Yeni tezkere tartışması

22 Temmuz 2003

Bu soruya olumlu yanıt verenlerin yaklaşımı, ikinci tezkerenin reddedilmesiyle bozulan Türk - ABD ilişkilerinin düzeltilmesi ve ileriye dönük işbirliği için bir "fırsat" olacağı yönünde. Ankaranın bu bakış açısıyla asker göndermeye olumlu bakması gerektiği bu düşünceyle savunuluyor. Ayrıca, 60 bin ABD askerinin Türkiyede konuşlanması ve Iraka geçmesine izin vermeye göre, barışı kurma ve koruma amacıyla asker göndermenin "ehven-i şer" bir durum olduğu değerlendirmesi de Ankaranın zirvelerinde yaygınlaşıyor.Ankara bu kez reddedilen tezkereden çıkardığı dersler nedeniyle çok daha dikkatli ve özenli bir tutum içinde. Özellikle hükümet ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin, bu kez net bir tutum almalarının önemi vurgulanıyor.Asker cephesinde, kararın nihai olarak siyasi ve bu nedenle hükümetin alacağı kararın belirleyici olacağı görüşü hakim. Dışişleri Bakanı Gülün ABD temasları sonrasında getireceği hava da dikkate alınarak, siyasi karar üretilmesinden sonra, asker göndermenin hukuki dayanaklarının ve koşullarının çok iyi ve açık biçimde belirlenmesinin önemi üzerinde duruluyor.Türkiye yeniden bir tezkere tartışmasına gebe görünüyor. Yürütülen gayri resmi görüşmelerle başlayan asker gönderme

Yazının Devamı

Yeni tezkere tartışması

22 Temmuz 2003

<#comment>   
   <#comment>   
   ABD'nin Irak'ta istikrar gücü için Ankara'dan asker istemesi, bir süredir gergin olan Türkiye - ABD ilişkileri için bir dönüm noktası olarak görülebilir mi?
   Bu soruya olumlu yanıt verenlerin yaklaşımı, ikinci tezkerenin reddedilmesiyle bozulan Türk - ABD ilişkilerinin düzeltilmesi ve ileriye dönük işbirliği için bir "fırsat" olacağı yönünde. Ankara'nın bu bakış açısıyla asker göndermeye olumlu bakması gerektiği bu düşünceyle savunuluyor.
   Ayrıca, 60 bin ABD askerinin Türkiye'de konuşlanması ve Irak'a geçmesine izin vermeye göre, barışı kurma ve koruma amacıyla asker göndermenin "ehven-i şer" bir durum olduğu değerlendirmesi de Ankara'nın zirvelerinde yaygınlaşıyor.
   Ankara bu kez reddedilen tezkereden çıkardığı dersler nedeniyle çok daha dikkatli ve özenli bir tutum içinde. Özellikle hükümet ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, bu kez net bir tutum almalarının önemi vurgulanıyor.
   Asker cephesinde, kararın nihai olarak siyasi ve bu nedenle hükümetin alacağı kararın belirleyici olacağı görüşü hakim. Dışişleri Bakanı Gül'ün ABD

Yazının Devamı

Türk ABD ilişkileri

21 Temmuz 2003

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, ABDnin tezkere nedeniyle Türkiyeye mesafeli davranışını değerlendirirken, "Umarım, yeniden bize ihtiyaç duymak zorunda kalmazlar" anlamında konuşmuştu. ÖZKÖK, HAKLI ÇIKTI Ancak, ABDnin Türkiyenin bu desteğini alabilmesi ve sürekli kılabilmesi, her şeyden önce iki ülkenin amaçları arasındaki çelişkilerin giderilmesi ve amaç birliğinin sağlanmasına bağlıdır.Ülke güvenliği, 25 yıldır Kuzey Iraktan gelen saldırılar nedeniyle tehdit altında olan Türkiyenin bu bölgedeki kaygılarını göz önüne almadan Ankaranın ABDye tam destek vermesi kolay değildir. Bu bölgede, hükümete ve TSKya güvensizlik duyduğunu açıkça ortaya koyan ABDnin bunun nedenlerini izahta güçlük çektiği de bir gerçektir.Türkiyenin Kuzey Irakta askeri mevcudiyetinin temel nedeninin PKK / KADEK olduğu yıllardan beri biliniyor. Bu tehdit ortadan kalktığında Türkiyenin bu bölgedeki askeri mevcudiyetinin nedeni de ortadan kalkacaktır. Ankara, bunu defalarca her fırsat ve düzeyde ifade ettiği halde TSKya hala kuşku ile bakılması, yanlış değerlendirmelerin bir sonucudur.Irakın toprak bütünlüğü, tek bir ordu ve polis gücünün bulunması, bölgede bu güçler dışında silahlı grupların

Yazının Devamı

Türk ABD ilişkileri

21 Temmuz 2003

<#comment>   
   <#comment>   
   Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, ABD'nin tezkere nedeniyle Türkiye'ye mesafeli davranışını değerlendirirken, "Umarım, yeniden bize ihtiyaç duymak zorunda kalmazlar" anlamında konuşmuştu.
   
      Tezkerenin reddedilmesi nedeniyle adeta Türkiye'yi cezalandırmaya yönelen ve son olarak Süleymaniye skandalı ile bu yaklaşımını doruğa çıkartan ABD, Türkiye'nin katkısına ihtiyaç duydu. Irak'ta güvenliği tam olarak sağlayamayan ABD, bir uluslararası istikrar gücü oluşturma çabasında. Bu çabasının da, kapısını çaldığı ülkelerce çok sıcak karşılandığı söylenemez. Şimdi bu güce katkı vermesi için Ankara ile görüşmeler yürütüyor.
   Ancak, ABD'nin Türkiye'nin bu desteğini alabilmesi ve sürekli kılabilmesi, her şeyden önce iki ülkenin amaçları arasındaki çelişkilerin giderilmesi ve amaç birliğinin sağlanmasına bağlıdır.
   Ülke güvenliği, 25 yıldır Kuzey Irak'tan gelen saldırılar nedeniyle tehdit altında olan Türkiye'nin bu bölgedeki kaygılarını göz önüne almadan Ankara'nın ABD'ye tam destek vermesi kolay değildir. Bu bölgede,

Yazının Devamı

Özel Siyaset Belgesi ve Rumsfeld

20 Temmuz 2003

Rumsfeld'in mektubunda, Türk hükümetinin Kuzey Irak'ta koalisyon güçlerine karşı bir harekete yetki vermeyeceğini vurgulaması, ardından, gözaltına alınanlardan en azından bazılarının koalisyon güçlerine karşı komplo içinde olduklarına ilişkin bilgileri bulunduğunu ve bir suikast tehdidinden söz etmesi, yorumlara neden oldu.Rumsfeld'in sözleri, ABD'nin, Süleymaniye'deki faaliyetlerle ilgili olarak hükümeti suçlamadığı, sorumluluğu Genelkurmay'a yönelten bir yaklaşımla, hükümetin ve hatta ordu hiyerarşisi dışında komplo içinde olan birimler olduğu imasında bulunduğu biçiminde yorumlandı.Rumsfeld'in mektubundaki ifadeleri gerçekten böyle bir ayırıma dikkat çekmeye yönelikse ve özel bir amaç gütmüyorsa, bilgiye dayanmayan talihsiz bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Ayrıca eğer hükümet çevreleri de 'bu faaliyetler bizim bilgimiz dışında' yaklaşımı taşıyorsa, bu da ayrı bir talihsizlik sayılmalıdır.Her şeyden önce Türkiye'nin Kuzey Irak'taki faaliyetlerinin dayandığı belge ve bu belgeye göre kurulmuş olan mekanizma, Rumsfeld'in varsayılan yaklaşımını ve buna dayalı yorumları çürütüyor.Türk Özel Kuvvetleri, Kuzey Irak'ta nasıl ve neye göre faaliyet gösteriyor?Türkiye'nin güvenlik

Yazının Devamı

Özel Siyaset Belgesi ve Rumsfeld

20 Temmuz 2003

<#comment>
<#comment>     ABD Savunma Bakanı Rumsfeld'in Süleymaniye skandalıyla ilgili olarak Başbakan'a gönderdiği mektup tartışmalara yol açtı.
     Rumsfeld'in mektubunda, Türk hükümetinin Kuzey Irak'ta koalisyon güçlerine karşı bir harekete yetki vermeyeceğini vurgulaması, ardından, gözaltına alınanlardan en azından bazılarının koalisyon güçlerine karşı komplo içinde olduklarına ilişkin bilgileri bulunduğunu ve bir suikast tehdidinden söz etmesi, yorumlara neden oldu.
     Rumsfeld'in sözleri, ABD'nin, Süleymaniye'deki faaliyetlerle ilgili olarak hükümeti suçlamadığı, sorumluluğu Genelkurmay'a yönelten bir yaklaşımla, hükümetin ve hatta ordu hiyerarşisi dışında komplo içinde olan birimler olduğu imasında bulunduğu biçiminde yorumlandı.
     Rumsfeld'in mektubundaki ifadeleri gerçekten böyle bir ayırıma dikkat çekmeye yönelikse ve özel bir amaç gütmüyorsa, bilgiye dayanmayan talihsiz bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Ayrıca eğer hükümet çevreleri de 'bu faaliyetler bizim bilgimiz dışında' yaklaşımı taşıyorsa, bu da ayrı bir talihsizlik sayılmalıdır.
     Her

Yazının Devamı

Ankara'nın beklentileri

19 Temmuz 2003

Asker göndermek dahil ABD'nin taleplerine olumlu yaklaşarak tutumunu belirleyen Ankara, ABD'nin tavrının da netleşmesini istiyor.Süleymaniye baskınının, ortamı ve kafaları karıştırdığı bir gerçek. Ancak buna karşın ulusal bir bakışla Türkiye, Irak'ın bütünlüğü ve istikrarı konusunda elinden gelen katkıyı sağlamaya hazır.Süleymaniye olayıyla yeniden tartışmaya açılan Irak politikası konusunda, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ABD ziyareti sırasında Ankara'nın bakışını ve beklentilerini bir kez daha gündeme getirecek.Türkiye'nin iki önemli beklentisi var:1- PKK - KADEK'in Türkiye için tehdit olmaktan çıkması,2- Irak'ın bütünlük içinde yeniden yapılandırılmasında Türkmenlerin haklarının da korunması.Bugüne kadar ABD'nin bu iki konuda izlediği politika, Ankara'yı tatmin etmekten uzak. Ankara, Topluma Kazandırma Yasası'yla PKK - KADEK mensuplarına yönelik bir adım atmaya hazırlanırken, ABD'nin de bu konuda yardımcı olması beklentisi içinde. Kuzey Irak'ta silahsızlandırma amacı güttüğünü belirten ABD'nin PKK - KADEK için de aynı yaklaşımı göstermesi, Ankara'nın talepleri arasında.Irak'ın yeniden yapılandırılması sürecinde, tek bir ordu ve tek bir polis gücü oluşturulması, Kuzey Irak'ta

Yazının Devamı

Ankara'nın beklentileri

19 Temmuz 2003

<#comment>
<#comment>     Süleymaniye olayının olumsuz etkilerine karşın Ankara, Irak konusunda ABD ile işbirliğine açık. Tezkerenin reddedilmesinden bu yana bu tutumunu her fırsatta ABD tarafına yansıtan Ankara, Irak'ın bütününe ilişkin politikasını belirlerken, beklentilerini de yansıtmaya başladı.
     Asker göndermek dahil ABD'nin taleplerine olumlu yaklaşarak tutumunu belirleyen Ankara, ABD'nin tavrının da netleşmesini istiyor.
     Süleymaniye baskınının, ortamı ve kafaları karıştırdığı bir gerçek. Ancak buna karşın ulusal bir bakışla Türkiye, Irak'ın bütünlüğü ve istikrarı konusunda elinden gelen katkıyı sağlamaya hazır.
     Süleymaniye olayıyla yeniden tartışmaya açılan Irak politikası konusunda, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ABD ziyareti sırasında Ankara'nın bakışını ve beklentilerini bir kez daha gündeme getirecek.
     Türkiye'nin iki önemli beklentisi var:
     1- PKK - KADEK'in Türkiye için tehdit olmaktan çıkması,

Yazının Devamı