Yücelen'den Müdüre destek

14 Nisan 2002


<#comment>Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde Polis Günü kutlamaları sırasında vatandaşların Kürtçe müzik eşliğinde polislerle halay çekmeleri bir suç mudur?
Bu olay İlçe Emniyet Müdürü Ali Sinop'un soruşturulmasını gerektirir mi?
Emniyet Müdürü Sinop'un, "Yanlış yapmadık, vatandaşla halkın kaynaşmasına çalışıyoruz. Anlık gelişen bir olay, hatamız varsa katlanırız" şeklindeki sözleri İçişleri Bakanlığı tarafından nasıl değerlendirilir?
İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen olaya, bir sorun, bir suç gibi bakmıyor. Yücelen, dünkü konuşmamızda, Yüksekova İlçe Emniyet Müdürü Ali Sinop'un yaklaşımına destek verdi. Bakan Yücelen'in değerlendirmesi şöyle:
"Kürtçe kaset çalmak, türkü söylemek, halay çekmek yasak değil. Suç değil. Bunda bir sorun yok. Vatandaş kendi arabasında kaset çalmış polislerle birlikte kutlama yapmış. Ortada bir sorun yok.""O halde Müdür Sinop hakkında da soruşturma yok" diye sorunca da şu yanıtı verdi:
"Elbette yok. Yapılan da bir soruşturma değil. Merkezden müfettiş göndermiş değiliz. Sadece il emniyet müdür yardımcılarından biri olayın ne olduğunu anlamak için gitti. Bir soruşturma açmak amacıyla değil. Durum da anlaşıldı.

Yazının Devamı

Kafa...

13 Nisan 2002


<#comment>Kafa şu:
- Kızıma, "geri zekalıdır" raporu alırım, okula göndermem.
Ve bu kafa, bu işi yapmış...
Alanya'nın Toslak köyünde ilkokul öğrencisi altı kız çocuğuna doktordan "geri zekalıdır" raporu alan altı veli, çocukları okuldan çıkarmışlar.
Nedeni, kız çocuklarının büyümeye başlamış olmaları.
Zorunlu Sekiz Yıllık Temel Eğitim Yasası karşısında çocuklarını okula göndermemek için böyle bir yol bulmuşlar. Kendi istekleriyle küçücük çocuklara yaşamları boyunca sorun oluşturacak bir rapor almışlar.

Yazının Devamı

Laiklikle mücadele!

12 Nisan 2002

Kişisel menfaat sağlamaktan değil. Yolsuzluktan, hırsızlıktan değil. Banka boşaltmaktan değil. Dolandırıcılıktan değil.Bostancıoğlu, Anayasa'yı, Anayasa Mahkemesi kararını uyguladığı için soruşturmaya uğrayacak.Suçu bu!Küçücük kız çocuklarının başını "rtmesinden siyasi çıkar umanların laikliğe karşı yürüttükleri mücadelenin sonucu olarak hakkında soruşturma komisyonu kurulacak. 28 Şubat'ın içten içe sürdürülen r"vanşını alma gayretlerinin bir ürünü olarak oylanacak.Kendini 28 Şubat mağduru olarak g"ren ve bunun üzerine kurulu bir politika izleyen SP ve AKP'nin yanı sıra, ANAP ve MHP gruplarında da paralel politika izleyen milletvekilleri var. Bostancıoğlu aleyhine çoğunluk b"yle oluşuyor.İşin garip tarafı DSP grubu içinde Bostancıoğlu aleyhine duranlar da, Bakan'ın bakanlığını laiklik karşıtı personele karşı korumadığı düşüncesi taşıyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı'nda yıllardır ç"reklenip kalmış laiklik karşıtı yapıyı kıramadığı kanısındalar.DSP içindeki durum ne olursa olsun, Bostancıoğlu hakkındaki soruşturmanın amacı laiklik ilkesine karşı mücadele verenlerin Meclis'te çoğunlukta olduğu anlaşılıyor. Sağ partilerin bu kadar deneyime karşın, din ve dince kutsal sayılan "ğeleri

Yazının Devamı

Laiklikle mücadele!

12 Nisan 2002


<#comment>Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu neyle suçlanıyor? Neden soruşturmaya uğrayacak?
Kişisel menfaat sağlamaktan değil. Yolsuzluktan, hırsızlıktan değil. Banka boşaltmaktan değil. Dolandırıcılıktan değil.
Bostancıoğlu, Anayasa'yı, Anayasa Mahkemesi kararını uyguladığı için soruşturmaya uğrayacak.
Suçu bu!
Küçücük kız çocuklarının başını örtmesinden siyasi çıkar umanların laikliğe karşı yürüttükleri mücadelenin sonucu olarak hakkında soruşturma komisyonu kurulacak. 28 Şubat'ın içten içe sürdürülen rövanşını alma gayretlerinin bir ürünü olarak oylanacak.
Kendini 28 Şubat mağduru olarak gören ve bunun üzerine kurulu bir politika izleyen SP ve AKP'nin yanı sıra, ANAP ve MHP gruplarında da paralel politika izleyen milletvekilleri var. Bostancıoğlu aleyhine çoğunluk böyle oluşuyor.

Yazının Devamı

Türk - Yunan girişimi

11 Nisan 2002

Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, ABD ve Rusya'nın, İsrail - Filistin çatışmasına ilişkin ortak bildirisi açıklandı. BM Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından açıklanan bildiri aynı zamanda bir barış planı da içeriyor.İsrail'in çekilmesini, Arafat'ın ter"r eylemlerini kontrol etmesini, ateşkes ilan edilmesini ve barış masasına Suudi Planı çerçevesinde oturulmasını içeriyor.Annan'ın açıklamayı yaptığı sıralarda ABD Dışişleri Bakanı Powell da, İsrail'in çekilmesi gerektiğini, Filistin'in İsrail'i, İsrail'in de Filistin devletini tanımalarını, sınırları belirlenmiş iki devletin bir arada, barış içinde yaşayabileceklerini ifade etti.Her iki açıklama da makul, akla uygun...Ancak geçen süre içinde ter"r eylemleriyle de, İsrail'in operasyonuyla da yüzlerce kişi yaşamını yitirdi. Günlerce kan aktı. Akmaya devam ediyor. Oysa İsrail - Filistin ilişkileri gerginleştiğinde, ter"r eylemleri tırmanmaya başladığında bu girişimler yapılabilirdi. Yapılmadı.Birleşmiş Milletler'in etkinliğini giderek yitirdiğini son olay da g"sterdi. ABD devreye girmedikçe veya istemedikçe BM'nin etkili olması mümkün olmuyor. Bu nedenle de uluslararası olaylarda ABD'nin zamanlama ve planlaması neyse, o

Yazının Devamı

Türk - Yunan girişimi

11 Nisan 2002


<#comment>Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in daha önce sinyalini verdiği dörtlü girişim gerçekleşti.
Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, ABD ve Rusya'nın, İsrail - Filistin çatışmasına ilişkin ortak bildirisi açıklandı. BM Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından açıklanan bildiri aynı zamanda bir barış planı da içeriyor.
İsrail'in çekilmesini, Arafat'ın terör eylemlerini kontrol etmesini, ateşkes ilan edilmesini ve barış masasına Suudi Planı çerçevesinde oturulmasını içeriyor.
Annan'ın açıklamayı yaptığı sıralarda ABD Dışişleri Bakanı Powell da, İsrail'in çekilmesi gerektiğini, Filistin'in İsrail'i, İsrail'in de Filistin devletini tanımalarını, sınırları belirlenmiş iki devletin bir arada, barış içinde yaşayabileceklerini ifade etti.
Her iki açıklama da makul, akla uygun...
Ancak geçen süre içinde terör eylemleriyle de, İsrail'in operasyonuyla da yüzlerce kişi yaşamını yitirdi. Günlerce kan aktı. Akmaya devam ediyor. Oysa İsrail - Filistin ilişkileri gerginleştiğinde, terör eylemleri tırmanmaya başladığında bu girişimler yapılabilirdi. Yapılmadı.

Yazının Devamı

Musevilerin tepkisi

10 Nisan 2002

Tepkilerin ortak noktası, Filistinlilerin gerçekleştirdiği ter"r eylemlerinin g"zden kaçırıldığı, tek yanlı olarak İsrail y"netiminin eleştirildiği. Şaron y"netimine bu k"şeden y"neltilen eleştirilere de İsrail'de ve Türkiye'de yaşayan Musevilerden benzeri tepkiler geldi. Tepkilerin bir diğer ortak noktası da PKK ter"rüne karşı tavır alınmasına karşılık Filistinliler konu olunca aynı tavrın alınmayışı. Musevi vatandaşlarımız, Ankara'nın FK™ ile PKK'yı, Arafat ile Abdullah ™calan'ı aynı g"rmesi gerektiğini savunuyorlar.™ncelikle şunu belirtmemizde fayda var. Ter"re karşı tavırda çifte standart olmaz, olmamalı. Bu konu bu k"şede birçok kez vurgulandı. ™zellikle Avrupa'nın ter"r ve ter"r "rgütlerine karşı çifte standart uygulaması eleştirildi. Bu nedenle ter"r eylemlerine karşı farklı tavır g"sterilmesini anlayışla karşılamamız mümkün değildir. Ter"r eylemi nereden gelirse gelsin, kim yaparsa yapsın, kime karşı yapılırsa yapılsın kınanmalıdır. Ter"re karşı bütün dünya mücadele etmelidir. 11 Eylül, bu gerçeği bir kez daha bütün insanlığa g"stermiştir. Bu nedenle Filistinlilerin ter"r eylemlerini kınamadığımız s"ylenemez. Ancak, ter"rün devlet eliyle yürütülmesi o eylem ve

Yazının Devamı

Musevilerin tepkisi

10 Nisan 2002


<#comment>İsrail'in Filistin'i işgali sürecinde Şaron yönetimine yöneltilen eleştirilere Musevi vatandaşlarımızdan tepki geliyor.
Tepkilerin ortak noktası, Filistinlilerin gerçekleştirdiği terör eylemlerinin gözden kaçırıldığı, tek yanlı olarak İsrail yönetiminin eleştirildiği. Şaron yönetimine bu köşeden yöneltilen eleştirilere de İsrail'de ve Türkiye'de yaşayan Musevilerden benzeri tepkiler geldi. Tepkilerin bir diğer ortak noktası da PKK terörüne karşı tavır alınmasına karşılık Filistinliler konu olunca aynı tavrın alınmayışı. Musevi vatandaşlarımız, Ankara'nın FKÖ ile PKK'yı, Arafat ile Abdullah Öcalan'ı aynı görmesi gerektiğini savunuyorlar.
Öncelikle şunu belirtmemizde fayda var. Teröre karşı tavırda çifte standart olmaz, olmamalı. Bu konu bu köşede birçok kez vurgulandı. Özellikle Avrupa'nın terör ve terör örgütlerine karşı çifte standart uygulaması eleştirildi. Bu nedenle terör eylemlerine karşı farklı tavır gösterilmesini anlayışla karşılamamız mümkün değildir. Terör eylemi nereden gelirse gelsin, kim yaparsa yapsın, kime karşı yapılırsa yapılsın kınanmalıdır. Teröre karşı bütün dünya mücadele etmelidir. 11 Eylül, bu gerçeği bir kez daha bütün insanlığa

Yazının Devamı