Fethullah Hoca’nın öngördüğü insanlık zaferi

18 Temmuz 2012

Neredeyse 20 yıl olacak... TMOK Başkanı merhum Sinan Erdem aradı, “ Attilacım, Fethullah Hoca Efendi seninle beni öğle yemeğine davet ediyor. Geliyor musun?” Elbette o yemeğe katıldım. Merak ettiğim sorular ve yanıtları vardı... O yemekte STV Spor Müdürü Mehmet Şeyho ile Beşiktaş’ın eski yöneticisi İhsan Kalkavan da bizi karşılayanlar arasındaydı.


Fethullah Hoca Efendi ile selamlaştık, hatırımızı sordu, sağlığımız için iyi dileklerini güzel sözlerle ifade etti. Ben, “Demokrasi sadece beyaz renkli protestanların rejimi diye biliniyor. İslamla demokrasi uyuşmaz mı?” diye sordum... Sinan Abi daha sportif bir giriş yaptı : “ İslamda sporun yeri nedir?” Dayanamadım, o sorunun kuyruğuna ben de takıldım : “İslamda kadın spor yapamaz mı?” Fethullah Gülen Hoca Efendi, sorularımızı tebessümle karşıladı... O günlerin gündeminden, insanoğlunun inançlarıyla hayat arasındaki kararsızlığından ilgi çekici yorumlar yaptı.

Sonra aniden konuyu değiştirdi : “ İslamla demokrasi asla uyumsuz olamaz. Demokrasi sadece beyaz renkli protestanların rejimi değildir. İnanmayan Hindistan’a baksın. Orada demokrasi yürüyor... Hindistan’daki Müslümanlar da o demokrasinin değerli bir parçasıdır.” Sinan

Yazının Devamı

F.Bahçe nereye koşuyor?

7 Temmuz 2012

Geçen haftadan kalan bir öykü ile başlayalım... Egemen Korkmaz, pek de beklenmedik biçimde Beşiktaş’tan ayrıldı, ertesi gün de Fenerbahçe ile sözleşme imzaladı...
İlk bakışta şok haber, transfer bombası olarak ses getiren bir gelişmeydi bu. Ama olayın arka planını da okumak gerekiyordu.
Evet, Egemen Korkmaz çok iyi bir profesyoneldi... Geçen yıl Trabzon’dan Beşiktaş’a geldiğinde 1 milyon 100 bin euro garanti ve 20 bin euro da maç başı ücrete imza atmıştı. Beklenmedik bir şey oldu. Egemen Korkmaz, 50 maç oynayarak şaşırtıcı bir performans gösterdi. O güne kadar 30-35 maçlık performanslara alışmış yöneticiler, maç başı ücretlerle kabaran maliyet karşısında şaşırıp kaldılar. Önce indirim istediler, olmadı. Sonra başarısına saygı gösterip sözleşmeyi aynen sürdürme kararı aldılar. Ama bu defa da Egemen direndi. Kulüpten birikmiş alacakları 2 milyon TL’nin üzerindeydi... Bunlara 500 bin euro da kendi katarak, alacaklarından vazgeçip üstüne vererek bonservisini aldı...
Tıpkı Trabzon’dan Beşiktaş’a geldiği gibi, Beşiktaş’tan da Fenerbahçe’ye elini kolunu sallayarak gitti.
Bu transferde kuşkusuz hiç kimse Egemen’in aidiyetini, kulüp sadakatini sorgulayamaz... Egemen’in

Yazının Devamı

Bu makas can yakar!

4 Temmuz 2012

İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, nihayet beklenen kararını açıkladı. Bu kararların ne kadarı vicdani, ne kadarı hukuki, ne kadar sindirilebilir, tartışmalıdır.
Bizim işimiz hukuk değil...
Hukuka her koşulda saygılıyız. O nedenle kararları içimize sindirsek de sindirmesek de Yargıtay’ın kararını bekleyeceğiz.
Aynı saygı ve aynı sabırla.
Hakim Mehmet Ekinci’nin verdiği “tahliye” kararlarını ise sevinçle karşılıyoruz.
Özgürlüğün değerini ve tadını bildiğimiz için. Özgürlük olmadan yaşama sevincinin de olmayacağına inandığımız için.
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’la Olgun Peker, İhan Ekşioğlu ve Yusuf Turanlı’nın sevdikleriyle birlikte bu son bekleme sürecini özgür ve sağlıklı biçimde aşmasını dileriz.

Yazının Devamı

Fethiye’den Rio’ya bakan adam

27 Haziran 2012

Milli Takım Teknik Direktörü Abdullah Avcı, Hollanda - Almanya maçını izledikten sonra yurda dönmüş. Okan Buruk nöbeti devralıp Hollanda’yı izlemiş Euro 2012’de...


Abdullah Hoca’nın Avrupa Futbol Şampiyonası’yla ilgili değerlendirmelerini önemsiyorum.
Önce genel bir tespit yapıyor: “8-9 takım 4-2-3-1 düzeniyle oynuyor. İki yönlü orta sahalar dikkati çekiyor. Özellikle Almanya ve İspanya bloklar arasındaki boşluklara doğru oyuncular sokup dengeyi bozuyorlar. Buna en iyi örnek Almanya’nın yıldız futbolcusu Mesut Özil. Benim daha önce de sıkça değindiğim pencere arkalarında buluşmak, blokların arasındaki boşluklara sızmak bu şekilde çok iyi örnekleniyor. Alan savunması bu turnuvada en başarılı örneklerle sergileniyor. Biz de Milli Takım’da alan savunmasına çok önem veriyoruz. Almanya, 2006’dan beri yaptığı yatırımların karşılığını bu turnuvada almaya başladı. Yaş ortalaması 25 olan bir takımla mücadele ediyorlar. Tam bir turnuva takımı olduklarını gösteriyorlar. Biz de son hazırlık maçları sırasında yaş ortalamasını 24’e indirdik...”


Belli ki bu yaş ortalaması, Hoca’nın çok önem verdiği bir konu... Yine Almanya’dan örnek getiriyor: “Müller henüz 24 yaşında... Dört

Yazının Devamı

Aybaba’nın Beşiktaş dönemi

20 Haziran 2012

Doğrusu, “Beşiktaş’ta Aybaba dönemi” olmalıydı. Ama yıllardan beri merakla beklediğimiz dönem, dönemin koşulları gereği hiç beklenmedik bir anda başladı.


Samet Aybaba, Beşiktaş’ın yuvasında ter akıtmış, emek vermiş unutulmaz kaptanlar arasında yerini almış bir futbolcu... Şampiyonluk da görmüş, Kupa da kazanmış, kaybetmenin acısını da, kazanmanın coşkusunu da yaşamış bir futbol emekçisi... Uzun yolculuğunda Anadolu’da hemen her bölgenin, her yörenin takımında antrenörlük yapmış. İki kez Türkiye Kupası’nı kazanmış. Lige çıkmalarla, küme düşmelerle yoğrulan zirve - dip ortamlarını da görmüş, Trabzonspor’la şampiyonluk rüzgârlarının da peşinde koşmuş.


Şimdi, O’nun için hayatını adadığı bir yeni dönem başlıyor: Samet Aybaba’nın Beşiktaş dönemi, demem bundan.


Gurbeti gezip hayatı tanıdıktan, saçı sakalı ağartıp olgunlaştıktan sonra sılasına dönen aşık misali, Aybaba da bu döneme mutlulukla giriyor.

Yazının Devamı

Futbolun çaresi potada!

13 Haziran 2012

Beşiktaş Milangaz’ın Beko Basketbol Ligi’ndeki şampiyonluğu, o coşku atmosferinin yanı sıra farklı duygu ve düşünceler de yarattı bende...

Siyah - beyazlıların basketboldaki ikinci şampiyonluğuydu bu... 37 yıl aradan sonra unutulmayacak maçlarla tarihe yazılan bir büyük başarı öyküsü.

İlk şampiyonluklarını 1974 -75 liginde elde ettiler. Antrenör Ateş Çubukçu... Oyuncular: Faruk Çağan, Tom Davis, Zeki Tosun, Battal Durusel, Fehmi Sadıkoğlu, Ahmet Kurt, Hurşit Baytok, Aziz Akyavaş, Altemur Türkmen...

Taraftarı futbol tribünlerinden salonlara taşıyan bir heyecan fırtınasının kahramanlarıydı hepsi de... Sonra da o kadronun iki önemli oyuncusu Battal Durusel ve Hurşit Baytok, Beşiktaş basketbolunun sembolleri haline geldiler. Yokluklara, sınırlı olanaklara rağmen çoğu yönetimin sırtında bir yük olarak gördüğü basketbolu ayakta tutmak için antrenör ve yönetici olarak da görev aldılar... Fehmi Sadıkoğlu, özellikle kadın basketbolu konusunda ustalaşan emekçi bir antrenör olarak hizmet verdi. Tam Davis, Robert Kolej’de zaten basketbol coach’uydu... Beşiktaş’ta hem oynuyor, hem de antrenör yardımcılığı yapıyordu.

Yazının Devamı

Başbakan’a dilekçe

6 Haziran 2012

Sayın Başbakan, Türkiye Cumhuriyeti’nin futbol sahalarından gelen ilk başbakanı sizsiniz. İstanbul Amatör Küme futbol liglerinden sizi tanıyoruz. Kaldı ki, futbol sizin sadece gençlik döneminizde yaşadığınız bir amatör heyecan da değil. Futbolu seviyor, Türk Futbolu’nun gelişmesi için olağanüstü çaba gösteriyor, zaman zaman bir siyasetçi olarak müdahil oluyorsunuz.


3 Temmuz’da başlayan “şike teşvik soruşturması ve yargılaması” süreci, Türkiye’ye sadece futbolda değil, günlük yaşamda da beklenmeyen sarsıntılar yaşattı.


Tutuklu olarak yargılanan kulüp başkan ve yöneticileri ile futbolda görev alan, iş yapan bazı insanlar yargıda savunmalarını tamamlayıp kararı beklerken, başka sıkıntılar da kapımızı çaldı.
UEFA, finansal fair play ilkelerine ve mali kriterlere uymadıkları için şimdilik 3 Türk kulübünü Beşiktaş, Bursaspor ve Gaziantepspor’u Avrupa kupalarına katılmaktan men etti.


Yazının Devamı

Işık da var Umut da!

3 Haziran 2012

Cuma gecesi Abdullah Hoca ile telefonda konuştuk. Şu hazırlık aşamasında Milli Takım’la yepyeni bir heyecan yaşadığımızı, futbolla ilgili küskün sevdamızın yeniden tatlı kıpırtılarla yüreğimizi hoplattığını söyledim kendisine... Sonra da ekledim: “Hocam oyun o kadar güzel ve akıcı ki, skor tabelasına hiç bakmıyoruz artık!”
İyi de... Dünkü skor tabelası da hiç bakılmayacak gibi değildi hakçası...
1955’den beri yenemiyorduk Portekiz’i... Dahası, 57 yıldan beri oynadığımız 6 maçı da kaybetmiştik. 47 yıldır da tek gol atamamıştık.
Estadio Luz (Işık Stadı), en ciddi hazırlık maçına ev sahipliği yapıyordu...
Euro 2012’nin “Ölüm Grubu”nda Hollanda, Almanya ve Danimarka ile boğuşmaya hazırlanan Portekiz de “ışık” arıyordu, Milli Takım da!
Hemen söyleyelim, ışığı bulan taraf Türkiye oldu!
Portekiz, Meireles’in, Ronaldo’nun, Nani’nin gayretlerine, Coentrao’nun savunmadan çıkarak sergilediği çabalara, Almeida’nın ısrarlarına rağmen ne Volkan’ı aşabildi, ne de savunmamızı... Yine de özellikle savunmada topu kesip savurmakla yetindiğimizi, zaman zaman Ömer Toprak’ın yaptığı çıkışların dışında geriden oyun kurma niyeti gösteremediğimizin altını çizmeliyiz. Savunmada üretken

Yazının Devamı