Hükümetin, Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO) tarafından Türkiye'de yolsuzluğa ilişkin olarak hazırlanan iki rapordan birinin yayımlanmasına izin verdiğini dün manşetten duyurmuştuk.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen ve CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, birer soru önergesiyle konuyu TBMM gündemine getirdiler. Öymen ve Mengü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle hazırladıkları soru önergelerini TBMM Başkanlığı'na sundular.
İncelemeyi yapan heyet
Türkiye'de yolsuzluk incelemesi yapan ve iki rapor hazırlayan GRECO heyetinde çeşitli ülkelerden uzmanlar bulunuyor. Heyet şu isimlerden oluşuyor:
İngiltere'den Kamu Hayat Standartları Komitesi Sekreter Yardımcısı Dr. Richard Jarvis, Sırbistan ve Karadağ'dan Yolsuzlukla Mücadele İnisiyatifi Ajansı Hukuk Danışmanı Ana Nikolic, Bulgaristan Adalet Bakanlığı Uluslararası İşbirliği Departmanı Başkanı Georgi Rupchev ve Belçika'dan Savcı Isabelle van Heers.
Heyet, 2005 yılında Türkiye'de incelemelerini yürütürken de şu kurumlarla görüştü:
Hükümet, Avrupa Konseyi'nin Yolsuzlukla Mücadele Devletler Grubu'nun (GRECO) Türkiye'de yolsuzlukla mücadele konusunda hazırladığı iki rapordan birinin yayımlanmasına izin vermedi.
Türkiye'yle ilgili iki rapordan biri değerlendirme, diğeri ise yolsuzluklarla mücadelede alınacak önlemlere ilişkin uyum raporu. Değerlendirme raporunun yayımlanmasına izin veren hükümetin yolsuzluklarla ilgili önlemler ve GRECO ile uyumu içeren ikinci raporun yayımlanmasına izin vermediği, GRECO'nun düzenlediği 7 Ekim 2008 tarihli çizelgede belirtildi.
Çizelgede, GRECO'nun Türkiye'de yaptığı çalışmalar sonucunda söz konusu iki raporu 23-27 Mayıs 2005'te hazırladığı, ancak ikinci rapor için yayın izni alamadığı kaydedildi. Yayımlanan değerlendirme raporu ise 10 Mart 2006'da sunuldu.
Avrupa Konseyi'nin bir kuruluşu olan GRECO'nun hazırladığı raporların yayımlanabilmesi için incelenen ülkenin izni gerekiyor. İlgili ülke izin vermezse rapor kamuoyuna açıklanamıyor.
İzin vermeyen tek ülke
GRECO'nun hakkında rapor hazırladığı ülkelerin tümünün her iki
Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aydoğan Babaoğlu, hem üzgün hem de tepkili. Bayraktepe'ye yapılan terörist saldırı sonucu 17 askerimizin şehit olduğu gün, Antalya'da golf turnuvasında bulunması nedeniyle yöneltilen eleştiriler Org. Babaoğlu'na göre, eleştiriden çok bir anlık görüntüyü kullanarak hakaret ve iftira etmeye yönelik çabaların ürünü.
Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Babaoğlu'nun tepkisi, doğru bilgiye dayanmadan yapılan ve altında Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratma amacı yatan haber ve yorumlar.
Üzüntüsü ise ortaokul yıllarından bu yana Türk Hava Kuvvetleri'ne adanmış 50 yılın talihsiz bir tesadüf nedeniyle yok sayılmaya çalışılması.
Babaoğlu'nu üzen bir yön de yorumların, Bayraktepe saldırısı ve 17 şehit verilmesinden sonra, bu olayı önemsemeyip golf oynamaya gittiği varsayılarak yapılmış olması veya golf oynarken bu haberi almasına rağmen önemsemeyip golf oynamayı sürdürmüş gibi sunulması.
Nasıl müdahale etti?
Org. Babaoğlu, golf turnuvasına katılması ve Bayraktepe saldırısıyla ilgili şu bilgileri
17 askerin şehit olduğu Bayraktepe saldırısından sonra hükümet terörle mücadelede alınacak önlemler konusunda bir yol ayrımına geldi.
Hükümetle birlikte parlamentoda temsil edilen partiler de bu yol ayrımında tutumlarını belirlemek zorundalar.
Siyasetçinin önünde iki yol var:
1) Terörle mücadele yasalarını değiştirerek, askerin taleplerini yerine getirmek,
2) Bir değişiklik yapmadan mevcut mevzuatla yola devam etmek.
Siyasi maliyet
BARTIN
TBMM Başkanı Köksal Toptan, Bayraktepe'de 17 askerin şehit olmasının yarattığı hüzün ortamı içinde Bartın'ın iki sevinciyle teselli buldu.
Toptan, gazetemizin yürüttüğü, "Baba Beni Okula Gönder" kampanyası çerçevesinde yapılan Bartın Nedret Keten Kız Öğrenci Yurdu ile Bartın Üniversitesi'nin açılışında öğrencilerin gözlerinde gördüğü ışıltılara duyduğu güveni dile getirdi.
'Saygıyla eğiliyorum'
TBMM Başkanı Toptan'ı duygulandıran ve terörün bu millete boyun eğdiremeyeceğini söyleten, Nedret Keten Kız Öğrenci Yurdu'nun öyküsüydü.
Toptan, şöyle seslendi:
"Nedret Keten Kız Öğrenci Yurdu'na bir bakın. Bir tarafta, merhume Nedret Keten öğretmen. Kendi olanaklarıyla biriktirdiği parayı, belki de hiç görmediği Bartın'da kız öğrencilerin eğitimi için harcanmasını vasiyet ediyor. Diğer tarafta, Sayın Ceyda Aydede, teyzesinin bu vasiyetini yerine getirmek için Milliyet'in Baba Beni Okula Gönder kampanyasına müracaat ediyor. Ve bir tarafta da Milliyet
Öncelikle söylemek gerekir ki, Genelkurmay 2. Başkanı Org. Hasan Iğsız’ın dün basın temsilcileriyle yaptığı toplantı, Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’un başlattığı basınla şeffaf ilişki anlayışının iyi örneklerinden biriydi.
Org. Iğsız, PKK’nın Şemdinli’nin Aktütün Karakolu’nu koruyan Bayraktepe’deki birliğine yaptığı saldırıyı bütün detaylarıyla, her soruyu yanıtlayarak anlattı. Çok şeffaf bir basın toplantısı oldu.
Org. Iğsız’ın açıklamalarında dikkat çeken yönler şöyle özetlenebilir:
İki gerekçe
1 Org. Iğsız, konuşmaya başlamadan önce gazetecilere saldırıdan sonra çekilmiş yeni bir filmi izletti. Film Aktütün bölgesinin coğrafi zorluklarını gösteriyordu. Yüksek tepeler, derin uçurumlar, kayalıklar, tabanı görünmeyen vadiler, mağaralar. Teröristlerin görülmesinin, izlenmesinin çok zor olduğu olağanüstü bir coğrafya. Org. Iğsız, bu görüntülerden sonra, saldırıyı yansıda bir krokiyle de izah etti. Bu girişin amacı Aktütün saldırısının
PKK daha önce de birkaç kez yaptığı gibi Aktütün karakoluna yeniden saldırdı. Hakkâri'nin Şemdinli ilçesi Aktütün karakolunu koruyan Bayraktepe'deki askeri birliğe yapılan saldırıda 15 asker şehit oldu. Gün boyu süren çatışmalarda 23 teröristin de etkisiz hale getirildiği açıklandı. Aktütün karakoluna geçen yıllarda yapılan saldırılarda da önemli sayıda şehit verilmişti.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin son dönemde yaptığı yurtiçi ve sınır ötesi harekâtlar ile Hava Kuvvetleri'nin harekâtları sonucu PKK bir yıla yakın süredir etkisiz kalmıştı.
PKK'nın önceki gün gerçekleştirdiği bu saldırıyı üç yönden ele alabiliriz.
PKK varlık göstermeye çalışıyor
Geçen yıl aralık ayından bu yana çok ağır darbeler yiyen PKK, eylem kapasitesini önemli ölçüde yitirmişti. Her yıl baharla birlikte başlayan PKK saldırıları bu yıl TSK'nın ağır baskısı sonucu kesilmişti. Aktütün'e yapılan bu saldırıyla PKK'nın varlığını göstermeye çalıştığı açık. Ağır darbelere
Terör, Türkiye'nin en önemli sorunu. Terör ve terörle mücadele 25 yıldır sürüyor. Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında şehit sayısını ve etkisiz hale getirilen terörist sayısını açıkladı. PKK tarafından öldürülen sivil vatandaşlarımızla birlikte toplam sayı 35 bini buluyor.
Bu sürecin yarattığı ortamdan siyaset alanı da etkilendi. PKK'yla aynı çizgide olan DTP, TBMM'de temsil ediliyor. Selefi olan partiler gibi DTP hakkında da kapatma davası sürüyor.
Türkiye'nin tesellisi bu sürecin toplumsal çatışmaya dönüşmemiş olmasıdır. Halk sağduyusuyla, terör ve terörle mücadeleyi bir etnik çatışmaya dönüştürmemiş; olaya bir güvenlik sorunu olarak bakabilmeyi başarmıştır.
Farklı etnik grupların, farklı dillerin ve kültürlerin bir ulus anlayışı içinde bir arada yaşayabilmiş olması, Türkiye'nin en güçlü yönü ve en büyük şansıdır.
Türkiye, bu anlayışını sürdürmeyi başarabilmelidir. Aksi, ülkenin karşılaşabileceği