Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sosyal medya 10 yıl önceki fotoğraflarla yıkılıyor.

10 yıl önce, 10 yıl sonra profil fotoğraflarını görmekten bunaldık artık.

Özellikle de fotoğrafların çoğunun filtrelerle oynanmış, bir moda çekimi ustalığında güzelleştirilmiş halleri daha da fena.

Estetik kaygılarını bir kenara bırakıp teknolojinin bize oynadığı oyunlara gelelim.

10 yıl önce fotoğraflarımızı gönül rahatlığıyla paylaşabilirdik, ama şimdi 10 yıl sonra #10yearchallenge etiketiyle nasıl bir data toplandığını düşünmemek elde değil.

TechHumanist’in yazarı Kate O’Neill’dan Wired editörü Nicholas Thompson’a birçok teknoloji yazarı bu etiketle paylaşılan fotoğraflarla yaşlanma üzerine yüz tanıma algoritması yazmak için data toplandığını iddia ediyor.

Haberin Devamı

Bu bilgi zaten internette var, Facebook hesaplarında önceki profiller de saklanıyor diyenlere ise cevapları basit: Bilgi kirliliğine maruz kalmadan 10 yıl gibi belirli bir süreçte paylaşılan fotoğraflar işi çok daha kolaylaştırıyor, ayıklama derdinden kurtarıyor.

Bu da bir sosyal mühendislik örneği aslında.

Son 10 yılda sosyal medyada çeşitli etiketlerle kullanıcılar hakkında bilgi toplanıyor.

“Facebook fotoğraflarımızla bir yüz tanıma algoritmasının geliştirilmesi kötü bir şey mi?” derseniz, tam olarak değil.

Bu, zaten kaçınılmaz bir şey.

Üstelik kayıpların bulunması gibi faydalı alanlarda da kullanılabilir.

Ama tabii data’nın faydalı olabileceği gibi zararlı alanlarda da kullanılabileceğini unutmamak lazım.

Özellikle karşımıza çıkan reklamlarla hepimizin istenildiği gibi yönlendirebildiğini biliyoruz.

10 YIL ÖNCEKİ FOTOĞRAFINIZI PAYLAŞMADAN OKUMALISINIZ
Bkz. Facebook ve Cambridge Analytics davası.

Hiç farkına bile varmadan seçimlerde vereceğimiz oyu bile değiştirebiliyor bir algoritmanın gücü.

Ve aslında bir süre sonra sadece alışkanlıklarımıza özel algoritmalarla yönlendirildiğimizi ve bunun dışında dünyadan haber alamadığımızı da fark edebilirsiniz.

Cosmopolitan İngiltere’nin yayın yönetmeni Farah Storr’la röportaj yaptığımızda dergi okumak için en önemli nedenin, başka bakış açılarını da görebilmek ve algoritmalar tarafından yönlendirilmeden bağımsız bir editör ekibinin hazırladığı yayınları takip etmekten vazgeçmemenin önemini de konuşmuştuk.

Haberin Devamı

Storr haklıydı, sosyal medya paylaşımlarınız ya da hiç farkında olmadan akıllı telefonunuza yüklediğiniz uygulamalar sayesinde tüm bilgilerinizi ele geçirmek çok kolay.

Şimdi bir kez daha düşünmek lazım, 10 yıl önceki fotoğrafınızı hâlâ size dikte edilen bir etiketle paylaşmak istiyor musunuz?

Müzede selfie günü

Kabul etmek lazım, dün tüm dünyada gerçekleşen Müzede Selfie Günü 10 yıl önceki fotoğraflardan daha eğlenceliydi.

En azından ucundan köşesinden olsa da ilginç bir müze de gördük oynanmış selfie’lerin arasında.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı 300’den fazla müze, tüm dünyadaki müzelerle eş zamanlı olarak Müzede Selfie Günü’nü kutladı.

Milyonlarca fotoğraf paylaşıldı.

Bu vesileyle bir kez daha hatırlatalım, Müzekart ile bir yıl boyunca Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı 300’e aşkın müze gezilebildiği gibi sergi ve tiyatrolar da indirimli izleniyor.

Kafe ve hediyelik eşya mağazalarındaki alışverişlerde de indirimli ücret ödeniyor.

Haberin Devamı

Müzekart’ın yıllık fiyatı ise 70 lira.

Bir an önce edinmekte fayda var!

10 YIL ÖNCEKİ FOTOĞRAFINIZI PAYLAŞMADAN OKUMALISINIZ

EPİVERON tanıtıldı

Geçen hafta sonu, Piramid Sanat’ta düzenlenen basın toplantısı ve sanat ortamına açık bir forumla kamuoyuna sunulan “EPİVERON” (Eser Piyasaya Veriliş Onayı) tanıtıldı. Tanıtım bildirisinde şöyle denildi:

“Biz, aşağıda imzası bulunan sanatçılar, sanat ortamımıza dürüstlük, şeffaflık ve denge getireceğine inandığımız, EPİVERON’un hayata geçmesini destekliyoruz. EPİVERON, UPSD tarafından düzenlenmiş, sanat dünyamızda her kesimini çok farklı açılardan koruyacak bir formülün kağıda dökülmüş halidir; sanat eserinin pasaportu niteliğindedir.”