Doktorların eylemi

11 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
Doktorlar iki gündür işi bırakma eylemi yapıyorlar. Yaşam riski olan hastalar, kanser hastaları, çocuk hastalar, acil vakalar, yoğun bakım hizmetleri gibi bazı istisnalar dışında poliklinik hizmeti vermiyorlar.
Doktorlar kasım ayında da benzeri bir eylem yapmışlardı. Taleplerinin karşılanmadığı gerekçesiyle yeniden eyleme gittiler.
Doktorlar ne istiyor?
Tabipler Birliği'ne göre; insanca yaşayacak maaş, özel hizmet tazminatı, mahrumiyet ikramiyesi, 8 saatlik günlük çalışma süresi, iş riski zammı, ek göstergede adalet, nöbet ücretlerinde iyileştirme ve eğitim için izin istiyorlar.
Bütün bunlar bir arada değerlendirildiğinde aslında bir "sistem" değişikliği istedikleri söylenebilir.

Yazının Devamı

8. paket

10 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
Hükümet, Kopenhag kriterlerine uyum sağlama amacıyla Anayasa ve yasalarda yapılacak değişiklikleri bir paket halinde hazırlıyor. Bu amaçla yapılan 8. paket, Avrupa Birliği'nin beklediği son düzenlemeleri içeriyor.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, dünkü görüşmemizde, 8. paketle ilgili olarak şu bilgiyi verdi:
"Kopenhag kriterleri bağlamında yapmamız gereken çok az değişiklik kaldı. Bu son çalışmamızla da onları yerine getireceğiz. Bunlar arasında, Anayasa'da uluslararası anlaşmalarla yasalar arasında çatışma olduğunda anlaşmaların üstün olduğuna ilişkin hüküm konulması, kadın - erkek eşitliğinin vurgulanması, ölüm cezasına atıfların ayıklanması, Sayıştay ve YÖK'le ilgili düzenlemeler var. Ayrıca DGM'ler ve RTÜK'le ilgili değişiklikler de söz konusu olacak."
Çiçek, 8. paketin zaman yitirilmeden çıkarılmasının önemine dikkat çekti. Aralık 2004 dikkate alındığında, bu düzenlemelerin en geç Nisan - Mayıs 2004'te TBMM gündemine gelmesinin uygun olacağını savundu.
Yapılacak düzenlemeler neler içeriyor?

Yazının Devamı

Müzakere...

9 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
Kıbrıs'ta Türk ve Rum tarafları arasında yapılan görüşmelere "müzakere" demek mümkün mü?
11'incisi dün yapılan görüşmelerde Rum tarafının KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş'a söylediklerine bakalım:
"Kuzey'de Türkiye kökenli 80 bin Türk askeri eğitim almış kişilerdir. İleride, eğer havadan silah atılırsa bu kişiler silahlanırlar. Rumlara saldırıp, çatışma çıkarabilirler."
Buyrun, müzakereye...
Rumların bu yaklaşımı ipe un sermekten başka ne anlama gelir? Bu müzakere mantığıyla ilerleme kaydetmek mümkün olabilir mi?

Yazının Devamı

Kadınlar Günü

8 Mart 2004

Kadınlar Gününde Türk insanı ayrı bir gurur duyar.Nedeni Türk kadınının öncülüğüdür. Atatürkün büyük devrimi.Gururun kaynağı budur. Sadece, Türk kadınını çarşaftan günışığına çıkarması, çağdaş yaşama kavuşturması, eğitime katmasıyla, İslam dünyasında bir ilki başarması değil, seçme ve seçilme hakkıyla, Türk kadınının Avrupada da öncü konumuna getirmesidir, gurur kaynağımız...Ne yazık ki, Türk kadını, Atanın huzuruna sadece teşekkür için gidemiyor. Şikayete gidiyor. Bu da gösteriyor ki, birçoğu gibi kadın konusunda da Atatürkten devraldığımız meşaleyi çok ileriye götürebilmiş değiliz.Kadının kapanması ulaşılması gereken bir siyasi hedef olarak en çok kullanılan malzeme maalesef. Kızlarımızın daha çocuk yaşta kapanması, özgürlük olarak sunuluyor ve savunuluyor. Siyasette arka bahçe konumunda.Oysa toplumsal ilerlemenin motoru kadın. Bir sonraki aşamaya geçmenin en güvenli yolu. Feodal ilişkilerin çözülmesi, kadının değişmesine, ilerlemesine bağlı. O bunu başardıkça gelecek nesiller aydınlık içinde büyüyor. O karardıkça, gelecek nesiller de kararıyor.Türkiye, küçümsenmeyecek bir kesim, yüzyılın başında yaktığı bu meşaleyi yükseltip, yücelteceğine, alçaltıp aşağılama gayreti içinde.

Yazının Devamı

Kadınlar Günü

8 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
Bugün Dünya Kadınlar Günü... Her yıl olduğu gibi çeşitli etkinliklerle kutlanacak.
Kadınlar Günü'nde Türk insanı ayrı bir gurur duyar.
Nedeni Türk kadınının öncülüğüdür. Atatürk'ün büyük devrimi.
Gururun kaynağı budur. Sadece, Türk kadınını çarşaftan günışığına çıkarması, çağdaş yaşama kavuşturması, eğitime katmasıyla, İslam dünyasında bir ilki başarması değil, seçme ve seçilme hakkıyla, Türk kadınının Avrupa'da da öncü konumuna getirmesidir, gurur kaynağımız...
Ne yazık ki, Türk kadını, Ata'nın huzuruna sadece teşekkür için gidemiyor. Şikayete gidiyor. Bu da gösteriyor ki, birçoğu gibi kadın konusunda da Atatürk'ten devraldığımız meşaleyi çok ileriye götürebilmiş değiliz.

Yazının Devamı

Erdoğandan güvence

7 Mart 2004

Denktaşın morali sadece Ankarada büyük bir konvoy ve binlerce kişiyle karşılanmasından değil akşam saatlerinde Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gülle yaptığı görüşmelerden kaynaklanıyordu.Denktaşa sorduk:- Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül, size ne söylediler ki, Kıbrısa memnun ve moralli döndünüz?- Ben Ankaradaki konuşmamda da belirttim gibi olmazsa olmaz dediğimiz konuları önemsiyorum. Nedir bunlar? İki kesimliliğin güçlendirilmesi, bu amaçla Kuzeye geçecek Rum sayısının sınırlandırılması, Türkiyenin garantörlüğü, mal-mülk sorununun adil ve toplu biçimde çözülmesi, yapabilirsek yapacağımız anlaşmanın ABnin değiştirilmeyecek temel hukukuna dahil olması. Bunlar plana geçmezse evet diyemeyiz. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül yaptığım görüşmede, onlar da aynı düşüncede olduklarını söylediler. Beni memnun eden bu oldu.- Size bir güvence verdiler mi?- Eğer bu hususlar plana geçmezse biz de kabul etmeyiz, dediler. Bu bana güç verdi. Tabii şunu da vurgulamak gerekir, sorun kabul edip etmemekten çok nasıl tavır alınacağıdır.- Sizin düşünceniz nedir?- Ben birkaç kez açıkladım. Biz bunları plana geçirmek için uğraşıyoruz. Bunun için çaba harcıyoruz. Ancak, bu sonuç

Yazının Devamı

Erdoğan'dan güvence

7 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
4 Mart günü, Ankara'da çoşkulu bir kalabalıkla karşılanan, ATO'da, duygusal ve etkili bir konuşma yapan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs müzakereleri açısından karamsar bir tablo çizdikten sonra Ada'ya "memnun ve umutlu" döndü.
Denktaş'ın morali sadece Ankara'da büyük bir konvoy ve binlerce kişiyle karşılanmasından değil akşam saatlerinde Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül'le yaptığı görüşmelerden kaynaklanıyordu.
Denktaş'a sorduk:
- Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül, size ne söylediler ki, Kıbrıs'a memnun ve moralli döndünüz?
- Ben Ankara'daki konuşmamda da belirttim gibi olmazsa olmaz dediğimiz konuları önemsiyorum. Nedir bunlar? İki kesimliliğin güçlendirilmesi, bu amaçla Kuzey'e geçecek Rum sayısının sınırlandırılması, Türkiye'nin garantörlüğü, mal-mülk sorununun adil ve toplu biçimde çözülmesi, yapabilirsek yapacağımız anlaşmanın AB'nin değiştirilmeyecek temel hukukuna dahil olması. Bunlar plana geçmezse evet diyemeyiz. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül yaptığım görüşmede, onlar da aynı düşüncede olduklarını söylediler. Beni memnun eden bu oldu.

Yazının Devamı

Başbakan işi

6 Mart 2004

Milletvekilliği maaşının geçinmeye yeterli olup olmayacağı, "geçinmek"ten ne anladığınıza bağlı olarak değişir. Ancak, Türkiye koşullarında düşük olduğu söylenemez.Bu ayrı bir tartışma konusu...Buna karşılık, Başbakanın ticaretle uğraşması ve bu görevi sürerken faaliyetlerini sürdürmesi etik açıdan doğru değildir.Siyasetle ticaret bağdaşmaz hele Başbakanlık göreviyle hiç bağdaşmaz.Ticaret serbestisi olduğu savıyla Başbakanın ticari iş yapmasını kabul edilebilir görmek de doğru değildir. Siyaset yapmak, hele Başbakanlık görevi yürütmek etik ölçüler ve değerler nedeniyle sınırlayıcıdır.Başbakan istemese de, ticari faaliyet sürdürdüğü alanda mutlaka şirketi kayırma ve koruma görecektir. Hiçbir şey olmasa bile, sırf Başbakana, çevresine, ailesine, partisine yaranmak için onun şirketiyle iş yapacak, mal alacak kişi ve şirketler çıkacaktır.Erdoğanın, bu göreve gelmeden önce de ticaretle uğraşması, bu uğraşını Başbakan olduktan sonra sürdürmesine gerekçe de olamaz. Kaldı ki, Başbakan, bu görevi üstlendikten sonra bir şirket kuruluşuna daha katılmıştır.Türkiye gibi siyasi nüfuzun ticarette kullanıldığını, siyasetin kimilerince sadece ticaret için yapıldığı, yolsuzlukların ayyuka çıktığı,

Yazının Devamı