ÇALIŞIRKEN KURALLAR SiNiRiMi BOZUYOR

6 Mart 2010

Günseli Kato’nun evinde her yer rengarenk kumaş parçaları, zencefil, kayısı ve takılarla dolu.Ressam Günseli Kato, “Diyet yaparken sağlığım yerine geliyor. Benim, çalışmadığım zaman sporumu yapıp, diyeti önce alışkanlık sonra da yaşam tarzı haline getirmem lazım” diyor

Bu haftaki konuğum Japonların Osmanlı gelini, mavi saçlı kadın, kıyafetlerinden yaşam şekline kadar sıra dışı bir sanatçı, sınıf kullanmadan ders veren bir üniversite hocası, Topkapı Sarayı Sevenler Derneği Başkanı, birçok sivil toplum örgütünün gönüllüsü ve Aycan’ın biricik annesi sevgili Günseli Kato.
Nişantaşı’nda bir apartmanda girişin iki kat altına iniyorsunuz ve kapı açıldığında başka bir dünyada buluyorsunuz kendinizi. Burası bir atölye, ama aynı zamanda mutfak, aynı zamanda bahçe, aynı zamanda oturma salonu, her yer rengarenk kumaş parçaları, tuvaller, televizyon, avokado, zencefil, kayısı ve cevizler, bir sürü takılarla dolu. Keyifle okuyacağınızı düşündüğüm bu sohbeti işte bu ortamda yaptık.

Günseli, ne güzel bir yer burası.
Teşekkür ederim. Evet, burası Nişantaşı’nın en nadide evlerinden biri. Aynı zamanda kapıları kapattığın zaman dünyayla alakanı kesebilir, kendi hayallerinle baş başa

Yazının Devamı

SAĞLIKLI YEME TAKINTISI: ORTOREKSiYA

3 Mart 2010

Sevgili CADDE okurları, sizden e-maillerle gelen soruları Mezura ekibi olarak mümkün olduğunca yanıtlıyoruz. Sık sorulan bazı soruların cevaplarını bu sütunlarda herkesle paylaşmak istiyorum

SORU:Sağlıklı yeme takıntısı bende bir takıntı halini aldı. Kendime çok dikkat ediyorum. Sürekli nasıl daha iyi beslenmebilirim diye düşünüyorum acaba bende, ‘Ortoreksiya’ mı var?


Ortoreksiya 1997 yılında Amerikalı doktor Steven Bratman tarafından isimlendirilen ve ilgi çeken bir terim. Kelime anlamı olarak ‘sağlıklı yemek yeme takıntısı’ olarak ifade edilebilir. Ortoreksiya denebilecek kişide, sağlıklı yemek yeme onu sosyal yaşamdan uzaklaştıran bir takıntı haline gelmiştir.
Öyle ki bu kişiler tüm davetleri bir mazeret uydurup son dakika iptal eder, kendilerine göre sağlıksız bir şey yediklerinde duydukları suçluluk çok büyüktür, yaşadıkları pişmanlık onları çok mutsuz eder ve günlük yaşantılarını etkiler. Günlük moral ve dengeleri o günkü beslenmelerinin istedikleri gibi olup olmadığına göre değişebilir. Buzdolaplarında sağlıksız hiçbir besin bulunmaz, bugünden ertesi gün ne yiyeceklerinin planını yapar, sağlıklsız yemek yediklerinde özgüvenlerinde azalma hissederler.

Yazının Devamı

METABOLiK SENDROM KAPIYI ÇALABiLiR

28 Şubat 2010

Bel çevresinin yağlı ve kolesterolünün yüksek olduğunu söyleyen okurumuz, metabolik sendromdan korkuyor. Aslında çok haklı

Ailemizde çok fazla şeker hastası var. Benim şekerim sınırda, ama bel çevrem yağlı ve kolesterolüm yüksek olduğu için korkuyorum. Metabolik sendrom riski taşıdığımı düşünüyorum.
48 yaşındayım, haftada 2 - 3 kadeh şarap seviyorum, spor yapamıyorum, tatlıya “Hayır” demem zor oluyor ve çok sık açlık hissediyorum. Doktorum kilo vermemi istedi, az ve sık yemeye dikkat ediyorum, ama miktarlar konusunda yardım istiyorum. T.K / İzmir
T.K.Bey, alışkanlıklarınızı bize daha detaylı olarak göndererek yardımcı oldunuz. Günlük tüketmeniz gereken enerji ve besin öğelerini kapsayan listeyi size örnek olması için planladık. Öğün aralarında karbonhidrat ve proteini yan yana tüketmek ve rafine edilmemiş tahıl tüketmek insülin ve şeker metabolizmanızın düzenlenmesine yardımcıdır. Bir de yulaf tüketimini artırmanızı öneririm. Özellikle günde 3 gr yulaf betaglukanı tüketmek kolesterol ve şeker metabolizması üzerine olumlu etki sağlar.

- Yulaf betaglukanı ile tanışın

Yazının Devamı

GÜLEN KADIN GÜZELDiR

27 Şubat 2010

Bir kadının gelişmesi için çalışması gerektiğini söyleyen İnci Aksoy, “Biz kadınlar hayata üretmek için geldik, üretken kadın mutludur” diyor. Ve hemcinslerine hep gülümsemelerini öneriyor

Bu haftaki konuğum EKAV / Eğitim Kültür ve Araştırma Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye’nin ilk online sanat televizyonunun kurucusu İnci Aksoy. Bu ismi düşündüğümde ilk aklıma gelenler zarafet, sabır, güç, güzellik, mücadele ve sanat kelimeleriydi açıkçası. Oysa İnci Hanım’ı daha yakından tanıdıkça gözlemci bir bakış açısına sahip; çok iyi bir anne, spor ve doğa aşığı bir insan, pozitif, hep ileriye bakan ve aynı zamanda çok da güzel gülen bir hanımefendi olduğunu fark ettim. Beni kırmayarak sorularımı cevapladığı, hayat felsefesi ve harika formunun sırlarını bizimle paylaştığı için kendisine çok teşekkür ederim.

İnce kalmanızın sırlarını öğrenerek başlayalım mı sohbetimize?
“Çalışmak”. Çünkü ince kalmak için de çaba sarfetmek lazım. Bu da bir iş aslında. Beslenmeme dikkat ederim, çok spor yaparım, devamlı hareket halindeyim, içki- sigara kullanmam.
Enerjinizi nereye koyarsanız, hayat orada gelişir. Ben de enerjimi çalışmak için harcıyorum. Sabah 07.30’da uyanıyorum. Mutlaka

Yazının Devamı

TEK YOL YAŞAM TARZI DEĞİL

24 Şubat 2010

Bel çevreniz yağlanmaya başladıysa, stresli ve hareketsiz ortamda iseniz, kan şekeriniz sınırı zorluyorsa ve kan yağlarınız alarm vermeye başladıysa bu işaretleri ciddiye alın. Metabolik sendrom hareketsiz yaşam ve dengesiz beslenme sonucu başlayan salgın bir hastalık gibi gün gittikçe artıyor. Metabolik sendrom kalp ve damar hastalıkları, yüksek tansiyon, karaciğer yağlanması ve diyabet yani şeker hastalığını da artıran bir problemdir.
Türkiye Metabolik Sendrom Araştırma Grubu’nun (METSAR) yaptığı çalışmaya göre ülkemizde kentsel yerleşimlerde metabolik sendrom sıklığı ortalama yüzde 33,8 olarak bulunmuştur. METSAR’ın verilerine göre Türkiye’de 20 yaş üstü nüfusunu yaklaşık 1 / 3’ü metabolik sendromlu. Hastalığın birçok belirtisi vardır.

EN AZ ÜÇÜ SİZDE VARSA DİKKAT!
Aşağıdaki risklerden en az üçünün varlığı metabolik sendrom olarak tanımlanabilir:
1) Bel çevresinde genişleme
Kadın için 88 cm üstü RİSK (80 cm ve altı hedeflenmeli)
Erkek için 102 cm üstü RİSK (94 cm ve altı hedeflenmeli)

Yazının Devamı

OFiSTE DOĞRU BESLENME

21 Şubat 2010

Özellikle uzun çalışma saatleri olan ve masa başında çok vakit geçiren ofis çalışanlarında, kilo artışı kaçınılmaz oluyor. Oysa çalışırken de doğru beslenmek ve kilo almak yerine fazla kilolardan kurtulmak mümkün. Ofiste, uzun zaman geçirildiğinde kahvaltı ve ara öğünlerin pratik seçilmesi dengeli beslenme açısından çok önemli.
- Kahvaltıyı erken yapıyorsanız, öğle yemeğinden bir-iki saat önce yine ara öğün tüketmeniz, metabolik hızı artırarak kilo vermenize yardımcı olur. Çok yoğunsanız ve yerinizden kalkacak vaktiniz yoksa çekmecenizde, taze veya kuru meyve, fındık, ceviz gibi kuru yemişler, diyet bisküvi, galeta gibi pratik yiyecekleri bulundurup, bitki çayı, ayran, süt tüketebilirsiniz.
- Dışarıdan yemek istemeyi tercih ediyorsanız; ton balıklı / peynir / ızgaralı salata, ızgara köfte / tavuk / balık, kepekli tost, lahmacun tercih edebilirsiniz. İki haftada bir kez de kremasız makarna veya yarım, ince hamurlu pizza tercih edilebilir.
- Hareketin az olmasına bağlı olarak kabızlık problemi yaşamamak için sıvı alımına dikkat edilmeli, günde en az sekiz bardak su içmek hedeflenmelidir.



Yazının Devamı

YOĞURTSUZ GÜNÜM YOK

20 Şubat 2010



Süleyman Bey hep enerjik, formda, bakımlı ve güler yüzlü. Beslenme konusunda bilinçli. İyi yaşamın, sağlıklı ve ölçülü beslenmenin bir maraton olduğunun farkına çoktan varmış ve hayata bakışını değiştirmiş. Hayattan aldığı keyfin temelini ‘ölçü’ oluşturuyor. Kendine çok katı kurallar koymuyor. Yediklerinin ve içtiklerinin ölçüsünün kaçtığı bir seyahat veya özel bir akşam sonrasında, “Battı balık yan gider” deyip kontrolü bırakmak yerine, ertesi gün dengeyi sağlıyor. Süleyman Bey sadece formda yaşamın zor olduğunu düşünen bireyler için değil, gençler hatta çocuklar için bile çok güzel örnekler ve öğütler verdi.

Çok fit ve formda görünüyorsunuz. Formunuzu korumak için özel olarak ne yapıyorsunuz? Bu genetik bir şans mı, yoksa çok dikkat ediyor musunuz?
Şans değil, dikkat ediyorum. Bazı ipuçlarını siz vermiştiniz bana, ama genel olarak hep kendime özen gösteririm. Özellikle sabah kahvaltılarıma dikkat ediyor ve öğün atlamıyorum.

Sağlıklı diye mi seviyorsunuz, “Ben gerçekten keyif alıyorum” diye mi düşünüyorsunuz? Tam olarak öğrenmek istediğim ikisi birleşti mi?

Yazının Devamı

VERiLEN KiLOYU GERi ALMAMAK MÜMKÜN

17 Şubat 2010

Fazla kilolarınızdan kurtuldunuz ve amaçladığınız kilonuza ulaştınız. Peki, şimdi ne yapmak gerekiyor? Nasıl olsa bir - iki kilodan kilodan bir şey olmaz deyip, eskisi gibi kontrolsüz yemeğe mi başlayacağız? Bu kadar çaba harcadıktan sonra tabii ki HAYIR! Çünkü, eski alışkanlıklara dönmenin, verilen kiloları da geri getireceğini hatırlatmak istiyorum. Aslında birçoğumuz kilo korumanın, kilo vermekten daha zor olduğunu birkaç kez deneyimlemişizdir. Kiloyu koruma konusunda yetersiz kalınması, iki temel nedene bağlanabilir.
1 - Gerçekçi olmayan ve ulaşılamaz hedefler belirlenmesi.
Sonuca ulaşılsa dahi, o kiloyu korumak zor olur. Çünkü, ulaşılan, bireyin sabitlemekte zorlanacağı kilodur ve birey bunu uzun süreli koruyamaz. Bunun sonucunda da birey kendini kısır bir döngünün (kilo alıp-verme) içinde bulur.
2 - Bireylerin, zayıflama programında kazandıkları beslenme alışkanlıklarını devam ettirmemesi.
Birçok kişi zayıflama programı süresince yaptığı aktiviteyi bıraktığında kiloyu koruyamaz ve tekrar kilo alabilir. Bu programlardaki genel amaçta; kaybedilen kiloların geri alınmasını önlemek veya bu artışın minimum düzeyde olmasını sağlamak, sağlıklı-dengeli beslenmeyi yaşam şekli

Yazının Devamı