Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Atatürk, Sivas’ı Cumhuriyet’in temellerinin atıldığı kent olarak tanımlar. Bu satırları da Sivas Kongresi’nin yapıldığı tarihi mekanın önündeki Milliyet TIR’ında yazıyorum.
Ziyaretçilerimizin beşi gidiyor, onu geliyor. Belli ki dopdolular. Konuklarımız arasında 8 - 10 yaşında çocuklar da var 70 - 80 yaşındaki dedeler de. Nefes almadan konuşuyorlar. Vali, belediye başkanı ve kentin diğer ileri gelenleriyle yaptığımız sabah kahvaltısından sonra, Sivaslılarla ilgili ilk tespitim; konuşmayı çok sevmeleri oldu. Ama öyle itici değiller. Sıkıntılarını, beklentilerini, artılarını, eksilerini samimiyetle anlatıyorlar. Gencinden yaşlısına her kim söze başlarsa önce özeleştiri yapıyor. Sorunları çok ama geleceğe umutla bakıyorlar. Pek çok kentte görmediğimiz bu umut ışığı, sanıyorum Sivas’ın şu elinde bulundurduğu en önemli koz...
Türkiye’de onca üniversite varken Atatürk’ün adı Erzurum’dakine, Cumhuriyet’in adı da Sivas’takine verildi. Aslında bu bir vefa borcuydu, yerine getirildi. Sivaslılar da bunun bilincinde. Cumhuriyet’i biz kurduk, biz yaşatacağız diyorlar.
Sözün dönüp dolaşıp bu noktaya gelmesinin nedeni, 1993’te yaşanan talihsiz Madımak katliamı. Aydınların cayır cayır yakılması tüm ülkede hemen herkesi fazlasıyla üzdü. Ama en fazla da onları. Israrla biz bu değiliz, biz bu imajı hak etmedik diyorlar...
Sivas sokaklarını gezdiğinizde de Madımak sonrası ortaya çıkan ve bir türlü hafızalardan silinmeyen bu imajın artık değiştirilmesi gerektiğine inanıyorsunuz. Gerçekten de şu anda çok farklı bir Sivas var...
Cumhuriyet Üniversitesi’nin 18 bin öğrencisi ve mükemmel bir kampusu var. Öğrencilerinin yüzde 80’i Türkiye’nin dört bir yanından gelmiş. Tıp, mühendislik ve diş hekimliğinde iddialılar. Yeni açılan Güzel Sanatlar Fakültesi de hem üniversiteye hem de kente farklı bir soluk getirmiş. Üniversiteli gençlerin en büyük sorunu barınma. Devlet yurtları yetersiz kaldığı için öğrenciler tarikatların kucağına düşüyor. Vali Lütfullah Bilgin ve Rektör Ferit Koçoğlu da bunun farkında. Bir yandan inşaat halindeki yurtların bir an önce bitmesi için çalmadık kapı bırakmazlarken, öte yandan da kayıt günlerinde tarikat mensupları gibi otogarda öğrencileri karşılayarak her türlü sorunlarıyla ilgileniyorlar.
Rektör Koçoğlu ve gençlerin başta Yurt - Kur olmak üzere eğitime ve ülkenin geleceğine gönül veren tüm hayırseverlerden ricaları var. Ne olur yarım kalan yurtlarımızın bitirilmesine katkıda bulunun diyorlar...
Son iki yıldır hareketlenen sosyal yaşam öğrencilerin çok hoşuna gitmiş. Peki Sivas’ı diğer öğrencilere önerir misiniz sorusuna hiç tereddütsüz sanki ağız birliği etmişçesine evet dediler. Anlaşılan o ki Sivas giderek üniversite kenti olma yolunda. Madımak olayından sonra dibe vuran giriş puanlarının yükselmesi de bunu gösteriyor.

Gökmedrese restore ediliyor
9 bin yıllık geçmişi olan ve Selçuklulara başkentlik yapan Sivas’ın akademik geçmişi yüzyıllar öncesine dayanıyor. Her dönemde kültürel zenginliğin önemli merkezlerinden olmuş. 725 yıllık Gökmedrese bunun en canlı örneklerinden biri olarak belediye tarafından yeniden restore ediliyor. İnşaat Mühendisi Başkan Osman Seçilmiş’in Sivas’a nostaljik bir hava yaratma konusunda önemli projeleri var. Türk mimarisinin en güzel örneklerini birkaç yıla kalmadan görebilirsiniz.
Sivas’ın birinci genel sorunu hiç hak etmedikleri imaj, ikincisi de su. Ayrıca yanlış özelleştirme kurbanı olmuşlar. Geçmişte yapılan devlet yatırımlarının çoğu atıl duruma düşmüş. Ama onlar her şeye rağmen hâlâ gelecekten umutlular. Sivas’ın geçmişteki görkemli günlerine yeniden döneceği inancındalar. Umarız uzun sürmez.