Kadınlara çarpık bakış...

11 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
SON günlerde Diyanet İşleri'ndeki açılıma paralel olarak, medyaya da akseden tartışmalar var. Örneğin Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu "camide reform" denebilecek bir yeniliğe imza atıyor. "Kadınların kaç göç içinde, hapisteymiş gibi, bir tahta perdenin arkasında değil, erkeklerle eşit ibadet hakkına sahip olmaları gerekir" diyor. Ve bunu sağlayacaklarını belirtiyor.
Medyaya akseden tartışmalarda da "dinde reform" konusu ele alınıyor. Ve örneğin "reformun dinde değil, dindarlıkta olması gerekir" gibi ilginç tezler ortaya atılıyor.
***
TÜRKİYE 8 Mart "Kadınlar Günü"nü bu kez de geniş bir fikri katılımla, geniş bir görüş yelpazesine sahip olunduğunu saptayarak yaşadı.
Çıkan sonuç belki de tek cümle ile ifade edilebilir: Cumhuriyet'in tüm kazanımlarına rağmen kadınlar genellikle ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyor.

Yazının Devamı

Hortumda niyet ve kısmet

4 Mart 2004

Çalınan paranın 80 milyar dolar olduğu ortaya çıktı.Birkaç yıl önceye kadar itibarlı birer girişimci sayılan bazı kişilerin "hortumcu" olduğu vesikalandı.İşin acı yanı, bunlardan birçoğu hala itibarlarının korunmasını istiyor. El konulan malları olanlar bunların geri verilmesini talep etme vurdumduymazlığını sergiliyor.Oysa bir zamanlar "mütedebbir tacir" gibi davranmayıp iflas eden bazı ticaret erbabı mahcubiyetten intihar ederdi. Yerli film arşivimiz bu konuyu da aksettiren filmlerle doludur.O dönem tarih oldu.Alın damarları çatladı.Şimdi tam tersine intiharı düşünenler hortumcular değil, hortum mağdurları oldu.BU çarpıklıkta hükümetin de rolü var.Çünkü, hükümet söylediğini yapamıyor.Başbakana bakarsanız, "Fakir fukarayı sömürenden, hırsızdan, hortumcudan hesap sorulacak."Peki ama ne zaman?Başbakan Yardımcısı Şahin de aynı iddiada: "Banka kurup milletin parasını kendi şirketlerine aktaranlar ya bu parayı verecekler ya da yedi sülalelerinin burnundan fitil fitil getirip, bu parayı alacağız."Ne zaman?Adalet Bakanı Çiçek: "Bu iş burada kalmayacak. Bu işin takipçisi olacağız."Ne zaman?Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Sayın: "Siz hiç yüz milyon dolar borcu olup

Yazının Devamı

'Hortum'da niyet ve kısmet

4 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
YILLARDIR, Türkiye'de "yolsuzluk ekonomisi" var diyenlerin haksız olmadığı yaşadığımız tatsız olaylarla ispatlandı.
Çalınan paranın 80 milyar dolar olduğu ortaya çıktı.
Birkaç yıl önceye kadar itibarlı birer girişimci sayılan bazı kişilerin "hortumcu" olduğu vesikalandı.
İşin acı yanı, bunlardan birçoğu hala itibarlarının korunmasını istiyor. El konulan malları olanlar bunların geri verilmesini talep etme vurdumduymazlığını sergiliyor.
Oysa bir zamanlar "mütedebbir tacir" gibi davranmayıp iflas eden bazı ticaret erbabı mahcubiyetten intihar ederdi. Yerli film arşivimiz bu konuyu da aksettiren filmlerle doludur.

Yazının Devamı

Sonu başından belli seçim

26 Şubat 2004

Heyecan verici isimler yok.Sonu başından belli bir seçimin arifesinde heyecan nasıl olsun.Bu seçimde partilerin değil ancak adayların patlama yapabileceği hesaplanıyordu, ama öyle adaylar ortaya çıkmadı.İş partilere verilecek oylara kalınca da AKP bu yarışta "banko" kazanacak parti oldu.AKPnin şansını ancak diğer partilerin tek aday üzerindeki ittifakı tehlikeye sokabilirdi. O olmadı. Bu da AKP dışındaki partilerin beceriksizliğini ortaya koymuş oldu. Zıt görüştekilerin koalisyonlar kurduğu bir dünyada bizim partiler uzlaşmayı beceremedi.***ANKARAda solun uzlaşmamış olması Melih Gökçeki yeniden belediye başkanı yapacak. Büyük bir olasılıkla CHPnin adayı Yılmaz Ateş ile "yarı sol ittifak"ın adayı Murat Karayalçın mücadele ederken AKPli Gökçek ipi kolayca göğüsleyecek.***İSTANBULda da benzer durum var.Büyük bir ihtimalle AKP parti olarak seçimden galip çıkacak.Bu galibiyeti önlemenin tek yolu olabilirdi. Diğer partilerin güçlü bir isim üzerinde, örneğin Kemal Derviş üzerinde uzlaşması.Bu olmadı.Ve İstanbul için hiç de güçlü sayılamayacak bir isim, Beyoğlu Belediye Başkanı Kadir Topbaş AKPnin adayı oldu.Topbaş neden güçlü bir isim değil?Gidin, özellikle karlı - kışlı günlerden hemen

Yazının Devamı

Sonu başından belli seçim

26 Şubat 2004

<#comment>
<#comment>
PARTİLERİN büyükşehir belediye başkan adayları belli oldu.
Heyecan verici isimler yok.
Sonu başından belli bir seçimin arifesinde heyecan nasıl olsun.
Bu seçimde partilerin değil ancak adayların patlama yapabileceği hesaplanıyordu, ama öyle adaylar ortaya çıkmadı.
İş partilere verilecek oylara kalınca da AKP bu yarışta "banko" kazanacak parti oldu.

Yazının Devamı

Arzulanan mı, mümkün olan mı?

19 Şubat 2004

İlki, Kıbrıs sorununun bitirilmesi için adım.İkincisi, Türkiyenin ABye girmesi için adım.Kıbrısta uzlaşma 1 Mayısa kadar sağlanabilirse, bazı çatlak seslere rağmen, AB artık Türkiyeye müzakere tarihi vermekten kaçınamayacaktır.***ÖYLE anlaşılıyor ki, New Yorktaki ilk rauntta, Türk hükümetinin de, Denktaşın da istedikleri oldu. Daha doğrusu mevcut dünya konjonktürü içinde, olması arzu edilen değil de, olması mümkün olan elde edildi. Edildi ki bugün ikinci raunt başlatıldı.Bu pazarlıkta kaybeden tarafın Kıbrıs Rumları olduğu da söylenemez.Olaya onlar açısından bakalım; ikinci raunt Türklerin üç isteği gerçekleşmeden uzlaşmayla sonuçlanırsa, 1 Mayısta Rumlar Kuzeyi de aralarına alarak bir bakıma amaçlarına ulaşmış dünyadaki 7. müstakil Türk devletine son vermiş olacaklardır.***NEW York uzlaşması bir gerçeği, bir kez daha gözler önüne serdi. Akıl yaşta değil baştadır. Bazı işlerde başarı için nüfus kağıdı değil, akıl ve deneyim önemlidir.New Yorktaki olumlu gelişmeyi hazırlayan müzakerecilere bakın: Klerides 84 yaşında, Denktaş 80 yaşında, Papadopulos 70 yaşında ve en gençleri Annan 66 yaşında...***KIBRIS sorunu çözüm yolunda ilerlerken, kısa bir süre önceye kadar tanık olduğumuz

Yazının Devamı

Arzulanan mı, mümkün olan mı?

19 Şubat 2004

<#comment>
<#comment>
KIBRIS görüşmeleri bugün Lefkoşa'da başlıyor. Bu başlangıç 40 yıldır çözümü arzulanan iki konuda ilk ciddi adım demektir.
İlki, Kıbrıs sorununun bitirilmesi için adım.
İkincisi, Türkiye'nin AB'ye girmesi için adım.
Kıbrıs'ta uzlaşma 1 Mayıs'a kadar sağlanabilirse, bazı çatlak seslere rağmen, AB artık Türkiye'ye müzakere tarihi vermekten kaçınamayacaktır.
***

Yazının Devamı

Komadaki hasta kurtulacak mı?

12 Şubat 2004

***TÜRKİYEyi istemeyenler çeşitli şartlar, engeller ileri sürdüler, sürüyorlar.Son şart Kıbrıs oldu.Türkiye ABye alınacak olsa belki de Kıbrıs şartı problem sayılmayabilir.Ama durum böyle değil.Batı, "Türkiyenin ABye girmesi için Kıbrısta Annan planı temelinde uzlaşma şart, ama yeterli mi, yetersiz mi, onu şimdi açıklayamam" diyor.Prodinin sözlerinin tercümesi de bu değil mi?Durum bu olunca da örneğin Demirel haklı olarak; "BMnin ve Avrupanın Kıbrıs konusunda dürüst olmadığını" ileri sürebiliyor.Oysa; "Ankara ve KKTC Annan planını kabul edince Türkiyeye müzakere tarihi verilecek" dense, problem bitecek.Bu yapılmıyor.***40 yıllık AB ve Kıbrıs macerasının kaderinin 40 güne, hatta 40 saate sıkıştırılmasında tüm geçmiş hükümetlerin günahı var.Çözümün geciktirilmiş olması bugün Türkiyenin aleyhine sonuçlar veriyor.Bu nedenle de "Annan planı yeni bir Sevr"dir diyenlerle, "Bu plan Türkiye ve Kıbrıs için son fırsattır" diyenler çatışıyor.Bu arada, deneyimsiz AKP hükümeti de yalpalayıp duruyor.***23 Ocakta Ankarada MGK Annan planıyla ilgili karar alıyor.Başbakan Erdoğan Davosta Annana "Sizin önerilerinizi kabul ediyoruz, boşlukları da siz doldurun" diyor.Arkasından Başbakan, Washingtona

Yazının Devamı