Ergenekon davasının yarattığı cepheleşme

21 Ekim 2008

Türkiye’nin gündemini aylardır meşgul eden Ergenekon davası dün başladı. Sadece Türkiye’nin değil dış dünyanın gözü bu davanın üzerinde. Yaklaşık 2 bin 500 sayfalık iddianame, klasörler dolusu belgeler, bazı suikastlar dahil kapsadığı geniş yelpaze, terör örgütü iddiası davaya olan ilgili artırıyor.
Anlaşılıyor ki, Ergenekon davası iç ve dış hukuk çevreleriyle, siyaset dünyası tarafından çok yakından izlenecek. Davanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar uzanacağını tahmin etmek de zor değil.
Bu kadar geniş ve iddialı bir dava, Türk yargısı açısından da bir sınav niteliği taşıyacaktır. Özellikle adil yargılama açısından davanın her aşamasının dikkatle irdeleneceği açık.
Fiziki koşullar
Aylardır beklenen davanın ilk gününde fiziki koşullar açısından önemli sorunlar yaşandı. Mahkeme salonu yetersiz kaldı. Kargaşa oluştu. Mahkeme heyeti davaya ara vermek zorunda kaldı. Dava fiziki yetersizlikler nedeniyle 4.5 saat gecikmeli başladı.
Mahkeme heyeti tutuklu sanıkları ayrı tutuksuz sanıkları ayrı yargılamak, avukat, gazeteci ve izleyici sayısını sınırlamak zorunda kaldı. Bu kararıyla, mahkemenin fiziki koşullarını adil yargılamaya uygun hale getirmeye çalıştı.
İlk gün ortaya

Yazının Devamı

DSP henüz karar vermedi

19 Ekim 2008

SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı. Karayalçın, CHP’ye geçecek ve aday olacak.
Murat Karayalçın, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek karşısında şansı olan en güçlü isim. CHP lideri Deniz Baykal’ın Karayalçın tercihi bu açıdan isabetlidir. Buna karşın Gökçek karşısında işinin zor olduğunu da söylemek gerekir. Karayalçın’ın sadece sol oylara değil, sağ oylara da ihtiyacı olacak.

DSP’nin kararı
Karayalçın’ın adaylığı konusunda DSP’nin alacağı karar önemli. Solda işbirliği havası DSP’nin desteğiyle oluşabilir.
DSP lideri ile Karayalçın salı günü görüşecekler. Karayalçın, Baykal’a yaptığı gibi Sezer’e de görüşlerini ve projelerini açıklayacak.
Sezer’in Karayalçın’ın adaylığına sıcak baktığını söyleyebiliriz. Ancak Sezer, sol oyların Karayalçın için yeterli olmayacağını düşünüyor. Kendini solda görmeyen Ankaralıların oyunu da alması gerektiğini savunuyor. Bu nedenle Karayalçın’ın CHP’den aday olması yerine bağımsız aday olmasının şansını artıracağı düşüncesinde.

Yazının Devamı

Başbakan Erdoğan’dan ne bekliyorlardı acaba?

18 Ekim 2008

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’a destek veren bir konuşma yapınca, hemen hedef tahtasına oturtuldu.
“Nasıl olur da Başbakan Erdoğan, Başbuğ’un TSK’nın yanında yer alır?” sorgulaması ve “suç”laması başladı.
Demek ki, Başbakan’ın, TSK tarafında yer almasını beklemiyorlarmış. Beklemiyorlarmış ki, Org. Başbuğ’dan sonra Başbakan Erdoğan’a da demediklerini bırakmadılar.
Acaba Başbakan Erdoğan’ın hangi tarafta yer almasını bekliyorlardı? PKK tarafında mı?
Beklenti o yönde olmalı ki, Erdoğan’ın, TSK’ya sahip çıkan açıklamaları, malum tarafta büyük üzüntü ve tepkiyle karşılandı.
Bu da gösteriyor ki, Başbakan doğru tarafta...
Başbakan’ın, terörle mücadelede TSK tarafında yer almasından daha doğal ne olabilir? Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın, terör örgütü ve onun açık gizli yandaşları karşısında yer alması zaten görevi değil midir?

Yazının Devamı

Org. Başbuğ neden bu üslupla konuştu?

17 Ekim 2008

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un önceki gün Balıkesir'de yaptığı konuşmada kullandığı sert üslup tahmin edildiği gibi tartışmalara ve eleştirilere neden oldu.
Sakinliğiyle bilinen Org. Başbuğ, bugüne kadar böyle bir üslup kullanmamıştı.
Terörle mücadelenin sadece silahla yapılmayacağını iyi bilen ve sorunun ekonomik, sosyal, kültürel boyutlarıyla da yakından ilgilenen Org. Başbuğ'u bu üslupla konuşturan neydi?

Makam odasındaki yanıt
1- Org. Başbuğ'un odasına girenlerin üç fotoğraf dikkatini çeker. Bu fotoğrafların ikisi şehit çocuklarını severken çekilmiş fotoğraflardır. Biri kız, diğeri erkek iki şehit çocuğuyla çekilmiş fotoğraflar Org. Başbuğ'un odasında baş köşelerdedir. Üçüncü fotoğraf ise Org. Başbuğ'un Van gezisi sırasında sohbet ettiği vatandaşlarla fotoğrafıdır. Yine bilinir ki Org. Başbuğ, sık sık gazileri ve şehit ailelerini ziyaret eder. Şehit çocuklarının durumlarıyla yakından ilgilenir.
Böyle olduğu halde Aktütün'de TSK sanki bilerek şehit vermiş, saldırıya seyirci kalmış gibi bir propaganda çabasının Org. Başbuğ'u böyle konuşturan nedenlerden biri olduğunu söyleyebiliriz. Bu konuşma, "Şehit verildiğinde, ailelerinden sonra en çok acı çekenler

Yazının Devamı

Terörle mücadeleyi zihinlerde kazanmak

16 Ekim 2008

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, PKK'nın Aktütün saldırısıyla ilgili bazı yayınlar üzerine, dün çok sert bir açıklama yaptı. Org. Başbuğ'un açıklaması üslup ve içerik bakımından tartışmalara neden olacaktır.
Org. Başbuğ'un açıklamasının özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:

Sert üslup
1- Org. Başbuğ’un, arkasında kuvvet komutanları hazır olduğu halde yaptığı açıklama bir basın toplantısı niteliğinde değildi. “Herkesi dikkatli olmaya ve doğru yerde bulunmaya davet ediyorum” sözleri, herkesi ve her kurumu terörle mücadele konusunda safını belirlemeye yönelik bir çağrı niteliğindeydi. Gazetecilerin soru sormasına olanak tanımadan, açıklamayı okudu ve toplantıyı bitirdi. Org. Başbuğ’un kullandığı üslup bugüne kadar sergilemediği bir sertlikte ve tondaydı.

Saldırının sonucu

Yazının Devamı

Barzani'den olumlu sinyal

15 Ekim 2008

Ankara'daki ajanslar, "Irak Özel Temsilcisi Büyükelçi Murat Özçelik ve Başbakan Başdanışmanı Büyükelçi Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Mesut Barzani'yle görüştü" haberleri geçtiğinde, Davutoğlu, Ankara'da Başbakanlık binasında çalışıyordu.

Davutoğlu gitmedi
Barzani'yle görüşen heyette Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu yoktu. Davutoğlu, Bağdat'a da gitmemişti. Ancak, iki gündür ajanslar ve televizyonlar Davutoğlu'nu heyette gösteriyordu.
Oysa Bağdat'taki temasları Irak Özel Temsilcisi Büyükelçi Murat Özçelik ile Bağdat Büyükelçimiz Derya Kankal yürüttüler.

İlk izlenim olumlu

Yazının Devamı

Mücadeleye aktif olarak katıl

14 Ekim 2008

PKK'nın Aktütün'e yaptığı saldırıdan sonra arka arkaya gerçekleştirilen terörle mücadele toplantılarında Ankara, Mesud Barzani yönetimine karşı izleyeceği politikayı belirledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve diğer komutanların da katılacağı ikinci toplantı bugün yapılacak.

Barzani ile görüşme
Ankara, bu toplantılarda, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'nin lideri Mesud Barzani ile temas kurulması kararı aldı.
Ankara, Barzani yönetimiyle değişik düzeylerde ve zamanlarda hep temas içinde oldu. PKK'ya karşı mücadelede bu temasın kurulmasında fayda görülüyor. Temas kurulmadan, Ankara'nın beklentilerini ve muhtemel yaptırımları etkili biçimde aktarması mümkün değil.
Örneğin, Dağlıca baskınından sonra Başbakan Başdanışmanı Büyükelçi Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ve Irak Özel Temsilcisi Büyükelçi Murat Özçelik, Barzani yönetimiyle temas kurmuşlardı.
Bu temaslardan sonra Barzani'nin söyleminde bir değişiklik gözlenmişti. Keza, Dağlıca sonrası çıkarılan sınır ötesi harekât tezkeresi ve yapılan operasyonlara dünyadan tepki gelmemesinde, daha önce yapılan temasların yarattığı uluslararası ortamın katkısı büyüktü. Ankara,

Yazının Devamı

Avrupa Konseyi: Siyasi yolsuzluk kaygı yaratıyor

12 Ekim 2008

Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu'nun (GRECO) Türkiye hakkında hazırladığı iki rapordan biri olan "değerlendirme raporu"nda yapılan analiz ve önerileri aktarmayı sürdürelim.
Avrupa Konseyi, yayınlanan değerlendirme raporunda, Türkiye'de yaptığı incelemeler ve gözlemler sonucunda, siyasi düzeydeki yolsuzluğun kaygı yaratacak düzeyde yaygın olduğunu ifade ediyor.

Kaygı verici
Raporda yapılan analizde bu husus şöyle dillendiriyor:
"GRECO Değerlendirme Ekibi tarafından toplanan bilgiye göre, Türkiye uzun zamandır yolsuzluktan geniş ölçüde etkilenmekte ve bu problemin yargı da dahil olmak üzere tüm ülke kurumlarında yaygın olduğu görülmektedir. Ayrıca siyasi düzeydeki yolsuzluğun kamu tarafından kaygıyla algılandığı anlaşılmaktadır."
Raporda, ayrıca TESEV'in bu konudaki bir araştırmasına atıf yapılarak şöyle deniliyor:

Yazının Devamı