Ali Eyüboğlu

Özbekistan uyruklu Gulnoza Mamatova’nın evinde çalıştığı Seren Serengil hakkında Beykoz Cumhuriyet Savcılığı’na yaptığı suç duyurusu, medyaya yansıdığı gün sosyal medya hesaplarımın DM’leri ve mail kutuma mesaj yağdı. Herkesin yanıtını merak ettiği soru aynı: “Bu iddialar doğru mu?”

Konuya vakıf olmak için önce Mamatova’nın avukatı Ali Çezik’in savcılığa verdiği dilekçedeki Serengil, erkek arkadaşı Mustafa Tohma ve avukatı

Esennur Ezgi hakkındaki iddialarına baktım; içinde bayağı çelişkiler barındıran, ama ilginç iddialar:

“Koronavirüs korkuları nedeniyle Özbek asıllı yardımcılarını darp edip, ormana bıraktılar, sosyal medya hesaplarından da başka birinin başına gelmiş gibi paylaşımlarda bulundular. Avukatı Ezgi, Serengil hakkında şikayetçi olmaması için müvekkilimi tehdit etti.”

Avukatın kendisi ve müvekkili Serengil adına, asılsız iddialar hakkında suç duyurusunda bulunduklarına dair açıklamayı da okudum. Taraflar birbirleri hakkında karşılıklı suç duyurusunda bulundu, yani iş yargıya intikal etti. Kim

Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Destekleme Kurulu’nun destek vereceği film projeleri belli oldu.  Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Destekleme Kurulu’nun destek vereceği film projeleri belli oldu.  Sinema Destekleme Kurulu’nun 28 Mart 2020 tarihinde yaptığı 2020 yılının ikinci toplantısından, ‘İlk Uzun Metrajlı Kurgu Film’, ‘Uzun Metrajlı Sinema Film Yapım’, ‘Çekim Sonrası’ ve ‘İlk Ortak Yapım’ türlerindeki 30 projeye 23 milyon 175 bin TL destek çıktı.  257 projeyi değerlendiren sekiz kişilik kurul; dokuz ‘İlk Uzun Metrajlı Kurgu Film Yapım’a toplam 6 milyon 250 bin TL, 16 ‘Uzun Metrajlı Sinema Yapım Projesi’ne de 15 milyon 650 bin TL destek vermeyi kararlaştırdı.   227 projenin destek başvurusunu kabul etmeyen Sinema Destekleme Kurulu’ndan en yüksek kredi, Cannes Film Festivali’nden ‘Altın Palmiye’ ödüllü dünyaca ünlü yönetmenimiz Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Kuru Otlar Üstüne’ adlı yeni projesine çıktı. Sinema Destekleme

İlk kez böylesine küresel olduğu kadar bireysel bir sorunla karşılaştık... İlk kez böyle bir sınav veriyoruz.
Kendimiz kadar yaşadığımız toplumu da düşünmek zorunda olduğumuz bir dönemdeyiz. Kendimizinki kadar toplumun sağlığını, tok yatarken aç olan komşumuzu düşünmek durumundayız. İmkanı olan olmayana yardım ederse, bu zor günleri en az hasarla atlatırız.
O nedenle Haluk Levent’in başkanı olduğu AHBAP’ın koronavirüs salgını sonrası işinden, aşından olanlar için başlattığı yardım kampanyası çok önemli.
Levent, koronavirüs yüzünden işinden olan yiyecek-içecek sektöründen 5 bin aileye bir aylık gıda yardım paketi için sosyal medyadan ünlülere çağrı yaptı.
Ünlülerden kampanyaya yardım yağınca hayli zamandır sosyal medyada, “Onların tuzu kuru, ama muhtaçlar için ellerini ceplerine atmıyorlar” diye eleştirenler bile sustu.

Koronavirüs dayanışması

Son yıllarda maddi veya manevi ‘yardım’ çağrısında bulunan herkesin derdine derman olmaya çalışan AHBAP’ın Başkanı Haluk

Rize şehir merkezinde akrabası kadınla yürüyen 46 yaşındaki Hatice Kurt, eski eşi tarafından başından silahla vurularak öldürüldü.
Polis tarafından gözaltına alınan zanlı ilk ifadesinde geçimsizlik nedeniyle boşandığı eski eşini, Facebook’ta hesap açıp, fotoğraflarını paylaşması yüzünden öldürdüğünü söyledi.

Nedir bu cahillik, canilik?

Facebook’ta hesap açıp, fotoğrafını paylaşmak ahlaksızlıksa, sen niye yapıyorsun aynısını?

Koronavirüs yüzünden kafayı yemek üzereyiz. ‘Evde kal’ çağrısına uyup günlerdir hapis hayatı yaşamaktan daralanlar, mecbur olmadıkları halde sokağa çıkıp, üstüne üstlük sosyal mesafeyi korumayanlara öfkeli...

Türkler burnundan solurken, Kim Kardashian, 40 yıllık lahmacunu ‘Ermeni pizzası’ yapınca, ortalık ayağa kalktı.

Kanal D Haber; Şeyma Subaşı, Seda Sayan, Seren Serengil, Seray Sever, Seda Akgül, Demet Şener, Ebru Akel, Gizem Hatipoğlu ve Perihan Savaş’ın ‘koronavirüsten bile koruduğu’ iddiasıyla tanıttığı vitamin üreticisini bulup, konuşturdu. Kutluyorum muhabir Şevval Şirin ve kameraman İsmail Özmeral’i! Çünkü onlar sayesinde öğrendik insanların koronavirüs korkusu üzerinden oynanan ‘voleyi vurma’ oyununun perde arkasını...
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sözde vitaminin ruhsatının olmadığını ortaya çıkarmasından sonra bütün gözler üretici firma üzerindeydi. Çünkü haklarında soruşturma başlatılan ünlüler, firma yetkililerinin gerekli açıklamayı yapacağını söylemişti.
Merakla beklenen o açıklama Kanal D ekranından geldi. Adresi ‘Yalan Dolan Mahallesi’ olan No-Attack’ın sahibi Cüneyt Alacacı, sözde koronavirüsten koruyan vitaminin reklamını yapan ünlüleri cahil olmakla suçladı ve şunları söyledi:
“Ortada izin yok, ortada üretime başlanmış bir ürün

İnsanlardaki koronavirüs korkusunu fırsat bilip, haksız kazanç elde etmek isteyenlerin ünlüleri kullanarak ‘virüse karşı etkili’ diye tanıttığı vitamin No-Attack’ın her şeyi yalan çıktı.
Şeyma Subaşı, Seda Sayan, Seren Serengil, Seray Sever, Seda Akgül, Demet Şener, Ebru Akel, Gizem Hatipoğlu ve Perihan Savaş’ın sosyal medyalarında ‘koronavirüsten bile koruduğu’ iddiasıyla tanıttığı vitamin için bakanlıklara şikayet yağdı.
Başlatılan soruşturmadan ortaya çıkanlara bakar mısınız?
İnsanlara güven vermek için ‘tüm eczanelerde’ yalanıyla pazarlanan No-Attack’ın Sağlık Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan izni yok.
Uzman Doktor Eda Albayrak’ın fotoğrafını Pharmacy Program Ana Bilim Dalı Başkanı Op. Dr. Jessica Porghuca diye kullanıp, afiş yapan sahtekârların verdiği web sitesinin Google’da kaydı yok. Şirketin adresi de ‘Yalan Dolan Mahallesi’...
Hal böyleyken dokuz ünlünün birkaç bin TL uğruna bu sahtekârlığın bir parçası olması, akıl alır gibi değil. Çünkü

Koronavirüs tanısıyla yoğun bakımda tedavi gören “Çok Gezenti”nin sunucusu Burak Akkul hakkında sosyal medyada yazılanlar kayınbiraderi Hüseyin Arslan’ı isyan ettirdi:

“Burak, bildiğiniz üzere hastanede. Dün akşamüzeri yoğun bakıma alındı. Okuduğu haberler ve duygusal kişiliği mücadelesinde yorucu bir hal aldı. Bu nedenle ilaç verilmek suretiyle uyku halinde tedavisine devam ediliyor. Akşam saatlerinde hastaneye giderek doktoruyla görüştüm ve ellerinden gelen en iyi şekilde Burak’la ilgilendikleri bilgisini aldım. Bununla beraber, hepinizden bir ricam, bir itirazım var.

‘Burak Akkul vefat etti’,  ‘Burak öldü’ gibi kesin ifadeler tamamen vicdandan yoksun, acımasız bir şekilde bizleri, ailesini ve sevenlerini dehşete düşürüyor.

Burak’la birlikte hayatının anlamını bulduğuna inandığımız kalbi sevgiyle dolu biricik kız kardeşimi, meleğimi bu sabah delirmek üzere evinden aldım.

Tek sebebi bu fütursuzca atılan ‘kaydedin bu tweeti, bakın dediğim çıkacak’ içerikli, bir bilgiye sahip olunmadan, bir insanın