Çok uzun hikaye

2 Eylül 2015

Biliyorum, bu hikaye uzadı ve sıkmaya başladı. Sizi de beni de.
Yine de söylenecek şeyler var. Söylenmesi gerekenler, söylenmezse olmaz gerçekler.
O nedenle üzerimde kalmasın, yazayım dedim
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, “Milli Takım antrenörlerinin aynı zamanda kulüp antrenörlüğü yapmasına da karşıyız. Basketbolda böyle bir durum var. Bu durum değişmezse Milli Takım’a sporcu göndermeyeceğiz!” dedi.
Kast ettiği kişi, Milli Takım ve Galatasaray Başantrenörü Ergin Ataman.
Ataman’ın Fenerbahçe ile ilişkilerinde sürekli “gerilim” vardır, biliyoruz. Taa Efes Coach’luğundan beri. Malum o dönemin şampiyonluk mücadelesinde Kerem Gönlüm dopingden ceza almış, karşılıklı suçlamalar başlamıştı. Arada geçen zaman Ataman’la Fenerbahçe’yi bir kez daha karşı karşıya getirdi. 2013-14’de Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, 3-3 giden 7’li finalin son maçına basketbol takımını göndermeyince olan oldu... Spor tarihimizde eşine az rastlanır bir ayıp yaşandı. Fenerbahçe Ülker Arena’da sahaya çıktı, boş turnikelerle bekleme süresini geçirdi ve şampiyon ilam edildi. O maça gitmeme gerekçesini Ergin Ataman “Can güvenliğim yok” diye açıklayıp başkanını rahatlattı.

İşine saygım var

Yazının Devamı

Geç uyandı, çok çaktı!

29 Ağustos 2015

Gaziantep’in kapalı kutusu Ozi’nin harika plasesi ile açıldı. Sonrası daha ilginçti...

Quaresma, geçen hafta gördüğü kırmızı karttan cezalı... Şenol Güneş ve takımı için bu bir fırsat aslında. En azından Gökhan’la topu paylaşamamak, rolleri karıştırmak gibi dertleri olmayacak. Olcay Şahan sol kanatta rahatça oynayacak... Mario Gomez, ilk onbirde sahaya çıkıyor. Sosa da forvet arkasında yaratıcı oyun açığını kapayacak.

Oyunun merkezinda Atiba ile Oğuzhan ortaklığı var. Defansif anlamda tam güvence vermese de arıza çıkarmadan oynayabilirler. Bir başka fırsat da iki bek, Andreas Beck ile Dusko Tosic’in sağ ve sol kulvardan hücuma katılmaları, sık sık atak yaparak rakip ceza alanının dibine kadar sokulmaları.

Gaziantepspor’a dönersek... Oyunu Muhammed Demir üzerine kurmuşlar... O da gerçekten bu özel taktiği hak ediyor. Larsson, Chibuike Camara, Arokoyo canla başla mücadele ediyor.

İlk yarıda Beşiktaş hızlı ve iştahlı. Üst üste kenar ortalarla Mario Gomez’e servis yapıyorlar. Gomez pozisyona giriyor ama son vuruşu yapamıyor bir türlü. Ama uzaktan buluştuğu topla bir sağ stop, sol vuruşu var ki alkışa değer. Muhammed de bir - iki uzak şutla “ispat-ı vücut” ediyor, kendini

Yazının Devamı

Hamza Abi değil, Hamza Hoca!

26 Ağustos 2015

Allah analı - babalı büyütsün... Geçen yıl Mart ayının son günlerinde Erlona Süleyman - Blerim Dzemaili çiftinin bir oğulları dünyaya geldi.
Adını “Aslan” anlamına gelen Luan koydular.
İstem -Burak Yılmaz çiftinin de bir kızları doğdu. Onun adı da Nazlı oldu.
İki bebek nazlı nazlı, aslan gibi büyüyedursun, Galatasaray’da farklı bir sosyolojik anlayış sergilendi.
İki baba da Galatasaray futbol takımının oyuncusuydu. Babalık heyecanını arkadaşlarıyla paylaştılar.
Ancak arkadaşları, o heyecanı sadece Burak Yılmaz’la paylaştı. Blerim Dzemaili’nin eşini ziyaret eden, bebeği kutlamaya giden filan olmadı.
Elbette üzücü bir durum. Dzemaili’ye karşı “dışlanmışlık” hissi yaratan takım içi uygulamalar ve tercihler, masum yavrunun da başına geliyordu ki Abdürrahim Albayrak dayanamadı. Altınını ve çiçeğini alıp aileyi ziyaret etti, kutladı. Küçük bebeği sevdi, kucakladı.

Yazının Devamı

Önce savunma!

23 Ağustos 2015

Halep oradaysa, arşın burada... Atatürk Olimpiyat Stadı’nda!
Beşiktaş geçen hafta Mersin’de golleri “beşi bir yerde” sıraladı ya... O gollerle kendini kandırdığını anladık...
Cenk Tosun, ilk haftayı “üçleme” ile açmıştı... Dün doğru dürüst pozisyona girmeden, şut atmadan “hiçleme” kahramanı oldu. Orta alanının merkezinde her topa yetişen Atiba’nın da dün buluştuğu hemen her topu kaybettiğine tanık olduk. Hocasından aldığı dersle muhteşem bir açılış maçına çıkan Oğuzhan, Atatürk Olimpiyat Stadı’nda geçen yıldan bir durgunluk sundu bize...
Güneş balçıkla sıvanmıyor. Gerçekler birer birer açığa çıkıyor...
Çünkü sıradan bir rakiple değil, Trabzonpor’la oynuyorsun... İki misli ciddiyet, iki misli enerji, iki misli dayanışma gerekiyor. Hayır öyle yapmıyor, bozuluyor, çözülüyor, dağılıyorsun!
Trabzonspor da adıyla değil, ciddiyetiyle, aklıyla, enerjisiyle gelmiş İstanbul’a... M’Bia, N’Doye, Yusuf ve Erkan Zengin’in bir adım öne çıktığı oyunda takımın bütünüyle Beşiktaş’ı oynatmadığını, maçı kazanmak için baştan sona kararlılık ve karakter gösterdiğini de söylemeliyiz.
Hak ettikleri bir galibiyetle dönüyorlar İstanbul’dan. İşin garip ve dramatik yanı, eski

Yazının Devamı

Artık hiçbir şey ‘Aslı gibi’ olmayacak!

19 Ağustos 2015

Keşke Türkiye Atletizm Federasyonu, bir yıldan fazla oyaladığı dosyayı “ceza gerektirmez” diye halının altına sürmeseydi de kendi göbeğimizi kendimiz kesseydik. Olmadı. IAAF 2010’dan itibaren Aslı Çakır Alptekin’in kazandığı bütün ödülleri geçersiz saydı. Böylece Aslı’nın Avrupa ve Olimpiyat şampiyonlukları ile Dünya Salon Şampiyonası’nda kazandığı üçüncülük kayıtlardan silinecek.
Arada Elvan Abeylegesse’nin gün ışığına yeni çıkan doping skandalı da var. O’nun kazandığı madalyalar da iptal!
Acı, ağır ve utanç dolu bir tablo.
Aslı Çakır, olimpiyatta ipi göğüslediği zaman sadece o değil, milletçe hepimiz şampiyon olduk.
Sevinç, mutluluk ve gururla yaşanan duygu patlamasından herkes ve her kurum nasibini aldı.
Türkiye Atletizm Federasyonu, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Başbakanlık... Özel sektör markalar, iş adamları... Ödüller, armağanlar birbirini izliyordu.
Aslı Çakır da ülkesiyle yaptığı alışverişten memnundu... Devlet 2000 Cumhuriyet Altını ile ödüllendirdi. Ali Ağaoğlu ve Üsküdar Belediyesi birer daire bağışladı. 1 yıllık evli şampiyonumuz bu arada ertelediği (!) düğününü de ihmal etmedi.

Yazının Devamı

Sevgili öğretmenim!

17 Ağustos 2015

Hava sıcak ve nemli...
Beşiktaş da öyle... Taze çay gibi, demli!
Şenol Güneş’in Bilic’ten devraldığı mirası bakımdan geçirip fabrika ayarlarını yenileyerek sahaya sürdüğünü gördük... Öğretmen kimliğiyle Hoca’nın ilk dokunduğu oyuncu Oğuzhan Özyakup olmuş, çok iyi anladık.
Bu Oğuzhan, geçen yıl Bilic’in şampiyonluk kovalayan kadrosunda “kaybolmuş” adamlardan biri değil, birincisiydi. Ya o futboldan kopmuştu, ya da futbol ondan... Bu yıl ne yapacağını çok merak ediyorduk. İtiraf edelim, böylesine parlak bir başlangıç beklemiyorduk. Dedik ya, herkes antrenördür ama Şenol hoca hem antrenör hem de öğretmendir.
Oğuzhan Özyakup, öğretmeninden aldığı dersle fırtına gibi girdi maça... Üç golün asistiyle maça şık bir imza attı. Olcay, Quaresma ve Gökhan Töre ile mekik diplomasisi kurdu. Topu aldı onlara taşıdı, onlardan aldı Cenk Tosun’a (2) ve Olcay’a (1) gol pasını verdi. Hareketli, çabuk, istekli oyunuyla maçı biçimlendirdi, renklendirdi, süsledi.
Zengin skorlu maçın prensi de Cenk Tosun’du. Kariyerinin ilk üçlemesini (hat trick) yaparken, kulübede bekleyen Mario Gomez’e de küçük bir çimdik attı.
Olumlu ve güzel tablonun yanı sıra, maçın sıkıntılı yanları da vardı

Yazının Devamı

Güçlü, etkili ve iştahlı!

15 Ağustos 2015

Öncelikle bir durum tesbiti yapalım: Hafta içinde “yorgun kurşun” vukuatıyla morali sarsılan iki futbolcu, Mehmet Topal ve Uygar Mert Zeybek, maça “kulübede” başladılar. Orada Vitor Pereira’nın “önemli” bir dokunuşu söz konusuydu. Topal’ı kenarda “dinlendirerek”, Zeybek’i de “kulübeye katarak” moral destek sağladı. Takdir edilmeli!
Yeni sezona “insani” bir giriş yaptık, devam edelim: Goran Causic, Meireles’e sert bir tabanla girdi. Doğrudan kırmızı tartışılmazdı. Ama sarı kart çıktı. Causic kendine mi kızdı, yoksa hakeme mi, bilmiyoruz topu hışımla yere vurdu. Sen misin vuran! Aydınus “kırmızı”ya boyadı Sırp oyuncuyu.. Fazlasıyla “kuralcı”, “abartılı” ve “acele” bir kart bu... Üzücü bir tablo oluştu. Yine de Aydınus’a hakemlik öğretecek değilim ama, hemen her Fenerbahçe maçında “özel” bir olaya imza atması çok ilginç!
Haydi, bir durum tespiti daha: Eskişehirsporlu Gekas 66’da oyundan çıkarken Nani, elini uzatıyor, tokalaşıyor meslektaşıyla. Oysa Euro 2004’ün acılı Portekiz - Yunanistan anıları var.. Kin değil, dostluk daha önemli demek ki... Bravo Nani!
Oyuna dönersek...
Yabancı serbestliği Fenerbahçe’yi “enternasyonal” bir ekibe dönüştürmüştü. O nedenle

Yazının Devamı

Gamze’deyim deva bulmam

12 Ağustos 2015

Türkiye Atletizm Vakfı, Türkiye Atletizm Federasyonu ve Türkiye Spor Yazarları Derneği, Levent’teki Aydın Doğan Eğitim Merkezi’nde önemli bir seminer düzenlemişler. Atletizm Eğitim Semineri...
Cüneyt Koryürek ağabeyimizi bir kez daha rahmetle anarak dünkü seminere katıldım. Son yıllarda öğrenmekten keyif aldığım en önemli etkinlik bu oldu, herkese teşekkür ediyorum. Öğrenirken keyif aldığım bilgilerin yanı sıra, öğrenmekten canımın sıkıldığı bir haber de vardı seminerde.
TAF Başkanı Fatih Çintımar konuşuyordu. Başkan, öncelikli hedefin 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları olduğunu, 2016’ya barajı aşan (şimdilik 16) atletlerle gidileceğini açıkladı. Sonra da içtenlikle bazı gerçekleri paylaştı bizimle:
* Türkiye’de 81 ilde atletizm yapıldığı söylenir. Bu doğru değil. Bazı illerde atletizmin 2-3 dalı, bazılarında 5-10 dalı yapılıyor. Oysa atletizmde 47 dal var. Sadece üç büyük ilimizde (İstanbul, Ankara, İzmir) bu dalların tümünde etkinlik yapılıyor. Kendimizi aldatmayalım. İllerimizin tamamında 37 dal yapılıncaya kadar çalışmak zorundayız.
* Kamptaki sporcularımız beslenmeyi bilmiyor. Çok yediği için hastalanan atletimiz var. Artık yemekleri diyetisyen gözetiminde

Yazının Devamı