Erbakan'dan özür dileyin!..

8 Şubat 2001


<#comment>Erbakan'ın şeyh, şıh, tarikat liderleri ve benzerlerine toplu yemek vermesi haklı olarak Türkiye'yi ayağa kaldırmıştı.
Bu, zamana zemine uymayan, yakışıksız, gereksiz ağırlamaya bugünkü iktidar partileri ve Başbakan Ecevit de karşı çıkmıştı.
O partiler ve o Başbakan bugün bir tarikat şeyhine ayrıcalık tanıyor. Onun vatandaşların gömülemeyeceği bir yere, Süleymaniye Camii bahçesine gömülmesi için Bakanlar Kurulu kararı çıkartıyor.
Bu eşitsizliğin, bu tarikat liderine uygulanan ayrıcalığın. Erbakan'ın yaptığından ne farkı var? O istismarsa bu da istismar. O oy avcılığı ise bu da oy avcılığı. O dini siyasete alet etmekse bu da o. O laikliğe aykırıysa bu da aykırı.
Öyleyse, yok birbirinizden farkınız, siz siyaset esnafısınız.

Yazının Devamı

Diasporaya cevap var

7 Şubat 2001


<#comment>Yurtdışındaki Ermenilerden S. Sogomonian'ın görüşü "Diasporadan mektup var" başlığıyla bu köşede yayımlanınca ona cevap teşkil eden, destekleyen mektuplar geldi. Bunlardan birkaçına özetle yer veriyorum:
* * *
S. Sogomonian gibi ben de iki dedemi 1915'te kaybetmiş bir Ermeniyim.
Siz yazınızda "Türkler öldürülmedi mi?" diyorsunuz. Evet tabii ki öldürüldü. Ama bir buçuk milyon Ermeni'ye karşı kaç Türk öldürüldü ve buna sebep olan kimdi? - Kirkoryan -
* * *
Ben Iğdır'ın Hakmehmet köyünden olan biriyim. Köyümde 90 kişilik bir toplu mezar var. Su kuyusu olan bu mezara, "Ermeni soykırımı" yapıldı denilen tarihlerde Rus destekli Ermeniler tarafından kolları, ayakları ve kafaları kesilmek suretiyle katledilen köyün Müslüman Türk ahalisi doldurulmuş. Büyüklerimiz, samanlıkta saklanarak şans eseri kurtulduklarını ve katliamı nasıl gördüklerini ağlayarak anlatırlar.

Yazının Devamı

Ağlanacak halin özeti

6 Şubat 2001


<#comment>O kadar çok ıvır zıvır var ki gerçek siyaset gölgede kaldı, onunla uğraşan yok. Siyasi tartışmalar televoleye döndü.
Yanlış mı?
Türkiye'de değişimi, ilerlemeyi yüklenecek bir güç kalmadı.
Başbakan bile muhalefet yapıyor. Memnun değil. Her şeyden şikayetçi. Ama belki de çaresizliğinden; siyaseti eksenine oturtamıyor.
Üstelik, muhalefeti de iyi ki o yapıyor, çünkü Türkiye'de muhalefet gibi bir muhalefet de kalmadı.
Muhalefet demek iktidar adayı demektir.

Yazının Devamı

Diasporadan mektup var...

4 Şubat 2001


<#comment>Okuyuculardan çeşitli mektuplar gelir. E - mailler gelir, fakslar, telefonlar gelir.
İçeriği ne olursa olsun bunlar bizim ufkumuzu açar, onlardan yararlanırız.
Bugün alışkanlığımızı bırakıp bu e - maillerden birine yer vereceğiz:
"Muhterem Beyefendi,
Günlerdir Türk basını Ermeni meselesiyle çalkalanıyor. Herkes ahkam kesiyor, bildiğini veya olmasını temenni ettiği şekilde bir şeyler dizeliyor. Zatıaliniz ise bunun bir Taşnak ve Koçaryan mevzuu olduğunu iddia ediyorsunuz. Öldürülen insanların içerisinde benim dedem, ninem, amcam, halam ve yüzlerini görmediğim, seslerini işitmediğim aile fertlerim vardı. Bu benim meselem, benim derdim, benim borcum, benim günahım, yıllardır rüyalarıma giren benim hayat hikayem. Siz hangi Taşnak'tan hangi Koçaryan'dan bahsediyorsunuz? Koçaryan yokken bu mesele yoktu da o mu ortaya çıkardı? Bu 8 milyon Ermeni'nin meselesi, fertlerin değil. Bugün Ermenilerin İstanbul'da huzur ve güven içerisinde olduklarını gururla yazıyor ve bizleri inandırmaya uğraşıyorsunuz. Hiç düşündünüz mü, 30 sene önce İstanbul'da Ermeni nüfusu kaçtı, bugün ne kaldı? Benim gibi kırk yılını o topraklarda geçirdikten sonra, çocuklarıma daha iyi

Yazının Devamı

Bir tartışmanın ortaya koyduğu

3 Şubat 2001


<#comment>Reha Muhtar'ın Ateş Hattı bir gerçeği gözler önüne serdi.
Türkiye'de sağ - sol, dinci - ilerici, liberal - sosyalist vesaire ayırımları yapıla dursun büyük bir grup genç, çağdaş Atatürkçü çizgide ilerlemeye devam ediyor.
Çağdaş, demokratik, laik, özgürlükçü, hoşgörücü, insan haklarına saygılı, herkesi kucaklayan vatandaşlık esasına dayanan Atatürk milliyetçiliği çizgisi...
Demokrasiden istifade ile demokrasiyi yıkma özgürlüğünün olmayacağını da belirten bu gençler; 28 Şubat öncesinde rejimi değiştirme isteklerini açık seçik seslendiren bazı milletvekillerinden örnekler de veriyorlar.
En ilginci de, tukaka olan 28 Şubat'ın, o şartlar içinde gerekliliğinin savunulması oldu.

Yazının Devamı

Koçaryan'ın fikri ve zikri

2 Şubat 2001


<#comment>Mehmet Ali Birand'ın CNN Türk'teki Manşet programı çok ilginçti.
Soykırım gibi önemli bir konuda ilgili ilgisiz herkes konuştu. İlgili ilgisiz Avrupalılar soykırımı tanıma kanunu peşinde oldu, anma toplantıları yaptı ama Ermenistan Devlet Başkanı Koçaryan konuşmadı. Onu da M. Ali Birand konuşturdu.
Her ne kadar Koçaryan çok dikkatli, çok temkinli idiyse ve çok az şey söylemeye dikkat ettiyse de sözleri önemliydi.

Koçaryan'ın sözlerinin lafzıyla yetinirsek, adeta "bu soykırım iddialarını da kim çıkarttı?" diyebiliriz.
Ermenistan'ın hiç de bizim zannettiğimiz gibi düşünmediğini zannedebiliriz.

Yazının Devamı

Ankara'nın çöküşü Yılmaz'ın "SOS"i

1 Şubat 2001


<#comment>"Türkiye'de hürriyet, güvenlik, refah dengesi daima zorunlu denge olmuştur."Bu sözler ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın.
Tespit çok güzel ama tedavi nasıl olacak? Yani zor da olsa denge nasıl kurulacak?
Mesut Yılmaz da yıllardır zirvedeki sorumlulardan biri değil mi?
Hürriyet - güvenlik - refah dengesi gibi dengeleri bırakın, daha aşağılara inin; kurumlar arasında da denge bozuldu.
Herkes, her kurum, yetkili, yetkisiz konuşuyor.
Asker konuşuyor, MİT konuşuyor, Anayasa Mahkemesi konuşuyor, Başsavcı konuşuyor, Yargıtay konuşuyor, Danıştay konuşuyor, savcılar konuşuyor, polis konuşuyor, jandarma konuşuyor.

Yazının Devamı

Fransa ipleri kopardı...

31 Ocak 2001


<#comment>Paris, Türk - Fransız ilişkilerini iki kez üst üste dinamitledi.
Hem Chirac "Fransa, Ermeni soykırımını tanır" diyen yasayı onayladı.
Hem de Paris Belediyesi, 6 metrelik bir soykırım anıtı yapılmasını oy birliği ile kabul etti.
Osmanlı'yı sömüren Türkiye'nin güneyine asker çıkartıp işgal eden ve halkı kurşunlayan Fransa şimdi de Ermenileri kullanarak aynı düşmanlığı yürütüyor.
Paris'in Ankara'daki büyükelçisi de kalkmış dün Fransa'daki kuvvetler ayrılığından söz ederek, hükümetin Türkiye'ye dostluğundan dem vuruyor. Komik...

Yazının Devamı