Vekile 7 milyar lira yeter

30 Haziran 2005

Niye?Zamanında ödemelerini yapmıyorlar da ondan.Başbakan'ın buna dayanarak "Milletvekilleri zor geçiniyor" dediği söyleniyor.Bunu söyleyenler başbakan da olsa yanılıyor. Çünkü kredi borcu, kumar borcundan daha önemlidir ve kumar borcu nasıl ki "namus borcu" ise kredi borcu haydi haydi "namus borcu"dur denilebilir. Oysa bu borcu 40-50 milyar liraya kadar çıkan milletvekilleri olduğu biliniyor.AKP Grup Başkan Vekili Sadullah Ergin, "Borçlarını ödeyemedikleri için kredi kartları iptal edilen milletvekillerinden zaman zaman kendilerine yakınmalar geldiğini" söylüyor.Ergin, "Birçok vekilin maaşıyla geçindiğini, sadece vekil maaşı ile klasik anlamda vekillik yapmanın ise mümkün olmadığını" belirtiyor. Demek ki başka işten kazanan milletvekilleri de var.Peki asgari ücretin net 350 milyon olduğu Türkiye'de milletvekilleri ne kadar maaş alıyor? Net 7 milyar lira.AKP Milletvekili Resul Tosun bizim fikrimizde; "7 milyar lira maaş alırken, zam istemek olmaz" diyor.* * *EVET, yarın yani 1 Temmuz'da gelecek olan zamları saymazsak, bugün milletvekilleri üst düzey kamu personeli maaş sıralamasında 7.004 YTL ile beşinci sırada bulunuyor. Buna göre Cumhurbaşkanı'nın 13.691 YTL'lik maaşını, TBMM

Yazının Devamı

Adam kıtlığı çekiyoruz...

23 Haziran 2005

Her alanda adam gibi adamımız eksik.Oysa nüfusumuz 70 milyonu aştı.Bol miktarda "lider" elemanlarımız olmalı.Örneğin; siyaset, politika alanına bakın.Tayyip Erdoğan'dan başkası yok. Beğenin, beğenmeyin, bugün rakibi var mı?Almanya'da öyle değil, Fransa'da öyle değil, İspanya'da öyle değil.Buralarda hem iktidara aday rakip partiler var, hem parti içinde başbakana rakip kişiler.Yani biz, 70 milyon, siyasette kısır bir dönem yaşıyoruz. Ve ne pot kırarsa kırsın Tayyip Erdoğan'a adeta muhtacız...Zaten böyle olmasa AKP'ye karşı, yani Erdoğan'a karşı seçenek arayışı içine girilir miydi? Bu arayış ihtiyacı duyulur muydu?Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Mehmet Ali Bayar, Hüsamettin Özkan ve İlhan Kesici gibi isimlerin de aralarında bulunduğu bir grup siyasetçi, AKP'ye seçenek oluşturabilecek, hem merkez sağın hem de merkez solun oyunu alabilecek yeni bir oluşumu değerlendirir miydi?* * *SANATTA da, sahnede de benzer durum var.Bir Hülya Avşar var, ona rakip çıkmıyor. Çıkartılmıyor. "Türkiye'de jön yok" diyen o...Peki var mı?Adeta tek başına "bu dünya"yı o temsil ediyor.Oysa artık yaşı ilerledi, makyaj yapmayınca güzelliği gidiyor. Teniste şampiyon oluyor mu, yapılıyor mu, sormaya

Yazının Devamı

Doğru söze ne denir?..

16 Haziran 2005

Peki ne oldu? Sonuç olumlu mu?Hayır.Zaten, basın toplantısında Başbakan'ın suratından belli oluyordu. Basın toplantısı iki liderin görüşmesinden hemen sonraydı.* * *TV icat oldu bizim işimiz kolaylaştı. Yani, işi hakkıyla izleyenlerin, demek istiyorum. Olayları, anında ve 5-10 kişinin gözünden ve kelimelerinden, yorumundan öğrenmemiz mümkün. Hele siz olayları izleyen geçmişini bilen bir kişi iseniz. İşi yerinde izleyenlerden, tek tek kişilerden daha avantajlısınız demektir.* * *TAYYİP Erdoğan'ın ABD gezisi saptamalarımızdan farklı geçmedi.Bazı muhabirler, gazeteciler Başbakan'ın yakınında oldukları halde olayları doğru göremediler.Bu köşede, hatırlıyorsanız, toplantıdan önce şu belirtilmişti:"PKK, Suriye ve İran konusunda Erdoğan'la Bush'un yani TC ile ABD'nin anlaşması mümkün değildir."Öyle de oldu.Özellikle Suriye konusunda anlaşma değil, iki başkan, daha doğrusu Başkan Bush'la Başbakan Erdoğan çatıştı.* * *ZATEN bu görüşme 40 dakika brüt sürdü. Erdoğan İngilizce, Bush da Türkçe bilmediği için 40 dakikanın 20 dakikası tercüme ile geçti. Sonra bir sinek meselesi var. 1-2 dakika da bu münasebetsiz sineğe ayrıldı.İki başkan baş başa görüştü de sayılmazdı. İki taraftan bazı kişiler

Yazının Devamı

Mortgage'a bel bağlayanlar

9 Haziran 2005

Oysa, yok öyle şey.Peki, nereden çıktı bu olmayacak ucuzluk?Bazı TV programlarında, Boğaz'daki villalar, yalılar gösterildi, vatandaş adeta heveslendirildi.Oysa, konut sahibi olmayan vatandaşların çoğuna en büyüğü 75 M2 olan daireler lazım. * * *MORTGAGE için özel kanun gerekiyor ama daha o kanunun çıkması bir yana, kanun için teşebbüse bile geçilmedi.Kanunun yürürlüğe girmesi için en iyimser tahminle bir yıl gerekiyor.Emlak Komisyoncuları Derneği Başkanı Sabri Ateş'e göre 5 yıl için 8 milyon konuta ihtiyaç var. Bugün Türkiye'de zaten 1.5 milyon adet konut açığı mevcut.Akla şu soru geliyor: Mortgage şartına uygun bu milyonlarca konutu kim inşa edecek?* * *BAŞA dönelim...Bu inşaatlar kime göre olacak?Bazı TV kanallarının gösterdiği gibi üst gelir grubuna göre mi, halka göre mi?Bakın "milyon dolarlık projelere imza atan" mimar Eren Talu bile mortgage bekliyormuş...* * *MORTGAGE sistemi sadece bitmiş ve oturma izni alınmış konutları kapsıyor. İnşaatı tamamlanmamış konutlar için geçerli olmayacak.İşyeri, dükkân, otel gibi ticari amaç taşıyan yerler mortgage kredisini kullanamayacak.Sistem sadece evi olmayanları konut sahibi yapmayı amaç edinmiyor. Birden fazla konutu olanlar da bu

Yazının Devamı

Bunlar soykırım değil mi?..

2 Haziran 2005

Ayrıca, "sözde Ermeni soykırımı"nı parlamentolarına taşıyan birçok Avrupa ülkesinin tarihlerinin de soykırımlarla dolu olduğu belgelendi.Fransa Dışişleri Bakanı Barnier'nin geçen günlerde Cezayir'den gelen tepkiye karşılık, "Bu konuyu bir komisyon kurarak tarihçilere bırakalım" yönündeki açıklaması, Türkiye'nin Fransa'ya karşı elini güçlendirdi.* * *Sözde Ermeni soykırımını kabul eden ülkelerden biri de Rusya...Stalin döneminde (1934-1939) Ahıska Türkleri, Kırım Tatarları ve Yakut Türkleri zorunlu göçe maruz bırakılmıştı. Sibirya'ya sürülen Kırım Tatarlarından 200 bini yollarda ölmüş veya öldürülmüş, Sovyetler Birliği'nin sabıka dosyasında yer almıştı.* * *UYGAR dünyanın ele almakta geç kaldığı vahşet Avrupa'nın göbeğinde Bulgaristan'da işlendi.1984-1989 yılları arasında Jivkov yönetimi Türklere soykırım uyguladı.Türklerin Bulgarlaştırılması istendi. Devletler hukuku, insan hakları sözleşmeleri, İnsan Hakları Beyannamesi ayaklar altına alındı. Binlerce Bulgaristan Türk'ü işkence gördü, öldürüldü. 360 bin Türk, yurdunu terk etmek zorunda kaldı, Türkiye'ye kaçtı, sığındı.Uygar Avrupa'nın dikkatini çekmek istiyorum.Daha yeni sayılabilecek bir zamanda, 1984-1989 tarihleri arasında

Yazının Devamı

Adalet hızlandırılamadı

26 Mayıs 2005

Daha çok mahkeme kararlarını hedef alır. Yani onların gecikmesi halinde toplumda yapacağı olumlu tesirin laf olarak kalacağını ifade eder.Kararın etkisi olsun isteniyorsa zamanında verilmelidir. Yani çabuk verilmelidir. Toplumda olay unutulmadan verilmelidir.Bizim mahkemelerimizde durum böyle mi?Böyle değil ki geçen gün bir gazete şöyle başlık attı:"Sahte rakıda jet karar"Sahte rakıda ilk karar 2.5 ayda çıkmış oldu.2.5 ay adaletin yerine getirilmesi bakımından hızlı kabul ediliyor, hatta bunun için "jet" kelimesi kullanılıyordu.* * *ŞİMDİ başka bir örnek verelim...Ülkemizde her gün artan cep telefonu hırsızlığı var.Bırakın adaletin bu konuda gecikmesini, hırsızın saptanması bile adeta telefon eskiyene kadar erteleniyor.Bu ne demek?Şu demek...Farz edin ki cep telefonunuz var. Ve evinize hırsız girdi, cep telefonunuz da çalındı.Ne yaparsınız?Karakola haber verir, zabıt tutturursunuz.Sonra telefonun gizli numarası, "IMEI numarası"nı savcıya bildirirsiniz. Savcı kanalıyla üç telefon şirketine emir verilir. Ve o çalınmış telefonla konuşan olursa, saptanıp savcıya bildirilecektir.Size artık beklemek düşer.Ne zamana kadar?Cumhuriyet başsavcılığından genellikle "takipsizlik kararı"

Yazının Devamı

İyi günde, kötü günde 40 yıl

12 Mayıs 2005

Karşımda benim plaketim duruyor. Adı "Milliyet Onur Belgesi". Altında Aydın Bey'in imzası var.Plakette "Milliyet Gazetesi'ne 40 yılı aşkın değerli hizmetleri nedeniyle bu onur belgesi Doğan Heper'e teşekkür ve takdirlerimizle sunulmuştur" yazıyor.Yani ayni müessesede, Milliyet'te 40 yıl geçmiş.40 yıl "bir ömür" eder. Aynı müessesede 40 yıl. Siz buna 6 yıllık yüksekeğitimi de ekleyin. Ne kaldı geriye, düşünün, bakın..."Bir ömür" lafı doğru mu, yanlış mı?* * *ŞİMDİ gençlerin çoğu 40 yıl aynı yerde çalışmayı, kusura bakmayın ama, "enayilik" sayıyor.İş buldukça oradan oraya dolaşmayı, hem yükselmek için, hem de daha fazla kazanç için elverişli bir yol olarak görüyor. Belki şartlar değişti... Kim bilir...Ben aksi kanaatte olduğumu ispat ettim... Neyle? Tuttuğum yolla... Ve insanın ömür boyu tek bir yerde çalışmasının tatminkâr olabileceğini gösterdim.* * *AYDIN Bey benden söz ederken, törende hazır olanlara bir anısını da anlattı.O anının devamını da ben burada anlatayım.O transferlere önayak olan Milliyet'teki yüksek görevli arkadaş önce benimle konuşmuş ve "istediğim kadar para" vaat etmişti. Ben reddettim... Ve birkaç günlüğüne Almanya'ya gittim...Aydın Bey'in dediği gibi, ben

Yazının Devamı

İşte asıl 'barbarlık' budur

5 Mayıs 2005

Ermeniler, Türk sanatı, kültür ve müziğine de hizmet etti; çok sayıda sanatkâr yetiştirdiler.Türklerde matbaanın kullanılmasından 160 yıl kadar önce, Venedik'te matbaacılığı öğrenen Sivaslı Apkar adlı bir Ermeni tarafından, hükümetin izniyle 1567'de İstanbul'da bir matbaa kuruldu.Bu bilgi, "Türk'ün Mavi Kitabı", Ankara Ticaret Odası'nın İsmet Binark imzalı eserinden özetle alındı. Kitapta, daha bilmediğimiz çok noktalar var.* * *1839 Fermanı; 1878 Berlin Kongresi ve 1908 Anayasası'nın getirdiği düzenlemelerle teyit edildi, genişletildi ve Batı'nın teminatıyla milletlerarası bir şekil aldı. İlk iki düzenlemeyle getirilen yeni prensipler çerçevesinde ve Fatih'in 1461'de tanıdığı hak ve imtiyazlardan 400 yıl sonra 1863'te, "Nizamname-i Millet-i Ermeniyan" adıyla, Ermenilere yeni imtiyazlar verildi.Bu imtiyazların en önemlileri: Ermeniler, din ve dünyevi işlerini yürütmek üzere bir reis (patrik) seçme hakkına sahiptir.Ermeni cemaati okullar açmak ve Ermenice olarak eğitim-öğretim yapmak hakkına sahiptir.Ermenilerin evlenme, boşanma, cehiz, nafaka ve mirasla ilgili işlemleri patrikhane tarafından ifa edilir. Gerçekler böyle olduğu halde, Türklerin Ermenilere kötü muamele ettikleri,

Yazının Devamı