Neyi tutsak, elimizde kalıyor. Hangi partiyi tutsanız iş yok.
“Sivil anayasamız olamadı” diye yıllardır politikacılarımız şikayet etmiyor mu?
Ediyor.
“Peki, yapın” diyorsunuz.
Beceremiyorlar, anlaşamıyorlar.
Bakın yine uzlaşmazlık galip geldi.
Ama, sivil yöneticiler, partiler, politikacılar bundan utanmıyor.
Önce üniversitelerde, sonra memuriyette ve en son Meclis’te başörtüsü serbest oldu.
Bu, belki de Türkiye için bir milat.
Meclis’teki başörtülü 4 milletvekili hanımın, zaten başka hizmetleri olmadı. Çıkıp kürsüye, ne kadın haklarını savundular, ne de ezilmişleri.
Bari, bu milatta rolleri olsun!
Ama unutulmasın, Meral Akşener, yani Meclis Başkan Vekili de hactaydı ve Meclis’teki görevine başı açık başladı...
***
Kurucu irade Batılılaşmayı sovundu.
Huzurumuz yok. Niye? Hükümet yatırımlar yapıyor.
Boğaz’ı alttan geçtik.
3. Köprü ile bir kez daha üstten geçeceğiz.
Yeni havaalanımız dünya çapında olacak.
Duble yollar, bölünmüş yollar, kazaları neredeyse sıfıra indirdi. Mesafeyi adeta azalttı, denilebilir.
Halkımızın ekonomik durumu daha iyi olabilir evet ama bugün de çok fena sayılmaz.
Mesela, komşumuz ve AB üyesi Yunanistan’la Türkiye’yi mukayese edersek halimize şükrederiz. Bakın Yunanistan’a:
Trafik sorunu, artık dillerden düşmez oldu. Ve sorun milli felaket halini aldı.
Birçok kişi için bayram zehir oldu.
En yakınlarını, çocuklarını kaybeden kaybedene...
Mesela bayramın ikinci günü İzmir’de kanları donduran bir olay meydana geldi.
Kaldırımda yürüyen 3 kişilik Gürhan ailesini “katil bir şoför” öldürdü.
Her gün ve pek çok acemice ve hiç yoluna ölen ölene, öldürülen öldürülene...
***
Bayram geldi geçiyor, demeyin. Bakın göz açıp kapayana kadar, “Yenisi geldi” diyeceğiz.
Bu bayram 9 gün tatil var, yani “Bayramlar turizm bahanesi oldu diyenler” bu kez de haklı çıktı, sayılabilir.
***
Eskiden “Bayram Gazetesi” vardı. Bayram günleri, Gazeteciler Cemiyeti’nin bu gazetesi çıkar, diğer gazetelerde çalışanlar da tatil yapardı. Sonra, “Sabah” gazetesinin o zamanki sahibi Dinç Bilgin ananeyi bozdu. Bir bayram, Sabah’ı çıkardı. Diğer gazeteler de mecburen buna uydu. Gazete çalışanlarının bayram tatili de böylece tarihe karıştı. Ama Dinç Bey, bunun tadını sonuna kadar çıkartamadı.
***
Bayrama, bayram günü çekilen bir fotoğraf damgasını vurdu. Fotoğraf o gün birçok gazetede vardı.
“Bir küçük çocuk, kesilen hayvanlara, kana, arkasını dönmüş, havaya bakıyordu...”
Başbakan Tayyip Erdoğan, “Demokratikleşme Paketi”ni açıkladı.
Ama Alevi vatandaşlar tatmin olmadı.
“Bizim için pakette bir şey yok” diyenler oldu.
Bunu Alevi olmayan ama pakette Alevilikle ilgili yenilikler olacak zanneden kişiler de söyledi.
Bunlara cevap şöyle verildi: “Onların, yani Alevilerin aralarında ihtilaf var. Birçok konuda Alevilerin aralarında mutabakat yok.
Bu ihtilafı onlar bitirmeden nasıl Aleviler için açıklama yapılsın.”
***
Başbakan paketi açıkladı: “Demokratikleşme Paketi”ni açıklamadan önce yaptığı konuşma 45 dakika sürdü, paketi açıklamaksa 25 dakika.
Biz, yani 76 milyon bunların çoğunu zaten biliyorduk. Daha doğrusu tahmin ediyorduk. Bu tahminler yazılıp, çizilip münakaşa ediliyordu.
Yani pek çok konu gizli kalmamıştı.
Hele, Başbakan bir gün önce “Açıklayacağım paketle Türkiye sınıf atlayacak ve Türkiye’yi zincirlerinden kurtaracağız” deyince beklentimiz çok aceleye döndü. Ve biz o kadar büyük hayal kurduk ki artık “devrim”, yahut “milat” veya Türkiyemizin tarihi bir “dönüm noktasını” bekler olduk.
***
Bazılarımız bu paket için “yetmez ama evet” diyecektir.
Çünkü, beklenen belli başlı konuların bir bölümünün Başbakan’ın paketinde olmadığı görüldü.
İyi bir TV seyircisi olduğumu söylerim, 50 yıl, gazetedeki odamda TV’deki önce yabancı, sonra yerli haber kanalları hiç kapanmadı. Akşamları da evimde.
Çünkü gazeteci olabilmek için, rakip gazeteleri ve gazetecileri atlatabilmek için, TV’leri de gece gündüz dinlemek, seyretmek gerekir.
Hatta gazetelerde “TV izleme birimleri” de kurulmalı. Bunun yararları çok olacaktır, derim, hep söylerim.
***
TV’lerde, diziler de var.
Onlar da çok izleniyor.
Hem yurt içinde, hem yurt dışında.