O’nun hikayesi

19 Mart 2014

Didier Drogba, bu maçın özel kahramanıydı. Roman Abramovich’e çok özlediği Şampiyonlar Ligi Kupası’nı kendi elleriyle teslim etmiş, Chelsea tarihinde unutulmaz sayfalara imza atmıştı. Stamford Bridge’e Galatasaray formasıyla dönmesi gönülden coşkuyla kutlanan bir festival havası yaratmıştı.
Çok güzel bir vefa gösterisi... Tribündeki dev Drogba posterinde “Daima kalbimizdesin” yazısı yer alıyor. Bunlar hepimize örnek olmalı.
Londra’da gecenin gerçeği Drogba... Kimbilir neler hissetti maç sırasında. O karışık duyguların içinde mutlaka bir “yalnızlık” hali de hissetmiştir, sanırım.
Galatasaray’ın kalecisinden başlayıp stoperleri, Eboue’si, orta alanda Selçuk, Melo, Sneijder’i ile, forvette Burak’ıyla tel tel döküldüğü gecede Drogba acı bir yalnızlık yaşadı. İlk yirmi dakikada topu tutarak, pas yaparak pozisyon hazırlamaya çalıştı. Ama bütün aramaları “cevapsız” hanesine yazıldı. O yalnızlıkla oyundan düştü, koptu ve hevesini Stamford Bridge’in çimlerine bıraktı. Melo ve Selçuk inanılmaz top kayıplarıyla, faullerle Chelsea’ye ekstradan oynama fırsatları sundular. Londra’daki oyuna enerjisini ve vizyonunu katıp topu ileri taşımaya çalışan Telles de Drogba gibi yalnız kaldı...

Yazının Devamı

Rize’de kaçan balık!

16 Mart 2014

Ali Palabıyık, Süper Lig’in gölgede kalan hakemlerinden biri. Öndekiler öylesine tartışılıyor ve eleştiriliyor ki O’na sıra gelmiyor. Yine de iyi bir hakem... Rizespor lehine peşpeşe iki penaltı kararı verdi. Birincisinde Mustafa Pektemek’le Kweuke’nin teması çok kuşkulu. Bunun bir müdahale olup olmadığını tartışmak gerekiyor. Bir de şunu unutmamalı: Hücum oyuncuları kendi ceza alanında ikili mücadeleye girerse, netameli - rizikolu işler yapabilir! Palabıyık’ın Atiba’nın eliyle müdahalesine verdiği penaltı kararı ise doğru.
Bu maçın öyküsünü yazarken Mustafa Pektemek’in isyanına odaklanmıştım. Peşpeşe gelen uzun süreli talihsiz sakatlıklar, Türkiye’nin sırtı dönük oynayabilen en iyi santrforunun kariyerini gölgelemişti. Kendi adıma bu sezon için “golü unuttuğuna” inanıyordum. Ama dün bir sol, bire sağ vuruşla bizi yanılttı. İyi de yaptı. Bilic’in O’nu oyunda tutması, sonradan giren Almeida ile birlikte oynatması, elbette güven arttırıcı iyi bir hamleydi. Ancak bu hamle de Beşiktaş’ın maçı koparması için yetmedi.
Rizespor, Antalya deplasmanından üç puanla dönmüş, kendi sahasında seyircisinin desteğiyle etkili olabilen bir ekip. Beşiktaş karşısında yenik duruma düştükten

Yazının Devamı

Saraylı Sultanlar

15 Mart 2014

Artık gerçeği kabul etmeliyiz.. Galatasaray maç seçiyor... Saraylı Sultanlar gibi, TT Arena’da ise çok şık, çok güzel... Keyfi yerinde... Bir alım, bir çalım geleni gideni yakıyor... Ama o Saray’dan (Arena’dan) çıkıp tebdil gezdiğinde keyfi kaçıyor, yerini yadırgıyor... İstediği gibi salınamıyor... Çalım atamıyor... Yakamıyor, yanıyor...
Lig neredeyse bitecek, Saraylı Sultanlar hâlâ deplasmanda dördüncü galibiyeti bulamadı. Chelsea karşısında Aslan kesilirlerse hiç şaşmam... Çünkü o maç çoğunun hayalindeki bir maç... Tur atlarlarsa ne kazanacaklarını biliyorlar... Karizmatik Drogba da kariyer kitabının son şık sayfalarını orada yazmaya hazırlanıyor, bu belli...
Gelin görün ki Chelsea motivasyonunun çeyreği bile Karabük’te namevcut...
Maçın başında Sneijder’dan şık bazuka paslar geldi. Bir şov beklentisi yarattı. Ancak Karabükspor Burak’ı da Drogba’yı da çok iyi kelepçeliyordu... Galatasaray hızlı başladığı maçta giderek yavaşladı... Onlar yavaşladıkça Karabük orta alanı kazandı, Musa, Furkan, Sow kontralar yakaladı ancak yine de Hakan ve Telles ile Muslera sayesinde korkulu rüya görmekten kurtuldular... Takdirle belirtelim ki, Galatasaray’ın en iyisi Melo idi... Yekta

Yazının Devamı

Sevgi için zaman yokken bu nefret niye!

12 Mart 2014

Hayır, hazır formüller, yönetmelikler, cezalar, yaptırımlar yetmiyor artık. Ne oyun kuralları, ne şiddet yasası, ne de disiplin talimatı... Hiçbiri çözemiyor nefretimizi. Kinimizi, sevgisizliğimizi, intikam duygularımızı bir türlü söküp atamıyoruz içimizden.
Trabzonspor - Fenerbahçe maçının hakem tarafından tatil edilmesi, taş - tuğla, patlayıcı madde, küfür ve yumurta ile oluşan bir futbol gecesinin en büyük, en ayıp, en utanılacak yanı “nefret”tir.
O nefret alıyor aklımızı başımızdan... İnsan olmanın tüm değerlerini bir anda silip atıyor nefret. Futbol sevdamızı marazlı, hastalıklı bir tutkuya dönüştürüyor. Amerikalı şair Bill Copeland’ın dediği gibi: Sevgi için zaman yokken, bu nefret niye!
Bu nefretten kurtulmamız gerekiyor. Kimseyi mutlu etmeyen, ayıplarla utanç yaratan kötü tohumdan kurtulmamız gerekiyor.
Yaşadığımız her olayda, “daha önce de orada böyle olmuştu” diyerek suça özür bulma, suçu aklama yüzsüzlüğünü de bırakmalıyız artık.
Bu ülkenin 26. Genelkurmay Başkanı, terörist olarak yargılandı. Müebbet hapisle cezalandırıldı. Hukuken sorunlu, adaletsiz bir yargılama aşamasından sonra AYM’nin açtığı yoldan tahliye edildi. Hayatının 26 ayı çalınan İlker Başbuğ,

Yazının Devamı

Aferin Ersan’a!

10 Mart 2014

Skora aldanmayın. Dünkü maçı kazanmak mucize kadar güzel bir sürpriz oldu... Beşiktaş için tam anlamıyla bir tükeniş tablosu izledik...
Gördük ki maç kazanmayı unutmuşlar... Hedef duygusunu kaybetmişler..
Dahası, takım içindeki bağlar birer birer çözülmeye başlamış, dağılmışlar.
Hadi biraz maç öncesine gidelim, neler olmuş, hatırlayalım... Hafta içinde basketbol izlemeye giden futbol takımı ağır bir şokla karşılaştı. Beşiktaşlı taraftarlar, salonda Fernandes’e saydırıyorlardı. Başkan Fikret Orman, üçüncü periyotta salonu terk etti. Bir duruş göstererek “Sporcuma küfür edilen bir ortamda duramam” dedi. Takdir ettik, saygı gösterdik.
Ne var ki Başkan da hafta sonunda saydırmaktan kendini almadı... Evet, küfür etmedi ama, o kibar diliyle ifade etti ki Fernandes’le Beşiktaş’ın nikahı çoktan bozulmuştur. Artık Fener’e mi gider, Galatasaray’a mı, Başkan’ı kat’iyen ilgilendirmemektedir.
Sessiz bir çığlık atalım
Tıpkı Quaresma işinde olduğu gibi, Beşiktaş elindeki malı mundar etmiş, kokutmuş, çürütmüş ve çöpe atmıştır. Böylesine bir kopma ve anlaşamama hali de anlaşılır bir şey değildir!

Yazının Devamı

Futbol “Mutaf”ını bulabilir mi

5 Mart 2014

Türkiye’de güzel şeyler de oluyor. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mehmet Mutaf ve ekibi, 41 yaşındaki Asiye Engiz’e, yepyeni bir yüz kazandırdılar.
Mutaf Hoca ve ekibi, çocukluğundaki ağır yanıklarla yüzünü kaybeden ve insan içine çıkamadan, okula gidemeden, okuma yazma öğrenemeden dört duvar arasında bir yaşama mahkum olan Asiye Engiz’e peş peşe 7 ameliyatla hayatının yeni ve normal dönemine başladı.
Asiye o yüzle gülebiliyor şimdi, ağlayabiliyor... Dört duvar arasından çıkıp her şeye yeniden başlıyor... Renkleri, sesleri keşfediyor, kendini ifade etmeye çalışıyor.
Mehmet Mutaf’ın bilim dünyasında da heyecanla karşılanan başarılı operasyonlarının temeli, Asiye’nin yeni yüzünün de “tamamen kendisine ait” olması.
Bir ölüden (kadavradan) alınan yüz değil bu... Her şeyi ile Asiye’den derlenip toparlanarak oluşturulan bir yüz. Kaburgadan alınan kıkırdakla burun alt yapısı, önkoldan alınan fasya ile burun, enseden alınan deri ile yanak, alın, vs. Asiye’ye yeni yüzü armağan edildi.
Kadavradan alınan yüzleri nakleden bilim insanlarına da selam olsun. Onlar da bilgi ve becerileriyle hastalarına yeni

Yazının Devamı

Hakem kararıyla!

2 Mart 2014

Güncel’e uygun bir maç izledik... Fenerbahçe, peşpeşe gelen puan kayıplarından sonra öfkelenmiş, sesini yükseltmeye başlamıştı. Önce TFF ziyareti, ardından Genel Sekreter Mahmut Uslu ile avukat Tolga Deniz Aytöre’nin, Şekip Mosturoğlu’nun katıldığı basın toplantısı... Hakem hatalarından şikayet, TFF kurullarından şikayet ve “gerekirse ligden de havuzdan da çekiliriz” beyanları... Arada Başkan Aziz Yıldırım’ın takıma yaptığı sert ve soğuk uyarı konuşmaları da var...
Hepsini topladığınız zaman ne ediyor? Cüneyt Çakır ediyor... Derbiden bir hafta sonra MHK, “en güvenilir hakem”ini Saraçoğlu’nda görevlendiriyor. Çakır’ın soğukkanlılıkla verdiği iki penaltı kararı var. Birincisi, Kulusiç’in omuzundan sert sekme gibi görünüyor. Çakır ve yardımcılarının kararına itirazın hiç anlamı yok. Yunus Yıldırım böyle bir penaltı kararı verir mi? Vermez. Çakır veriyor. Alper - Hakan ikili mücadelesinde Çakır’ın verdiği ikinci penaltı daha penaltı gibi. İlkinde kuşku var ikincisi daha sahici. Her neyse iki karara da saygı duyuyoruz.
Fenerbahçe, haftalar sonra üç forvetini buluşturup maçın başından itibaren yükleniyor Gençlerbirliği’ne. Üstelik cezası biten Egemen de kadroda. Kuyt yıpratıyor,

Yazının Devamı

Lazerli adam ve Semih Kaya

26 Şubat 2014

Biri, Beşiktaş kalecisi Tolga’nın gözüne yeşil lazer ışığı tutarak kendince (!) eğleniyordu.
Öteki, saha içinde takımının önemli bir derbi maçında Galatasaray’ın savunmacısı olarak mücadele ediyordu.
Tribündeki Galatasaray taraftarı o arkadaş, lazerle Tolga’nın gözünde en azından görme bozukluğu ya da yanılgı yaratacak eğlencesiyle neşesini bulurken baktım, yanındakiler de hoş bir manzara (!) izlemenin keyfini çıkarıyorlardı.
Umursamadan, lazer kalemiyle gıcıklık yapan tribün arkadaşlarını uyarmadan!
Galatasaraylı Semih Kaya, bir ikili mücadelede Cüneyt Çakır’ın “out” kararını değiştirdi:
“- Hocam, top benden çıktı!” Çakır, gocunmadan, hiçbir komplekse kapılmadan korner’i işaretledi. Atışı yaptırdı. Semih Kaya’ya elini uzattı, teşekkür etti, kutladı.
Lazerli arkadaş eğlencesine devam ediyordu. İşin daha da dikkat çekici yanı, yanındaki tribün komşularının duyarsızlığı, umursamazlığıydı. Hayatın başka alanlarında da onca yanlış yapılırken, keyiflerini bozmadan, ses çıkarmadan vicdanlarıyla birlikte uyuyup görmezden gelen insan örnekleri oldular..

Yazının Devamı