Corona virüs (Covid-19) ve Stres
Psikonöroimmünoloji
Corona virüs haberleri her yerde ve herkesin aklında. Virüs dünyaya yayılıyor ve enfekte hasta sayısı her geçen gün artıyor. Kaygı, stres ve bulaşma korkusu daha da hızlı bir oranda yayılıyor gibi görünüyor.
Duygusal rahatsızlıkların ve kaygıların bağışıklık sisteminde bozulmaya yol açtığı ve stresli olmanın vücudunuzda ekstra kortizol salgılanmasına neden olabileceği, uyku kalitesini ve bağışıklık sisteminizi olumsuz etkileyebileceği bilimsel olarak kabul edilmektedir. Psikonöroimmünoloji alanında yapılan birçok çalışma, stresin bağışıklık fonksiyonları üzerinde olan baskılayıcı etkisini göstermiştir.
Böyle bir salgın-pandemi durumunda gelişen korku ve endişenin vücudumuzda neler yaptığını biraz derinlemesine açıklayalım. Burada yer alan kelimeler size yabancı gelebilir ancak elimden geldiği kadar açıklamasını yapacağım. Amaç olayın ne kadar önemli olduğunu göstermektir.
Kronik stres fagositlerin sayısını ve işlevini bozar, çeşitli immünoglobulin türlerinin sentezini ve salgılanmasını bloklar, doğal öldürücü (NK) hücrelerin sayısını ve aktivitesini azaltır, bağışıklık sitokinlerini ve CD4 + T (Enfeksiyonlarda
Servikal Distoni
Distoni, sürekli veya tekrarlayan kas kasılmalarının bükülme ve tekrarlayan hareketlere veya anormal sabit duruşlara neden olduğu nörolojik bir hareket bozukluğu sendromudur. Hareketler titremeye benzeyebilir. Distoni genellikle fiziksel aktivite ile yoğunlaşır veya şiddetlenir ve semptomlar bitişik kaslara ilerleyebilir. Semptomlar, dahil olan distoni türüne göre değişir. Çoğu durumda, distoni, özellikle hareket üzerinde, anormal duruşa yol açma eğilimindedir. Birçok hasta, istemsiz kas hareketlerinden dolayı sürekli ağrı, kramp ve kas spazmlarına sahiptir.
Erken belirtiler arasında hassas kas koordinasyonu kaybı (Ellerde sık sık küçük yaralanmalar ve düşürülen eşyalar) mevcuttur. Sürekli kullanımda ağrı ve titreme artar. Kas ağrısı ve kramp, kitap tutmak ve sayfaları çevirmek gibi çok küçük eforlardan kaynaklanabilir. Etkilenen kişiler nefes alırken diyaframdan titrendiklerini hissederler. Otururken ya da yastıkların altında ellerini ceplerine, bacakların altına koyma ihtiyacı duyarlar. Çenede titreme, uzanırken hissedilebilir ve duyulabilir. Ağrıyı önlemek için yapılan sürekli hareket ve dişlerin sıkılması, temporomandibular eklem bozukluğuna
Bel Fıtığında Gerileme (Regresyon)
Psikonöroimmünoloji
1-Anti-inflamatuar diyet
Yiyecekler bel ağrısına katkıda bulunan iltihabı teşvik edebilir. UT Southwestern Tıp Merkezi'nde doçent ve Nörolojik Cerrahi başkan yardımcısı Carlos Bagley'e göre, “Çalışmalar, anti-inflamatuar bir diyetin bel ağrısını NSAID'ler kadar tedavi etmede etkili olabileceğini önerdi.” Anti inflamatuar diyet kronik bel ağrısı tedavisinde oldukça etkilidir.
2- C vitamini
C vitamini fıtıklaşmış diskinizin onarımında en önemli besin takviyelerinden biridir. Balch, C vitamininin dokularınızı birbirine bağlamaya ve doku bütünlüğünü korumaya yardımcı bir madde olan kolajen oluşumu için çok önemli olduğunu belirtiyor. Tüm dokuların uygun şekilde onarımı için C vitamini gereklidir. Balch, günlük 3.000 ila 10.000 mg C vitamini alımı önermektedir, ancak her zaman uygun dozu klinik beslenme konusunda uzmanlaşmış bir sağlık uzmanı ile görüşmelisiniz.
3- D vitamini
Bel ağrınız varsa, D vitamini eksikliği ağrınızı daha da kötüleştirebilir. Pain Physician 2013 yılında yayınlanan
Bağırsak Beyin Bağlantısı
Bağırsak beyin bağlantısı gerçek bir bağlantıdır. Anksiyeteyi mide problemlerine bağlayabilir ve bunun tersi de geçerlidir. Gastrointestinal sistem duyguya duyarlıdır. Öfke, anksiyete, üzüntü, sevinç gibi duygular (ve diğerlerinin) bağırsakta semptomları tetikleyebilir.
Beyin, mide ve bağırsaklar üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir. Örneğin, yemek yeme düşüncesi, mide sularını yiyecek gelmeden önce salıverebilir. Bu bağlantı iki tarafa da gider. Sorunlu bir bağırsak, tıpkı sorunlu bir beynin bağırsağa sinyal gönderebildiği gibi, beyine sinyaller gönderebilir. Bu nedenle, bir kişinin mide veya bağırsak rahatsızlığı, endişe, stres veya depresyonun nedeni veya ürünü olabilir. Bunun nedeni, beyin ve gastrointestinal (GI) sistemin yakından bağlantılı olmasıdır.
Bağırsak ve Anksiyete
Bağırsak ve beynin ne kadar yakından etkileşime girdiği göz önüne alındığında, ayrıntıya girmeden önce neden bulantı hissettiğinizi veya stres zamanlarında neden bağırsak ağrısı hissettiğimizi anlamak gerekir. Bununla birlikte, bu, fonksiyonel gastrointestinal koşulların hayal edildiği veya "tamamen kafanızda" olduğu anlamına gelmez. Psikoloji ağrıya ve diğer bağırsak
Trigeminal Nevralji
Trigeminal sinir, yüze birçok sinir ağı sağlar. Trigeminal sinir, beyin sapı ve kafatasının tabanındaki üst boyun ile ilişkilidir. Bu sinire baskı, trigeminal nevralji adı verilen acı verici bir duruma neden olur.
Trigeminal Nevralji (TN) insanda bilinen en şiddetli ağrılardan biri olarak tanımlanmaktadır. Bu ani, dayanılmaz yüz ağrıları, nöbetleri üreten trigeminal sinirin bir rahatsızlığıdır. TN genellikle yüzün sadece bir tarafını etkiler ve zamanla ağrının sıklığı ve şiddeti artar. Ağrı o kadar yoğundur ki TN genellikle “intihar hastalığı” olarak adlandırılır
Araştırmalar TN'nin, üst spinal kord ve beyin sapındaki trigeminal sinirin ve merkezi trigeminal sistemin tahriş veya hasarından kaynaklandığını göstermektedir. Tıbbi raporlar ayrıca baş, boyun ve üst sırt travmasının omurilik ve beyin sapındaki sinir yollarını zedeleyip TN'e neden olabileceğini göstermektedir. Yüz ağrısı, yaralanmadan hemen sonra başlayabilir veya bazı durumlarda gelişmesi aylar veya yıllar alabilir
Life Üniversitesi’nin Sid E. Williams Araştırma Merkezi’nde yürütülen yeni bir pilot çalışmada, katılımcılara sekiz hafta boyunca üst servikal bakım uyguladı. Çalışmaya
Servikal myelopati, omuriliğin servikal omurgada (boyun) sıkışmasını içeren bir myelopati şeklidir. Omurilik, önden omurlar tarafından yapılan, omurlar arası disklerle ya da arka faset eklemleri ve lamina ile örülmüş omur kolonunun içinde hareket eder. Servikal omurgada, öncelikle omuzlarınızın, kollarınızın ve ellerinizin işlevini kontrol eden sekiz sinir kökü bulunmaktadır.
Semptomlar
Servikal myelopati, iki tip semptom ortaya çıkarır: boyunda hissedebileceğiniz ve omuriliğin sıkıştırılmış bölgesinde veya vücudun başka bir yerinde görünenler.
Boyun semptomları şunları içerebilir:
Boyun ağrısı
Sertlik
Azaltılmış hareket aralığı
Doğum Sonrası Gelişen Bel ve Sırt Ağrısı
Epidural Anestezi Bel ve Sırt Ağrısına Neden Olur mu?
Epidural anestezi ile gerçekleştirilen doğum sonrası, ilacın enjekte edildiği kateter bölgesinde kısa süreli sırt ağrısı olabilir. Bu nedenle, çoğu kadın epidural anesteziyi kronik veya uzun süreli bel ağrısı ile ilişkilendirme eğilimindedir. Gerçekten epidural ile kronik bel ve sırt ağrısı arasında bir bağlantı var mı?
Yapılan bazı retrospektif çalışmalarda doğum sırasında yapılan epidural analjezi ile sonrasında gelişen bel ağrısı arasında hafif bir ilişki olduğunu göstermiştir. Howell ve arkadaşlarının yakın tarihli bir çalışması, epidural analjezi kullanımının kronik sırt ağrısı gelişimi ile ilişkili olmadığı sonucuna varmıştır. Diğer yapılan çalışmalar ise epidural analjezi alan anneler sırt gerginliklerine karşı daha az hassas olduklarından bel ve sırt ağrısı ağrısı geliştiğini öne sürmüştür. Ayrıca kötü sırt pozisyonlarının uzun süre kalmasına izin vererek doğum sonrası bel ağrısı gelişmesine neden olmuşlardır.
Doğum sonrası yaşanan sırt ağrısının olası bir diğer nedeni, epidural iğnenin kateter bölgesine yerleştirilmesi sırasında sırt kaslarında ve ligamentlerde
Psikonöroimmünoloji
Bel ağrısı için doktorunuza başvurduğunuzda, sizden dinlenmenizi ve ibuprofen vb. almanızı önerebilir. Sorun çözülmezse, görüntüleme yöntemleri kullanılabilir (X-ışını veya MRI) ve fizik tedavi alabilirsiniz. Ağrı çok şiddetli ise ya da yapılan tedavilere rağmen iyileşme olmadı ise cerrah ameliyat önerebilir. Bu önlemler bazı durumlarda gerekli olsa da geçici bir rahatlama sağlayabilir. Psikonöroimmünoloji ve bütüncül yaklaşım, bel ağrısının daha derin bir biyokimyasal veya yapısal işlev bozukluğu belirtisi gösterebileceği için, altta yatan fonksiyonel bozukluğu araştırır.
1: Kalsiyum Regülasyonu ve Kemik Sağlığı
Yapılan Çalışmalar, düşük D Vitamini'nin kronik bel ağrısı, K Vitamini eksikliğinin artritle ilişkili olduğununu ve D-K Vitamini takviyesinin kemik mineral yoğunluğunu arttırdığını göstermektedir. D vitamini takviyesi, kronik bel ağrısı yaratan durularda (Bel fıtığı vb) mutlaka kullanılmalıdır.
2: Postür ve Egzersiz
Bel ağrısı yıllarca süren yapısal dengesizlik sonucu gelişir. Ayak bileği, diz ve kalça stabilite, hareketlilik, denge ve esneklik kaybı, omurganın düzensiz dağılmış kuvvete maruz kalmasına neden olur. Bu zamanla bel ağrısı