Peki bu fıkralar kimin?..

29 Aralık 2001

"Bu yazıyı okumadan "nce küçük okurlarıma iyi uykular dilerim." Şimdi affınıza sığınarak size "gerçek" bir Nasrettin Hoca fıkrası anlatacağım. "Nasrettin Hoca'nın avradı hamama gider. 'Hoca ben gelinceye kadar oğlanı avut' der. Avrat hamama gitdükleyin oğlan ağlar. Bir çanakta yoğurt varımış. Kalkup zekerini bulaşdurup oğlanın ağzına koyup yedirmiş. Oğlan rahat olup uyumış. Avrat hamamdan çıkagelür. 'Aferin hey koca' demiş. Nasrettin Hoca, 'Ben ana gelince dokuz zeker yoğurt yedürüp dururın, eğer sendahi yesen uyurdun' demiş".* * * Bir tane daha alır mıydınız?İşte ikincisi: "Nasrettin Hoca'ya bir gün avradı 'Ben gelinceye şu oğlanı avut' demiş. Bu gidecek, oğlan ağlar. G"rmüş ki olmaz, zekerini eline vermiş. Bu hinde avradı gelmiş. 'Bre mağbum olacak, nedir bu' demiş. Hoca da 'Bre ...cük! Eline bıçak vereyim de elini mi kessin' demiş". * * * Başta bir uyarı: Hatırlayanlar olacaktır: UNESCO'nun Nasrettin Hoca ilan ettiği 1996'da Prof. Boratav' ın "iğdiş edilmemiş" Nasrettin fıkralarını yayımlamaya kimse cesaret edememiş, fıkralar uzun süre ortada kalmıştı. Pertev Hoca, bugün "pornografik" sayılan bu fıkraları 15., 16., 17. yüzyıl elyazmalarından derlemişti. Ve

Yazının Devamı

Peki bu fıkralar kimin?..

29 Aralık 2001


<#comment>Başta bir uyarı:
"Bu yazıyı okumadan önce küçük okurlarıma iyi uykular dilerim."Şimdi affınıza sığınarak size "gerçek" bir Nasrettin Hoca fıkrası anlatacağım.
"Nasrettin Hoca'nın avradı hamama gider. 'Hoca ben gelinceye kadar oğlanı avut' der. Avrat hamama gitdükleyin oğlan ağlar. Bir çanakta yoğurt varımış. Kalkup zekerini bulaşdurup oğlanın ağzına koyup yedirmiş. Oğlan rahat olup uyumış. Avrat hamamdan çıkagelür. 'Aferin hey koca' demiş. Nasrettin Hoca, 'Ben ana gelince dokuz zeker yoğurt yedürüp dururın, eğer sendahi yesen uyurdun' demiş".* * *Bir tane daha alır mıydınız?
İşte ikincisi:
"Nasrettin Hoca'ya bir gün avradı 'Ben gelinceye şu oğlanı avut' demiş. Bu gidecek, oğlan ağlar. Görmüş ki olmaz, zekerini eline vermiş. Bu hinde avradı gelmiş. 'Bre mağbum olacak, nedir bu' demiş. Hoca da 'Bre ...cük! Eline bıçak vereyim de elini mi kessin' demiş".
* * *

Yazının Devamı

Mutlu Noeller Türkiye!..

27 Aralık 2001

Merak edip sordum:K"şk, Noel'i son 3 yıldır kutluyormuş. Yani bu "jest", Demirel d"neminde başlamış, Sezer' le sürüyor.Doğrusu sevindirici bir duyarlılık bu...Türkiye, nihayet resmi düzeyde "Müslüman olmayan yurttaşları" nı fark ediyor ve onlarla "bayramlaşıyor". Daha doğrusu, bir zenginliğinin farkına varıyor.* * * Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer "nceki gün bir mesajı yayımlayarak "Hıristiyan vatandaşların Noel bayramını kutladı". "Paskalya'da Ermeni çocuklar yumurta tokuştururlar, bu yumurtalara kaymaklı keteler, gevrek simitler eşlik ederdi. Ermeni evine yolu düşen Müslümanlara bu ç"reklerden ikram edilirdi. Ramazan ve Kurban bayramlarında Ermeniler Müslüman evlerine tebrike giderdi". Dikkatiniz çekerim; Arıkan' ın hafızasını süsleyen bu bayramlaşma sahneleri 1920'lerde, yani "tehcirin travması" ndaki küçük bir Anadolu kasabasında yaşanıyor.* * *Ben de geçen yılki Paskalya'da Midyat'ta Mor Abraham Manastırı' nda çekim yaparken, okunan ilahilerdeki mesajın, vaazlardaki tonlamanın, zılgıtlardaki neşenin, yoğurt çorbasındaki lezzetin nasıl Müslümanlarınkine benzediğini g"rmüş, bu coşkuyla kırmızı yumurta tokuşturmuş, peynirli poğaça yemiştim.Oralarda bayram denilince

Yazının Devamı

Mutlu Noeller Türkiye!..

27 Aralık 2001


<#comment>Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer önceki gün bir mesajı yayımlayarak "Hıristiyan vatandaşların Noel bayramını kutladı".Merak edip sordum:
Köşk, Noel'i son 3 yıldır kutluyormuş. Yani bu "jest", Demirel döneminde başlamış, Sezer'le sürüyor.
Doğrusu sevindirici bir duyarlılık bu...
Türkiye, nihayet resmi düzeyde "Müslüman olmayan yurttaşları"nı fark ediyor ve onlarla "bayramlaşıyor".Daha doğrusu, bir zenginliğinin farkına varıyor.
* * *
İsmail Arıkan, "Mahallemizdeki Ermeniler" kitabında (İletişim, 2001) 1920'lerin Darende'sindeki Müslümanlarla Ermenilerin gündelik hayatlarından ayrıntılar aktarır.

Yazının Devamı

Arjantin olmayız biz, rezil oluruz!

25 Aralık 2001

"Türkiye Arjantin olmaz di mi?..""Olmaz... valla olmaz!.." Eli kalem tutan, dili yorum yapan kim varsa tüyleri ürperen şirket, market sahiplerini yatıştırmaya çalışıyor: "Yok canım... olmaz "yle... Burası Türkiye..." * * * Günlerdir Arjantin'de süpermarketleri yağmalayanların isyanını izlerken kulak memelerimizi burup tahtalara vuruyoruz: Başta geleni "tevekkül"... Başımıza gelen her musubetin nedenini kaderde ararız biz...™bür dünyada r"vanşı nasıl olsa alacağımıza inanırız.Sinemiz geniştir, her şeyi oraya çekebiliriz.Boyun eğme, misafirperverlik gibi, milli hasletlerimizdendir.Devleti baba tokadını vefa biliriz.O yüzden bizde "yle şirkete, markete filan el kalkmaz pek...Beşikte sımsıkı kundaklanır, mezara kadar "yle kalırız.Kundağı ç"zmek isteyenleri "nce polisten "nce kendimiz gagalarız.* * *O yüzden Arjantin olmaz Türkiye...Ama alkolik olur.Az maaşlı bir arpalık ayarladı mı, dün kafasına kasa fırlattığı başbakanın "nünde el pençe divan olur.Cami avlusuna terk edilmiş çocuk, konserde g"ğsünü jiletleyen kalfa, mezarda işadamı bıçaklayan tinerci, cinayeti g"ze alan çanta kapkaççısı, kızkardeşini geneleve teslim edip, kaçmaya kalkıştığında kurşunlayan ağabey olur.Koruma olur,

Yazının Devamı

Arjantin olmayız biz, rezil oluruz!

25 Aralık 2001


<#comment>Günlerdir Arjantin'de süpermarketleri yağmalayanların isyanını izlerken kulak memelerimizi burup tahtalara vuruyoruz:
"Türkiye Arjantin olmaz di mi?..""Olmaz... valla olmaz!.."Eli kalem tutan, dili yorum yapan kim varsa tüyleri ürperen şirket, market sahiplerini yatıştırmaya çalışıyor:
"Yok canım... olmaz öyle... Burası Türkiye..."

* * *
"Olmaz"ın iktisadi analizleri yapılıyor genelde, ama elbette bu özgüvenin ardında ananevi gerekçeler de var:

Yazının Devamı

Siz hala annenizin tarih kitabını mı okuyursunuz?

23 Aralık 2001

"Anadolu, ezelden ebede Türk yurdudur". Eeee... Hani 1071'de ayak basmışlardı?.. İsmail Aydın "Osmanlı'dan Günümüze Tarih Ders Kitapları" (Eğit - Sen Y. 2001) araştırmasında tarih müfredatının Türk - İslam sentezi ağırlıkta olduğunu saptıyor. Prof. Zafer Toprak' ın bir araştırması ise 1920'lerin ders kitaplarında yüzde 80 ağırlığa sahip Avrupa ve dünya tarihi bilgilerinin günümüz kitaplarında yüzde 10'un altına indiğini g"steriyor.Türkiye'nin üyesi olduğu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 1.5 ay "nce ""nyargılardan arındırılmış, çoğulcu ve hoşg"rülü bir tarih "ğretimi" ne destek için tavsiye kararı aldı.Avrupa ailesine katılmaya çalışan Türkiye ise, hala kendi geçmişine "vgüler düzen, herkesi potansiyel düşman g"ren, şoven bir milliyetçiliği ezberletmeyi "tarih eğitimi" sanıyor.* * *™nceki gün bu sütunda edebiyat ders kitapları konusuna değinirken "değişim sırası tarih ders kitaplarına geliyor" diye yazmıştım.Yazının yayımlandığı gün Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu aradı, "Haklısın, sıra tarihte" dedi: "Tarihi, rakamlarla ezberleten müfredatı değiştireceğiz. Tarih eğitiminde de "ncelikle tarihi sevdirmeyi amaçlayacağız". Hazırlıklar başlamış bile...Tarih

Yazının Devamı

Siz hala annenizin tarih kitabını mı okuyursunuz?

23 Aralık 2001


<#comment>"1071'de Malazgirt Savaşı'nı kazanan Türkler; Anadolu topraklarına ayak bastılar" diye başlıyor tarih ders kitabı... ve bu cümlenin yer aldığı paragraf şöyle bitiyor:
"Anadolu, ezelden ebede Türk yurdudur".Eeee... Hani 1071'de ayak basmışlardı?..
İsmail Aydın "Osmanlı'dan Günümüze Tarih Ders Kitapları" (Eğit - Sen Y. 2001) araştırmasında tarih müfredatının Türk - İslam sentezi ağırlıkta olduğunu saptıyor.
Prof. Zafer Toprak'ın bir araştırması ise 1920'lerin ders kitaplarında yüzde 80 ağırlığa sahip Avrupa ve dünya tarihi bilgilerinin günümüz kitaplarında yüzde 10'un altına indiğini gösteriyor.
Türkiye'nin üyesi olduğu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 1.5 ay önce "önyargılardan arındırılmış, çoğulcu ve hoşgörülü bir tarih öğretimi"ne destek için tavsiye kararı aldı.
Avrupa ailesine katılmaya çalışan Türkiye ise, hala kendi geçmişine övgüler düzen, herkesi potansiyel düşman gören, şoven bir milliyetçiliği ezberletmeyi "tarih eğitimi" sanıyor.

Yazının Devamı