KKTC gibi pek çok ilimiz için de üniversiteler kurtarıcı oldu. Kent ekonomisini onlar ayakta tutuyor. Bu yüzden de artık eskisi gibi bacası tüten fabrikalar değil altın yumurtlayan üniversite istiyorlar.
Nevşehirliler kurulmasını istedikleri üniversitenin adını bile koymuşlar: Damat İbrahim Paşa Üniversitesi.
Şu anda Kayseri Erciyes Üniversitesi’ne bağlı olarak öğrenimini sürdüren birkaç fakülte ve yüksek okul var. Bir iki fakülte daha açılıp üniversiteye dönüşsün istiyorlar.
Peki Nevşehir’de üniversite için uygun akademik ve sosyal ortam var mı? İşte buna evet demek çok zor. Nevşehir, kentte yaşayan öğrenciler için sanki bir açık hapishane. Aynen böyle diyorlar.
Ürgüp’ü, Göreme’si, Avanos’u ile yılda iki milyona yakın yerli ve yabancı turist ağırlayan Nevşehir’in merkezi ile ilçelerinde sanki farklı dünyaların insanları yaşıyor. Merkez ne kadar tutucuysa ilçeleri bir o kadar turizmin önemine inanmış...
Üniversiteli genç kızlara ev kiralayan yok gibiymiş. Yolda erkek arkadaşıyla yürürken 100 metre içinde en az dört kişi omuz vururmuş. Her ne kadar bu kadarı da olmaz dediysek de evet maalesef böyle diyenlerin sayısı bir hayli fazla oldu.
Nevşehir’in hemen yanı başındaki ilçelerinde yüzlerce bar ve içkili restoran var. Türkiye’nin en önemli şarap üretim merkezlerinden de birisi. Ayrıca rakı fabrikası da bulunuyor. Akşam yemekte tadına bakarız dedik. Yemek kentin misafir ağırlanabilecek en gözde restoranlarından Han Odası’ndaydı. Belediye tarafından yaptırılmış. Gerek mimari, gerekse çevre düzenlemesi açısından pek de güzel olmuş. Yöresel yemekleri de damak tadına uygun. Söz içecekten açılınca şu öve öve bitiremediğiniz şaraplarınızın tadına bir bakalım dediğimizde Nevşehir’in gerçek yüzüyle karşılaştık. Belediyeye ait tesislerde başkalarına kiralanmış olsa da içki yasakmış. Daha da komiği içecek olan eğer yabancı turistse yasağın kalkmasıymış...
Öğretmenler çok dertli
Kent merkezinde ürettikleri şarabı yasaklayan Nevşehirliler, bu imajlarını silmek istercesine yemekten sonra 10 dakika mesafedeki Avanos’taki bir şarap üretim merkezine götürdüler. Kapadokya bölgesi tam bir doğa harikası. Görmeyenler için çok önemli bir kayıp. Yılın 12 ayında da gezebilir, mükemmel bir tatil geçirebilirsiniz...
Nar ilçesindeki Barbaros İlköğretim Okulu öğretmeninin haykırışı aslında birçok okuldakinden farklı değildi:
Öğretim yılı pazartesi günü açılıyor ama bizim okulun bakım ve onarımı daha yeni başladı. Toz toprak içinde. Neden bütün yaz durdular da şimdi yapılıyor? Bu ortamda nasıl ders yapacağız? Giden öğretmenlerin yerine yenileri gelmedi. Öğretime başlama ödenekleri de verilmedi. Cebimizde de para yok ki okul için gerekli temel kırtasiyeleri alalım. Tam anlamıyla sefilleri oynuyoruz... Bir başka öğretmen ise sözü maaşlarının azlığına ve komik oranlardaki sosyal yardımlara getirdi...
Bir annenin feryadı ise okul öncesine yönelikti: Çocuklarınızı anaokuluna gönderin diye kampanyalar düzenleniyor. İyi, gönderelim de en ucuzu ayda 100 milyon lira. Üniversite mezunu oğullarının iki yıldır işsiz gezdiğinden yakınan anne babanın torpil arayışı ise sonuçsuz kalmış. Ne olacak bu memleketin hali deyip durdular.
8 yıllık temel eğitime çırak bulamıyoruz diye karşı çıkan, yanı başlarındaki turizm olanaklarından zerre kadar yararlanamayan Nevşehirlilerin çok ama çok değişmeleri gerekiyor. Tayyip bile değişti ama onlar hala kararlı!..