Hepimiz uyumanın ne kadar önemli olduğunu biliriz. “İyi bir uyku her şeyin ilacıdır” deriz. Ama hiç düşündünüz mü, fazla uyumak da bazı sağlık sorunlarına yol açabilir mi? İşte bu sorunun peşine düşen bilim insanları, oldukça ilginç sonuçlara ulaştı. Gelin birlikte bu bulgulara bir göz atalım.
Amerika’da, UT Health San Antonio’dan Dr. Vanessa M. Young ve araştırma ekibi, “uzun süre uyumanın” beyin sağlığı üzerindeki etkilerini araştırdı. Özellikle dikkat ettikleri şeyler şunlardı:
Bilişsel performans: Yani hafıza, dikkat, problem çözme gibi zihinsel beceriler.
Depresyon: Kişinin kendini üzgün, umutsuz hissetmesi ya da hayattan keyif alamaması.
Uyku süresi: Geceleri kaç saat uyunduğu.
Bu araştırma, yaklaşık 2 bin kişinin verilerini inceleyerek yapıldı. Katılımcıların hepsi 50 yaşın üzerindeydi ve önceden felç ya da bunama (Alzheimer gibi) geçirmemişti.
İlginç sonuçlar ne dedi?
Birçok kişi için iyot, sıradan bir kimyasal element gibi gelebilir. Ancak bu küçük mineral, sağlığımız için dev bir rol oynar. Vücudumuzun çalışması, özellikle de tiroit bezimizin düzenli çalışması için iyota ihtiyaç duyarız. Gelin, bu “sessiz kahraman’ı birlikte daha yakından tanıyalım.
İyot nedir ve neden bu kadar önemlidir?
İyot, vücudumuzda üretilemeyen, dışarıdan alınması gereken bir mineraldir. En önemli görevlerinden biri, tiroit hormonlarının üretimini sağlamaktır. Bu hormonlar; büyümeden gelişmeye, kalp atışından zihinsel fonksiyonlara kadar pek çok sistemin sağlıklı çalışmasını destekler.
Özellikle beyin gelişimi açısından hamilelik ve çocukluk döneminde yeterli iyot alımı hayati önem taşır. Eksikliği, geri dönüşü olmayan sağlık sorunlarına yol açabilir.
Eksikliği neden olur?
İyot eksikliği genellikle yetersiz beslenmeden kaynaklanır. Türkiye gibi topraklarında doğal olarak iyot az bulunan ülkelerde bu daha sık görülür. İşte başlıca nedenler:
- İyot bakımında
Son zamanlarda mevsim sebebiyle de kene vakalarını duymaya başladık. Gelin bu küçük böceğin marifetleri neler, nasıl korunmalı bir göz atalım.
Kene nedir?
Kene, örümceklerle aynı sınıfta yer alan, parazit yaşam süren küçük eklembacaklılardır. Genellikle sıcak ve nemli ortamlarda, çalılık, ormanlık, otluk alanlarda yaşarlar. Kan emerek beslenirler ve bu sırada bakteri, virüs ve parazit gibi birçok zararlı mikroorganizmayı insanlara ve hayvanlara bulaştırabilirler.
Isırığıyla bulaşan hastalıklar
Keneler çeşitli tehlikeli hastalıkları taşıyabilir. Türkiye’de ve dünyada en sık görülen kene kaynaklı hastalıklar şunlardır:
1. Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA)
Belirtiler:
2. Lyme hastalığı
Kısa sürede çok kilo vermek düşüncesi tıpkı kolay ve uygunsuz yoldan çok para kazanmak gibi sonrasında bedeli ağır olan mantık dışı bir yaklaşımdır. Az yemek tabii kilo verdirir ancak şok diyetler metabolizmamızı da şoka sokarak normal çalışmasını bozar. Vücut kıtlık var diye düşünerek metabolizmasını yavaşlatır.Zira hayatımızı sürdürebilmemiz için, beyin başta olmak üzere hayati organlarımızın çalışması için enerjiye ihtiyaç vardır. Bu enerjiyi de yediklerimizden ve depo ettiklerimizden karşılarız. Kıtlık algısına düşen bünyemiz bu kaynağı iktisatlı kullanmak adına yediklerimizi yakma olayını yavaşlatıp depolama yoluna gider. Böylece kestirme zannettiğimiz yoldan giderken su içsem yarıyor durumuna düşeriz.
Klinik sonuçlara yol açar
Genellikle çok düşük kalori ve tek taraflı beslenme tarzında yapılan bu diyetler kan şekerinde ve tansiyonda ani düşüş, baş dönmesi, göz kararması ve bayılmaya kadar varan klinik sonuçlara yol açabilir. Vücudumuzun belirli oranda protein, yağ, karbonhidrat, vitamin
Müzik hepimizi kimi zaman hüzünlendirir, kimi zaman coşturur. Bazen eski bir şarkıyla yıllar öncesine gideriz, bazen yeni bir melodiyle bugünü daha güzel yaşarız. Ama müziğin sadece ruhumuzu değil, beynimizi de etkilediğini biliyor muydunuz?
Aslında müzik dinlemek, beynimizin adeta bir ‘ışık gösterisi’ yaşamasına neden olur. Nasıl mı? Hadi gelin, bunu hep birlikte anlayalım.
Müzik dinleyince beyinde neler oluyor?
Bir şarkı açtınız diyelim o anda beyniniz sadece kulağınızdan gelen sesleri işlemiyor. Aynı anda birçok bölge devreye giriyor:
İşitsel korteks: Müzik ses dalgaları olarak kulağınıza gelir, işitsel korteks bu sesleri nota, ritim, melodi olarak algılar.
Motor korteks: Şarkıya hafif hafif ayak uydurduğunuzda ya da dans etmek geldiğinde içinizden, motor korteks devreye girer.
Limbik sistem (duygu merkezi):
Son günlerde İstanbul’un deprem gerçeği, hemen her İstanbullunun gündeminde yer tutuyor. Özellikle sağlık altyapımızın bu büyük sınava ne kadar hazır olduğu da hepimizin aklındaki kritik sorulardan biri. Bu sorularımıza cevap olacak şekilde geçtiğimiz günlerde İstanbul İl Sağlık Müdürümüz Doç. Dr. Abdullah Emre Güner’den aldığım bilgiyi sizinle de paylaşmak isterim. Bu bilgiye göre İstanbul ilimizde, 53 kamu hastanesi, 144 özel hastane, 6 kamu üniversite hastanesi ve 12 vakıf üniversite hastanesi olmak üzere toplam 215 hastane bulunuyor. Bunun yanı sıra bin 89 Aile Sağlığı Merkezi ve bin 918 Aile Hekimliği Birimi ile de birinci basamak sağlık hizmeti sunuluyor.
İstanbul’un 15 milyon 701 bin 602 kişilik nüfusuna hizmet veren bu birimlerde verilen hizmetler ise nüfus artışına da paralel olarak her yıl bir öncekine göre daha da artmakta.
Dile kolay dünyada birçok ülke nüfusundan bile kaç kat yüksek nüfusa sahip bir ilden bahsediyoruz. Bu hizmetler arasında hasta muayenelerinin yüzde 78’i,
Son günlerde özellikle aort damarı yırtılmasıyla gündeme gelen hipertansiyon genel olarak damarlara neler yapıyor gelin birlikte bir göz atalım.
1.Yüksek basınç, damar duvarlarına sürekli baskı yapar
Normalde: Damarlarımızın iç yüzeyi esnektir. Kan akışı oldukça düzenlidir.
Hipertansiyonda: Kan, damar duvarlarına sürekli ve gereğinden fazla bir basınçla çarpar.
Bu durum, zamanla damarların esnekliğini kaybetmesine neden olur. Damarlar sertleşmeye ve kalınlaşmaya başlar. (Bu sürece ateroskleroz da denir.)
2.Damarların iç yüzeyi (endotel) zarar görür
*Damarların iç yüzeyi endotel denilen çok hassas bir tabakayla kaplıdır.
Metabolizma, vücudunun yemekle aldığın besinleri enerjiye dönüştürme sürecidir. Bu enerji, nefes almak, kalbin çalışması, vücut ısısının korunması, kaslarının çalışması gibi hayatta kalmak için gereken tüm işlevlerde kullanılır.
Metabolizma; Ne kadar hızlı çalışırsa, o kadar çok kalori yakarız.
Ne kadar yavaş çalışırsa, yediklerimiz o kadar kolay yağa dönüşür.
Neden yavaşlar?
Metabolizmanın yavaşlaması, aslında doğal ama istenmeyen bir süreç olabilir. İşte bazı yaygın nedenler:
1- Yaşın ilerlemesi
30 yaşından sonra her 10 yılda bir metabolizma biraz daha yavaşlar.
Kas kaybı yaş ilerledikçe artar; bu da metabolizmayı yavaşlatır.