TÜRK MiMARLAR ÖDÜLLERi TOPLADI

1 Ekim 2012

Londra’da gerçekleşen Uluslararası Emlak ve Gayrimenkul Ödülleri’nde Türk projeleri ve mimarları, farklı kategorilerde birçok ödül kazandı. Artık ben de mimar Gökhan Avcıoğlu gibi umutluyum

Geçen yıl ödüllü mimar Gökhan Avcıoğlu’yla konuşurken “Daha yeni başlıyoruz. Yapacağımız çok şey var” demişti. Ben tipik bir İstanbullu olarak çarpık kentleşmeden, yapılan çirkin binalardan ve projelerden şikayet ederken Avcıoğlu, umutlu olduğunu söylemişti. Hatta iyi şeyler yapılabileceğine beni ikna etmeye çalışmıştı. En azından böyle umutlu mimarlarımız da var diye sevinmiştim.
Aradan 1 yıl geçti. Şimdi Gökhan Avcıoğlu Londra’dan 5 yeni ödülle döndü. Geçen hafta Uluslararası Emlak ve Gayrimenkul Ödülleri, Londra’da düzenlenen bir törenle sahiplerini buldu. Gökhan Avcıoğlu ve mimarlık ofisi GAD, bu törenden One Ortaköy, Borusan Müzikevi, Haaz, Mudanya’da inşa edilecek olan MDNY House ve üniversite öğrencileri ve akademisyenler için tasarlanan Unisite II projeleriyle tam 5 farklı kategoride Avrupa’nın en iyileri ödüllerini aldı. Bir tesadüf de, Gökhan Avcıoğlu’na en iyi mağaza iç tasarım ödülü kazandıran Haaz’ın Avcıoğlu’nun eşi Özlem Avcıoğlu ve Murat Patavi’ye ait olması. Böylece

Yazının Devamı

ÇAĞDAŞ TÜRK SANATI PARiS’TE

30 Eylül 2012

Çağdaş Türk sanatı yurt dışında yükselişe geçiyor. Önce Paris’te Louis Vuitton Espace Culturel’de bir sergi açılıyor. Sonra sırada Madrid’de sanat fuarı ADCO ve Dubai Christie’s’de müzayede var. 29 Ekim’deyse Seçkin Pirim, Londra Saatchi Galeri’de

Paris’te Louis Vuitton’a ait Espace Culturel, çok önemli bir sanat galerisi. Bir sanatçının işinin burada sergileniyor olması bile başlı başına olay. Şimdi bir sanatçı değil, bir sanatçılar topluluğunun karma sergisi gerçekleşecek burada. “Bizim için niye Paris’teki bu sergi bu kadar önemli?” derseniz hemen cevap vereyim, çünkü bu, çağdaş Türk sanatçıların sergisi.
Lüks sektörünün önde gelen markalarından Louis Vuitton’un yine çok önemli bir sanat merkezinde, Espace Culturel’de çağdaş türk sanatçıları sergisi düzenlemesi müthiş bir gelişme. Serginin teması, bir Louis Vuitton klasiği ‘yolculuk’. Küratörse başta LVMH’nin patronu Bernard Arnault olmak üzere birçok önemli koleksiyonere danışmanlık yapan Herve Mikaeloff. Mikaeloff’un Arnault koleksiyonu için bir Türk eseri seçmesi demek, o Türk sanatçının kısa zamanda dünya çapında olması anlamına geliyor.
Peki ama sergide hangi sanatçılar yer alıyor? Murat Akagündüz, Halil

Yazının Devamı

DOT’U SEVMEK iÇiN 7 NEDEN

29 Eylül 2012

Dot, sekizinci yılında sezonu yeni oyunu ‘Sarı Ay’la açtı. ‘Sarı Ay’ı izleyip de etkilenmemek mümkün değil. Müthiş bir oyunculuk ve fiziksel performans. İşte bu vesileyle, Dot’un bize neler kazandırdıklarına bakalım

Son zamanlarda beni en çok heyecanlandıran şey, Dot’un yeni oyunu ‘Sarı Ay’ oldu. Dot, sekizinci yılını kutluyor ve izleyicileri hâlâ her yeni oyunu için heyecanlanıyor. İşte bu süreklilik bizim hiç alışık olduğumuz bir şey değil aslında. Bunu koruyabilmek de çok önemli. Kurucuları Murat-Özlem Daltaban ve Süha Bilal’i kutluyorum.
Bir Dot oyunu izlemek, hem “Bizde de böyle işler yapılıyor” diye hem de izleyici kitlesini görüp mutlu olmak demek.
‘Sarı Ay’da dekor yok, kostüm yok, saç-makyaj yok. Oyuncular en doğal halleriyle sahnede karakterden karaktere bürünüyor. Arada karakterlerinden çıkıp hikayeyi anlatıyorlar, yorumlar yapıyorlar. Hepsi sahnede devleşiyor. Klasik tiyatrodaki abartılı oyunculuk burada yok.
Dot, son oyunlarında oyunculuğun yanı sıra fiziksel performansı da ön plana çıkarıyor. Oyuncular, hikayeyi bedenleriyle anlatıyor. Fiziksel performanslarına ve koreografiye de hayran kalıyorsunuz.
‘Sarı Ay’ın diğer Dot oyunlarından en

Yazının Devamı

2 ÖDÜL TÖRENi ARASINDA 7 FARK

26 Eylül 2012

Biz Altın Koza Ödülleri’ni konuşurken ABD’de Emmy’ler de sahiplerini buldu. İşte bu iki önemli ödül töreninden notlar...

* Bizdeki ödül törenlerinde jüri ön planda, oysa asıl ön planda olması gereken ödüller için yarışan adaylar, tıpkı Emmy’lerdeki gibi.

* Bizde adaylar ödül alamayacaklarını düşünüyorlarsa ödül törenine katılmaya bile zahmet etmiyorlar. Ödül kazanamayınca çirkefleşiyorlar, hiç ummadığınız isimler, başta izleyicilere burun kıvıracak kadar, sonra jüriye “Gerzek” diyecek kadar küstahlaşıyorlar. Oysa Emmy’lerde aynı dizide yıllardır birlikte rol alan 3 kişi aynı ödüle aday oluyor ve içlerinden biri ödülü alıyor, diğerleri de onu alkışlıyor. Bkz. Modern Family.

* ”Sinema ödülleriyle televizyon ödülleri karşılaştırılmamalı” diyenlere itirazım var, televizyonu küçümsemeyi bırakmanın artık vakti gelmedi mi? Julianne Moore, Nicole Kidman, Kevin Costner, Kate Winslet gibi Hollywood yıldızları televizyonlara mini diziler yapmıyor mu? Özellikle Julianne Moore’a ‘En iyi mini dizi kadın oyuncu’ ödülünü kazandıran ve aynı zamanda ‘En iyi mini dizi ödülü’nü alan, Sarah Palin’in ve ABD başkanlık seçimlerinin hikayesini anlatan ‘Game Change’ bir sinema filmi

Yazının Devamı

SEZONU AÇIYORUZ

24 Eylül 2012

Bu hafta itibarıyla artık resmen şehre döndük. Babylon açılıyor, İstanbul Design Week ve Filmekimi başlıyor, Dot tiyatro sezonunu açıyor. Daha ne isteriz?

Bu yaz ne zaman başladı, ne zaman bitti, hiç anlamadım. Çoğunuz gibi. Bu hafta itibarıyla sanırım yazın bittiğini daha iyi idrak etmiş olacağım. Çünkü bu hafta itibarıyla, şehirde yeni sezonun açıldığını hatırlatan güzel gelişmeler var. Buyrunuz...
Yarın akşam Babylon Jukebox Party ile Babylon ve Babylon Lounge açılıyor. 26-28 Eylül’deyse nisanda ertelenmek zorunda kalan Kings of Convenience konseri Babylon’da gerçekleşecek.
Çarşamba günü İstanbul Design Week başlıyor. İlk yıllarında büyük ses getiren etkinlik şimdi nedense daha sessiz ilerliyor. 30 Eylül’e kadar kadar devam edecek. Bu yıl İstanbul Design Week Haliç Köprüsü yerine Hasköy’de, Eski Şapka Fabrikası, İplik Fabrikası ve Rahmi Koç Müzesi’nde.
Çarşamba akşamı uzun zamandır heyecanla beklediğim bir şey daha var, Dot’un yeni oyunu ‘Sarı Ay’ın prömiyeri. “Çağdaş bir Bonnie and Clyde masalı” diye özetliyorlar. David Greig’in yazdığı, Pınar Töre’nin yönettiği ‘Sarı Ay’da Gizem Erdem, İbrahim Selim, Kaan Turgut, Su Olgaç ve Ayşecan Tatari oynuyor.
13

Yazının Devamı

BU SEZON ÖNE ÇIKANLAR

23 Eylül 2012

2012-2013 sonbahar/kış koleksiyonlarına göz atıyoruz. Bakın, şimdi en çok neler moda?

Eskiden sınırlı sayıda trend olurdu, gerisi herkesin tarzına kalırdı. Şimdi trendlerin eskisi gibi anlamı kalmadı. Artık her şey moda. İsteyen kısa topuk, isteyen yüksek topuk tercih ediyor. Bunu yaparken de trendlere aykırı kalmıyor çünkü artık kısa da uzun da, minizmalizm de maksimalizm de hepsi moda. Hedef kitleleri değiştikçe moda tasarımcıları da bu gerçeği göz önüne alıp herkesi mutlu edecek koleksiyonlar hazırlıyor. İşte 2012-2013 sonbahar/kış koleksiyonlarında öne çıkanlar...

RENK: Mor, bordo ve kırmızı bu sezon en sık görülen renkler. Siyah tabii ki yine vazgeçilmez. Gotik akımla ve derinin yükselişiyle birlikte daha da cazip hale geldi. Bu sezon zıt renkler bir arada kullanılıyor, siyah-beyaz kombinasyonu yine sık sık görülüyor. Bu arada “Zürefanın düşkünü beyaz giyer kış günü” sözünü bu kış bol bol kullanmak mümkün olacak.

DESEN: Geometrik, egzotik, etnik, çiçek desenlerinin yanı sıra bir de kendini tekrarlayan ve göz yoran desenler var. Hatta çiçek desenlerini geometrik desenlerle harmanlayan moda tasarımcıları bile mevcut.

Yazının Devamı

iSTANBUL’UN YENi BULUŞMA NOKTASI OLACAK

22 Eylül 2012

Mart 2013’te açılması planlanan Zorlu Center’dayım. Bakın, heyecanla beklenen Zorlu Center’da neler var?

Çok merak ettiğim Zorlu Center’dayım. Zorlu Center için bir alışveriş merkezi projesi demek doğru değil. 2.5 milyar dolarlık bir yatırım. Emre Arolat ve Murat Tabanlıoğlu imzalı projenin 5 farklı fonksiyonu var, alışveriş merkezi, otel, ofis, residence ve en önemlisi de performans sanatları merkezi.

AKM’nin kapatılmasından beri İstanbul’da bir performans sanatları merkezi yok. Zaten, biliyorsunuz AKM’de de teknik imkansızlıklar nedeniyle çok sorun vardı. Şimdi şehre kazandırılan bu yeni performans sanatları merkezinde en ileri teknoloji kullanılmış. Tam 300 milyon dolarlık bir yatırımdan söz ediyoruz. Broadway şovlarından senfoni orkestralarının konserlerine burada birçok etkinlik gerçekleşecek. Ayrıca workshoplar ve sergiler de düzenlenecek. Bu merkezde Türkiye’nin ilk e-library’si de olacak. Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’nin operasyonu için ABD’li Nederlander Worldwide Entertainment ile anlaşmışlar.

Sanat merkeziyle alışveriş merkezi de iç içe olacak. Malum, artık alışveriş merkezleri de birer yaşam alanına dönüşmüş durumda. Burada en büyük alan Beymen’e

Yazının Devamı

TÜRK iŞADAMLARI LONDRA’DA RAKiP OLUYOR

19 Eylül 2012

Türk işadamları yeme-içme sektörünü sevdi. İstanbul’dan sonra yurt dışında da restoran açma projelerini heyecanla bekliyoruz

İş dünyası yeme-içme sektörüyle yakından ilgilenmeye başladı. Ferit Şahenk, Nusr-et’e ortak olup da restoran işine girdiğinde şaşırmıştık. Grup, yeme-içme sektöründe emin adımlarla ilerliyor. Bakarsınız, yakında Türkiye’nin en büyük restoran grubu İstanbul Doors Group’a bile ortak olurlar.
Şimdi de Mehmet Ali Yalçındağ restoran işine giriyor, hem de Borsa, X, Masa’nın sahibi Özkanca Ailesi ve İngiliz restoran grubu D&D London’la birlikte. İngiliz restoran grubu D&D London hakkında biraz bilgi verelim. Conran Shop’un da kurucusu olan Terence Conran’ın 1991’de kurduğu restoran grubunun devamı aslında. Eylül 2006’da grubun yüzde 49’unu yatırımcılarla birlikte şirketin CEO’su Des Gunewardena ve Genel Müdürü David Loewi satın aldı, grubun adını D&D London olarak değiştirdi. Ama halen şirketin yüzde 51’i Conran’a ait. Londra, Paris, Kopenhag, New York ve Tokyo’da tam 30 restoranları ve yıllık 75.5 milyon sterlin ciroları var.
Londra’ya giden Türklerin sık sık uğradığı Chelsea King’s Road’daki Bluebird’den Marylebone High Street’teki Fransız

Yazının Devamı