Bugün bayram

2 Mayıs 2022

Hangi inanca ait olduğundan bağımsız, tüm dini ve milli bayramların müthiş bir birleştirici gücü ve enerjisi var. İnsan olarak birlik olmaya ve paylaşmaya duyduğumuz ihtiyacın güzel sonuçlarıdır bayramlar. Mutluluğun paylaşılarak büyütüldüğü, acının paylaşılarak üstesinden gelindiği günlerdir. Saygının, sevginin arttığı, hayat koşturmacasında unutulan insan ve değerlerin hatırlandığı paylaşım anlarıdır.

Bayramlar birlik olabilmektir. Ortak duyguları ve düşünceleri birlik olarak büyütebilir ve yayabiliriz. Dünyanın birden fazla yerinde aynı anda çok insanın kalbinde ve dilinde aynı güzel niyetler vardır bayramlarda. Sevginin, saygının, neşenin ve kucaklaşmanın frekansı elden ele, dilden dile yayılır. Tüm bunlar bulaşıcıdır. O kitleyi aşar ve bütüne sirayet eder.

Bayram duygusal alışveriştir. Hem alırız hem veririz. Bayram günü kendimize özenir ve değer veririz, sevdiklerimize özenir ve değer veririz. Sokakta hiç tanımadığımız insanların varlığını fark eder selam veririz. Hatırlanır ve hatırlarız. Sevgi ve saygı sunar ve aynılarını alırız.

Yazının Devamı

İlişkilerde denklem

12 Nisan 2022

İkili ilişkiler başlarken kişilerin hayatları diğerine ilginç gelir. Farklı görünen yaşamların çekiciliği partner ilişkisine yansır. Heyecan yaratır. Kişiler diğerinde aradığını bulduğu sanrısına kapılır. Heyecanla birlikte merak başlar. Yaşanılanlarla birlikte devreye uyum girer.

Farklı yaşamlar bakış açımızı değiştirir. Zamanla birbirimize uyumlanmak için çaba harcarız. Bir de diğerini uyum için zorlamaya başlarız farkında olmadan. Başta ilginç gelen özellikler zaman sonra aynı tadı vermeyebilir. İlişkinin tadı değiştiği zaman beklentiler karşılanmaz ve sorunlar çıkmaya başlar.

Örnek olarak çok romantik olmayan bir erkek ile orta seviyede romantik olan bir kadının yeni başlayan ilişkisini ele alalım. Romantik olmayan erkeğin tavırları başta kadın için etkileyici olmakla birlikte zamanla aradığını bulamayan kadın için tepki sebebi olmaktadır. Beklentiler başlar. Oysa erkeğin romantik olmadığı belirgin bir durum idi. Kadın beklentilerinin karşılanmaması halinde daha da gergin olabilir. Bir de erkek için bakalım duruma. Romantik bir kadın ilk zamanlar farklı gelmekteydi. Kendisi

Yazının Devamı

Sevgiyi yaşamak

4 Nisan 2022

Sevginin, para kazanmanın, ilginin, ifade etmenin … her türlü kavramın insanda bir koşul karşılığı var. Yemeğini yersen seni severim, başarılı olursan ödüllendiririm, özür dilersen affederim, haklı olduğumu söylersen huzurlu olurum …. Sonu gelmeyen koşulluluk çemberleri iç içe geçmiş bir halde öylece duruyor.

Sen çemberin neresindesin?

Koşullanmalar ayak bağıdır. Yaşam enerjisini tüketen, hedefler koyduran sonra da o hedefleri kendisi imha eden yanılgılardır. Kendi kendimize koşullar koyarız, ilişkilerimiz için gereklilikler listeleri oluştururuz, başkalarının koşul ve şartlarına uyumlanmaya çalışır ya da direniriz. Bu ihtimallerin her biri ayrı ayrı ve bir arada zorluk üretir. Harekete geçiren ya da motive eden etkileri de olsa çoğunlukla sonuca ulaşmaktan alıkoyarlar. Bir başka olasılık da sonuca ulaşıldığında beklenen ve planlanan hazzın bulunamayışıdır, yani kocaman bir hayalkırıklığı.

Eğitim sistemimiz, aile içi ilişkiler, toplumsal değerler hep koşullu ifadelerle besleniyor. Koşul var ise kabul ve sevgi yoktur. Kabul ve sevgi azaldıkça

Yazının Devamı

Mutlak olasılıklara açılmak

14 Mart 2022

Yaşama, çözümlere, mucizelere nice anlamlar yüklüyoruz. Keyfimiz yerindeyse hepsi güzel ve kolay. Canımız biraz sıkkınsa “eh işte” der omuz silkeriz. İşler daha da karışıksa hepsine öfkeli olur, “imkansızlık” etiketini de yapıştırırız.

Oysa yaşam bir kaynaktır. Her ne getiriyorsa tersini de bir yerlerde tutuyor demektir. Sağlığımız yerindeyken hastalık yaşam çemberimizin dışında kalır. Paramız az iken para da yaşam çemberinin dışında demektir. Aradığımız huzura dokunamadıysak huzursuzluk çemberde huzur çemberin dışındadır. Yaşama yüklenen anlamlar ise tamamen kişinin sorumluluğundadır. Çemberin içinin ve dışının tanımları oldukça önemlidir.

Çözümler ve mucizeler de yaşama verdiğimiz anlamlardan payını alır. “Yaşam zor” “Her şey çok zor” “Sorunları çözmek mümkün değil” “Ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin” gibi yerleşmiş kalıplarla da çözümlerin ve mucizelerin yolunu kapatırız. Ne yazık ki kendimizi yaşamın güzel tarafından

Yazının Devamı

Ben değerliyim

8 Mart 2022

Yaşadığımız anın, hayatın ve ilişkilerimizin içinde değer arıyor, değer üretmeye çalışıyoruz. Hatta sık sık kendi içimize bakıp değerli bir şeyler bulabilmek ve bulduklarımızı gösterebilmek için çabalıyoruz.

Değer görmek isteriz, değerli bulunmak isteriz, değer verdiklerimizle olmak isteriz. Değer her an gündemde olan bir kavramdır.

Rahim sürecinde ve aile içinde göremediğimiz ve hissedemediğimiz değer, yaşam boyu bizi eksik hissettirebilir. Yanlış zamanda olan ya da istenmeyen bir gebelik, cinsiyet beklentisinin karşılanmaması, fiziksel özellikler ya da yeteneklerin beklenilenin altında kalışı gibi haller değerle ilgili boşluklar oluşturur. Ayrıca kişi ailede değeri sadece hasta ya da zor duruma düştüğünde alabilmişse yaşam boyunca değerli hissetmek için zorlukları ve hastalıkları kendisine aracı kılabilir. Mağduriyetlerin ve fedakarlıkların çoğunlukla sevgi almak, değer görmek, yardım almak gibi ikincil kazançları vardır. Çok çalışırsam değer görürüm, iyi çocuk olursam değerliyim ve benzeri inançlar da kişiyi

Yazının Devamı

Güvenilir ilişkiler

21 Şubat 2022

Pek çok kişinin ilişkilere dair en büyük şikayeti güvensizlik. Güven sorunları çok farklı veçheleriyle kendini gösterir. Peki güvende hissettiğimiz yeri, güvenilir olanı bulmak neden bu kadar zor oluyor? Tüm insan ilişkilerimizin ve bizi ilgilendiren tüm kavramlarla kurduğumuz ilişkilerin iskeleti aynıdır. Zorluğun kaynağı da anne karnında olduğumuz zamandan itibaren şekillenmeye başlayarak ilk çocukluk yıllarında formu netleşen bu iskelettir.

Öncelikle ilişki tanımı altına giren bağların her an ve her yerde olduğunu fark ederek başlayalım ki bu konuya hakkı olan önemi verebilelim. İlişki sadece partner, eş, çocuk ya da ebeveynlerle ya da arkadaşlarla aramızda ürettiğimiz bağlarla sınırlı değildir. Duyduğumuz, gördüğümüz, düşündüğümüz, hissettiğimiz her şeyle aramızda bir ilişki vardır. Hayatla ilişkimiz var. Kendimizle aramızda bir ilişki var. Geçmişle, gelecekle, zamanla, mekanlarla, parayla, kazançla, doğayla, havayla, yediklerimizle, sevgiyle, öfkeyle, huzurla, endişeyle, yalnızlıkla, uykuyla, işimizle ve daha

Yazının Devamı

İhtiyaçların karşılanması

1 Şubat 2022

İnsan doğduktan sonra kendi kendine yetebilecek hale gelene kadar belli bir zaman ve bakıma ihtiyaç duyar. Doğan bebeğin temel ihtiyaçları vardır ve bu ihtiyaçları karşılayacak bir ebeveyn ya da bakım veren gereklidir. Dolayısıyla ihtiyaçlarımızın başkaları tarafından karşılandığı bilgisi ilk edindiğimiz deneyimsel bilgilerdendir. Bu başkaları zaman içinde o insana ait olan görev ve sorumlulukları ona öğreterek devrederler ve böylece bebekler büyür ve yetişkin olur. Bir bebeğin temel ihtiyaçlarının karşılandığını bilmesi (ki bu ihtiyaçların arasında sevgiyi de saymalıyız) o bebek için güvenli bağlanmanın temelini oluşturur. Ebeveyn ya da bakım verenlerle güvenli bağlanma gerçekleştiğinde, büyüdüğünde kendine ve hayata teslim edilen insan, aynı güven bağını hayatla da devam ettirir. Bilir ki ihtiyaçları hem kendisi tarafından hem de onu kucaklayan hayat tarafından karşılanmaktadır.

Bu denklemdeki en önemli unsur kişinin büyüdüğünü kabul etmesi ve kendi yaşam sorumluluğuna sahip çıkmaya gönüllü

Yazının Devamı

Akıştayım

25 Ocak 2022

Akış ne demek ve ne oluyor da akıştan kopuyoruz?

Akış ne demek ve ne oluyor da akıştan kopuyoruz?

Akışta olmanın nasıl hissettirdiğini deneyimlemek için önce bu sorularla başlayalım.

Akışta olmanın nasıl hissettirdiğini deneyimlemek için önce bu sorularla başlayalım.

Akışla bir olmak, uyumun parçası olmak, mükemmel senkronizasyon olarak tanımlayabiliriz. Dört boyutlu bir dünyada yaşıyoruz. İlki boy. Hepimizin bir boyu var. Ayaklarımız yerde, başımız göktedir. Ayaklarımızla dünyadan başımızla göksel olandan besleniriz. İkincisi en. Hepimizin bir genişliği ve çapı var. Bu çapın ne olduğunu, içini nelerin doldurduğunu anne rahmi süreçlerimizden bugüne aldığımız bilinçaltı kararlar belirliyor. Üçüncüsü derinlik. Duygularımız, düşüncelerimiz, davranışlarımız, hepsi ruhsal ve bilinçaltı derinliklerimizin görünen yüzeyleri. Son olarak dördüncü boyutumuz zaman. Doğuyoruz, büyüyoruz ve ölüyoruz. Her bir insan, dünyada var olan her şey aynı boyutlara sahip, hatta Dünya’nın kendisi de. Aslında çok boyutlu varlıklar olsak da en sade ve kaba haliyle böyle özetleyebiliriz.

Akışla bir olmak, uyumun parçası olmak, mükemmel senkronizasyon olarak tanımlayabiliriz. Dört

Yazının Devamı