Kartal'ın dönüşü

8 Şubat 2016

Maç da skor tabelası da Beşiktaşlıların özlediği gibiydi. Süper Lig’in ikinci yarısına kar nedeniyle bir türlü başlayamayan, iki maçının ertelenmesiyle Fenerbahçe’nin 5 puan gerisine düşen Beşiktaş, bir de ara transfer anaforuna kaptırmıştı kendini... Yazın Atınç Nukan’ın Almanya’ya gidişinden sonra Miloseviç de tası tarağı toplamış oraya uçmuş, Ersan Gülüm ise “Para Çin’de bile olsa arayınız!” fikriyatıyla kendini Marko Polo ilan etmişti. UEFA’dan diskur yediği geçen yıldan beri - maaşallah- Beşiktaş para basıyordu. İyi güzel de, eldeki stoperlerden Rhodolfo sakatlanınca ne olacaktı? Bu erken sorunun yanıtı da 20. dakikada geldi... Evet, Rhodolfo sakatlandı. Yerini Alexis’e bıraktı. Şimdi Marcelo ile “elde var iki” dedi Beşiktaş. Yeni transferler ilk kez bir arada savunmanın göbeğinde buluştular. Hakça söyleyelim, hiç de acemilik çekmediler. Uyumlu ve çabuk oyunlarıyla ilk sınavdan geçtiler. Elbette yanılma payımızı saklı tutalım ama, ikisi de iyi kumaş olduklarını gösterdiler!

Beşiktaş’ın oyununa dönersek... Çok hızlı başladılar maça... Atiba ve Oğuzhan’ın önündeki dört hücum adamı Gökhan, Sosa, Olcay ve Gomez, Süper Lig’de az rastlanır bir hücum menüsüyle servise

Yazının Devamı

İstanbul'da futbol 'Davos'u

3 Şubat 2016

Göksel Gümüşdağ’ı kutlamak gerekiyor. Yıllardan beri futbolun “Huysuz Virjini” olarak tanımlanabilecek Kulüpler Birliği Vakfı’nın (KBV) tavrını, stratejisini, anlayışını değiştirdi. Düne kadar genellikle kulüplerin güncel sorunlarıyla meşgul olan, TFF’ye sık sık rest çekerek yabancı oyuncu, yayın hakları ve parasal sorunların çözümünde derinliksiz reflekslerle dayatmalar yapan KBV, nihayet meselenin yapısal yönüyle de ilgilenip kavgasız, ortak bir anlayış zemini oluşturma çabasıyla köklü çözümlerin peşine düştü. Bu anlamda İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Futbol Zirvesi ufuk açıcı bir fırsattır.

TFF Başkanı Yıldırım Demirören, Başkanvekili Hüsnü Güreli ve Göksel Gümüşdağ’ın ortak girişimiyle Süper Lig kulüplerinin toplam 3,5 milyarlık borcunu yeniden yapılandırmak ve kamu bankalarından sağlanacak 10 yıllık düşük faizli kredi ile UEFA kriterleri karşısında rahat nefes almalarını sağlayacak yasa tasarısı hazırlıkları da -tüm eleştirel yaklaşımlara karşın- olumlu bir gelişmedir. Burada kullanılacak kaynağın, yine halkın parası olduğunu ileri sürenlere hiçbir itirazım olmaz. Ama şunu da unutmamak gerekir: Bizim yüzlerce yıllık tarihimizde ekonomik atılımlar hep kamu eliyle

Yazının Devamı

Beşiktaş'ın 'kar'la imtihanı

27 Ocak 2016

Kar yağdı, böyle oldu... Beşiktaş liderliği Fenerbahçe’ye kaptırdı. Maç eksiği, maç fazlası hikaye... Kağıt üzerinde kazanılmış puanları hesaba katarsanız, Fenerbahçe 5 puan önde!..

Beşiktaş, kar öncesi hesaplarıyla Süper Lig’in ilk yarısını Fenerbahçe’nin 1 puan önünde lider unvanıyla kapadı. Ne yazık ki ligin ikinci yarısına henüz başlayamadı... Üst üste kar engeline takılan Mersin İdmanyurdu ve deplasmandaki Trabzonspor maçları oynanamadığı için adeta yerinde saydı. Arada Fenerbahçe’nin Eskişehir deplasmanında kara rağmen oynayıp kazandığı, İstanbul’da da üç golün penaltıyla atıldığı maçta Rizespor’dan aldığı üç puan var.

Böylece -tamamen doğal nedenlerle- Fenerbahçe üzerindeki baskıdan kurtulup rahatladı. Kovalayan değil, kovalanan takım haline geldi.

Şimdi Beşiktaş’ın 1 puanlık avantajının unutulduğu, oynanmamış iki maçla 5 puan geriye düştüğünü düşünün. Tam anlamıyla psikoloik bir savaş durumu var ortada. Beşiktaş yönetimi, teknik ekibi ve futbolcuları, hem bireysel olarak travma yaratabilecek böyle bir zemin kaymasını sarsılmadan atlatmak, hem de oyun düzenini, temposunu ve coşkusunu kaybetmeden açığı kapatmak zorunda. Şurası bilinmeli ki hem Mersin İdmanyurdu, hem

Yazının Devamı

Köyü gördük, arkadaşlar!

20 Ocak 2016

Endüstriyel futbolda gelirler arttıkça borçlar da katlandı... Spor Toto isim hakları, yayın gelirleri, sponsorluklar, forma reklamı ve maç günü gelirleriyle oluşan sıcak para havuzu, bir yandan da borç batağı yarattı. O batakta köşedeki bakkaldan bankalara, şahıslardan devlete kadar uzanan bir “alacaklı” kuyruğu var. En ironik durum da kulüplerin aynı zamanda borçlusu oldukları devlete sık sık sitem ederek yeteri kadar desteklenmediklerini dile getirerek yüklenmeleri, şikayetçi olmaları... Devlet Baba’dan yeterince katkı alamadıklarını söyleye söyleye yeni olanaklara zemin hazırlıyorlar. Bitmek bilmeyen bir mağduriyet edebiyatı!

Galatasaray’ın, UEFA Finansal Kontrol Kurulu’nu tüm gayretlerine rağmen “finansal fair play” konusunda ikna edemediği, bu nedenle Müfettiş Yves Leterme’nin “başarısız” raporuyla Finansal Kontrol Kurulu Yargı Komisyonu’na sevk edildiği haberi, nihayet kılavuza gerek kalmadan görünen köye ulaştığımızı gösteriyor.

UEFA’nın önceden yaptığı uygulamalara bakarsak, para cezası, transfer yasakları, UEFA gelirlerine el konması, Avrupa kupalarından men gibi uygulamalarla Beşiktaş, Fenerbahçe, Mersin İdmanyurdu, Bursaspor kulüpleri hiç beklemedikleri anda

Yazının Devamı

Kayıp şampiyon: Gamze Bulut

13 Ocak 2016

Garip bir kaderi var kızımızın... Hep Aslı (Çakır Alptekin) Ablası’nın peşinden gidiyor. Yarışı o kazanıyor, kendisi ikinci oluyor. Ama WADA ve CAS kararlarından sonra 8 yıl ceza alan ablasının altın madalyaları iptal ediliyor; şampiyonluklar otomatikman kendisine geliyor.

O nedenle Gamze Bulut, hem 2012 Avrupa Atletizm Şampiyonası’nın, hem de 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nın kadınlar 1500 metre şampiyonu.

1992 doğumlu kızımız, aslında altın madalyayı filan önemsemiyor. Onun asıl hedefi Süreyya Ayhan’ın elindeki 3.55’lik Türkiye rekorunu kırmak. 5 Ağustos’ta başlayacak Rio Olimpiyat Oyunları’na katılmak ve orada final koşmak. Altın madalya için zamanlaması Tokyo 2020’ye uzanıyor.

Yukarıdaki bilgileri doğrudan onun ağzından yazmıştım (18 Ağustos 2015)... Neredeyse 5 ay geçti aradan... Gamze Bulut, Isparta’da yaşıyor. 3000 metre engelli koşucusu Hakan Duvar’la evlenmiş. Antrenörü Süleyman Altınoluk’tan ayrılmış. Dahası kulübü Fenerbahçe ile de bağlarını koparmış.

Saklambaç gibi

Kendisini aradım. Telefon açılmadı, son durumu hakkında konuşmak istedim, mümkün olmadı!

Ama Gamze Bulut hakkında konuşanlar var. Atletizm camiasında bir kaç kişiye sordum olanı biteni... Keyfimi kaçıran

Yazının Devamı

Devletin ‘endüstriyel’ evlatları: Kulüpler

6 Ocak 2016

Süper Lig kulüplerinin borç toplamı 3 milyar 419 milyon TL... Son 20 yıla baktığımızda kulüp gelirlerinin “patlayan yayın gelirleri başta olmak üzere” akıl almaz biçimde arttığını, buna karşılık borçların da gelir artışıyla yarışırcasına geometrik bir diziyle batma noktasına kadar gelip dayandığını görüyoruz.

Elbette sürdürülebilir bir durum değil bu! Çaresini bulmak gerekiyor.

İçeride, hadi neyse borcu borçla kapatarak vadeleri uzatmak, yeni anlaşmalar yaparak gelecekteki gelirleri şimdiden tüketerek kör - topal yola devam etmek kolay. Bugüne kadar yaptıkları da o! Biz bıçağın kemiğe dayanmasını erteleye duralım; UEFA, “Finansal Fair Play” ilkeleri ile bastırmaya başladı.

Muhasebe kayıtlarını düzgün biçimde tutup açıklayamayan, futbolcusuna zamanında ödeme yapamayan, antrenör tazminatlarıyla ilgili davalarda CAS’ın kapısını aşındıran kulüplerimiz, artık transfer yasaklarıyla, transfere ayıracakları bütçesinin sınırlandırılmasıyla, ya da UEFA’nın düzenlediği Avrupa Kupaları’na katılmaktan men edilme yaptırımlarıyla karşı karşıya kalıyor.

Süper Lig A.Ş ve söz hakkı

Kulüplerimizin hiç de hesaplamadıkları, ön görmedikleri, nasıl olsa kongrede iyi niyetli üyelerin vereceği ibra oylarıyla

Yazının Devamı

Alkışlar Beşiktaş'a!

30 Aralık 2015

Spor Toto Süper Lig’de sezonun ilk yarısı yılla beraber bitti.
Umut, heyecan ve neşeyle başladığımız büyük maratonda şampiyonluk yarışı ne yazık ki zirvedeki iki takıma kalmış görünüyor.
Beşiktaş ve Fenerbahçe, 2016’da yarışı soluk soluğa sürdürecekler.
2015’in takımı bence Beşiktaş... Sadece liderliği elinde tuttuğu için değil elbette... Süper Lig’in en iyi futbol oynayan, en golcü ve izlenmesi en çok keyif veren takımı olduğu için.
Dahası, yıllardır derbi kazanamayan makus talihini geride bırakıp bu yıl çok değerli Fenerbahçe ve Galatasaray galibiyetleriyle gücünü nihayet kanıtladığı için.
Deplasmanda yenilgi yüzü görmeden, geriye düştüğü maçlardan öne geçerek eski yılların başarı öyküsünü tekrarladığı için.
... Ve kuşkusuz Şenol Güneş’in elinde yörüngesini düzeltip, rotasından sapmadan gücünü ve hızını artırarak hedefe koştuğu için.

Yazının Devamı

Coşku, baskı, enerji!

29 Aralık 2015

Süper Lig’in ilk yarısında “sıkıntılı ve başarılı” bir macera yaşayan, takım içinde teknik ve taktik sorunları çözmek için yorucu çabalar sarf eden Fenerbahçe, bir tür “sezon özeti” yaparak tatile çıktı.

Eğri oturup doğru konuşalım... Sarı-lacivertli takım sorunlarının çoğundan arınmış, Beşiktaş’la girdiği soluk soluğa zirve rekabetinde heyecanını hiç de kaybetmemiş. Aksine daha bilinçli, daha gayretli, daha enerjik ve daha baskılı bir karakter kazanmış.

Dün Diego’nun talihsiz sakatlığıyla orta alanda yaratıcı ve oyun kurucu adam sıkıntısına girdiler. Yerini alan Ozan Tufan gayretliydi, ama bekleneni veremedi. Volkan Şen ise, Sivassporlular tarafından adeta dövülerek (!) sert faullerle törpülendi. Pereira’nın 1-1’den sonraki dokunuşu isabetliydi... Hasan Ali’yi çıkararak Caner Erkin’i sürdü oyuna... Onun da doğrudan skoru etkileyen katkısıyla maçı kazanmayı bildi.

Fenerbahçe’nin gollerine bakalım... Diego’nun şutunda kaleci Setkus’tan dönen topu ağlara gönderen Robin van Persie’nin fırsatçılığı alkışa layıktı. Caner’in etkili ortasında (buna asist diyebiliriz) ön direk dibinde topla buluşan Kjaer’in cinliğine de şapka çıkarılır. Peki yedikleri gole ne demeli? Sivasspor’un

Yazının Devamı