Size uygun üniversite nasıl seçilir?

30 Temmuz 2020

Sonuçların açıklanması ile birlikte kimimiz beklediğimiz sıralamayı, kimimiz beklediğimizin altında sıralamaya dahil olduk. Her ne sonuç alırsak alalım öncelikle hatırlatmak isterim ki; ailelerimizin, öğretmenlerimizin ve sınava girmiş olan tüm adaylarımızın emeklerine sağlık. Hayatımız sadece bu eğitim sisteminden ibaret değildir aslında. Kimimizin yıldızı bu yaşlarda parlarken, kimimizin daha sonraları da parlayabilir. Hayatımızı bir sınava göre indirgemek çok doğru olmaz.

Sevgili üniversite tercihi yapacak adaylar, üniversite seçerken kendimize en uygun üniversite hangisi önce buna karar vermemiz gerekiyor. Başarı sırasına göre gidebileceğiniz yerlerin listesini çıkartıyor ve üzerinde derin bir analiz ile düşünüp karar vererek rehberlik servisi ile tercih yapıyorsunuz. Ama bir de karar veremeyen il veya ilçesinde bulunan tüm rehberlik servislerine danışan buna rağmen hala kararsızlık yaşayan gruplarımız var. Gelin bu kararsızlığın temelini beraber çözelim.

İlk olarak meslek seçerken düşünmemiz gereken en önemli kısım; bir hobi

Yazının Devamı

Öfke yönetimi

27 Temmuz 2020

Bir geminin kaptanının kendiniz olduğunu hayal edin. Ve bu gemi görüldüğü gibi rotasından çıkmak üzere. O kadar değersiz, kırılmış hissetmiş ki kendisini dalgaların içinden çıkamıyor. Bu gemiyi tekrar rotasına sokmak tamamen kendi elimizde.

Sağlıksız bir yol almak mı? Yoksa dalgalara dur demeye çalışarak kendi yoluna gitmek mi? Hayatın gidişini değiştirmek istiyorsan önce bir tercih yapmalısın.

Öfke patlamaları bizim için ne anlama gelebilir?

Şu hayatta hepimizin canını sıkacak, bizi birazcık kızdıracak olaylar herkesin başına gelir, ama bazılarımız böyle olaylar yaşadığı zaman o duygularının öfkesinin kontrolünü elinden kaçırır. Böyle zamanlarda trafikte, okulda, iş yerinde olabiliriz; ailemize, sevgilimize, sevdiklerimize karşı bambaşka bir insan oluruz. Zarar veren ne söylediğini bilmeyen ve belki şiddet uygulayan bir insan…

Yazının Devamı

Kaygı bozukluğu şüphesi olanlara adım adım tanı rehberi

23 Temmuz 2020

Kaygı nedir?

Bir tehlike ya da uyarı sinyali olan kaygı aslında herkesin zaman zaman hissettiği normal ve yaygın bir duygudur.

Diğer bir değişle dışarıdan zarar gelecek korkusuyla yaşanan ruhsal, zihinsel ve fizyolojik uyarılmaya kaygı adı veriliyor.

Kaygı korkudan farklı bir duygudur.

Kaygı ve korku arasındaki fark nedir?

Belli bir derecede kaygı her zaman insana gerekli olur. Çünkü bu kaygıyı kişi tedbirli olmak şeklinde bir sinyal olarak algılayabilir. Ancak savaş ya da kaç olarak tepki verilen kaygı kişinin günlük hayatındaki işlevselliğini olumsuz yönde etkilemeye başladığı zaman bir sorun olarak kabul edilir.

Kaygı ile korku genellikle birbirine karıştırılmaktadır. Aralarındaki en önemli fark korku, bilinçli olarak tanınan, belirli bir tehlike (genel olarak dış baskı veya tehlike) karşısında ortaya çıkan heyecansal bir tepkidir. “Ben arıdan korkarım” örneğinde olduğu gibi korkunun kaynağını biliriz. Kaygı ise kişi tarafından bilinmeyen, belli olmayan, objesiz tehlikelere karşı verilen heyecansal bir tepkidir, bireyin kendi varlığı için gerekli olan değerlerin, tehdit edilmesi halinin yaşandığı doğal

Yazının Devamı

Şiddetin bitmesi için neler yapabiliriz?

22 Temmuz 2020

Kadınlara yönelik şiddet, insan haklarının ciddi bir ihlalidir. Şiddet sadece kadınlara değil hangi canlıya uygulanırsa uygulansın insanlık dışı ve zayıflık göstergesi bir eylemdir. Her etkisi travmatik olup fiziksel, cinsel ve zihinsel sonuçlara kadar değişir. Kadınların genel refahını olumsuz yönde etkiler ve kadınların topluma tam olarak katılmalarını engeller. Şiddetin sadece kadınlar için değil, aileleri, toplum ve genel olarak ülke için de olumsuz sonuçları vardır.

Kadınlara karşı şiddet, erkeklerin dünyadaki kadın gücü ve kontrolünü güçlendirdiğini zanneden bir unsurdur. Farkında bile olmadan bir çoğumuz kadınlara yönelik şiddeti destekleyen ve teşvik eden cümleler kurabiliyoruz (arkadaşlarımıza zor bir şey yapmaları gerektiğinde “adam olmalarını” söylemek gibi). Bu tarz davranışları temelden değiştirmemiz gerekir.

Engellemek için çözümler;

Şiddete son vermeyi savunmak

Şiddetin nedenleri ve sonuçları hakkında farkındalığı arttırmak

Şiddete tepki veren sivil toplum kuruluşlarını desteklemek

Erkek çocuklarının norm ve

Yazının Devamı

Sosyal medya fenomeni olmak

15 Temmuz 2020

Sınırsız özgürlükler dünyası sosyal medyaya, akın akın göçümüz devam ediyor. Şimdilik nüfusumuz, 2.307 milyar. Bu sanal topluluğun sosyal psikolojisine bir göz atalım.

Digital’in 2016 raporlarına göre; 7.395 milyar olan dünya nüfusunun, 3.419 milyarı internete bağlanıyor. 2.307 milyar insan sosyal medyayı aktif kullanırken bunun 1.968 milyarı mobil cihazlardan Sosyal Medya dünyasına geçiş yapıyor. Peki bu insanları Sosyal Medya dünyasına akın ettiren şey sadece özgürlük hissi mi?

Sosyal psikolojinin temelinde sosyal etki denilen fenomen yatar. Sosyal etki, diğer insanların söylediklerinin, eylemlerinin ya da yalnızca varlıklarının, düşüncelerimiz, duygularımız ve davranışlarımız üzerindeki etkisidir. Bu fenomen sosyal medya dünyasında da geçerliliğini korumaktadır. Bedenen yanımızda olmayan insanların sanal varlıkları bizi etkilemeyi sürdürür. Sosyal medya insanları, tesadüfen ya da zorunlu olarak bir arada olmazlar, ilgi alanlarına göre ve kendi seçtikleri insanlarla veya gruplarla sosyalleşirler. Bu durum da,

Yazının Devamı

Bipolar bozukluk şüphesi olanlara tanı rehberi

14 Temmuz 2020

Önce uçmaya başlıyorsun. Bu harika bir duygu. Utangaçlık kalmıyor, doğru kelimeler ve doğru hareketler kendiliğinden geliyor, başkalarını baştan çıkarmak ve onlara hakim olmak çocuk oyuncağı. Kendini rahat, özgür, yoğun, güçlü, çok iyi, ekonomik açıdan mutlak güçlü ve çok neşeli hissediyorsun. Ama sonra nasıl oluyorsa oluyor işler değişiyor. Düşünceler çok aşırı biçimde hızlanıyor, çok fazla düşünce gelmeye başlıyor. Kafa karışıklığı tahammül edilmez oluyor ve korkmaya, endişelenmeye başlıyorsun. Çabuk sinirleniyorsun, her şeye tepki veriyorsun, kontrolden çıkıyorsun, zihnin derinliklerinde kayboluyorsun… Bu böyle sürüp gidiyor. Sonra başkalarının davranışlarını nasıl gördüğünü yakalamaya başlıyorsun; tuhaf, acayip, akıldışı ve amaçsız..’

Bipolar bozukluk toplumda iki uçlu bozukluk veya manik depresif bozukluk olarak bilinen bir beyin hastalığıdır. Eğer akrabalarda bipolar bozukluk tanısı varsa görülme sıklığı artmaktadır. Yani genetik faktörler

Yazının Devamı

Covid-19 sürecinde hamilelik ve doğum

9 Temmuz 2020

Her canlı kendinden önceki bir canlının devamı niteliğindedir ve her cins devamlılığını üreme fonksiyonu ile sürdürmektir bu da gebelik yoluyla gerçekleşmektedir. İnsanoğlunda gebelik yumurta ile spermin anne rahmine doğumdan yaklaşık 266 gün önce birleşmesiyle başlayan mucizevi bir süreçtir. Diğer bir değişle 9 ay 10 günlük bir süreci kapsamaktadır ve bu dönem kadınların hayatında en önemli olaylardan biri olmaktadır. Çünkü gebelik döneminin tamamlanmasıyla birlikte kadın “anne” ya da “ebeveyn” olma rolüne geçecektir. Aynı zamanda bu dönemde kadınların hem biyolojik hem de psikolojik değişimleri bir arada yaşadığı dönemi kapsamaktadır. Bu özelliğiyle gebelik dönemi kadınların ruh sağlığını etkileyebilmekte, strese ve kaygıya neden olabilmektedir. Kadınların ruhsal dünyası gebelik dönemini etkilediği gibi gebeliğin kendine özgü özellikleri de kadını ruhsal ve duygusal yönden yaşantısına etki etmektedir. Birde üzerine korona virüs döneminde yaşanan gebeliklerin stres ve kaygı düzeyi

Yazının Devamı

"Aç değilim ama yine de yemek yiyorum."

8 Temmuz 2020

“Bir şeyin tadı güzelse mutlaka yemeliyim. Pastadan bir dilim daha yersem midemin rahatsız olacağını biliyorum ama yine de yiyorum. Baharatlı yemekler bana hiç iyi gelmiyor, hatta yedikten sonra saatlerce mide ağrısı çekeceğimi biliyorum ama yine de yiyorum. Acaba neden bana zarar vereceğini bildiğim yiyecekleri yemeye devam ediyor ve kilo alıyorum?”

Stresli olduğunuzda, kaygılı, öfkeli olduğunuz zamanlarda, iş yoğunluğunuz arttığında, sinirlendiğinizde ya da sıkıldığınızda, aniden özellikle çikolata, tatlı gibi şeyler canınızı çekiyorsa, tok olduğunuz halde yiyorsanız, kısa zamanda çok yiyorsanız, yiyerek rahatladığınızı hissediyorsanız ’’Duygusal Açlık’’ çekiyor olabilirsiniz.

Aç olmadığınız halde, mutlu, üzgün ya da sıkıntılı olduğunuz zamanlarda yemek yiyebilirsiniz. Fiziksel açlık dışındaki nedenlerle yemek yeme aktivitesine “duygusal yeme” diyoruz. Duygusal yeme, istenmeyen kiloların en temel nedenlerinden biridir. Kilo kontrolü yapan pek çok kişi, aç olmadığı halde yemek yediklerinden ve bu durumla baş etmekte

Yazının Devamı