Darbe yorumları nereden çıktı?

15 Mayıs 2003

<#comment>
<#comment>     TÜRKİYE'nin öncelikli iki sorunu var. "AB'ye girmek", "işsizliği yenmek." Bu ana başlıkların altına daha birçok ikinci başlık atabilir, alt konular bulabilirsiniz. Ama sonuç değişmez.
     AB'ye girme yolu 2004 Aralığına kadar temizlenmeli.
     Çalışmak isteyene iş, dolayısıyla aş mutlaka bulunmalı.
     Türkiye'de demokrasinin sağlam temellere oturması da, ülkede istikrar ve huzur da bunlara bağlı.
     ***
     TÜRKİYE'nin gündeminde ise ön plana çıkanlar bu yaşamsal konular değil. Gündemde; kadrolaşma, imam hatip mezunlarını üniversiteye sokmanın yollarını arama, türbanı kabul edilebilir hale getirme, Milli Görüş genelgesi, cuma günü tatil yapma niyetlerine temel hazırlama, asker, politikacı tartışması var.

Yazının Devamı

Ankara'nın miyopları

8 Mayıs 2003

AKP hükümetine ve akıl hocalarına hakim olan görüş neydi: "Türkiye, ABD'ye yardımcı olmazsa Irak savaşı çıkmaz. Türkiye ABD ile değil bölgedeki İslam ülkeleri ile işbirliği içinde olmalıdır."Ana hatları bu olan politika çok çabuk iflas etti.Üstelik, ABD Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitz'in ağzından, ABD ile 50 yıllık çabayla kökleşen ve karşılıklı "fayda"ya dayanan dostluğun Ankara'nın miyopları tarafından ne hallere getirildiğini de öğrenmiş olduk.* * *ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz'in söyledikleri yenir yutulur şeyler mi?Wolfowitz, Irak savaşındaki tutumu nedeniyle Türk ordusunu da eleştiriyor. Ve Ankara'nın adeta "özür dilemesini" istiyor.Bugüne kadar, bir müttefikten Türkiye'yi hedef alan bu kadar ağır bir demeç hatırlamıyorum.Oysa, Ankara'da birkaç adım uzağı göremeyenlerin yanlış politikalarının bugünkü sonucu doğuracağını tahmin kehanet sayılamazdı. Yazıldı, çizildi ama uyarıcı olunamadı.* * *ŞU anda görünen o ki Türkiye'nin "stratejik önemi" de, ABD ile "stratejik ortaklığı" da tam anlamıyla tehlikeye girmiştir.ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld de hafta sonunda; Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Suudi Arabistan, Kuveyt ve Irak'ı ziyaret etti.O ülkelere Irak

Yazının Devamı

Ankara'nın miyopları

8 Mayıs 2003

<#comment>
<#comment>     WOLFOWITZ'in sözleri dün birkaç gazete hariç tüm basının manşetlerinde yer aldı. O birkaç gazetenin dışında "ABD'yi boş verin biz İran'a, Suriye'ye bakalım" zihniyetiyle hareket eden olmadı.
     AKP hükümetine ve akıl hocalarına hakim olan görüş neydi: "Türkiye, ABD'ye yardımcı olmazsa Irak savaşı çıkmaz. Türkiye ABD ile değil bölgedeki İslam ülkeleri ile işbirliği içinde olmalıdır."
     Ana hatları bu olan politika çok çabuk iflas etti.
     Üstelik, ABD Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitz'in ağzından, ABD ile 50 yıllık çabayla kökleşen ve karşılıklı "fayda"ya dayanan dostluğun Ankara'nın miyopları tarafından ne hallere getirildiğini de öğrenmiş olduk.
     * * *
     ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz'in söyledikleri yenir yutulur şeyler mi?

Yazının Devamı

Türkiye'nin gücü var, onu kullanma becerisi yok

1 Mayıs 2003

Hırsları yalnız Paris'e heykel dikmekle tatmin olmuyor. Kuzeydoğudaki birçok ilimiz onların iştahını kabartıyor."Bir gün gelir, zayıf bir anını yakalarsak Türkiye'den ne koparabiliriz" hesabı içindeler.Suriye yıllarca PKK'yı besledi. Abdullah Öcalan'a yataklık etti. Su konusunda Türkiye ile devamlı sinir harbi içinde oldu.Irak gizli açık Türkiye'yi hep tehdit etti. 30 bin Türk vatandaşının terörde akan kanında Bağdat'ın rolü var, günahı var...***İRAN'ın devrim ihraç etmek istediği ilk ülke Türkiye oldu.Megolaman Şah Türkiye'nin modernleşmesini çekemezdi.İslam devriminden sonra ise Tahran, Ankara'yı da benzer bir rejim içinde görme arzusunu çeşitli şekillerde pratiğe dökmek istedi.Yunanistan'la Türkiye arasında yıllar süren Kıbrıs sorununun temelinde "Enosis" vardı.Geçen gün, Yunanistan Başbakanı Simitis bunu açıkça ifade etti. Yunanistan'da "megalo idea" hayali görenlerin sayısı da herhalde azımsanamaz.Bulgaristan'ın komünist lideri Jivkov yıllarca Türkiye'ye düşmanlık politikası izledi.Türk azınlığa devamlı eziyet etti, soykırım uyguladı.Türkler Bulgaristan'da bugün de adeta ikinci sınıf vatandaş hayatı sürüyor.***TÜRKİYE istediği kadar "yurtta sulh cihanda sulh" desin.Gerçekçi

Yazının Devamı

Türkiye'nin gücü var, onu kullanma becerisi yok

1 Mayıs 2003


<#comment>     ERMENİSTAN'ın ve diasporanın Türkiye haritasında gözleri var.
     Hırsları yalnız Paris'e heykel dikmekle tatmin olmuyor. Kuzeydoğudaki birçok ilimiz onların iştahını kabartıyor.
     "Bir gün gelir, zayıf bir anını yakalarsak Türkiye'den ne koparabiliriz" hesabı içindeler.
     Suriye yıllarca PKK'yı besledi. Abdullah Öcalan'a yataklık etti. Su konusunda Türkiye ile devamlı sinir harbi içinde oldu.
     Irak gizli açık Türkiye'yi hep tehdit etti. 30 bin Türk vatandaşının terörde akan kanında Bağdat'ın rolü var, günahı var...
     ***

Yazının Devamı

Bu kötü resmi ben çizmedim

24 Nisan 2003

Globalleşen dünyaya dahil etkin, saygın, zengin bir ülke olmak mı?İçe kapanıp mutluluğu orada aramak mı?Sorular çoğaltılabilir. Ama cevap hep aynı olacaktır:Türkiye'nin hedefi yok.Ben neredeyse kendimi bildim bileli, Türkiye 2000'de İtalya'yı yakalayacak, hatta aşacaktı.Hükümetler, siyasiler hedef olarak bunu gösterdi durdu.Oysa milli gelir rakamlarına bakın. Yola beraber, hatta bir adım önde çıktığımız Güney Kore nerelerde, İspanya nerelerde, Yunanistan nerelerde, ya İtalya, hani o yetişeceğimiz İtalya şimdilerde nerelerde?..Türkiye'de kişi başına milli gelir yıllardır 3 bin doları aşamazken, Güney Kore'de bu rakam 10 bin doları aştı, Yunanistan'da 15 bin dolar, İspanya'da 20 bin dolar, İtalya'da 25 bin dolar.Acı noktalara değinmek "felaket tellallığı" yapmak değil, hali pür mealimizi takdimdir."Durumdan ders çıkartılması" arzusunun ifadesidir.Geçmişteki siyasilerimizin başarısızlık grafiğini gösterip, yenileri atılıma teşviktir.***SİYASİLERİMİZ yıllardır "nurlu ufuklar"dan söz ediyor. Oysa bugün hala Türkiye'de gelir dağılımı adaletsizliği dayanılmaz şekilde sürüyor. En zenginle en fakir arasında 237 katlık bir uçurum var.Nüfusun en zengin yüzde 6'lık bölümü milli gelirin üçte

Yazının Devamı

Bu kötü resmi ben çizmedim

24 Nisan 2003


<#comment>     Her toplumun bir hedefi var. Türkiye'nin hedefi ne?
     Globalleşen dünyaya dahil etkin, saygın, zengin bir ülke olmak mı?
     İçe kapanıp mutluluğu orada aramak mı?
     Sorular çoğaltılabilir. Ama cevap hep aynı olacaktır:
     Türkiye'nin hedefi yok.
     Ben neredeyse kendimi bildim bileli, Türkiye 2000'de İtalya'yı yakalayacak, hatta aşacaktı.

Yazının Devamı

Bu iktidarın yalnız başarı ödülü eksik!

17 Nisan 2003

Savaşa girmeyen Türkiye, Irak'tan sonra belki de en büyük siyasi ve ekonomik zarara uğrayan ülke oldu.Şimdi, bu tarihi iflasa neden olanlara "bravo" mu demeliyiz?En kritik günlerde, Irak savaşının öncesinde ve ilk günlerinde; Cumhurbaşkanı ile, Meclis Başkanı ile, Başbakan ve AKP Başkanı ile, muhalefeti ile, Genelkurmay Başkanı ile, TBMM ile "Ankara" asgari müştereklerde buluşamadı.Türkiye'nin kararsızlığı karşıtlarını cesaretlendirdi.***AKP, Kıbrıs'la ilgili politikası olmadığını da gösterdi.AB ile ilişkilerde de tutarlı bir politikadan yoksunluk, dünkü Atina toplantısına da damgasını vurdu.ABD ile ilişkilerdeki zikzaklardan Washington'un da, Türk vatandaşının da başı döndü.Bu hükümetin, ana çizgileriyle haritası çıkartılmış hangi politikası var? Öyleyse; "yalnız eleştirmeyin, öneride de bulunun" diyenlere işte yanıt:Hükümet, Türkiye'nin politikalarını acilen belirlesin.***"BÜYÜK lokma ye büyük söz söyleme" özdeyişinin aksine bu iktidar hep büyük konuştu, ama hep geri adım atmak zorunda kaldı. En son, Kuzey Irak'a girme konusunda olduğu gibi.Devlet Bakanı Ali Babacan, daha yeni; "Tezkere geçmedi, Kuzey Irak'a cephe açmadık, çok da iyi oldu..." diyor.Peki cephe açılmasını hükümet

Yazının Devamı