AB'ye girelim de...

3 Mart 2002


<#comment>Kimsenin Avrupa Birliği'ne girmeye karşı olduğu yok.
Zaten, "aman hemen buyrun girin, sizsiz olmaz" diyen bir Avrupa da yok.
Siyasi partiler içinde, "biz Avrupa Birliği'ne girmeye karşıyız, girmemeliyiz" görüşünü programına koyan da yok. Bazı marjinal grup ve partiler dışında Türkiye'de Avrupa Birliği'ne tam üyelik hedefinin karşısında duran yok.
Ancak, son zamanlarda Avrupa Birliği'ni "kayıtsız şartsız" savunanlar, nedense bazen bazı partileri, bazen Türk Silahlı Kuvvetleri'ni, bazen bazı kişileri ve yazarları Avrupa Birliği'ne karşı, geleceği göremeyen, Türkiye'yi kendi içine kapatmayı düşünen, dar kafalı, bağnaz bir tavır almakla suçluyorlar. Bu suçlamayla karşılaşanların bazıları da onları neredeyse vatan hainliğiyle, vatanı satmakla suçlamaya başladılar.
Oysa her iki kesim için de tartışmaları bu denli sertleştirmeye gerek yok.
Gerekli olan sakin ve sağduyulu biçimde düşünmek, fikirlerini Türkiye'nin ulusal çıkarlarına katkıda bulunacak biçimde geliştirmektir. Bu tartışmalardan yapıcı ve olumlu sonuçlar çıkarabilmektir.

Yazının Devamı

Diğer idam cezaları

2 Mart 2002


<#comment>İdam cezasının kaldırılmasına ilişkin tartışmanın eksenini genel olarak terör suçları ve özel olarak da Abdullah Öcalan'ın durumu oluşturuyor.
Anayasa değişikliği, savaş, yakın savaş ve terör halleri dışında idam cezasını kaldıran bir çerçeve çizdi. Ancak, uygulama için Türk Ceza Yasası'nın Anayasa ile uyumlu hale getirilmesi gerekiyor.
Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk'ün verdiği bilgiye göre yargıçlar bu yöndeki uyum yasasını bekliyorlar. Sayılan istisnalar dışındaki konulara ilişkin dosyaları karara bağlayamıyorlar. Türk Ceza Yasası'nda yapılacak uyum değişikliğini bekliyorlar.
Dolayısıyla Bakan Türk, Öcalan ve terör konusunu bir yana bırakarak, Anayasa'daki değişikliğe uygun bir değişiklik yapılmasını savunuyor. Bu amaçla da bir yasa tasarısı hazırlayıp bakanların imzasına açmış durumda.
Adalet Bakanı Türk'e, bu tasarının içeriğini sorduk.
Şu yanıtı verdi:

Yazının Devamı

Lıkır ile Mıkır

1 Mart 2002


<#comment>İsim babalığını Milliyet Miço okuru çocukların yaptığı "Lıkır ile Mıkır" süt projesi dün resmen yaşama geçti.
Devlet Bakanı Hasan Gemici'nin, "her çocuğa bir bardak süt" sloganıyla geliştirdiği proje kapsamında her gün bir milyon ilkokul çocuğuna süt veriliyor.
Gemici, projeyi Dünya Bankası da dahil hiçbir yabancı kaynaktan beş kuruş almadan gerçekleştirdi. Süt üreticisi firmalarla kıyasıya pazarlık yaptı, ihale açtı ve bir milyon çocuğun sütünü hem sağlık, hem de eğitim amaçlı olarak sağlamış oldu. Özel olarak üretilen süt kutularının üzerinde eğitici fıkralar, öyküler yer alıyor. Çocuklar hem süt içip, hem de bu fıkra ve öyküleri okuyorlar.
Lıkır ile Mıkır'ın yaratılmasında Milliyet Miço'nun yöneticisi, çocukların sevgili ağabeyleri Yalvaç Ural'ın büyük emeği ve katkısı var. Yine Lıkır ile Mıkır'ı çizen ünlü karikatürist Haslet'in emeği ve katkısı büyük.
Devlet Bakanı Hasan Gemici'nin dün düzenlediği Lıkır ile Mıkır töreninde Yalvaç ve Haslet de çocuklarla hasret giderdiler.
Proje gerçekleştiğinden beri gazeteciler, Lıkır ile Mıkır için öğrencilerle görüşüyorlar ve soruyorlar:

Yazının Devamı

İdam masaya yatırıldı

28 Şubat 2002

Sonuç olarak idam cezasının kaldırılması veya bırakılması y"nünde bir karar alınmış değil. Milli Güvenlik Kurulu'nun sivil ve asker üyelerinin "bilinen g"rüşleri" ni yineledikleri toplantı sonucunda konu her y"nüyle tartışmaya açılmış durumda.Başbakan Yardımcısı ve ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın, idam cezasının kaldırılması, Türkiye'nin bundan korkmaması gerektiği y"nündeki g"rüşünü dün MGK zemininde de dile getirdiği kaydediliyor. Avrupa Birliği'ne giriş sürecinde Türkiye'nin idam cezasını kaldırmak durumunda olduğunu belirten Yılmaz'ın, MGK üyelerini bu y"nde iknaya çaba g"sterdiği vurgulanıyor. Yılmaz'ın daha "nce dil yasağının kaldırılması ile ilgili endişeleri anımsattığı, ancak, bu yasağın kalkmasıyla endişe duyulan hiçbir gelişmenin yaşanmadığı "rneğini verdiği de ifade ediliyor.Yılmaz'ın bu g"rüşüne karşılık Başbakan Yardımcısı ve MHP lideri Bahçeli'nin idamın kaldırılmasına karşı g"rüşünü yinelediği ve b"yle bir girişime destek vermelerinin mümkün olmadığını MGK'da da dile getirdiği kaydediliyor. Bahçeli'nin b"yle bir kararın Türkiye'nin geleceğini etkileyecek bir nitelik taşıyacağını, ter"rle mücadeleden başarıyla çıkan Türkiye'de halkın, ™calan'ın yararlanacağı bir

Yazının Devamı

İdam masaya yatırıldı

28 Şubat 2002


<#comment>Milli Güvenlik Kurulu'nun dünkü toplantısında idam cezasının kaldırılması ve Öcalan konusunun masaya yatırıldığını söyleyebiliriz.
Sonuç olarak idam cezasının kaldırılması veya bırakılması yönünde bir karar alınmış değil. Milli Güvenlik Kurulu'nun sivil ve asker üyelerinin "bilinen görüşleri"ni yineledikleri toplantı sonucunda konu her yönüyle tartışmaya açılmış durumda.
Başbakan Yardımcısı ve ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın, idam cezasının kaldırılması, Türkiye'nin bundan korkmaması gerektiği yönündeki görüşünü dün MGK zemininde de dile getirdiği kaydediliyor. Avrupa Birliği'ne giriş sürecinde Türkiye'nin idam cezasını kaldırmak durumunda olduğunu belirten Yılmaz'ın, MGK üyelerini bu yönde iknaya çaba gösterdiği vurgulanıyor. Yılmaz'ın daha önce dil yasağının kaldırılması ile ilgili endişeleri anımsattığı, ancak, bu yasağın kalkmasıyla endişe duyulan hiçbir gelişmenin yaşanmadığı örneğini verdiği de ifade ediliyor.
Yılmaz'ın bu görüşüne karşılık Başbakan Yardımcısı ve MHP lideri Bahçeli'nin idamın kaldırılmasına karşı görüşünü yinelediği ve böyle bir girişime destek vermelerinin mümkün olmadığını MGK'da da dile getirdiği kaydediliyor. Bahçeli'nin böyle bir

Yazının Devamı

Sağ ve sol

27 Şubat 2002

İlhan Selçuk, Bahçeli dışında Başbakan Ecevit ve Cumhurbaşkanı Sezer'le de g"rüştüğünü, ziyaretlerinin amacının Cumhuriyet gazetesinin kimliğini yaşatabilmek olduğunu açıkladı. Ancak bu arada, Bahçeli ve MHP ile Selçuk'un Avrupa Birliği ve diğer bazı konularda aynı g"rüşte olduklarının anlaşıldığı da karşılıklı olarak ifade edildi.Olaya bu y"nüyle bakarsak, Bahçeli ile Selçuk'un bazı noktalarda bulaşmasını yadırgamamak gerekir. Buluşma noktası ulusalcı sol ile ulusalcı sağın buluşma noktasıdır. Bir diğer deyişle ulusal çıkarlarda buluşma noktasıdır.Daha genel bir bakışla Türkiye'de sağ ve sol çizginin değişen koşullar karşısında "rtüştüğü noktalar artmıştır. İster sağ ister sol açıdan bakın ortak payda ulusalcılıktır.Bu buluşmaya neden olan gelişmeye gelince...Birincisi etnik temele dayalı ayrılıkçı akımdır. Kuvayı Milliye ruhunu reddeden bu akım karşısında ulusalcı sol ve sağın buluşması doğaldır, hatta gereklidir.İkincisi ise laik Cumhuriyet rejimini ortadan kaldırmayı, yerine din devleti kurmayı hedefleyen akımdır. Bu akım karşısında da ulusalcı sağ ve sol buluşması doğaldır, hatta gereklidir.Ortak paydayı Atatürk çizgisi olarak da ifade edebiliriz. Ulusal bütünlük içinde

Yazının Devamı

Sağ ve sol

27 Şubat 2002


<#comment>İlhan Selçuk'un, MHP lideri Devlet Bahçeli'yi ziyaret etmesi basına "ilginç buluşma" olarak yansıdı. Bir anlamda "şaşırtıcı" bulundu.
İlhan Selçuk, Bahçeli dışında Başbakan Ecevit ve Cumhurbaşkanı Sezer'le de görüştüğünü, ziyaretlerinin amacının Cumhuriyet gazetesinin kimliğini yaşatabilmek olduğunu açıkladı. Ancak bu arada, Bahçeli ve MHP ile Selçuk'un Avrupa Birliği ve diğer bazı konularda aynı görüşte olduklarının anlaşıldığı da karşılıklı olarak ifade edildi.
Olaya bu yönüyle bakarsak, Bahçeli ile Selçuk'un bazı noktalarda bulaşmasını yadırgamamak gerekir. Buluşma noktası ulusalcı sol ile ulusalcı sağın buluşma noktasıdır. Bir diğer deyişle ulusal çıkarlarda buluşma noktasıdır.
Daha genel bir bakışla Türkiye'de sağ ve sol çizginin değişen koşullar karşısında örtüştüğü noktalar artmıştır. İster sağ ister sol açıdan bakın ortak payda ulusalcılıktır.
Bu buluşmaya neden olan gelişmeye gelince...
Birincisi etnik temele dayalı ayrılıkçı akımdır. Kuvayı Milliye ruhunu reddeden bu akım karşısında ulusalcı sol ve sağın buluşması doğaldır, hatta gereklidir.

Yazının Devamı

Sorunlar taşınıyor mu?

21 Şubat 2002

Tunaboylu, kamu bankalarının yük olmaktan çıkarılmasından büyük mutluluk duyacağını belirttiği yazısında bazı kaygılarını da dile getiriyor. Tunaboylu'nun kaygısı, sorunların k"klü ç"zümlere kavuşturulmak yerine başka bir yere taşınması...Tunaboylu, Şubat 2001 krizi "ncesinde ekonomik sorunların ç"zülmek yerine "halının altına süpürüldüğü" nü vurgulayarak ş"yle diyor: "Şubat 2001 sonrasında uygulanan ç"zümler dikkatle incelendiğinde, sorunların gerçekte ç"zülmediği, fakat başka yerlere taşındığı g"rülüyor. Yani şimdi taşıma devrindeyiz. ™rneğin kamu bankalarının sorunlarını ç"zdük, diyoruz. Peki nasıl yaptık bu işi? Yaptığımız şu: Kamu bankalarının g"rev zararı alacaklarını yüksek getirili devlet iç borçlanma senetleriyle "deyip tasfiye ettik. Verilen senetlerin bir kısmını TC Merkez Bankası satın aldı. Kamu bankaları Merkez Bankası'ndan aldıkları bu para ile ikincil piyasaya olan borçlarını "deyerek kapattı. B"ylece kamu bankalarının para piyasaları üzerindeki baskısı azaldı, faizler düştü. ™te yandan bu bankalardaki personel fazlasını emekli etmek veya Devlet Personel Başkanlığı'na g"ndermek suretiyle azalttık. ™zetle, kamu bankalarının gelir - gider dengesizliğini Hazine'ye;

Yazının Devamı