Prime ihtiyaç duyanlar utansın!

16 Ekim 2012

Milli Takım’ı sevmek başka, ona yakınlık duymak, onlarla birlikte hissetmek, desteklemek, onu ve yaptıklarını onaylamak başka. İnanmayanlar canından çok sevdiği evladına kaş çatan, çatarken de içi kıyım kıyım ezilen anaya/babaya sorsun!
Peki, neden bu halde uğruna sokaklarda sabahlanan, Taksim’i dolduran kalabalıklara alışık Ay-Yıldızlı ekip?
Neden Macaristan’a indiğinde 15 kişinin karşıladığı kimsesizlikte?
Ayıptır söylemesi, gitmeden önce sağa sola telefon etsem ben de toplarım o kadar insanı.

Bir de primleri eleştiriyorlar.
Kızmayın Federasyon Başkanı Demirören’e; “Milli olmanın gururu yetmez miydi, çılgın primler niye” diye...

Yazının Devamı

Yazık oldu Abdullah Avcı’ya

15 Ekim 2012

Hayır... Milli Takımımız bugün dibe vurmadı! “İşi ehline teslim etmek” kuralı unutulduğundan beri dipte zaten.
Görevi eleştirmek olanlar tırstıp kuyruğu sıkıştırdığında indi...
Görevi “yağcılık” olanların galebe çaldığında dibi buldu.
“Teslimiyet” milli sporumuz olduğundan beri orada...
Dipte debeleniyor futbolumuzun mücevherleri.

Uzun zamandır oradan hiç çıkmadı ki... Hele, siyaset “emir komuta merkezi” haline gelip teknik direktör tercihlerinde bile “danışma ofisi” olduğundan beri.

Yazının Devamı

Cevabı Çarşı versin

12 Ekim 2012

Hocadan daha mı iyi bileceksin futbolcuyu” derler ya.. Samet Aybaba, daha elini sıkmadan teşhisi koymuştu Quaresma’ya:
“Bize yaramaz”!..
Kararı “acele” bulmayan yoktu.
Hele üç maçlık hüzün serisinden sonra “tamamen yanlış” diyordu bilen bilmeyen.
Bugün ortaya çıktı ki, Aybaba haklı.
* * *
Quaresma büyük futbolcu, yetenekli, topa yakışan, tek başına skoru değiştirecek adam... Ama insanın gerçek yüzünü ortaya koyan para ve söz işlerinde sıfır.

Yazının Devamı

Abdullah Avcı ve Ülker

11 Ekim 2012

Her vatandaşı “yarı teknik direktör yarı yorumcu” olarak dünyaya gelen bu ülkede milli takım hocası olmak, ayıptır söylemesi ateşten gömlek değil iç çamaşırı giymek!..
Bu kadar onur ve bu kadar sıkıntıyı bir arada yaşamak için sinirlerin kale ağlarından sağlam olması gerek.
Evet... İşler yolunda giderken ayaklarını yerden keserler.
Tersi olursa, bir büyük takım teknik direktörü ne kadar zılgıt yiyorsa en az dört katını ikram ederler.
“Dört çeker” sevgi, “dört çeker” nefret!
Yeni yeni öğreniyor Abdullah Avcı.
Dayansın yeter.

Yazının Devamı

Bırakın Alex’i “dobra” olun!

10 Ekim 2012


Açık açık söyledi Alex... Bazı hareketleriyle kulübü zor durumda bıraktığını kabul etti. O zaman?..
Bilet kesilecek tabi.
Gerisi -yani Alex’in canlı yayın israfı- bilet kesilmesindeki haksızlığı göstermez. Başkan’ın, kardeşinin, hocanın yönetmekteki yanlışlarını ortaya koyar sadece.
Onları değiştirmenin demokratik kuralları var; o iş Alex’i aşar.

Peki neden Alex’in arkasında bunca kalabalık?

Yazının Devamı

Penaltılara kaldı!

9 Ekim 2012

Resmen “rol çalıyor” Fenerbahçe!.. Bir kulübün bir futbolcuyla sorunları, havan topuyla dövülen ülke toprağının önüne geçer mi?
Geçiyor işte.
Alex’in basın toplantısı mı, haklarını arayan binlerce Alevi’nin yürüyüşü mü?
“Alex”.
Doğalgaza, elektriğe zam mı yapıldı?
“Alex”.
Alex’in anlattığına göre “dememiş”, ama Sayın Başbakan “Aman gitme” dese haksız mı Alex’e?

Yazının Devamı

Mantar!

4 Ekim 2012

“Spor” deyince siz ne anlıyorsunuz bilmiyorum, ama ben artık “biyolojik” takılıyorum ve aklıma “mantar” geliyor!..
Yaşamının sürekliliğini sağlamak için üreme yeteneğindeki “sporlarını” dört bir yana saçan rengarenk mantarlar...
Çeşitli mantarlar var.
Örnek mi?..
* * *
Kravatlı mantarlar:
Genellikle kulüplerin yekpare meşe yönetim kurulu masalarının kenarında ürer bunlar. Kapı kapalı içerisi loş ise değmeyin keyiflerine.

Yazının Devamı

Gökten üç ‘fatura’ düştü!

2 Ekim 2012

Takımı zimmetlediğin teknik direktör tarafından iki koca sezondur “sistem dışı” ilan edilen ve biyolojik ömrü yarıya/futbol ömrü sonuna gelmiş bir “yıldızdan” kurtulmak, ancak Fenerbahçe’de böylesine sansasyon soslu olabilirdi.
Şayet “olgun” bildiğimiz Alex “çocukluk” etmesiydi, kapris yapmasaydı o bile zordu.
Sonuç doğru...
Lakin yöntem ve kriz yönetimi fecaat.
İlk fatura Aykut Kocaman’a...
İstemiyorsan vakti zamanında kes at hocam. Kes at ve her türlü eleştiriye göğüs ger.
Milyonlar Alex’e ağıt yakarken, Alex’siz başarırsan, onun iki katı büyüklüğünde heykelini dikerler, başaramazsan bugünkünden kötü ne olurdu?

Yazının Devamı