Ahmet Özhan, meslektaşı Aylin Şengün Taşçı’nın canlı yayınına konuk oldu ve yaşamından koronaya kadar birçok konuda açıklamalar yaptı. Özhan’ın koronavirüse dair söyledikleri bana ilginç geldi, o yüzden paylaşmak istedim. Taşçı, “Tuhaf bir dönemden geçiyoruz. Korona günlerinde her şey durdu. Kabe’ye de ziyaretler durdu, bu dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz?” diye sorunca Özhan, şunları söyledi: “İbret alınması gereken bir durum. Hepimizin, bütün dünyanın oturup düşünmesi lazım. Dünya var olduğundan beri insanlar toplu şekilde böyle bir reaksiyon vermedi. Bazı salgınlar oldu, ama onlar bölgeseldi. Bu sefer ne olduysa bütün dünya evlere kapanıp, bir korkuya kapıldı.”
‘Her şeyi pislettik’
Özhan sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyaya bir mesaj veriliyor diye düşünmekte fayda var. Gezegenimizi çok hırpaladık. Hava kirliliğinin etkilerini görmeye başladık. Ne ozon tabakasını bıraktık, ne ekolojik dengeye dikkat ettik.
Kuruldu-ğundan bu yana meslek icabı yakından takip ettiğim için biliyorum; Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) kararları ve cezalar hep tartışıldı.
RTÜK Başkanı’nın tek başına hiçbir kanal ve programa müeyyide uygulama yetkisi yok. Oy çokluğuyla alınan RTÜK’ün tüm kararlarına yargı yolu açık.
Hal böyleyken, son günlerde RTÜK’ün kararları nedeniyle Başkan Ebubekir Şahin niye hedefte?
RTÜK’e CHP kontenjanından seçilen üye İlhan Taşçı önceki gün şu tweet’i attı:
“Başkan Ebubekir Şahin mazeret bildirerek bugünkü toplantıya katılmadı. ‘Cebimde listem hazır. Ailemiz en az 50 kişiyi öldürür’ diyen Sevda Noyan’ın katıldığı program gündeme getirilemedi, görüşülemedi.”
Gün boyu eleştirilen Şahin, “Üç ay önce belirlenen başka bir toplantı nedeniyle şehir dışındaydım. Mazeretli veya raporlu değil, görevliydim. İlk toplantıda ele alınacak bu konu” dedi.
Demet Akalın, Işın Karaca ve Cenk Eren’in koronavirüsün ekonomik etkileri üzerine Tülay Demir Oktay’a yaptıkları açıklamalarla başlayan tartışma birden bireyselleşip, irtifa kaybetti. Korona yüzünden işsiz kalan ve ekonomik sıkıntı yaşayan milyonlar varken, onların bir yılda kazandığının birkaç mislini tek konserden elde edenlerin “Dardayız” demesine tepki gösterilmesi normal. Ancak üç şarkıcının neler söylediklerini okumadan, başlıklara bakıp tepki gösterenler arasında meslektaşlarının olması ilginç.
Çünkü, binlerce müzik emekçisi ve eğlence sektörü çalışanının derdine çözüm üretmek zor, ama işi kişiselleştirip, geniş kitlelerin gazını almak için birkaç ünlüyü dövmek kolay!
Hürriyet’in siyaset yazarı Abdulkadir Selvi bile, “Demet Akalın ne zaman şarkı söyleyecek?” diye makale yazdı ve devletin planladığı konser takvimini açıkladı: “Başta Demet Akalın olmak üzere, sanatçılarımıza bir iyi, bir de kötü haberim var.
Demet Akalın, Işın Karaca ve Cenk Eren’le internet üzerinden söyleşi yapan Hürriyet Kelebek’ten Tülay Demir Oktay’ın şarkıcılara yönelttiği sorulardan biri şuydu: “Maddi açıdan siz de mi zorlanmaya başladınız?”
Cenk Eren: Pandemi bizim için mücbir sebep sayılmadı. Çalışmadığımız halde vergimizi ödüyoruz. Ben daha gelir vergimi ödeyemedim gerçi.
Işın Karaca: Ben de ödemedim.
Demet Akalın: Ben bir tek gelir vergimi ödemedim, ödeyemem yani. Ev kredisi var bir yandan.
Bu yanıtları okuduktan sonra, “Yok artık. O kadar para kazanan şarkıcılar nasıl olur da iki ayda vergisini ödeyemez duruma gelir?” diye düşünenlere Işın Karaca’nın sözlerine dikkat derim... Karaca, ocak ayında deprem, şubat ayında Suriye’deki şehitlerimiz nedeniyle 1 Ocak’tan 10 Mart’a kadar 26 konserinin iptal olduğunu açıkladı.
Gelir yok, gider çok
Cenk Eren, “Derdimiz paramızın üstüne para eklemek değil. Allah’a şükürler olsun, biz kendimizi 3-5 ay idare ederiz” deyince Demet Akalın itiraz etti:
Beren Saat, Anneler Günü’nde paylaştığı şu metin yüzünden sosyal medyada alay konusu oldu: “Ben size gelemiyorum, ama nihayet siz caddede yürüyüş yapabileceksiniz. Bilincim sizinle olacak. Doğa Ana ne yaptığımızı düşünmemiz için odalarımıza yolladı bizi. Hatalarımızı anlayana kadar da çıkartmayacak belli ki. Hasret çekmeyi öğrendi bilmeyenlerimiz; kaynaklarımızı ve enerjimizi doğru kullanmayı, detaylara takılmamayı öğrendik. Kelebek etkisinin hasta bir bünyede nasıl sonuçlar yarattığını birbirimize karşı sorumluluklarımızın çok ciddi olduğunu anlamaya başladık. Bugüne kadar ailesinden birini kaybetmemiş şanslı bir gezegen sakini olduğum için doğru işleyen sağlık sistemimiz için evrene teşekkür ederek başlıyorum. Bu yıl Anneler Günü’ne denk gelen Efe’nin doğum günü için annesi Nil Güray’a onu sarmalayacak enerji gönderiyorum. Bugünü annesinden ayrı geçirmek durumunda kalan herkese moleküllerimden biraz gönderiyorum. Siz de zaman ayırın, bedeninizin yanında olmasa da
Koronavirüs salgınıyla birlikte alınan sıkı tedbirleri bizden önce gevşetmeye başlayan ülkelerden gelen haber, fotoğraf ve videolar, önümüzdeki günlerde bizi nasıl bir hayatın beklediğinin de göstergesi.
“Koronavirüsten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” diyenlere inanmayanlar buyursun dünyanın “yeni normal”ine baksın.
Düne kadar kadınların yan yana oturup sohbet etmekten keyif aldığı kuaför koltuklarına “sosyal mesafe” ayarı geldi.
Restoranlar masaların aralarını açmakla yetinmedi.
Her işletme kendi bütçesine göre özel bir çözüm üretti.
Müşterilerin yanlışlıkla da olsa birbirlerine temas etmemesi için masaların arasını şeffaf perdeyle bölen restoranlar da gördüm, masraftan kaçınmayıp bahçesinde karantina terası yapanlar da.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın her ay kademeli olarak devreye girecek “Türkiye’nin yeni normali”ne ilişkin açıklamalarını okuyunca anladım ki bazı ülkelerde başlayan yeni hayat pek yakında bizi de içine alacak.
“Kerem Bürsin, Demet Özdemir’le aşk iddialarını fena ti’ye aldı” başlıklı haber: “Serenay Sarıkaya’dan ayrıldıktan sonra adı sık sık aşk dedikodularına karışan son olarak Demet Özdemir’le anılan Bürsin’in Instagram’daki canlı yayında elinde ‘D’ harfli bardak bu iddiaları güçlendirmişti. Sosyal medyada yeni bir canlı yayına katılan oyuncu, bu kez boş bardağı göstererek, ‘Bu sefer bembeyaz bir bardağa kalemimle rastgele bir harf yapacağım. Ç’den başlayıp Z’ye kadar gideceğim’ diye şaka yaptı.”
“Cem Yılmaz’dan evlilik iddialarına tek cümlelik yanıt” başlıklı haberse şöyle: “Yılmaz’ın karantina günlerini aynı evde geçirdiği sevgilisi Serenay Sarıkaya’ya önünde diz çöküp, evlenme teklif ettiği ve salgın sonrası evlenecekleri iddia edilmişti. İddiaların ardından Cem Yılmaz, Twitter hesabından, ‘Haberim olursa evlenmem, evlensem haberim olur’ diye paylaşım yaptı.”
Kerem Bürsin, alfabedeki A, B ve C’yi atlayıp Ç’den başlayarak
“Stüdyodaki konuk Covid-19 testinin pozitif çıktığını söyleyince Esra Erol, canlı yayında şoke oldu.” “Program yayından kalkmalı.” “Erol ve ekibinin
14 gün karantinaya alınması lazım.” ATV’de yayınlanan ‘Esra Erol’da’ hakkında sosyal medyada bu yorumları okuyunca ilk işim, internete girip programı izlemek oldu.
Evet; sosyal medyada yazıldığı gibi konuklardan bir kadın, koronavirüs testinin pozitif çıktığını söyleyince Erol şaşırıyor. Buraya kadar tamam... Amma velakin, aynı kadın ardından, hastanelik bir durumu olmadığı için
14 günlük karantinayı evinde geçirdiğini, yapılan ikinci testin ise negatif çıktığını açıklıyor. Kadın koronavirüse yakalandı, ama atlattı. Canlı yayında milyonların izlediği bu olay sosyal medyada bu hale nasıl geldi? Nasıl olacak? Sosyal medyada ‘algı operasyonu’nu meslek haline getirenler sayesinde... Konuğun korona testinin pozitif çıktığını söylemesinin üstüne Esra Erol’un şaşırmasını bağla, kadının evde karantina döneminden sonra yapılan ikinci testin negatif