Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

THY’nin İstanbul - Hong Kong hattının 15. yılı şerefine bir grup gazeteci Hong Kong’a uçuyoruz, THY Basın Müşaviri Yahya Üstün ile birlikte.

Hızlandırılmış  Hong Kong turu

Hong Kong, Uzakdoğu’nun en güzel büyük şehirlerinden biri. Çin’in güneydoğusunda, eski İngiliz sömürgesi, şimdi ise tamamen bağımsız. Sadece bir finans merkezi değil, Uzakdoğu kültürünü ve yemeklerini sevenlerin favorisi. Zaten o yüzden İstanbul-Hong Kong uçuşları hep dolu. Sadece yerli müşterilerle değil tabii, yabancı yolcular ağırlıkta THY’nin uçuşlarında. Ne de olsa THY ‘Widen Your World’ sloganının hakkını veren global bir şirket.

Haberin Devamı

Hong Kong’un geleneksel noodle’cısı

Hong Kong’da ilk dikkat çekenler güzel restoranlar, sonsuz alışveriş, ünlü mimarlardan dev binalar. Sokakta gezerken dev binaların arasında kendinizi küçücük hissediyorsunuz. İlk akşam daha saat farkına alışamadan bir Türk restoranına gidiyoruz, The Sultan’s Table. Restoranın dekoruna hayran kalıyoruz, yemekler daha iyi olabilir, ama yine de Hong Kong’da bu kadar güzel bir Türk restoranı bulmak bizi hem şaşırtıyor, hem de sevindiriyor. Ertesi sabah Ngong Ping adlı teleferikle Hong Kong’a tepeden bakanlar da, soluğu Disneyland’de alanlar da oluyor, Central’da kalıp şehri gezenler de. Ben Hong Kong’u avucunun içi gibi bilen arkadaşlarımın tavsiyesine uyuyorum, önce Ten Feet Tall’da bir refleksoloji masajına gidiyorum. Bir gökdelenin 21. katında olan bu masaj salonunun özelliği dekoru, Buddakan, Cha Cha Moon ve Hakkasan gibi restoranların tasarımını yapan Isometrix yapmış. Daha sonra ise Alan Yau-Jale Erentok’un tavsiyesiyle Hong Kong’un en geleneksel noodle’cısı Mak’s Noodle’a gidiyorum. Burası dededen kalma bir noodle’cı, dedenin tarifi uygulanıyor. Son derece salaş ama çok lezzetli. Noodle ve wontonda Hong Kong’un en iyilerinden. Wellington Street’in yanı sıra başka şubeleri de var, ama orijinalinin yeri ayrı diyor bilenler. Kredi kartı geçmiyor, sadece nakit para geçerli. O da Hong Kong doları tabii. Daha sonra Luna Symphony of Orchestra ışık gösterisi için Kowloon’dan tekneye biniyoruz, Harbour City Mall’da alışveriş yapanlarla buluşup.

Haberin Devamı

Zaten “star ferry” denilen bizim Beşiktaş - Üsküdar motorlarını andıran teknelerle şehri izlemek yapılabilecek en güzel şey. Bu özel turda ise akşam 20.00’de ışık oyunları başlıyor, her bina farklı bir ışıkla giydiriliyor. Bazılarının üstünde yazılar da var, bazılarının üstünde ise sevimli hayvan figürleri.

Bol bol fotoğraf çekiliyor, Instagram hikayesi paylaşılıyor. Sonra ise Londra’da da Shard binasında şubesi olan Aqua’ya yemeğe geçiliyor, ister İtalyan ister Japon yemekleri tercih ediliyor. Daha sonra ise gecenin finali Ozone Bar’da yapılıyor. Hong Kong’un en yüksek barı, Ritz Carlton otelinin tepesinde.

136. kata çıkarken kulaklarınız basınçtan etkileniyor, uçaktan bile daha çok. Ozone’un açık hava bölümü de var. Ertesi gün Mandarin Oriental otelde Philips’in 20. yüzyıl & çağdaş sanat & tasarım açık artırması var. Ai Weiwei’den Yayoi Kusama’ya birçok ünlü ismin eserleri açık artırma öncesi burada sergileniyor. Sergiyi gezdikten sonra Victoria Zirvesi’ne çıkılıyor, en iyi Hong Kong manzarasını yakalayabilmek için.

Haberin Devamı

Daha sonra Macau’ya geçiliyor.

Gelmişken Stanley’yi görün

Hong Kong’a kadar gelmişken feribotla 1 saatte Macau’dasınız. Macau, Çin’in Las Vegas’ı, Wynn’den Venetian’a Vegas’ın bütün ünlü otellerinin şubeleri burada var.

Kumarhanelerin üstünde ise dev alışveriş merkezleri var. Macau’da Portekiz’den iz çok, Portekiz restoranları ağırlıkta. Michelin rehberinde yer alan Fernando çok başarılı, ayrıca gece saatlerinde Macau’ya tepeden bakmak isteyenler için 360 adlı 360 derece dönen restoran da iyi bir seçenek. Son gün Ladies Market’te gezip sonra Stanley Plajı ve pazarını geziyoruz. Stanley, Güney Fransa’da bir plajı da, Bodrum’u da hatırlatıyor. Tam bir sayfiye, minik dükkanlar arasında güzel bir manzara ve huzurlu insanlar göze çarpıyor. Hong Kong merkezindeki yüksek binalardan sonra Stanley daha da iyi geliyor. Hong Kong’a kadar gelmişken bu küçük sayfiyeyi de görmekte fayda var. Bu kadar dolu dolu geziden sonra dönüşe geçiliyor, 10 saatlik yol göz açıp kapar hızıyla geçiyor.