Büyük iş, büyük balık!

12 Mayıs 2014

Onca sıkıntı yetmezmiş gibi, son arızayı Dany çıkarıyor... Alacağının gecikmesini protesto ettikten sonra pişman oluyor ama boşuna. Dany kadro dışı.
Her şeyden önce Galatasaray’dan Beşiktaş’a kiralık gelmiş bir oyuncunun Galatasaray - Beşiktaş ikincilik için kritik maçlar oynarken, böyle bir arıza çıkarmaması beklenir. Şimdi nereye isterlerse oraya çekerler. Algılar sinir bozar. Ne kadar haklı olursa olsun, Dany’nin bunu düşünmesi gerekirdi.
Maça bakarsak...
Dramatik bir final maçı gibiydi. İki takımın da puan kaybına tahammülü yoktu. Beşiktaş, deplasmanda oynamasına rağmen topa daha çok sahip olan, hücumda daha çok rol alan taraftı. Ne var ki Olcay ve Oğuzhan’ın kararsızlıkları, isabetsiz ve acele şut atma telaşları golü geciktirdi. Almeida anormal formsuz. Bırakalım Beşiktaş’ı, bu haliyle Portekiz Milli Takımı’nda yer almayı bile hak etmiyor. Elazığspor Deniz Yılmaz ve Batuhan’la yüklendi, Çağlar’ın duran toplarıyla golü aradı ama bulamadı. Beşiktaş’ın attığı golde Gökhan Töre’den pas yapmasını bekleyenler, sürpriz soluyla şaşırdılar. En çok da İvesa şaşırdı. Uyandığında top filelerdeydi. O golle “silahların patladığı gece”nin cezasını ödemiş sayılır mı, bilemem...
Beş

Yazının Devamı

Pastaya tükürenler, utanın!

7 Mayıs 2014

Hepsi de masum ve temiz... Peşpeşe kadın cinayetlerinin işlendiği, gencecik kızların, çocuk annelerin töreye kurban verildiği bir ülkede yolu aydınlatıyorlar. Daha temiz, daha güvenli, daha güzel bir hayat için koşuşturup duruyorlar.
Yerlisi, yabancısı, Galatasaraylısı, Fenerbahçelisi... Giydikleri formalar elbette değerli. Ama onlar hepsinden daha değerli.
Sadece Türk basketbolu değil yücelttikleri... Kadının statüsünü de üst katmanlara taşıyorlar.
Muhteşem bir sezon yaşattılar bize. Kadınlar Euroleague finaline ortak oldular.
İspanya’nın futbolda yaptığını (Real Madrid - Atletico Madrid), potaların altında gerçekleştirdiler.
Aynı başarıyı TBF Kadınlar Ligi’nde de sergilediler.
İki kulübe de yetecek gurur ve mutluluktu, hepimize yetecek onurdu.

Yazının Devamı

Ceza vuruşu değil, Ülker duruşu

2 Mayıs 2014

Yıldız Holding, kamuoyunda en tanınan markasıyla Ülker, futboldan ayrılma kararını tartışmaya açtı. Son 8 yılda futbola 200 milyon doların üzerinde katkı sağlayan Ülker, süresi biten sponsorluk anlaşmalarını gözden geçirecek. Futbol takımlarının formalarında ve statlarında görmeye alıştığımız markayı, belki de sadece Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımı olarak alkışlayacağız.
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, kararlarına gerekçe olarak iki önemli vurgu yapıyor: “Kalite ve performansın gelişmemesi”
O iki sözcük spor dünyasında ilk önce başarıyı ve skor tabelalarını akla getiriyor. Şampiyonlukları, rekorları... Ama biraz daha derinden yaklaşırsak, kalite sadece şampiyonluk, skor tabelaları ya da rekor değil.
Kuşkusuz etik kaygılar da kalitenin önemli bir bölümünü oluşturuyor.
Yıllardan beri futbolu yargıdan, cezadan, dedikodudan, kuşkudan kurtarıp “masum bir oyun” olarak oynayamıyoruz. Rekabet kültürümüz, kavgaya, karşılıklı suçlamalara ve çatışmalara dönüşmüş durumda. Şike ve teşvik primi iddiaları, tümüyle vicdan huzursuzluğu yaratıyor.
Statlar unutulmaz kötü örneklerle dolu...
Yıldız Holding Kurusal İletişim Genel Müdürü Zuhal Şeker, Ülker markasıyla

Yazının Devamı

Aferin size!

28 Nisan 2014

Bu çocuklar yaşamayı bilmiyor... Uyku saatinde eğleniyorlar. Mesai saatinde uyuyorlar...
Bu çocuklar hesap hendeseyi de bilmiyor.

Sivasspor karşısında sıradan bir maç değildi oynadıkları... Hesap kitap maçıydı... Kazanıp da lig ikinciliğindeki pozisyonlarını koruyabilseler, en azından 35 milyon Euro’luk bir “Şampiyonlar Ligi” podyumuna çıkacaklardı. Hayır, onu hesaplamadılar. Şampiyonlar Ligi podyumuna çıkmanın hayalini de kurmadılar.

O yüzden işte... Sivas’ta dangul - dungul top oynamaya kalktılar, olmadı.
Maçın başından itibaren topa sahip olanlar da onlardı, topu kullanamayanlar da. Aralarındaki top iletişimi (paslaşma), kolektif akıl (pozisyon hazırlığı) ve kararlılık (şut) tümüyle sıfırlanmıştı. Hakçası, Sivasspor da Beşiktaş’ın kendi kendine kendi saçmalıklarıyla dağılmasını, iddiasız ama sakin bir oyunla seyrediyordu.

Yazının Devamı

En acı şampiyonluk

23 Nisan 2014

Fenerbahçe Genel Sekreteri ve Basın Sözcüsü Mahmut Uslu, derbiden sonra yaptığı açıklamada, “Şampiyonlar Ligi’ne katılma şansımız var” dedi. Uslu’nun bu açıklaması, Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi (CAS)’nin, UEFA ceza kararlarına itiraz eden Fenerbahçe ile ilgili “red” kararına dayanıyor.
CAS’ın gerekçeli kararı önümüzdeki günlerde açıklanacak. O karar kapsamında belirtilen gerekçelere göre Fenerbahçe İsviçre Federal Mahkemesi’ne başvuracak. Fenerbahçe’nin savunması, UEFA’nın verdiği 2 yıl Avrupa kupalarından men cezasının 2011-12 sezonundan itibaren 3 yılı kapsayacak biçimde uzatıldığı iddiasına dayanıyor.
Öncelikle şunu belirtmekte yarar var: 2011-12’de Fenerbahçe’yi Şampiyonlar Ligi’nin dışında tutan karar, UEFA tarafından verilmemiştir. O karar, - doğru ya da yanlış - TFF kararı olarak alındı. Federal Mahkeme ise CAS’ın verdiği kararın doğruluğuna/yanlışlığına bakmaz. Onların incelemesi, yargılamanın İsviçre Hukuku’na uygun olup olmadığıdır. Mahmut Uslu, tarihe geçecek bir hızla şampiyonluğa koşan Fenerbahçe futbol takımının Şampiyonlar Ligi’ne katılamamasından dolayı haksızlığa uğradığına inanıyor. Milyonlarca Fenerbahçeli de aynı duygularla, buruk bir mutlulukla

Yazının Devamı

Hakem fazlasını attı

21 Nisan 2014

Son yılların en garip derbisine tanık olduk. Fenerbahçe ile Beşiktaş maçı kavga etmeden bitirebilmek için olağanüstü iyi niyetle oynadı. İki tarafın da hırsı traşlanmıştı. Coşkuları da öyle! İki taraf da maç başındaki pozisyonlarını korumak istercesine rahattı. Yine de hesapta olmayan goller ortamı ısıtmaya yetti.
Kuyt’ın nefis ara pasında Sow, şampiyon takıma yaraşır bir gol attı. Hayır, Beşiktaş buna katlanamazdı. Devre sonuna kadar olağanüstü bir istek ve enerjiyle oynadılar. Beşiktaşlı futbolcular rakiplerinden top çalıyor, hücuma yöneliyor, ancak abuk - subuk pas ve şut tercihleriyle topu sürekli kaybediyorlardı. Yine de daha fazla gol pozisyonuna girerek, Fenerbahçe savunması ile orta alanını baskı altında tutarak gole sıcak durdular. Almeida’nın kaçırdıkları inanılmaz gol fırsatlarından sonra beraberliği sağlayan adam, Ramon Motta oldu. Orta alandan Veli’nin yaklaşık 25 metreden vurduğu top direkten döndü. Onu tamamlayan adam Ramon Motta’ydı. Gol öncesi Almeida ofsaytta mıydı, bilmiyoruz... İlk yarı biterken denklik sağlanmıştı.
Ne var ki iki taraf da bu denkliği ikinci yarıda bozamadılar. Fenerbahçe açısından sorun yoktu. Beşiktaş maçı kazanırsa ikincilik iddiasını

Yazının Devamı

Kamerayı bırak, e-bilete bak!

16 Nisan 2014

Garip bir ülkede yaşıyoruz... Kamuya açık alanlarda 24 saat çalıştırılan güvenlik kameralarının azımsanmayacak bir bölümü, her nedense olayın peşine düşüldüğünde arızalı çıkıyor. Polis görüntü alamıyor, savcının delilleri yetersiz kalıyor. Bir çok davada ortaya çıkan bu durum insanda “güven” duygusunun sarsılmasına yol açıyor.
Futboldaki yeni telaşımız da e bilet uygulaması.
Onca ertelemeden sonra hafta sonunda Beşiktaş-Fenerbahçe maçını da kapsayacak biçimde -nihayet- başlayacak olan e bilet uygulamasının önemli bir yanı da tüm statlarda “güvenlik kameralarının” devreye sokulması olacak. Passolig uygulamasını yapacak şirket, statları yüksek çözünürlüklü kameralar ve kayıt sistemleriyle donatacak. Görüntüler, TFF’ye anında aktarılacak, ayrıca Türk Telekom’da da depolanacak.
Şimdi tanık olduğumuz onca “arıza”dan sonra sormak gerekiyor:
* Arıza hallerinden ne zaman haberimiz olacak?
* Kayıt ve görüntü arızaları anında giderilecek mi?
*Kayıt ve görüntü eksikliği halinde şirketlere ya da kulüplere herhangi bir yaptırım uygulanabilecek mi ?

Yazının Devamı

Kutlama turları

14 Nisan 2014

Cezalar, sakatlıklar kimin umurunda! Fenerbahçe’nin tek başına şampiyonluk koşusu coşkuyla devam ediyor. Gerilimi, stresi,
yorgunluğu unutmuş Fenerbahçe...
Artık taraftarlarıyla her buluşmasında kutlama turları atıyor.
Dünkü Antalyaspor maçı da bu kutlama serisinin örneği oldu. Düşünün, sezon başından beri takımın yükünü sırtlayan, şampiyonluğun hamurunu karan adamlar, son derbiden sonra dışarıda kalmışlar. Bekir, Mehmet Topal, Emre, Gökhan Gönül, Emenike cezalı... Egemen sakat. Ama ne gam! Fenerbahçe yine sahada.
Profesyonel kadroda yer alan tüm oyuncular, şampiyonluğun ortağı olduklarına inanmışlar. Sakat ve cezalı arkadaşlarından doğan boşluğu heyecanla, istekle, enerjiyle dolduruyorlar. Hiç bir komplekse kapılmadan hem de!
Örneğin Kadlec... Fenerbahçe’ye solbek - stoper olarak alınmıştı. Ama ne oldu ? Bu sezon ancak 5 maçta forma giydi. Yılın en büyük sürprizini yaratan oyuncu Caner Erkin, solbeke dükkan açmış, ustalıkla işletiyordu o dükkanı. Dün altıncı maçında Kadlec stoper olarak Bekir’in yerini doldurdu. Hem de fazlasıyla. Attığı iki golle günün kahramanları arasında yer aldı.
Değerini kanıtladı. Fesatlık yapmadan, sabır ve samimiyetle, arkadaşına saygı

Yazının Devamı