Ben, sen, o yok. Biz varız. Tevfik Fikret'in bu ünlü sözü, birlikte olduğumuz üç gün boyunca Şahap Bey'in dilinden hiç düşmedi. Eğitimin, ekonominin, sanayinin, kısacası Türkiye'nin kurtuluşu Tevfik Fikret'in bu sihirli sözcüklerinde saklı diyor. Tıpkı daha önceleri Sanayi Bakanı, TÜSİAD Başkanı, Şişe Cam'ı dünya devi haline getiren genel müdürken söylediği gibi...
Şahap Bey, şu anda 85 yaşında ve Türk Eğitim Vakfı TEV'in en aktif yönetim kurulu üyelerinden birisi. Batman'daki çok amaçlı toplum merkezlerinin açılışına ve TEV'in devraldığı Gebze'deki üstün zekalılar okuluna birlikte gittik. Çok yoğun programlardı. Yüzlerce kilometre, peş peşe açılışlar, konuşmalar, geziler, sohbetler. Üç günlük sürenin dakikası boş geçmedi. O, pırıl pırıl ışıldayan gözleri, hiç çıkarmadığı papyonu ve yüzünden hiç eksik etmediği gülüşüyle hep en ön sıradaydı.
Uzun uzun sohbet ettik. Türkiye Cumhuriyeti'ni, kuruluşundan günümüze dek günbegün yaşayan canlı bir tarih. Hem de uzaktan değil, hemen her dönemde Türkiye'nin kaderini belirleyen gelişmelerin tam göbeğinde bulunmuş.
Şahap Bey, Atatürk'ün sağlığındayken çağdaş Türkiye'yi kurmaları için yurtdışına gönderdiği gençlerden biri. Fakir bir aileden geliyor. Galatasaray Lisesi'nde yatılı okumuş. Ardından 8 yıl da yurtdışında yine devlet olanaklarıyla eğitim kariyerini tamamlamış. Doktorasını bugün bile çok popüler olan seramik üzerine yapmış...
Üçüncü baharını yaşayan bir delikanlı olarak TEV başta olmak üzere daha birçok sivil toplum örgütünde Türkiye için koşuşturmasının nedenini şu sözlerle açıklıyor: "Beni devletim okuttu, bu noktaya getirdi. Ne kadar çok hizmet etsem de borcumu ödeyemem..."
Atatürk'ün ülkenin geleceğini bizzat emanet ettiği gençlerden biri olan Şahap Bey, Şişe Cam'da milyarlarca dolarlık yatırıma ve ciroya imza attı. Yine aynı şekilde iki kez yaptığı Sanayi Bakanlığı döneminde çok önemli ve çok pahalı projelere karar verdi. Ama ismi her zaman tertemiz kaldı.
Eğitimin önemine gönülden inandığı için kazandığını çocuklarının eğitimine harcadı. Doğduğu büyüdüğü Teşvikiye'den hiç kopmadı. Dün olduğu gibi bugün de mütevazı yaşamını hep orada sürdürüyor. Bir arabası bile olmadı.
Batmanlı yalınayaklı çocukları bir bir kucaklayıp öperken sanki kendi torunlarına sarılıyordu. Süper zekalılar okulundaki gençlerle konuşurken de sanki öğrencilik yıllarını yaşıyordu...
Patron olmayan yegane TÜSİAD başkanıyken zenginlere ısrarla Doğu'ya ve eğitime yatırım yapın çağrısında bulundu. Dün olduğu gibi bugün de, torunlarınızın huzur ve refah içerisinde yaşamasını istiyorsanız eğitimi ve ülkenin hiçbir yöresini ihmal etmeyin uyarısında bulunuyor.
Bugüne kadar hiçbir siyasi partiye girmemiş. Eline sayısız fırsat geçmesine karşın patronluğa hiç özenmemiş. Sporun her türünü denediği halde şampiyonluk hazzını hiç yaşayamamış. Ama her defasında kazanan taraf o olmuş. Mutluyum, huzurluyum, sağlıklıyım, bundan daha büyük zenginlik olur mu diyor.
Sporcuyken kaybeden taraf olarak her defasında kazanan tarafın elini sıkmış. Bu bana çok şey kazandırdı diyor!..
Özetin özeti: Şahap Bey'i yakından tanımak ve kitap haline getirmesi için bin defa ricada bulunduğum anılarını dinlemek büyük bir keyifti. Batman'daki kalkınma azmini ve Şahap Bey'deki pozitif enerjiyi görünce Türkiye'nin geleceğine yönelik umutlarım fazlasıyla arttı. Çağdaş Türkiye mayası, Atatürk tarafından öylesine güçlü atılmış ki, bunu kimse bozamaz.