Yorgun ustalar

20 Mart 2016

Skor tabelasına takılmayın... Beşiktaş yine pas, dripling, yardımlaşma ve gol pozisyonu ile adeta gösteri yaptı. Antalyaspor da aynı biçimde karşılık verince keyifli, heyecan yaratan bir maç izledik. Futbolda her şeyin mükemmelini arayıp her takımdan Barcelona, Bayern, Real ya da Paris St.Germain örneklerini bekleyenler belki hayal kırıklığı yaşıyor. Olabilir. Ama yine de oynanan oyuna saygı duymak gerekiyor.
Beşiktaş geçen hafta çıktığı Karadeniz seferinden kayıpsız 6 puanla dönünce futbolculara bir özgüven gelmiş. Rahatlamışlar. Bu arada fiziksel bir düşme de söz konusu. Bu yorgun haftayı göreceli olarak daha yavaş bir oyunla geçmeleri anlaşılabilir bir durum. Maça ısınırken sakatlık geçiren kaleci Tolga, yerini Boyko’ya bıraktı. Şenol Güneş’in son anda Alexis’i kulübeye çekip Trabzon maçında başarıyla oynayan Necip’i oyuna sürmesi ise sürpriz sayılmazdı. Boyko da Necip de iyi bir maç çıkardılar.
Beşiktaş’ın attığı gol, Oğuzhan ve Sosa’nın spora sanatsal değer kattıkları kısa bir gösteriydi. Sosa’nın asist yaparken topa son dokunuşundaki yumuşaklığı unutmamak gerekiyor. Kerim Frei, Atiba, İsmail ve Quaresma yorgunluklarına rağmen takım oyununa ortak olmaya çalıştılar. Sarı

Yazının Devamı

Volkan nasıl dönecek?

17 Mart 2016

Braga karşısına her türlü beraberliği cebine avantaj olarak koyup çıkacak Fenerbahçe, öyle ümit ederim ki gol atmasa dahi sağlam savunmasıyla dayanıp tur atlayacaktır.

Fenerbahçe’nin bu gece oynanacak rövanşta en sağlam güvencelerinden biri, ilk maçta da olduğu gibi kaleci Volkan Demirel’dir.

Volkan şu anda ligimizin açık ara en iyi yerli kalecisi. Bir çok yabancı kalecinin göz kamaştıran başarılar sergilediği lig maçlarında bizim yerli kaleciler istikrarlı ve güvenilir maçlar çıkaramıyor. Volkan bu anlamda ayrıca çok özel bir performans gösteriyor.

Fenerbahçe açısından üç kulvarda da “vazgeçilmez” statüsü kazandığına göre, soruyu Milli Takım için soralım:

- Volkan Demirel, 16 Kasım 2014’de Kazakistan maçına ısınırken küfür yüzünden terk ettiği arkadaşlarına katılıp, Euro 2016 için Fransa’ya gidebilir mi?”

Sorunun yanıtı Volkan Demirel’e kalsa sorun yok... Ama kararı o vermeyecek. O, Milli Takım’a dönmeye hazır olabilir. Acaba Fatih Terim hazır mı? Bu sorunun kesin yanıtını henüz bilmiyoruz.

Fatih Terim, TT Arena’daki o geceyi bir kâbus gibi yaşadı. Oyuncusunu sakinleştirip maça döndürmek için yoğun çaba gösterdi. Belki de ilk kez hoca olarak futbolcusuna dediğini yaptıramadı. Volkan

Yazının Devamı

Lider'in dönüşü

16 Mart 2016

Maçın skoruna Beşiktaşlılardan önce Hakem Bülent Yıldırım sevinmeli. İki takımın şampiyonluk için soluk soluğa yarıştığı lige “adaletsiz” bir katkıda bulunacaktı, olmadı.

Anlaşılan o ki Bülent Yıldırım maçı yönetmeye değil, “idare etmeye” memur edilmiş. MHK Başkanı ve atama yetkilileri, “Kural ne diyorsa o, gördüğünü çal!” dememişler sanki... Tatsızlık çıkarmamasını, vaziyeti idare etmesini talep etmişler adeta... Onikinci dakikada Douglas’ın Kerim Frei’ye ikram ettiği (!) top, ondan Gomez’e geliyor... Gomez topu boş kaleye atacak ya, Mustafa Yumlu can havliyle beline sarılıp indiriyor. (BU BİR PENALTI)... Yetinmiyor. Kendisi de yerde... Top önünde. İki kolunu açarak hacim genişletmiş Mustafa... Yine yetinmiyor. Eliyle topa müdahale ediyor. (BU DA BİR PENALTI)...

Bülent Yıldırım, görmüyor bunu... Peki beşinci hakem n’apıyor? O da üç maymundan birini oynuyor: DUYMADIM, GÖRMEDİM, SÖYLEMEM!

Söylemeyin arkadaşlar... Vicdan sahibi her futbolsever, kurala saygılı her vatandaş söylüyor zaten hak ettiğinizi. Ha, bir de 35’de Cavanda’nın topu Kerim’e kaptırmamak için Esteban’a (kaleciye) verdiği pas var. Bülent hoca bunu da görmedi.

O nedenle işte maç kazara berabere bitse, ya da Trabzon

Yazının Devamı

Ağır baskı, hafif skor!

14 Mart 2016

Braga maçını Mehmet Topal’ın bireysel becerisiyle kazanan Fenerbahçe, Kayserispor önünde yine tutuk ve verimsiz bir oyun oynadı. Pereira’nın “Önce savunma!” ilkesiyle rakibi baskı altına alıp pozisyon vermeden kendi yarı alanını oyuna kapatma düşüncesi, elbette çok olumlu! Ne var ki Nani, Volkan, Fernandao, Van Persie ve Diego ile tek kaleye dönüşen oyunla pozisyon sayısı arasında bir tutarsızlık var. Fenerbahçe kurduğu baskının, hücumdaki ısrarının karşılığını tam olarak alamıyor.

Ülker Stadyumu’ndaki skorun baskılı hücum oyununa uymamasının bir büyük nedeni, Kayserispor kalesindeki yeni transfer Ali Ahamada’nın inanılmaz kurtarışları... Fransız kaleci en az 6 topu bloke etti, yumrukladı, çeldi, kornere gönderdi ve tek başına direndi. Yine de şanssızdı. Hasan Ali’nin soldan ortaladığı alçak topa dokunan Robin Van Persie gibi bir ustaya teslim olmak zorunda kaldı. Şu kadarını söyleyelim ki bu Ali Ahamada sezon başında Kayserispor kalesinde olsaydı, daha rahat bir sırada yer tutabilirlerdi.

Fenerbahçe Teknik Direktörü Vitor Pereira, Caner, Mehmet Topal ve R.V.Persie’yi dinlendirerek başladı oyuna. Ancak onca baskıya rağmen Kayserispor ilk yarıda iyi direndi. Zaman zaman oyuna ortak

Yazının Devamı

Sharapova'dan itiraf, bizimkilerden gaf!

9 Mart 2016

Maria Sharapova, tenis dünyasının en başarılı yıldızlarından biri. Kariyerinde dört “grand slam”de de şampiyonluk tacı var. Dahası, dünya sporunda en çok kazanan 11 şampiyondan biri olarak gösteriliyor. Kendine has stili ve özellikle topa her vuruşunda inleyerek, bağırarak hem rakiplerini, hem de seyircileri etkiliyor. Sharapova, hafta başında hayatının en büyük şokunu yaşadı. Uluslararası Tenis Federasyonu, 12 Mart’tan geçerli olmak üzere kendisini tüm müsabakalardan men etti.
Sebep, dopingdi.
Dünya Anti Doping Ajansı (WADA) Ocak ayında Avustralya Açık’ta Serena Williams’a yenilerek elenen Rus sporcunun “meldonium” ilacını alarak yasaklı madde kullandığını belirledi.
Hemen bir basın toplantısı düzenledi... Lafı hiç eğip bükmeden, bin dereden su getirip masum olduğunu söylemeden açık konuştu:
“-Çok büyük bir hata yaptım. Tüm sorumluluğu üstleniyorum. Bu ilacı 10 yıldır yasal biçimde sürekli olarak kullanıyordum. Meldonium bu yılın başında WADA tarafından doping listesine alınmış. Bu liste de bir mektupla bana gönderildi. Maalesef listeyi okumadım. Kariyerimin böyle bitmesini istemiyorum. Bir an önce kortlara dönmek istiyorum.”
Sharapova’nın kullandığı ilaç Letonya’da

Yazının Devamı

Kaygıyla, coşkuyla, saygıyla!

8 Mart 2016

Kaygıyla başladı, saygıyla bitti.
Arada ne mi oldu? Endişeler, sıkıntılar dağıldı. İlk Atiba golüyle takım da taraftar da rahatladı... Hayır, o rahatlık sıkça tanık olduğumuz savunma gaflarıyla huzursuzluk yaratmadı. Hem takımın, hem de Fatih Terim Stadı’na koşan taraftarların özgüvenini artırdı. Takımca oynanan oyun, bireysel katkılarla zaman zaman gösteriye dönüştü.
Kuşkusuz haftalardır özlemle beklenen bir coşkuydu bu...
Beşiktaş, Süper Lig’deki Fenerbahçe ve Kupa’daki Konyaspor yenilgilerinden sonra sarsılmış, takımın oyun kalitesindeki düşüş, bireysel performanslardaki verimsizlik can sıkmaya, endişe yaratmaya başlamıştı.
Eskişehirspor gibi varını - yoğunu ortaya koymak durumundaki bir takım bu sıkıntılı tablodan puan çıkarabilirdi. Maç başlarken kaygılanmamak elde değildi.
Yeşil zeminde gördük ki Beşiktaş yine bastırıyor, ancak hemen tüm rakiplerinin yaptığı gibi Eskişehirspor savunmasının Gomez’i ikili - üçlü kıskaçlarla sarması sonucu aradığı golü bulamıyordu. Oğuzhan, Atiba, Sosa ve Olcay oyunu rakip sahada öylesine yoğunlaştırdılar ki, bir ara baktım top kullanma yüzdesi (74/26) Beşiktaş’ın rakibini resmen “ezdiğini” gösteriyordu. Yine de o ezici oyundan beklenen

Yazının Devamı

Üç silahşor... Üç ayrı portre!

2 Mart 2016

Vitor Pereira’dan başlayalım... Portekizli teknik adamın Fenerbahçe’ye gelişi hiç de beklenmeyen sürpriz bir karara dayanıyordu. Bugünlerde adı da işlevi de pek önemsenmeyen Sportif Direktör Terraneo’nun bulup getirdiği bir adam... Hakkında çok şey bilmiyorduk. Bir Yunanistan macerası vardı ve çok da ciddiye alınmıyordu. Portekizli, geldiği günden itibaren farklı ve zor bir adam olduğunu gösterdi. Daum kadar popüler mesajlar vermiyordu örneğin. Ülkemizi tanımıyordu. Bizim hayatımıza ayak uydurması zaman alacaktı. Bugün de ayak uydurduğunu söyleyemeyiz.

Ne var ki bu adam futbolu biliyor, inandıklarını tartışmak istemiyordu. Fenerbahçe’ye önce savunmayı, sonra baskılı oynamayı öğretti. Takımın kadro kalitesine uygun bir hücum formatı oluşturamadı yine de. Burada Robin van Persie ile Jose Fernandao arasında hangi tercihi yaparsa yapsın zorlandığını/eleştirildiğini söylemeliyiz. Hollandalı Persie’nin fizik olarak hâlâ olması gereken seviyeye ulaşamaması, Portekizli teknik direktörün en önemli sorunudur. Son derbiye bakacak olursak, Fenerbahçe’yi, Beşiktaş’a karşı çok akıllı bir planlamayla hazırlamış, daha üçüncü dakikada bulduğu Caner - Volkan golü için oyuncularını belki de saatlerce

Yazının Devamı

Pereira Güneş'i kararttı!

1 Mart 2016

Derbiler böyledir. Bazen iki tarafı da yüceltir, kutsarsınız.. Sonra da hayal kırıklığına uğrarsınız. Hayır, yüceltirken ya da kutsarken abartmış sayılmazsınız... Evet, iki takım da bu ligin ortak efendileridir... İkisi de iyi futbol oynamakta, zaman zaman döktürmektedir. O nedenle takdir hislerinizi yüceltme ve kutsama ölçeğine çıkarabilirsiniz. Ama yanıltabilirler sizi... Dün olduğu gibi... Dün ev sahibi batırır ve döktürürken, Kadıköy’e lider kimliğiyle gelen konuk takım şaşırdı, pıstı, tırstı.

Vitor Pereira Fenerbahçe onbirini sahaya sürerken Nani’yi kulübede bekletmeye karar vermişti. Onun yerine Alper tercihi işe yaradı. Daha üçüncü dakika dolarken İsmail’in Alper’e yaptığı faulde atışı kullanan Caner, Volkan Şen’in önüne düşürdü topu... Onun vuruşu gol oldu. O golde İsmail’in tam da vuruş anında sırtını dönmesi garipti. O golle durmadı Fenerbahçe... Sahanın her yerinde bastırdı, koştu, saldırdı... O baskılı oyuna Beşiktaş hiç bir şekilde karşılık veremedi. Tempoysa tempo, diyorduk değil mi? Beşiktaş Fenerbahçe’nin temposuna karşılık veremedi. Maçın başından itibaren Beck, Marcelo, Alexis, İsmail, Atiba, Sosa sürekli top kaybettiler. Hele savunmanın göbeğindeki iki yeni

Yazının Devamı