Gerçeğin bedeli ağır

5 Temmuz 2008

Bu bir dertleşme yazısıdır!..
Spor medyasının en güvenilir, en saygın “spor sayfası” ile en titiz, en dikkatli okuyucuları arasında bir dertleşme.  Ama bu kez tersine... Bizden size.
Çok dertliyiz sevgili okurlar!
Dertten de öte, kan ağlıyoruz!
Çünkü, gün yok ki spor medyası  “yalan haberle” suçlanmasın, büyük kulüplerimizin internet sitelerinde, televizyonlarında spor gazeteciliği “yalancılıkla” eş anlamlı hale getirilip bu mesleğe onuru ile hizmet edenler ve bu mesleği “kullanıp tüketenler” birbirine karıştırılmasın.
Bıktık..
Sussan doğru sanırlar, konuşsan kalp kırarsın.

Yazının Devamı

Terim bunu hak etmedi!

3 Temmuz 2008

Fatih Terim’in Milli Takım’ı “bıraktığını” nasıl duyduk?.. Soyunma odasından çıkan Gökhan Zan söyledi.
“Döndüğünü” nasıl öğrendik?
Toplantıdan çıkan Federasyon Başkanı Hasan Doğan söyledi!
Sonra da “spekülasyon”dan şikayet ediyorlar.
Bir bakıyorsunuz Milli Takım hocasız kalıyor, bir bakıyorsunuz dört sene kontrat uzatılıyor... Her haberin yarısı eksik.
“Ayrılan” da “imzalayan” da ortada yok. Sanki ticaret yapıyorlar kendi aralarında. Mesleki sır gibi saklanıyor bizden bizim Milli Takım’ın geleceği.
Konuşursan, yazarsan; spekülasyon...

Yazının Devamı

Aragones’den beklenen!

1 Temmuz 2008

Fenerbahçe neden Aragones’i tercih etti?..  Avrupa Şampiyonu bir takımın hocası olduğu için değil tabi. El sıkıştıklarında Euro 2008 başlamamıştı belki.
Tecrübe... Geçin; o sporda “suç” sayılan yaşlılığın hafifletici nedenidir.
Karizma... Boşverin; “karşısındakinin davranışını şekillendirmek” olarak da tarif edilebilir ve her karizmanın etkin unsuru, o zatın kendisi değil çevresidir.
Bilgi, yetenek... Kimde daha fazla olduğu ancak yakın temasta anlaşılabilir.
Geriye kalıyor disiplin...
Evet... Disiplin istiyordu Fenerbahçe.
Zico kendini sevdirerek, futbolcunun insaf ve insaniyetine seslenerek performans almaya çalışan bir hocaydı ve elinde “canı isterse oynayan” bir takım kalmıştı.

Yazının Devamı

Terim’in kalmasını gerçekten istiyorlar mı?

28 Haziran 2008

Koskoca Fatih Terim bu... Öyle canı sıkılınca bavulunu toplayacak hali yok ki.
“Veda nedenleri” bile Hz. Musa’nın emirleri gibi; tam 10 tane...
Bir değil, iki değil, 10...
Buyurun size bir başka “mucize”! Sabır taşı bile dayanamazdı bu kadar maddeye.
Yukardan aşağı/soldan sağa tek tek yazıldı, hatta toparlanıp yayınlandı. Hatırlamayanlar okur.
İşin ilginç tarafı, “yarısı”; tam 5 tanesi Terim’in “ücretli çalışanı” olduğu Federasyon ile onun başkanından kaynaklanması.
“Fatih Hoca’yı bırakmamak için her şeyi yapacağız” diyen başkan Hasan Doğan var ya... İşte ondan ve onun başında olduğu kurumun tasarruflarından!

Yazının Devamı

Bana müsaade!..

10 Haziran 2008

4 Haziran Milliyet Spor sayfası... Portekiz maçına bir gün kala, oturup “En kötü Euro 2008 senaryosu”nu yazmışım.
“Dehşetimiz, Portekiz maçında yenilirsek ve sahada ezilirsek başlar.
Ve... Gruptan çıkıp çeyrek finale kalmakla zirve yapar!”
Nedenini de açıklamışım:
“Adım gibi biliyorum o Portekiz hezimetinin gecesinden başlar her şey. Ekranda “ben demiştimciler” belirir bir bir.  Lime lime edilir defanstaki adamlar. Yerin dibine sokulur Yıldıray, İbrahim ve Halil’in yerine kalanlar.
Terim mi?.. Onun için daha karmaşık planlarımız var.
Ertesi gün, ilk olarak Orhan Pamuk’un kapısı çalınır... Hani ‘Terim’i ultra milliyetçi olduğu için pek sevmem’ demişti; Terim de ona ‘yetersiz milliyetçi’ cevabını vermişti ya... Sorular bellidir:

Yazının Devamı

Ayıpla başladık!

7 Haziran 2008

Başbakan Erdoğan’ın izlemeye gideceği Portekiz-Türkiye milli maçı için özel uçağına Süper Lig kulüp başkanlarıyla birlikte Hakan Şükür’ü de davet ettiği haberini okuyunca nabzım hızlanmıştı.
VİP program, Yasama-Yürütme-Yargı gerilimine kurban gitti ama fikir güzeldi.
Demek ki, bir işe “emeği” geçenler, o işin “keyfi” çıkarılırken de bir şekilde hatırlanıyordu bu ülkede.
Vefa, küme düşmüş olsa bile hayattaydı. Haktanırlık bitmemişti. Birlik/beraberlik/dayanışma son nefesini vermemişti.
Acaba?..  
Birden aklıma geldi!..
Haluk Ulusoy nerede şimdi?

Yazının Devamı

Vicdan muhasebesi

6 Haziran 2008

Son gün, henüz kimse kimseye kızmamışken ve henüz kimseyi “yarı tanrı” ilan etmemişken sakin ve adil bir vicdan muhasebesi yapalım isterseniz!
Ne dersiniz?... Yoksa biz futbola fazla mı yüklenmekteyiz?
En iyi transferleri istiyoruz kulüplerimizden.
En iyi ve en pahalı..
“Bizim takım Türkiye’de kaliteli futbol Avrupa’da final oynamalı”.
Milli Takım ayrı bir alem...
Adı üstünde; milli... Yenemeyeceği rakip, alamayacağı şampiyonluk olmamalı.

Yazının Devamı

Kombine gerçeği

5 Haziran 2008

Fenerbahçe başkanı sayın Yıldırım ne zaman çıktı Fenerbahçe TV’ye?.. 2 Haziran, öğlen saat 2’de...
O ana kadar bir tek Fenerbahçe yöneticisi, bir tane transfer iması yapmamıştı. Yabancı transfer peşindeki yöneticilerden biri, Brezilya’da falan da yakalanmamıştı.
Başkan ağzını bile açmamıştı Fenerbahçe’ye gelip gidecekler hakkında.
Hatta teknik direktör bile belli değildi...
Hâlâ da belli değil ya!
2 Haziran öğlen saat 2’ye kadar, her biri değerli işadamı olan yöneticilere çalıştığı bankadan “Para transferiniz tamam” diye bir mesaj gelse, koltuktan fırlayıp “yalaaan” diye bağıracak durumdalardı.
Fenerbahçe’nin resmi internet sitesi, fazla mesai ile  “transfer yalanlamaktan” bitap düşmüştü. Tüm haberlerin ana fikri “hayır almıyoruz”du.

Yazının Devamı