PKK kongre yaptığını ve “tarihi kararlar aldığını” duyurdu ama asıl duyulması beklenen henüz söylenmedi. Örgütün lideri Öcalan, 27 Şubat’taki çağrısında; “Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” dedi. Yani fesih kararı ve tasfiye süreci duyulmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli ve DEM Sözcüsü’nden gelen sinyaller bir “arıza” beklenmediğine işaret ediyorsa da temkinin elden bırakılmadığı görülüyor. Zira şubat, mart, nisanın sonu derken kongrenin toplandığı haberinin gelmesi 9 Mayıs’ı buldu. Bizatihi bu bile ihtiyatlı açıklamalarla ilerlenmesi gereğine basit bir örnek.
Ankara’da, 3 Mayıs’tan bu yana ‘ha bugün ha yarın’ diyenler vardı. DEM Partili Sırrı Süreyya Önder’in tam o gün vefat etmesinin kongre tarihinde bir etkisi oldu mu teyit edemedim. Tıpkı
Avrupa’da beş ülkeyi etkileyen kaotik elektrik kesintisi sürerken, Polonya’da Göçmen Politikasından Sorumlu İçişleri Bakan Yardımcısı Maciej Duszczyk’den Rusya ve Belarus’un siber saldırı örneklerini dinliyorduk. Elektrik kesintisinin nedeni araştırılıyor ama Avrupa ülkeleri bunda bu iki ülkenin parmağı çıkarsa hiç şaşırmaz.
Polonya’da Göçmen Politikasından Sorumlu İçişleri Bakan Yardımcısı Maciej Duszczyk ile…
Duszczyk, Polonya’nın kritik alt yapısının hemen hemen her gün saldırıya uğradığını söyledi. Verdiği örnekler arasında Krakov’da bir hastanenin sistemine saldırı nedeniyle bir hafta hizmet verilememesi, bir trenin raydan çıkarılma teşebbüsü, alışveriş merkezlerinde yangın alarmlarının devreye sokulması gibi örnekler vardı. Ayrıca göçmenlerin de bir tür saldırı unsuru olarak kullanıldığı belirtiliyor. Bunların hepsi hibrit saldırı unsurları olarak tanımlanıyor.
Başta Afrika ve Afganistan’dan göçmenler olmak üzere Belarus sınırından kasıtlı yönlendirildikleri ifade
AB Konseyi dönem başkanı Polonya, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu, Polonya Dışişleri Bakanlığı ve ülkenin Ankara Büyükelçiliği’nin iş birliği ile medya kuruluşları için düzenlenen çalışma gezisi çerçevesinde birkaç gündür Varşova’dayım.
Polonya’nın başkanlık dönemindeki öncelikleri, AB’ye katılım süreci ve göç konusunun ön planda olduğu ziyaret programında görüşmelerde duyacaklarımızı Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski esasen, ziyaretten sadece birkaç gün önce ulusal parlamento SEJM’de özetlemişti. Sikorksi, 2025 yılı dış politika önceliklerini anlattığı konuşmasında şöyle demişti:
“Endişe, Polonya’da evlere yerleşti. Biz de Rus saldırganlığı riski altında mıyız? Avrupa ile ABD arasındaki ilişkiler bir krize doğru mu gidiyor? Avrupa savunma yeteneklerini hızla geliştirebilir mi?”
“Endişe”, “her alanda güvenlik” ve “savunma” buradaki her görüşmede en az birkaç kez kulağa çalınan ortak kelimeler.
Türkiye Osaka Expo’da ‘Medeniyetlerin Altın Çağı’ temasıyla yer aldı. Japonya’yla işbirliğini ilerletmeyi hedeflediklerini ifade eden Bolat “Suriye’nin yeniden inşası sürecinde de iş birliği yapacağımıza inanıyoruz” dedi.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Japon firmalarıyla enerji, altyapı, yenilenebilir kaynaklar, otomotiv, sağlık ve ileri teknoloji gibi alanlarda işbirliği daha ileri taşımak istediklerini belirtti. Bolat, Japonya temasları kapsamında, Türkiye’nin Osaka-Kansai Japonya 2025 Dünya Exposu’na katılımına ilişkin tanıtım toplantısı düzenledi. Expo’ya 25 milyonu aşkın kişinin katılacağını belirten Bolat, “Yüzyıllar boyu köklü medeniyetlere ev sahipliği Anadolu topraklarının kadim kültürüyle Türkiye olarak, Osaka-Kansai Japonya 2025 Dünya Exposu’nda ‘Medeniyetlerin Altın Çağı’ temasıyla yer alacağız ve sizlere tarihimiz ile yeniliği buluşturan bir yolculuk sunacağız. Pavilyonumuzun mimari tasarımı, Türklerin Orta Asya’dan itibaren taşıdığı kadim sembollerden biri olan ve aynı zamanda Türkiye
Türkiye’nin ‘kardeşliklerine’ önem verdiği, Türk Devletleri Teşkilatı’nda (TDT) da birlikte olduğu üç üyesi, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne (GKRY)büyükelçi atama kararı aldı. Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan, Avrupa Birliği (AB) ile 4 Nisan’da Semerkant’ta gerçekleştirdikleri Orta Asya Zirvesi’nde, “KKTC’nin kurulmasını kınayan ve devletlere tanımama çağrısı yapan BM Güvenlik Konseyi’nin 541 ve 550 sayılı kararlarına da bağlı kalacaklarını” açıkladılar. Yayınlanan ortak bildiride GKRY’nin tezlerine destek verdiler.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar gelişme karşısında üç ülkeye Rum tarafıyla ilişkileri konusunda daha dikkatli olmaları “telkininde” bulundu. Tatar, AB’nin bu anlaşmayı yapma hedefinin 2022’den beri teşkilata gözlemci üye olan KKTC’yi engellemek olduğunu vurgulayarak “Türk devletleri, Rum tarafıyla ilişkilerine biraz daha dikkat etmeli. AB’yle ilişkileri olabilir. AB, bir birlik fakat nüfusu 800 bin olan Rumların egemenliğinde
Dışişleri Bakanı Fidan “Suriye’de tarafların karşı karşıya gelmemesi için İsrailli, Amerikalı olsun, Türkiye, Rusya teknik düzeyde özellikle hava, çatışmasızlık kurallarının belirlenmesi gerekmekte... Bu çerçevede yürüyen görüşmeler var, bir kaza meydana gelmemesi için” dedi
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye ile İsrail arasında Suriye’de çatışmasızlık mekanizması kurulması için başlatılan görüşmelerin sürdüğünü belirtti. Fidan, “İsrail’in uzun zamandır Suriye içinde yürüttüğü operasyonların istikrarsızlığa hizmet ettiği ortada. Suriye’de tarafların karşı karşıya gelmemesi için İsrailli, Amerikalı olsun, Türkiye, Rusya teknik düzeyde özellikle hava, çatışmasızlık kurallarının belirlenmesi gerekmekte. Bu çerçevede yürüyen görüşmeler var, bir kaza meydana gelmemesi için. Bunlar yeri geldikçe kamuoyuyla paylaşılıyor” dedi.
‘Provokasyondan kaçınılmalı’
Fidan, dün sona eren Antalya Diplomasi
Antalya Diplomasi Forumu’nun (ADF 2025)ilk gün favorisi Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ahmet Şara, ikinci gün favorisi ise Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’du. Lavrov’un tek konuşmacı olduğu toplantı, forumun en geniş salonlarından birinde yapılmasına karşın, tıpkı geçen seneki gibi hınca hınç doluydu. O kadar rağbet vardı ki bazı büyükelçiler onu dinleyebilmek için salona kendileri sandalye taşıdılar. Lavrov da izdiham nedeniyle salona biraz geç geldi. Salona girişi sırasındaki alkış ise, ayakta ve yere oturarak konuşmayı dinlemek isteyen katılımcı yoğunluğuyla kıyaslandığında cılızdı. Yani onun söyledikleri merak ediliyordu ama teşvik edilmiyordu.
Başka uluslararası toplantılarda da benzerine rastlandığı gibi, Lavrov’u dinlemeye gelen katılımcılar arasında Avrupa ülkelerinin diplomatik temsilcileri değil, Afrika, Orta Asya, Uzakdoğu ve Arap ülkelerinden olanlar ön plandaydı. Rusya’ya uygulanan ambargonun bir örneği toplantı salonuna yansıdı denilebilir.
Dikkatini dağıttı
Rusya Dışişleri Bakanı’nın “NATO’nun en büyük düşmanı
*Dördüncüsü düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu (ADF) 2025’de, üçüncü kez bulunduğum için öncekilerle de kıyaslama yapabilecek kadar deneyimli bir Forum katılımcısı olduğum söylenebilir. Her yıl sıkı şekilde uygulanan güvenlik önlemleri bu yıl da en çok dikkat çeken nokta.
*Forum katılımcıları uçaktan indikten sonra ADF’nin servis araçlarıyla otellerine kadar bırakılıyor ancak her araç havalimanına her girişinde bomba aramasından geçiyor. Forum alanı ve oteller bölgesinin tamamında alınan güvenlik önlemleri doğal olarak trafiğe de yansıyor. Oteller ve kongre merkezi arasında da düzenli olarak servis hizmeti var. Ama anlaşılan katılımcı sayısının artması bu hizmetlerin her geçen yıl biraz daha karmaşıklaşmasına neden oluyor.
BM toplantısı gibi
*ADF bu yıl da küçük bir BM toplantısı gibi. Dünyanın dört bir tarafından gelen yabancı misyonlar, forum kapsamındaki toplantılar dışında benzerlerinde olduğu gibi bu etkinliği de ikili görüşme fırsatına çeviriyor. İkili görüşme alanındaki