Bu kez kampanyanın adı "Baba beni okula gönder."Amaç; çeşitli sebeplerle okumayan kızları okutmak.Bunun için yurt yapılması gerekiyorsa yurt sağlamak, okul yapılması gerekiyorsa okul binası inşa etmek.Bu amaca yönelik daha ne gerekiyorsa yapmak.* * * BU iş için teşebbüsün başında Milliyet 1 milyon YTL, yani 1 trilyon TL ortaya koydu.Milliyet çalışanları da sembolik de sayılsa aralarında para toplamaya başladı.Bu gayretler, arkadaşımız Ece Temelkuran'ın Kars'ta kızlar için yepyeni bir umut kapısı olan harap süt fabrikası haberiyle de gündeme geldi.250 bin YTL bulunursa bu harap süt fabrikası "yurt"a dönüşebilecek ve yüzlerce kız kurtulacaktı...Çünkü, babaların çoğu için kızları evde oturtmanın bahanesi elverişli bir yurt binası bulunmaması idi.Bir yurt binası olsa işin en zor kısmı çözümlenmiş olacak, sıra gelecek Milliyet'in diğer gayretlerine.Öyleyse önce yurt...Bunun için ise Milliyet tek başına yetmez, hep beraber bu işe soyunacağız ve başarı, kız çocuklarını okutma başarısı bizim, hepimizin olacak...Haydi var mısınız?* * * BAKIN geçen gün Milliyet, okuyucularına bu konuda seslenirken özetle neler diyordu:"Türk toplumu, kadının dışlanmışlığını ancak Cumhuriyet'in kuruluşuyla
Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan'ın 1999'da Türkiye'den Kars'taki Ani'yi istemesi de bunun kanıtı sayılabilir.Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, dün Ermenistan'ın bu isteklerine işaret etti ve soykırım iddiaları için Ermenileri uyardı.* * *BİR Fransız tarihçinin haklı olarak ifade ettiği gibi, "Ermeni meselesi Türklerin Anadolu'ya ayak basmalarıyla birlikte ortaya çıkan Şark meselesinin küçük bir kıvılcımıdır."Emperyalist stratejinin "Şark meselesi" politikası, Doğu'da Ermenileri kullanılacak vasıta olarak keşfetmişti.Bugün de olan budur."Ermeni soykırımının Hitler'e Yahudileri katletmek için ilham verdiği" ileri sürülüyor.Ok yaydan çıktı sayılabilir. Tekrar edelim, öyleyse yapılacak olan Ermenistan'a yüklenmektir.Kolay mı? Zor. Zor ama bu yapılmalı.* * *NASIL bir yerdir bu Ermenistan?Ermenistan İzmir ilinin sadece 3 kat büyüklüğü olan bir alan. Ancak 20. yüzyılda devlet olmuş bir ülke. Milliyetçilik akımı çoğu zaman da terör yanlısı bir çeteciliğe dönüşerek, toprak istemelerinin ifade aracı olarak kullanılmış.Ermenilerin Sami ırkından geldiği ve ticarete yatkın oldukları birinci yorum. İkinci yorumsa, Hititlerden geldiği yolunda. Dillerinin, Farsça ya da
Özetle Ağcanın mektubundaki sözler şöyleydi:"Papayı kesinlikle vuracağım, cezaevinden kaçışımın tek hedefi budur."Ve bu mektuptan tam 1.5 yıl sonra 13 Mayıs 1981 günü Ağca, İtalyada Papayı vurdu.O günden bu güne çok şey yazıldı, söylendi. Papayı Ağcaya vurdurtanların Vatikanın bazı üst düzey yetkilileri olduğu "Le Voce" gazetesi tarafından iddia edildi...* * *MEHMET Ali Ağca, geçen gün La Repubblica gazetesiyle yaptığı söyleşide Papaya suikast girişiminden Vatikanı sorumlu tuttu.Ağca, "Bazı kardinal ve başpiskoposların yardımı olmasaydı, Papayı vuramazdım. Şeytan, Vatikan duvarlarının içerisinde. Papayı bana yüce Tanrı vurdurttu. Vatikan benim Mesih olduğuma inanıp kurtulmak için ortaya Emanuela Orlandi meselesini attı. Aslında benim Hıristiyan olmamı istiyorlardı" dedi.* * *AĞCA, Papaya suikast girişiminde bulunduğu 13 Mayıs 1981 gününü La Repubblicaya şöyle anlattı:"O gün meydana gittim. Çok kalabalıktı. Amacım Papayı vurup intihar etmekti. Bir ara eylemi gerçekleştirmekten vazgeçtim. Meydandan ayrılarak tren istasyonuna girme kararı aldım. 20.00deki trenle Zürihe dönecektim. Ama ani mucizevi bir kararla geri döndüm ve Papaya ateş ederek misyonumu tamamladım. Dünyada kimse eylem
Benim ki de öyle oldu.Sabah kalkınca işe gideceğime hastaneye kapağı zor attım.Bir yıldır yüksek tansiyona karşı her gün bir Delix 5mg içiyordum. Arada gazetenin sağlık ocağının güzel hemşiresi tansiyonumu kontrol ediyordu.İşler yolunda görünüyordu.Ta ki o sabaha kadar.Bir sola dönmek istedim bir sağa, yatak odası kim bilir kaç kilometre hızla dönüyordu. Hanım telaş içindeydi, ona sarıldım, dönüş durmadı."Hastane" dedim, o kadar.* * *MEDLİNE ambulans şirketinin aracı Memorial Hastanesinin kapısına geldiğinden ben haberdar değildim.Evden çıkartılırken kendimi kaybetmişim.Bir hafta, on gün önce aynı hastanede kalp muayenesi olduğum için buraya getirilmiştim.Sorunumun kalp değil beyinde olduğu, beyin kanaması geçirdiğim anlaşılınca ailemin isteği üzerine acele ver elini Metropolitan Florence Nightingale ve teslim edildiğim Prof. Dr. Cengiz Kuday olmuş.O zamana kadar yakın ilgisini gördüğüm Dr. Deniz Şener ve Memorial ekibine teşekkür borçluyuz.Tabii hâlâ Prof. Dr. Cengiz Kuday ve ekibine teslimim ve onun sayesinde bugün yine evimdeyim.* * *ANİ hastalığım sırasında yakın ilgisini gördüğüm Sayın Aydın Doğan ve Sayın Sema Doğana, Sayın Mehmet Ali Yalçındağ ve Sayın Arzuhan Yalçındağa,
Geçen gün sözünü ettiğimiz 432 sayfalık "Ermeni Komitelerinin AMal ve Harekât-ı İhtilâliyyesi" adlı kitap büyük ilgi uyandırdı. Ermenilerin Türkiyedeki faaliyetlerini, mezalimlerini gözler önüne seren kitaptan bu hafta da bir alıntıyı vererek okuyucularımızın isteklerini yerine getiriyorum. Borular Ararat tepesinden ovaya, müdhiş radlar yağdırıyorKahramanların kanları ateş altında bir kat daha kabarıyorVatan yoluna herkes işitsin, anlasınErmeni rûhları ateş gibi parlıyor.Siz, kahramanlar, Allahın ihsân edeceği iklîl-i zafere mütehassirsinizSiz, Allahın tesîdine muhtâcsınız.İleri, cesûr kahramanlar evlâdıEy vatan intikamını almak isteyen ErmenilerHaydi, takım takım silâh başınaHepimiz, sık birer sıraya.İntikam silâhıyla ileriye doğru atılınİntikam silâhıyla bir sağa bir sola saldırın.Haydi ileriBir sağa bir solaHaydi ileriİleri dâimâ ileriHaydi ileri.1890da Yedikule Hastahânesi karşısındaki bahçede Erzurum nümâyiş programı tanzîm olunuyordu. İSTANBUL ve vilâyât-ı sâirede nümâyişler icrâsına karâr veren Hınçaklar ilk defa ERZURUMdan başladılar. İhtilâl için bir sebeb bulmak îcâb ediyordu. Bu vesile de nime-t-tesâdüf bulundu:Bu sıralarda birtakım Rus Ermenileri TÜRKİYEye hudûddan
İyice şecâat ibraz etdilerHaylice Türklere kurşun urdularÇokça ağlatdılar Türk Müslimânı.Baron Tersemeksyan Kebanı sarsdıTutub Muhammedi ilk defa kesdiAndırında Türkü gayretle bastıFigaanları tutdu Arş-ı Rahmânı.Fersenli râhib oldu zorbacıAndırın ağası hissetdi acıTürk kızları teslîm oldular bacıDediler doğrudur İsâ îmânı.Yeni Dünya Egya bir kolu basdıYâ Surp Pırgiç deyip çok asker kesdiOsmânl-ı ordusunun kökünü sarsdıRedîfler firarla kurtardı canı.Medh edelim Panos ÇolakyanıSaldırdı orduya kara dumanıOn sekiz saatlik Tum, AndırınıUrub harâb etdi Türk MüslimânıTürkçe bu mısraları, Anadoluda yaşayan Ermenilerin sazla okudukları bir destandan aldım.Destan, Türklere yapılan mezalimi iftiharla anlattığı için ilginç.Elimde eski bir kitap var. Tam 432 sayfa. Kitap Osmanlı toprakları üzerindeki Ermeni komiteleri, ayaklanmaları, ihanetleri, mezalim ve bunların vesikalarıyla dolu. Bu destan da orada yer alıyor.* * * BUGÜN uzun, etkili ve örgütlü bir propaganda döneminden sonra, geçmişte Ermenilerin Türklere uyguladığı mezalim unutturuldu. Ermenilerin savaş bölgeleri dışına çıkarılışı olayı soykırım iddiaları haline getirildi. Ve bu senaryo günümüzde Türkiye için adeta AB şartı sayıldı.* *
Şimdiye kadar denenmiş ama hiç de başarılı olamamış bu baskıcı yol yine başarılı olamayacak. Ama kısa bir süre için de olsa yapacağı tahribat demokrasimizi dünyanın gözünde yaralı hale getirecek.Yeni Ceza Kanunundan söz etmek istiyorum.Hani o, Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlunun "Bir nisan şakası gibi" dediği yeni Ceza Yasasından.Yine Sabih Kanadoğlunun "1 Nisanda yürürlüğe girecek olan Yeni Ceza Yasasının en az bir yıl ertelenmesi" önerisini olumlu bulduğumu belirterek.Evet yeni Ceza Yasası ertelenmeli ki skandal mahiyetindeki maddeler o süre içinde değiştirilebilsin.* * * BİLDİĞİNİZ gibi "Basın Yasası" da kısa bir süre önce yürürlüğe girdi. Genel hatlarıyla olumlu bulunan bu yasada da basın özgürlüğüyle ilgili sakıncalı noktalar vardı.Öncelikle para cezaları çok ağırdı.19. madde adeta haber vermeyi engelliyordu. Ve de en önemlisi, 18. ve 22. maddelerdeki durumlarla ilgili olarak 28. madde hapis cezası da öngörüyordu.Basın Yasasındaki bu ağır durumu daha içimize sindiremeden yeni Ceza Yasası geldi ve tuz biber ekti.Oysa Başbakan Tayyip Erdoğan, "Artık Türkiye gazetecilerin hapse atıldığı bir ülke olmaktan çıkartılacaktır" diyordu.Ama öyle görünüyor ki, 1 Nisandan sonra
Hastalığı için elimizden şifa dilemekten başka bir şey gelmez. Ama kitabındaki, Ağcayla ilgili görüşleri daha çok tartışılacağa benziyor.* * *PAPA, "Memoria e Identita" (Bellek ve Kimlik) adlı kitabında kendisiyle ilgili suikast girişimine değinerek, Ağcanın suikastta sadece bir "taşeron" olduğunu belirtiyor. Papa, eylemin ardında o dönemdeki Doğu Bloku ülkelerinin yer almış olduğu tezini daha inandırıcı bulduğunu vurguluyor ve devam ediyor: "Ağca, herkesin söylediği gibi profesyonel bir katildir. Bu da, suikastın onun kendi teşebbüsü olmadığı, onu buna bir başkasının yönlendirdiği anlamına gelir".* * * GEÇENLERDE belirttiğimiz gibi Ağca, Abdi İpekçiyi 1 Şubat 1979 günü öldürdü. Askeri cezaevinden 25 Kasım 1979 günü kaçtı. 26 Kasımda yani kaçışından bir gün sonra Milliyete ilettiği mektubunda kaçış nedenini "Papayı vurmak" olarak açıkladı. Ve bundan 1.5 yıl sonra 13 Mayıs 1981 günü Romada Papayı vurdu.* * * ACABA Papalık, bu açık öldürme tehdidine rağmen Papa için yeterli koruma önlemlerini neden almadı?O günlerde La Voce gazetesi kafaları karıştıran şu iddiada bulunmuştu: "Papayı Ağcaya vurduranlar Vatikanın bazı üst düzey yetkilileridir..."O zaman bu iddiayla ilgili şu sorular