TEMBELLİK GİBİSİ VAR MI!..

25 Ekim 2012

Güzel şey tembellik. Yapabilene...
Özlemimdir.
Şöyle etrafı alabildiğince açık yemyeşil bir büyük bahçede, şezlonga kurulayım. Yakıcı güneş göğsümden girsin sırtımdan çıksın.
Etrafta ağustosböceklerinin, küçük kuşların seslerinden, horoz ötüşünden başka bir şey olmasın.
Yalnız, arada sırada ve uzaktan uzağa köpek havlaması, inek böğürmesi ve eşek anırması duyulabilsin.
* * *
Hafif, çok hafif, sıcak bir rüzgâr zaman zaman yüzümü öpsün...

Yazının Devamı

BAŞBAKAN BU KEZ ÇOK HAKLI

18 Ekim 2012

Benim anlayamadığım iki konu var.
Birisini, Başbakan Tayyip Erdoğan hatırlattı.
Birleşmiş Milletler 5 üyenin eline bakıyor, onlar “evet” demezse hiçbir şey olmuyor.
İkinci anlayamadığımsa şu bizim “Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu.”
Aynı konuyu savcı ele almışken bu komisyon niye?
* * *
Bakın, Başbakan Erdoğan şu görüşü savunuyor.

Yazının Devamı

‘LİDER SULTASI’ VE SİSTEM

11 Ekim 2012

Türkiye’de “lider sultası”ndan, parti içi demokrasi yokluğundan şikayet etmeyen yok. Peki nedir, nereden çıkmıştır bu “lider sultası” ve ondan kurtulmak nasıl mümkün olabilir?
Türkiye Cumhuriyeti; merkeziyetçi bir geleneğe sahip, bireyselliği reddeden Osmanlı devlet yapısının varisi oldu.
Tek parti döneminde lider egemenliği, liderin değişmezliği anlayışı siyasi çevrelerde yerleşti.
Türkiye çok partili hayata geçtiğinden beri demokratlık, milli iradenin gereğini yapmak olarak algılandı.
Milli irade ise Parlamento çoğunluğu demekti. Ama bugün Parlamento çoğunluğu parti liderlerinin istekleri haline geldi.
Gelinen noktada liderin fikri partinin fikri ile eşit anlam kazandı.
“Her şeyi ben bilirim” fikrinden hareketle liderler tek adam oldu. Parti içi rekabet ve parti içi demokrasi kayboldu.

Yazının Devamı

Tayyip Erdoğan ve Katalanlar

4 Ekim 2012

AKP kongresi yapıldı. 4. Olağan Kongre’de Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan 2,5 saat konuştu.
Ve sonuçta, beklendiği gibi yine o seçildi.
Ben kongreyi TV’den izledim.
Birkaç TV’de anında yapılan yorumları da dikkatle dinledim.
AKP, bu kongrede yüzünü batıdan çok doğuya döndü. Misafirler de bunu gösteriyordu.
Başbakan yeni, flaş bir şey söylemedi.
Her gün söylediklerini bu kongrede toplu halde sundu.

Yazının Devamı

“RÖVANŞ”, PEKİ NEREYE KADAR

27 Eylül 2012

Türkiye huzur bulmaz. Daha doğrusu, böyle giderse, bulmaz veya zor bulur.
Bakın son olaya. Özetleyelim.
“Askeri vesayet kalktı”, dendi.
Bu iyi. Demokrasi bunu gerektirir.
Ama bazıları bu cümleye karşı şunu ileri sürdü. Cumhuriyet’i ordu kurdu, yani kuruluş iradesi askerlerindi.
Ve bu irade Cumhuriyet’i koruma ve kollama görevini de orduya verdi.
Çünkü bu görevi görebilecek, teşkilatlı, eğitimli başka bir grup yoktu, güç yoktu.

Yazının Devamı

BU ARAŞTIRMA BİR MİLATTIR

20 Eylül 2012

Türk Kürt ayrımı yok. Türk-Kürt kardeşliği var. Yani ayrı gayrı yok, biz biriz. 75 milyonluk bir toplumuz.
Bu anket bir milattır.
Bu anketi okuduğum gün gözlerim yaşardı.
Bu anketi yapanlar için dua ettim.
Güzel sözler söyledim...
Siz de benim hissettiklerimi hissetmiyor musunuz?
Evet, bu anket PKK terörüne ve ayrımcılığına alet olanların haklı olmadığını gösteriyor.

Yazının Devamı

MAKSADA GÖRE ANLATMA

13 Eylül 2012

Her kafadan farklı bir ses çıkıyor. Bunu boşuna söylemiyorum.
Yıllardır günde en az 18 gazete okuyorum ve TV’lerin haberlerini, tartışma programlarını gece gündüz izliyorum.
Herkes konuşuyor, herkes yazıyor.
Bu konuşmalar, yazılar o kişinin maksadına göre değişiyor.
Maksat Türkiye’nin birliği, bütünlüğü, 75 milyonun kardeşliği ve huzuru ise, diyecek yok.
Ama birçoğunun maksadı bu değil. Sonucu, nereye varacağını bilerek veya bilmeyerek bu değil.
Sonuç; Türkiye’yi bölmek, parçalamak, küçültmek...

Yazının Devamı

BİTİRİN BU TERÖRÜ ARTIK

6 Eylül 2012

“Dört çapulcu bir orduya meydan okuyor...” Bu cümleyi içi yanan bir şehit babası bağıra bağıra söylüyor. Ben bu söz üzerine, Genel Kurmay Başkanı olsam istifa ederim. Artık o mevkide bir dakika bile kalmazdım...
Çünkü bu cümleyi, o şehidimizin babasının sözleri saymam, halkımıza tercüman oluyor sayarım.
Halkımız teröre “yeter artık” diyor, derdim.
* * *
Gül de, yani Cumhurbaşkanı da “bunun hesabını verecekler” diye demeç veriyor.
Peki bu kaçıncı hesap verme... Bu zafiyet değil midir?..
* * *

Yazının Devamı