFL sınavına girmesi istenmiş. Bu sınavın bedeli ise 110 dolar!..
Haklı olarak diyor ki eğer yabancı dilimin iyi olup olmadığı konusunda kuşkuları varsa kendileri sınav yapıp görsünler. Eskiden öyleydi. Şimdi ben bu parayı nasıl bulacağım diye kara kara düşünüyor.
Bu sorunu çözemezsem, ki çözemeyeceğim diyor ve ekliyor: Birçok genç benim gibi keşfedilmeden yok olup gidecek!..
İkinci mektup ise bir araştırma görevlisinden. Onların sorunu da KPDS ve UDS gibi yine dil sınavıyla ilgili:
Her sınav için en az 30 milyon lira giriş, Ankara'ya gitmek için de en az 100 milyon lira harcaması gerekiyor. Bu süreç ortalama iki ayda bir tekrarlanıyor. Utanç verici ama biz bu yükün altından kalkamıyoruz. Sınav merkezlerinin sayısı artırılsa daha iyi olmaz mı?..
Ankara biz yaptık oldu mantığı içinde. Onlar için on milyonların, yüz milyonların önemi yok. Ama birçok lise mezununun sınav harcını ödeyemediği için ÖSS'ye giremediğini, yine birçok yetenekli gencin dershaneye gidemediği için girebileceği fakültelerden çok daha vasat yerlere girdiklerini, binlerce gencin başkalarına göre ufacık paralar yüzünden öğrenim hayatlarının yarım kaldığını çok iyi biliyorum.
Sırça köşklerde oturanlar umarız yetenekli gençlerin önündeki bu maddi engelleri kaldırırlar...

Eğitim diplomat dopingi!
MEB'de müsteşarlık koltuğu ayladır boş. Bakan Bey, öncelikle bu koltuğu dolduracağına boş olan müsteşar yardımcılıklarından birine Dışişleri Bakanlığı müşavirlerinden Can Altan'ı atadı. Projeler ve Koordinasyon Merkezi de dahil birçok önemli birimi de ona bağladı. Altan'la ilgili tek bildiğimiz Kongo'da büyükelçilik yaptığı. Kimden torpilli olarak paraşütle geldi onu henüz öğrenemedik. Ama daha şimdiden bakanlığı karıştırdığı kesin. MEB kendi içinden gelmeyen isimlere sıcak bakmıyor. Çünkü dışarıdan gelenlerle hep uyum sorunları oldu.
Bürokratlar, Bakan Bey atama ve yükseltme kararnamesi çıkarttı. Liseye bir müdür atamanın bile koşulları varken, en üst makamlara böyle keyfi atama yapılması hiç doğru değil diyorlar. Bizden duyurması...
Umarız Bakan Bey'in haklı bir gerekçesi vardır. Yoksa acemi bakan ve acemi bürokratlarla bu iş bir yere varmaz!..