<#comment>#comment>Sel felaketine uğrayan Antakya'ya yaptığı ziyaretin dönüşünde Ata uçağında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Bülent Ecevit, hükümet gündeminde önceliğin ücretler konusuna verileceğini söyledi.
Ekonomik durumun yavaş yavaş olumlu sinyaller vermeye başladığına işaret eden Ecevit, "IMF ile anlaşma yürürlüğe girdikten sonra öncelikleriniz neler olacak" sorusuna şu karşılığı verdi:
"Tek tek bakmak lazım. İlk olarak aklıma iki konu geliyor. Birincisi ücretlerdeki dengesizliği gidermek. Kendi aralarında adaletsizlikler var. İkincisi kırsal kesimin kalkınması."Kamu kesiminde ücret dengesizliğini gidermek amacıyla Başbakanlık'ta bir çalışma yapılıyor. Yetki yasasına dayanılarak yürütülen bu çalışma, kamu kesiminde, işçilerle memurlar arasındaki ücret dengesizliği ile farklı kurumlarda aynı işi yapan ancak farklı maaşlar alan memurlar arasında da yatay ücret eşitliği kurmayı hedefliyor.
Ecevit, işlerin düzelmeye başlamasıyla birlikte en kritik sektör olarak tanımladığı bankacılık sektöründe düzenin sağlanmasına yöneleceklerini belirtiyor.
Adana - Ankara arasındaki yolculukta Başbakan Ecevit'e yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle oldu:
<#comment>#comment>
Başbakan Bülent Ecevit, Ankara'dan Antakya'ya uçarken, gazetecilerin soruları üzerine DGM Savcısı Talat Şalk ve Devlet Bakanı Kemal Derviş'in son günlerdeki açıklamalarını değerlendirdi.
Başbakan Ecevit, DGM Savcısı Şalk'ın, Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ı eleştiren sözlerinin sorulması üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:
<#comment>#comment>
Beyaz Enerji Operasyonu’nda görevli Jandarma Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı Kurmay Albay Aziz Ergen ile Jandarma Genel Komutanlığı Genel Sekreteri Kurmay Albay Semih Öden’in tayinleri çıktı.
İki albayın tayini kamuoyunda sorulara neden oldu?
Tayinlerle, Beyaz Enerji Operasyonu’yla ilgili tartışmalar arasındaki bağlantı neydi?
Beyaz Enerji Operasyonu’nda görevli Albay Ergen’in bir gazetenin barında gazetecilere konuk olması, tayin edilmesinde bir faktör müydü?
<#comment>#comment>ANAP milletvekili Cavit Kavak'ın telefonlarının da dinlenmesi ve izlenmesine ilişkin mahkeme kararının kamuoyuna yansımasından sonra TBMM Başkanı Ömer İzgi'nin DGM Başkanlığı'na yazdığı 9.5.2001 tarihli ve "bu ne iştir" mahiyetindeki yazı, tartışmaları yeni bir boyuta taşımıştı.
Dinleme ve izleme kararı veren Ankara 2 No'lu DGM Yedek Hakimliği, Cavit Kavak'la ilgili olarak TBMM Başkanlığı ile DGM Başkanlığı'na bir yazı yazdı.
Bir anlamda yanıt niteliği taşıyan bu yazının tarihi, 10.5.2001, sayısı ise 2001/122 MUH.
Yazının (D) fıkrasında şöyle deniliyor:
"Mahkememiz Yedek Hakimliği'nin 2000 / 628 D. İş sayılı kararında bu şahısların (Mustafa Mendilcioğlu, Cavit Kavak, Yasin Erdinç) uzun süredir takip edildiği, telefonlarının izlendiği, dinlendiği ibaresi yer almakta ise de, bu ibare Cavit Kavak'ın telefonlarının daha önce yasadışı yollardan dinlendiği ve izlendiğinin tarafımızdan bilindiği anlamına gelmemektedir.Bu cümlelerle bilahare üzerine atılı suçlar nedeniyle tutuklanmış olan Mustafa Mendilcioğlu'nun telefonlarının dinlenmesine dair daha önce verilen yedek hakimlik kararı kastedilmiştir."
<#comment>#comment>Savcı Şalk, Beyaz Enerji iddianamesinde yer alan "ANAP'ın 50 milyon dolar rüşvet aldığı" şeklindeki ifadenin kendi hatası sonucu çıkarılmadığını doğruladı... Şalk, "İfadeyi çıkarmayı düşünmüştüm. Ancak o sıralar çok yoğundum, unutmuşum. Yine de bence bu bir kusur değil. Nasıl olsa mahkemede her şey ortaya çıkar" dedi!
Beyaz Enerji davası sanıklarından Ünal Peker'in, "ANAP'ın 50 milyon dolar aldığını Güriş yetkilisi Cem Özkök'ten duymuştum" ifadesine, Özkök'ün, Peker'i yalanlamasına karşın, iddianamede yer verdiği için, ANAP lideri ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın, DGM Savcısı Talat Şalk'ı, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'e şikâyet ettiğini duyurmuştuk.
Türk'ün de, Savcı Şalk'la konuştuktan sonra, Yılmaz'ı arayarak, "Savcı bu ifadenin iddianameye sehven konulduğunu söylüyor, özür diliyor" dediğini, ANAP liderinin ağzından yine buradan kamuoyuna iletmiştik.
Beyaz Enerji iddianamesini hazırlayan Ankara DGM Savcısı Talat Şalk'la dün bu konuda görüşme olanağı bulduk.
<#comment>#comment>
Beyaz Enerji iddianamesiyle ilgili tartışmalar henüz durulmuş değil. Özellikle nükleer santral ihalesiyle ilgili olarak ANAP'a 50 milyon dolar rüşvet alındığına ilişkin tanık ifadelerinin iddianamede yer alması, ANAP lideri ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın sert tepkisine neden olmuş durumda. İddianamede, Sanık Ünal Peker'in ifadesi olarak yer alan bu iddiayla ilgili olarak Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'la konuşma olanağı bulduk.
Yılmaz, bu konuda şu bilgiyi verdi:
"İddianamede Ünal Peker'in ifadesi olarak böyle ucu açıkta kalan bir iddia yer alıyor. Ben bunu görünce tepki gösterdim. Nedeni şu; Ünal Peker, ANAP'a 50 milyon dolar verildiğini Güriş firması yetkilisi Cem Özkök'ten duyduğunu söylemiş. Bunun üzerine Cem Özkök'ün ifadesi alınmış. Özkök, ifadesini alanlara, 'Ben böyle bir şey duymadım, ilk defa sizden duyuyorum' biçiminde ifade vermiş. Özkök, böyle ifade verdiği halde, Peker'in saçma sapan iddiası iddianameye alınmış ama Özkök'ün alınmamış. Özkök'ün bilgisine başvurulduktan sonra bu iddia çürüyünce, iddianameye alınmaması gerekirdi. Veya en azından Özkök'ün Peker'in bu iddiasının doğru olmadığı yönünde ifade verdiği belirtilmeliydi."
<#comment>#comment>Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz ile Devlet Bakanı Kemal Derviş, Telekom'daki "yetki" düğümünü çözemediler.
Telekom'un özelleştirilmesi konusunda iki bakan arasında ilke düzeyinde bir sorun yok. Bu yakınlaşma Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'ın araya girmesi ile sağlanmış oldu.
Ancak, özelleştirmeden sonra lisans verme yetkisinin de kimde olacağı. Derviş, yetkinin telekomünikasyon kurulunda olması gerektiğini savunuyor. Öksüz ise yetkinin Ulaştırma Bakanlığı'nda kalması gerektiğini.
Özkan'ın da devreye girdiği üçlü toplantılarda ise Derviş'in, Öksüz'ün ısrarı karşısında getirdiği yeni öneri şu:
"Yetki Bakanlar Kurulu'nun olsun. Bakanlar Kurulu, ülkenin genel durumuna göre lisans verilip verilmemesi konusunda gereksinmeyi saptasın, stratejik çerçeveyi çizsin. Bakanlar Kurulu'nun uygun gördüğü zaman ve koşullarda yeni ihaleleri telekomünikasyon kurulu yapsın. Yetki tek başına bakanlıkta olmasın."Derviş'in bu yeni yaklaşımı da Öksüz tarafından reddedilmiş durumda. Öksüz, bu tartışma ortamında, yasa tasarısının ikiye bölünmesini öneriyor. Önce özelleştirmeyi sağlayacak tasarının sevk edilmesini, tartışma çıkan yetkiyle ilgili tasarının sonradan
<#comment>#comment>Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu'nun Bakanlar Kurulu'nda, bankalardan boşaltılan paraların nasıl geri alınacağı sorusunu gündeme getirdiğini ve yeni düzenlemede bunu sağlayacak hükümlere yer verilmesini ısrarla istediğini duyurmuştuk.
Devlet bakanları Recep Önal, Faruk Bal ve Yüksel Yalova'nın ortak çalışmasıyla yeni Bankalar Yasası değişikliğine bu yönde hükümler konuldu. Banka sahipleri ve yöneticilerinin kişisel malvarlıklarıyla sorumlu tutulmaları, ayrıca birinci derece akrabalarının da aynı sorumluluk kapsamına alınmaları yönündeki yeni düzenleme nasıl karşılandı?
Bakanlar Kurulu'nda konuyu açan Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu dünkü görüşmemizde genel olarak yeni düzenlemeden tatmin olduklarını belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu konu üzerinde duyarlılıkla duruyoruz. Banka boşaltılmasından sorumlu olanların kişisel malvarlıklarıyla, birinci derece akrabaları dahil sorumlu tutulmaları doğru bir yaklaşımdır. Hatta benim daha radikal kişisel düşüncelerim de vardı. Örneğin, banka boşaltma nedeniyle tutuklanan kişilerin borçlarını ödemedikçe serbest bırakılmaması gerektiğini düşünüyorum. Tabii bu benim kişisel fikrim. Götürülen