Berlin’de bu yıl 55’incisi düzenlenen dünyanın en büyük tüketici elektroniği fuarına katılan firma sayısı 1.500...
IFA’ya Türkiye’den katılan firma sayısı ise 30... Ev elektroniği ve beyaz eşya sektöründeki tüm yeniliklerin tanıtıldığı fuarda en büyük alan kiralayan firma sayısı 4...
Dünyanın en büyük tüketici elektroniği ve beyaz eşya fuarının ‘Şampiyonlar Ligi’nde hangi firmalar var biliyor musunuz?
Sony, Samsung, LG ve Vestel...
Alanında dünya markası Uzakdoğulu üç firmanın yanı sıra 55’inci IFA’da bir Türk firmasının bir holü kaparak stant açması, patron Ahmet Nazif Zorlu, 16 bini Vestelli olmak üzere 26 bin Zorlu çalışanı kadar olmasa da her Türk’ün gurur duyacağı bir tablo.
Çünkü Vestel, teknolojisiyle artık bir dünya markası.
Medyaevi’nden Berlin’deki EuroBasket Turnuvası için davet aldığımda ne P&G, ne Head&Shoulders hakkında şimdiki kadar bilgim vardı ne de basket turnuvasıyla ilgili olarak.
Bu davet vesilesiyle Berlin’de tanıştığım P&G Türkiye ve Kafkasya Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu’ndan bir hayli bilgi aldım. 14 kategorideki 20 markasıyla Türkiye’de alanındaki pazarın yüzde 35’ini elinde bulunduran P&G’nin çalışan sayısı ise 900 civarında.
Head&Shoulders’ın EuroBasket’e niye sponsor olduğuna gelince:
100 insandan 50’sinin saçları kepekle tanışıyor. Bu insanlardan bir kısmı içerdiği çinkolu bileşeni nedeniyle kepeği tamamen yok eden H&S ya da başka yöntemlerle bu sorundan kurtuluyor, ama 100 kişiden 30’u bundan bihaber olduğu için kepekli saçlarla yaşamaya devam ediyor.
Erkekler hiç utanmadan kepek şampuanı kullanmasına karşın kadınlarda kepek şampuanı kullanan oranı yüzde 25’e düşüyor. Bu da yüzde 75’lik potansiyel yeni pazar demek.
H&S’ın EuroBasket Turnuvası’nın sponsoru olması, Türk Milli Basket Takımı’nın genç ve gözde oyuncusu Cedi Osman’ı da reklam yıldızı yapması bu yüzden.
EuroBasket’te kepeği yasaklama ve Cedi Osman’ı marka yüzü yapma fikri P&G Türkiye’den çıktı. Global merkez, bu
Cuma gününden beri Berlin’deyim. Kısmet olursa 8 Eylül’de Brüksel’e geçip, 10 Eylül’de Türkiye’ye döneceğim. Bir hafta içinde Berlin’e ikinci kez gelmemin iki sebebi var.
Birincisi ‘12 Dev Adam’ın EuroBasket Turnuvası’ndaki maçları Berlin’de... Türkiye’yle İtalya arasındaki maçı Head & Shoulders’ın davetlisi olarak izleyeceğiz.
İkincisi ise Berlin’deki IFA’nın fuarı... Vestel, fuarda kiraladığı 4 bin metrekarelik alanda dünya devleriyle kapışacak, Vestel’in patronu Ahmet Nazif Zorlu ve CEO’su Turan Aydoğan, yeni ürünlerini tanıtacak.
Ardından bir söyleşi için Brüksel’e geçeceğim ve 10 Eylül’de İstanbul’a döneceğim. Bu uzun iş seyahati öncesi İstanbul’daki son günümü TRT1’in reyting rekortmeni dizisi ‘Diriliş Ertuğrul’un Riva’daki setinde geçirdim.
Ekip, ikinci sezon öncesi ‘Diriliş’in setini ilk kez Milliyet Cadde’ye açtı. Dizinin yapımcısı, proje tasarımcısı ve senaristlerinden Mehmet Bozdağ’la başrol oyuncusu Engin Altan Düzyatan, ‘Diriliş’i anlattı.
65 ÇADIRLI OBA
Türk Hava Yolları’nın Miles &Smiles kart sahibiyim.
Classic Plus’tan Elit’e geçmek için THY ile bütün uçuşlarımı kartıma işletiyorum.
Şimdiye kadar uçuş kartımı alırken görevliye kimlik kartımla birlikte Miles&Smiles kartımı da veriyordum.
Bugüne değin bankodaki görevlinin “İşlendi” dediği millerin işlenmemiş olabileceğini düşünmediğim için internete girip hiç kontrol etmedim.
Bir süre önce cep telefonuma indirdiğim THY uygulamasından hesabıma girince şaşırdım.
Çünkü 31 Ağustos’taki Berlin - İstanbul uçuşu işlenmiş hesabıma, ama İstanbul-Berlin uçuşum yok.
Ben işleyeyim dedim, olmadı. Sistem sürekli hata verdi.
THY’nin çağrı merkezini arayıp, gerekli bilgileri verdikten birkaç dakika sonra baktım 1077 mil eklenmiş hesabıma.
Taksim’deki Titanic’e iş yemeği, Kartal’dakine Volkan Konak’ı dinlemek için birkaç kez gitmişliğim vardı. Sahiplerinin Giresunlu bir aile olduğunu da biliyordum ama hiçbiriyle tanışıklığım yoktu. Titanic Deluxe Berlin’in açılışında tanıştığım aile üyelerinden gruba dair aldığım bilgiler, nereden bakarsanız bakın, müthiş bir başarı öyküsü.
Naim, Mehmet, Temel, Saim, Muzaffer ve Ahmet Aygün, Giresunlu bakkal bir babanın altı çocuğu. Babaları 1967’de öldüğünde en büyük çocuk 12, en küçükleri ise anne karnındaydı. Okur yazarlığı bile olmayan Karadeniz kadını Hatun Aygün, akrabalarının “Tek başına altı çocuğa nasıl bakacaksın? Bir kısmını yetimhaneye ver” tavsiyelerine kulak tıkayıp onları büyüttü ve hayata hazırladı.
Giresun’da çocukken işportacılık yaparak aile bütçesine katkı sağlayan altı kardeşin ilk ciddi ticaret işiyse Sezer Turizm’in Doğu Karadeniz Bölge Temsilciliği oldu.
Ciroları 170 milyon euro
Kardeşlerden ikisi, eğitim için gittikleri Almanya’da açtıkları büfe iyi iş yapınca, okulu bırakıp ticarette ilerlemeye karar verdi ve bugün Berlin’in marka restoranlarından biri olan Hasır’ı açtı.
Aygün Şirketler Grubu’nun bünyesinde bugün ikisi Berlin’de, diğerleri Türkiye’de olmak
Bizim mesleğin duayen- lerinden Güngör Uras, nefis bir kitap çıkardı. Berlin’e giderken okumaya başladım Güngör Abi’nin‘Bilinmeyen Bodrum’ kitabını, ama üç saatlik uçak yolculuğu yetmedi.
Almanya’ya gidiş sebebim Berlin’deki üçüncü otellerinin inşaatını sürdüren Giresunlu Aygün Şirketler Grubu’nun Titanic Deluxe Berlin’in açılış davetiydi. Bavulumu odama yerleştirdim ve kendimi otelin Französische Caddesi’ndeki cafesine attım.
Uras’ın Bodrum’un tarihçesinden koylarına, barlarından rastaurantlarına, pansiyonlarından otellerine kadar şehrin adeta MR’ını çektiği kitabını bitirdiğim an, çıkardığım özet şuydu:
Sıfırdan bir marka yaratmaktan daha da zor olan şey, o markayı korumak…
Millet olarak ulusal pazar için marka yaratma konusunda başarılıyız. Dünya çapında marka yaratmaktaki gibi yerel pazar için yarattığımız markayı korumada da iyi bir sınav verdiğimiz söylenemez.
Gerek iş, gerekse tatil için yüzlerce kez gitmişliğim var Bodrum’a… O kadar çok gittiğim ve bildiğimi sandığım tatil beldesini Uras’ın “Bodrum güzellemesi” sayesinde tam manasıyla tanıdım diyebilirim.
Bodrum’a hiç gitmeyenlerdenseniz, bu kitabı okuduğunuzda kendinizi yılların Bodrum’lusu gibi hissedebilirsiniz.
Bodrum’u marka
Eski kanalı ATV’ye transfer olan Esra Erol, yeni yayın dönemini yarın açıyor. Erol, “RTÜK’e en çok şikayet edilen evlilik programlarından birini canlı sunmak, ensede kılıçla yaşamak gibi” dedi
Yıllardır tartışılan evlilik programlarının bir numarası Esra Erol, yarın eski kanalı ATV’de seyircilerine yeniden ‘Merhaba’ diyecek. Türkiye’de televizyon kanalı çok, ama gündüz kuşağında yaptıkları canlı yayınlarla iyi reyting alan iki TV yıldızı var; Müge Anlı ve Esra Erol.
Bu yayın dönemine böyle bir avantajla başlayacak ATV’nin gündüz kuşağı yıldızlarından Esra Erol’la buluşup, evlilik programlarını, ekran macerasını ve hamileliğini konuştuk.
Şimdiye kadar kaç kişiyi evlendirdiniz? Bunlardan kaçının evliliği sürüyor? Kaç çift boşandı?
Şimdiye kadar 320 çifti evlendirdik, ama artık 10 aylık yayın süresince 20 - 25 çifti evlendiriyoruz. Sayıyı biraz azalttık. Çünkü ne kadar çok evlilik olursa o kadar çok sıkıntı oluyor. Tanışıyor, aşık oluyor, evleniyorlar. Aşkları bitince evlilikleri de bitiyor. O yüzden acele etmeyin, 3 - 4 ay flört - nişanlılık süreci yaşayın ondan sonra kesin kararınızı verin diyoruz.
Aslında gerçek anlamda evlilik programı yapmaya 2010’da başladım. Diğerleri stajdı.
Evlendin ve hemen ardından sete geldin. O yüzden evlilik nasıl gidiyor diye sormak saçma olabilir, ama yine de sorayım.
Çok güzel gidiyor, ama üç gün baş başa kalıp sete geldiğim için bir şey anlamadım. Öykü de çok üzülüyor, ama ‘Mecbur çalışmak zorundayız’ dedi. Balayı yapamadık. Şayet dizimiz reyting yüzünden erken final yaparsa o zaman bir fırsat doğar ve balayına çıkarız. Aksi takdirde kışa kalacak balayımız.
‘Kalktı’, ‘Kalkacak’ söylentileri demoralize ediyor mu sizi?
Tabii ki ediyor. Etmez olur mu? Mayasına çok inandığım bir işti. Ana hikaye çok doğruydu. Sadece dizi izleyicisine sezdiremedik işi. Başka yerlerde ufak tefek hatalar yapmış olabileceğimizi düşünüyorum.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la samimiyetin nedeniyle belli bir kesim cephe almış durumda size. ATV ve TRT dışındaki kanalların bir dışlaması söz konusu mu sizi?
Hayır... Örneğin şu anda dizimizin reytinglerinin çok iyi olmaması nedeniyle son bir ayda 3 - 4 yapımcı ve kanaldan teklif aldım. Aynı zamanda isteseydim başka şeyler de olurdu, ama ben kendimi bilen bir insanım. Bu süreci profesyonel anlamda çok iyi yönetemediğimi düşününenler olabilir, ama vicdanen baş başa kalma, dostumu düşmanımı tanıma,