Üniversitelerde bahar şenlikleri var. Bu yüzden nereye giderseniz gidin tüm üniversiteler cıvıl cıvıl. Bahar şenlikleri ve etkinlikleri bir anlamda üniversitelerin kimliklerini de ortaya koyuyor. Kimisi şarkılı türkülü eğlencelerle kutluyor, kimisi de sanatsal etkinliklerle. Ama bu yıl dikkatimi çeken farklılıklardan biri, bahar şenlikleri çerçevesinde bilim ve teknolojiye yönelik projelerin bir şölen havası içinde sunulması. En çok ziyaretçiyi de onlar alıyormuş.
Panayır alanı gibi, ne ararsanız bulacağınız büyük organizasyonları ancak büyük üniversiteler ya da büyük kampusa sahip üniversiteler gerçekleştiriyor. Aynı anda kırk farklı noktadan, kırk farklı müzik türüyle karşılaşırsanız hiç şaşırmayın. Sihirbazlık gösterileri de var, defileler de. Güçlü sponsor bulanlar hemen her şeyi öğrencilerin beğenisine ücretsiz olarak sunuyor. Ama “gariban” üniversitelerin, şenlikleri de gariban oluyor.
Şarkıcı, türkücüler, eskiden yaz geldi mi fuarlara giderdi. Şimdiki mekânları ise üniversitelerin bahar şenlikleri. Herhalde ücretsiz geliyorlardır diye düşünenleriniz çıkabilir. Tam aksine, öylesine yüksek ücretler istiyor ve alıyorlarmış ki, şaşmamak elde değil. Hatta bazıları öyle havalara girmişler ki, falancayla aynı sahneye çıkmam, o gelirse ben gelmem, onun bindiği arabaya ben binmem diye kapris üstüne kapris yapıyormuş.
Oysa bilim adamları aynı kampuslara konferans için gittiklerinde, öylesine mütevazı koşullarla ağırlanıyorlar ki kıyaslamak mümkün değil.
Tamam, sanatçılara özel ilgi gösterilsin ama bilimin kalesi olan üniversitelerde şarkıcı, türkücülere gösterilen ihtimamın onda biri bilim insanlarına da gösterilsin. Yoksa varoluş gerekçeleri ortadan kalkar. Kendilerinin, kendilerine göstermediği ilgiyi sonra başkaları da göstermez!
Öğrenciler ne istiyor?
Üniversitelerimizin üçü beşi dışında hemen hepsi hâlâ şantiye alanından farksız. 50 yıllık üniversiteler bile hâlâ yeni binalar yapıyor. Bu yüzden, birinci öncelik hep yatırımlar oluyor. Öğrenci ve öğretim üyeleri çoğu zaman hep unutuluyor.
Genç Bakış için gittiğimiz hemen her üniversitede, yayından önce bir memnuniyet anketi yapıyorum.
Yüzde 50’nin üzerinde memnunuz diyen yok gibi. Haksız da sayılmazlar. Çünkü kendileriyle yeterince ilgilenilmiyor. İşte bu yüzden bahar şenlikleri “ilaç” gibi geliyor. Deşarj oluyorlar. Keşke bu birkaç haftayla sınırlı kalmasa.
Elbette yıl boyunca eğlence, şamata olmaz. Ama öğrenciyi rahatlatacak etkinlikler, akademik hayatın bir parçası haline gelmeli ve dozu da ona göre ayarlanmalıdır.
Neredeyse tüm üniversitelerde öğrenci profili hemen hemen aynı. Yani o kentte yaşayanlardan çok, farklı kentlerden gelenler ağırlıkta. Geçen hafta Samsun 19 Mayıs Üniversitesi’ndeydik. Samsun dışından gelenler elini kaldırsın dedim, neredeyse tümü kalktı. Diğer üniversitelerde de durum farklı değil.
Ailesinden farklı illerde öğrenimlerini sürdüren öğrencilere, sadece aile şefkatinin yerini dolduracak sıcak ilgi yetmiyor. Ders dışı saatlerde farklı sosyal ortamların içerisinde olmak istiyorlar. Bunu bulmak pek çok üniversitemiz ve pek çok kentimiz için o kadar zor ki!
Yolunuz şu günlerde üniversitelere düşerse, bahar şenliklerine katılın. Eğlenceli olduğu kadar farklılıklar da taşıyor. İşte o farklılıklar, kafanızdaki pek çok sorunun da cevabı olacak. Özellikle de ÖSS’nin yaklaştığı, üniversite tercihlerinin şekillendiği şu günlerde.
Özetin özeti: Üniversiteli gençler eğlenmesini de biliyor. Yeter ki kendilerine o ortamlar sağlansın. Bayramların en güzeli hep onların olsun.