<#comment>#comment>Devlet Bakanı Yalova'nın istifasıyla sonuçlanan süreç, Başbakan Ecevit'in konuşma hakkında bilgi istemesiyle başlıyor.
Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Anadolu Ajansı'nın, Yalova'nın konuşmasıyla ilgili olarak geçtiği haberi, Başbakan Ecevit'e getiriyor. Ecevit, Yalova'nın konuşmasını okuduktan sonra, Özkan'a:
- Çok ağır ve talihsiz bir konuşma, diyor.
"Bakanların sözlerini özenle seçmeleri, ekonomiyi nasıl etkileyeceğini düşünmeleri gerekir" diye de ekliyor. Ecevit, bu tür konuşmalarla hükümetteki uyumun bağdaşmadığını ve bu üslupla işlerin zor yürüyeceği yorumunu da yapıyor.
Özkan, Başbakan'ın Yalova'nın konuşmasından duyduğu rahatsızlığı, telefonla Başbakan Yardımcısı ve ANAP lideri Mesut Yılmaz'a iletiyor. Yılmaz da Ecevit'in rahatsızlığını paylaştığını belirterek, toplantı öneriyor.
<#comment>#comment>Başbakan Bülent Ecevit'le Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Devlet Bakanı Yüksel Yalova'nın açıklamalarıyla yarattığı çalkantıyı görüşmek üzere biraraya geldiler.
Ecevit ve Yılmaz, bakanların açıklamaları ve tavırlarıyla sıksık piyasaları olumsuz etkilemelerinden rahatsızlıklarını karşılıklı olarak dile getirdiler. Bakanların ekonominin çok hassas olduğu bir dönemde gerekli özeni göstermeden konuşmalarının yanlışlığı üzerinde durdular.
Yılmaz, Başbakan Ecevit'e, Yalova'nın, kendisine gelerek, "istifa etmeye hazır olduğunu" belirttiğini ve "size yük olmak istemem dediğini" iletti.
Yılmaz ve Ecevit, bakanların bundan sonraki davranış ve konuşmaları açısından bir "ders" olması düşüncesiyle Yalova'nın istifasının kabul edilmesinin uygun olacağı sonucuna vardılar. MHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'ye bilgi verildi, görüşü alındı. Durum Yalova'ya bildirildi.
ANAP Lideri Yılmaz, Yalova olayını nasıl değerlendiriyor?
Yılmaz'ın, Yalova'nın istifasını uygulamaya koyarak, diğer bakanların dikkatini çekmek ve konuşurken dikkatli olmalarını sağlamaya amaçladığı ve bu yaklaşımının Başbakan Ecevit ve MHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Devlet
<#comment>#comment>
Jandarma Genel Komutanı Org. Aytaç Yalman'ın, önceki gün toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nda jandarmaya yöneltilen eleştirilere yanıt vermesiyle ilgili olarak Başbakan Bülent Ecevit'le dün konuşma olanağı bulduk ve sorduk:
- Org. Yalman'ın MGK'da yaptığı konuşmayla sizin, "Jandarma baskınları şık değil, ben de rahatsızım" şeklindeki sözlerinize yanıt verdiği basına yansıdı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
"Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında eleştirilere tepki gösterirler. Ancak bana yönelik, beni hedef alan bir konuşma olmadı. Genel şeyler söylendi. Ayrıca Sayın Org. Yalman'la benim bir görüşmemiz olmadı."
- Erzurum gezisinden dönerken yaptığınız değerlendirmeden Jandarma Genel Komutanı Org. Aytaç Yalman'ın alındığı anlışılıyor.
<#comment>#comment>
Milli Güvenlik Kurulu'nun dünkü toplantısı öncesinde Jandarma Genel Komutanı Org. Aytaç Yalman önce İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'la konuşuyor. Org. Yalman, jandarmaya yöneltilen eleştiriler konusunda Bakan Tantan'a sitemde bulunuyor. Tantan'a, "Sayın Bakan neden susuyorsunuz? Neden konuşmuyorsunuz? Jandarmaya yöneltilen asılsız ithamlara neden yanıt vermiyorsunuz?" diye soruyor.
Tantan, MGK'ya girmeden önce Komutan'ın bu serzenişlerine sadece, "Vaziyet bildiğiniz gibi değil" yanıtını verebiliyor.
Org. Yalman'ı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ni rahatsız eden konu, yürütülen yolsuzluk soruşturmalarında, jandarmanın "baskın yaptığı, gece yarısı belge ve kişi topladığı" türündeki itham ve eleştiriler. "Beyaz Eenerji" ve "Mavi Akım" operasyonlarında aynı ithamların gündeme getirilmesi.
<#comment>#comment>Devlet Bakanı Kemal Derviş'in çalışma yönteminin liderler düzeyinde rahatsızlık yarattığını ve bu rahatsızlığın MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından daha açık bir şekilde hissettirildiğini daha önce duyurmuştuk.
Hükümetin MHP kanadı ile Devlet Bakanı Kemal Derviş arasındaki son gerginlik dünkü Bakanlar Kurulu'nda yaşandı. Buğday fiyatının belirlenmesi konusunda Derviş ile Tarım Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp arasındaki tartışmada, MHP lideri Bahçeli'nin Derviş'e karşı sert sayılabilecek bir tavır göstermesi, Bakanlar Kurulu'nun, kararı liderlere bırakmasıyla sonuçlandı.
MHP lideri Bahçeli, liderler düzeyinde de bir tavır geliştiriyor.
Derviş'in, liderler zirvesini kendi programına göre terk etmesi, zirvede yurtdışıyla telefon konuşmaları yapması ve zirve yapıldığı saatlerde Cumhurbaşkanı'na çıkması gibi davranışları nedeniyle Bahçeli'nin Derviş'li zirvelere katılmama kararı aldığı kulislere yansımıştı.
Bahçeli'nin bu kararını uygulamaya koyduğu ve Başbakanlık'ta olduğu halde Derviş'in katıldığı zirvelere katılmadığı gözleniyor. Son olarak, Derviş'in katıldığı enerji zirvesinde MHP lideri Bahçeli bulunmadı.
Buğday fiyatları konusunda dün yaşanan
<#comment>#comment>Devlet Bakanı Kemal Derviş'in hükümetteki konumu ve siyasetteki geleceği, siyaset dünyasının en çok merak ettiği konuların başında geliyor.
Dışarıdan gözlenen şu:
Derviş, hükümettin bir bakanı gibi değil, ekonomiden ve programdan sorumlu dördüncü ortağı gibi duruyor.
Kaynak gerektiren taleplere karşı hükümetin diğer ortaklarıyla pazarlığa oturuyor. Dişe diş kavga veriyor.
Kamu işçilerine verilecek ücret zamlarında, Telekom olayında, enerji sözleşmelerinde, buğdaya verilecek fiyatta... Hepsinde ilgili bakanlarla ve diğer taraflarla pazarlığa oturan kişi Kemal Derviş. İstediği olmayan bakanların eleştirdiği tek kişi de yine Derviş...
Bu görüntüden Kemal Derviş'in de rahatsız olduğunu söyleyebiliriz. Derviş'in, programın tek sahibinin kendisiymiş gibi davranılmasından rahatsızlık duyduğunu yakın çevresine aktardığı biliniyor. Programa uyulması ve sıkı uygulanması konusunda diğer bakanlardan destek görmediği, aksine köstek gördüğü yönünde bir izlenim var.
<#comment>#comment>Başbakanlıkta önceki gün iki ayrı enerji zirvesi yapıldı.
Birincisi Başbakan Ecevit'in başkanlığında Başbakan Yardımcıları Mesut Yılmaz ve Hüsamettin Özkan'la Enerji Bakanı Zeki Çakan ile Devlet Bakanı Kemal Derviş'in katıldığı, ikinci ise Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'ın başkanlığında Enerji Bakanı Çakan, Devlet Bakanı Derviş ve enerji, hazine bürokratlarının katıldığı toplantıydı.
Konu, 29 termik santralin "yap - işlet" ve "yap - işlet - devret" modeliyle işletme haklarının devredilmesiydi. Daha önce yapılan sözleşmeler nedeniyle 29 santralin 8'inin devir işlemlerinin 30 Haziran'a kadar bitirilmesi gerekiyordu. Bu santrallerin başlıcaları, Yeniköy, Kemerköy, Yatağan, Tunçbilek, Seyitömer, Aliağa (motorin yakıtlı) santralleri.
Sorun, daha önce yapılmış olan sözleşmelerin taşıdıkları "garanti" hükümleriydi. İşletme hakları devredilecek santraller için bağıtlanan sözleşmeler, devletin elektrik alımı konusunda 20 yıl boyunca garanti verdiğine ilişkin hükümler taşıyor.
Toplantılarda Devlet Bakanı Kemal Derviş ve Hazine yönetimi, bu garantilere itiraz ediyorlar. 20 yıl gibi uzun sürelerde devletin ihtiyacı olmasa da elektrik alımı konusunda
<#comment>#comment>Beyaz Enerji iddianamesi hazırlanıp dava açılmasına karşın bu alandaki gelişmeler devam ediyor.
Bunlardan birisi de iddianamede Alaçatı Rüzgar Santralı işinde yüklenici firma Ares'in Vakıf Leasing'den kredi almasını eski Bakan Cumhur Ersümer'le birlikte onaylayan Enerji Bakanlığı Müsteşarı Yurdakul Yiğitgüden'in soruşturulması için Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun yaptığı müracaat.
Başsavcı Kanadoğlu'nun yaptığı başvuruyu değerlendiren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Zeki Çakan hemen harekete geçti. Çakan, bakanlığının teftiş kurulundan üç müfettişi görevlendirdi. Bu müfettişler, Kanadoğlu'nun başvurusu doğrultusunda Müsteşar Yiğitgüden hakkında inceleme yapacaklar ve soruşturma açılmasına gerek olup olmadığına karar verecekler. Böylece Beyaz Enerji operasyonu bir yönüyle devam ediyor.
Peki neden?
DGM Başsavcısı Talat Şalk, iddianamesinde Enerji eski Bakanı Cumhur Ersümer ve Enerji Bakanlığı Müsteşarı Yurdakul Yiğitgüden'i "sanık" olarak yer vermedi. Vermeye yetkisi de yoktu. Ancak, Bakan ve Müsteşar hakkında da suçlayıcı ifadelere yer verdi.
Bu durumda Bakan'ın dokunulmazlığı olduğu için konu muhalefet tarafından Meclis'e getirildi.