İmza korkusu

11 Haziran 2001


<#comment>Türkiye'de ne zaman yolsuzlukların üzerine gidilse bürokrasiyi bir "imza korkusu" alır. Evrak imzalamayı ağırdan alırlar, mümkünse imzalamamaya çalışırlar.
Bu da hemen kamuoyuna yansır:
- Bürokrasi çarkı durdu. Devlet işlemiyor!
- Niye?
- Bürokrat imza atmaktan korkuyor?
- Niye?

Yazının Devamı

RTÜK ve ekonomik demokrasi

10 Haziran 2001


<#comment>Yeni RTÜK Yasası, Meclis'te üç hafta boyunca tartışıldıktan sonra kabul edildi.
Tartışmalar, yasa hükümlerinin teknik analizinden çok kişisel takıntılar ve genel siyasi mülahazalar ekseninde yürütüldü. İçtüzük olanaklarının kullanılmasıyla kendini tekrarlayan engelleme ve kabul ettirme yöntemleri ağırlıklıydı.
Televizyon yayıncılığı piyasasının bugünkü koşullarda Hazine arazisi üzerine kurulmuş bir gecekondu niteliği taşıdığı söylenebilir. Yeni yasanın hazırlanış gerekçelerinden biri budur.
Yeni RTÜK Yasası'nın en çok tartışılan yönlerinden biri televizyon şirketlerinin sermayesi oldu. Yasayı savunanlar, hisse sınırlamasının kaldırılmasıyla, televizyonların arkasındaki sermayenin halkın gözü önüne çıkacağını vurguladılar. Karşı çıkanlar ise mevcut sınırlamaların sürdürülmesinde sakınca görmeyerek televizyonların paravan isimlerin üzerinde görülmesine itiraz etmediler.
Yeni yasanın sermayeyi açığa çıkaracak ve televizyon şirketlerinin halka açılmasına olanak sağlayacak düzenlemeleri yerindedir.
Yasa yürürlüğe girdiğinde, bugüne kadar paravan isim ve şirketler üzerinde görülen televizyonların gerçek sahiplerinin üzerine geçirilmesi süreci

Yazının Devamı

Hırsız mı, değil mi?

9 Haziran 2001


<#comment>Türkiye'de siyasal tercihleri etkileyen ölçüler toplumsal tepkilerle ortaya çıkıyor.
Bir süre önce toplumun en duyarlı olduğu konu bölücülüktü. Halk, siyasal tercihini kullanırken kişilerle partiler hakkında şu soruyu soruyordu:
"Bölücü mü, değil mi?"
Türkiye'nin ağır bir terör travması geçirdiği günlerde hakim ölçü buydu...
Yine bir süre önce yaygın olarak kullanılan bir diğer siyasi tercih ölçüsü şuydu:
"Laik mi, şeriatçı mı?"

Yazının Devamı

İpler neden koptu?

7 Haziran 2001


<#comment>İçişleri Bakanlığı'ndan Devlet Bakanlığı'na kaydırılan Sadettin Tantan'ın bu görevi kabul etmeyip istifa edeceği bekleniyordu. Tantan, hükümetten istifa etmekle kalmadı, partisi ANAP'tan da istifa etti. Böylece hem Yılmaz'la, hem ANAP'la ipler kopmuş oldu.
Tantan'ın istifaya hazırlandığı haberi, ANAP lideri Mesut Yılmaz'a geldiğinde, yanıtı, "kendisi bilir" biçiminde oldu. Bu yanıt köprülerin Yılmaz tarafından da atıldığını gösteriyordu.

Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'ın önceki gece Tantan'la uzun süren görüşmesinin ardından Yılmaz'la yaptığı telefon görüşmesinden sonra da, Yılmaz'la Tantan arasında bir temas kurulmadı. Yılmaz'a, "Tantan'a bir telefon etseniz iyi olur" yönündeki öneriler olumlu yanıt bulmadı.
Tantan'ın kendisini ziyaret eden Özkan'la yaptığı değerlendirmede, "Görev değişikliğini kabul etmem mümkün değil. Ayrıca partide de artık durmam" mesajı verdiği geç saatlerde kulislere yansıdı.

Yazının Devamı

İstifa beklentisi

6 Haziran 2001


<#comment>Kabinenin ANAP kanadında yapılan revizyonun odak noktası İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın devlet bakanlığına kaydırılmasıydı.
Yılmaz'ın, "Tantan'ı görevden alması" anlamına gelen bu operasyona Tantan'ın nasıl bir tepki vereceği merak edildi. Revizyondan sonra Tantan'dan ses çıkmaması ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'ın gece yarısına kadar Tantan'la birlikte olması bu merakı artırdı. Önce Tantan'ın Polis Akademisi'nden ziyaret eden ve arkasından birlikte evine giden Özkan'ın Tantan'ı kabinede kalmaya ikna etmeye çalıştığı kulislere yayıldı.
Özkan'ın Tantan'ın evinden ayrıldığı saatlerde ise, Ankara kulislerine yansıyan hava, "ikna operasyonu"nun olumlu sonuç vermediği yönündeydi.
"Tantan kabinede kalır mı?" sorusuna verilen yanıt ise, olumsuzdu. Tantan'ın İçişleri Bakanlığı'ndan devlet bakanlığına kaydırılmasına alındığını ve kabinede kalmaya niyetli olmadığı haberleri geldi. Gece noktalanırken Tantan'ın istifa eğiliminde olduğu ve bugün bu kararını açıklayabileceği yönündeki duyumlar yoğunlaşmıştı. Tantan'ın kararını Hüsamettin Özkan'a ve onun üzerinden Yılmaz ve Ecevit'e de yansıtmış olduğu söylenebilir. Tantan'ın istifası bugün

Yazının Devamı

Mirzaoğlu'nun başvurusu

5 Haziran 2001


<#comment>Hükümetin MHP kanadı, boşaltılan bankalardan yurtdışına kaçırılan paraların geri getirilmesi üzerinde çalışıyor.
Devlet Bakanı Ramazan Mirzaoğlu, yurtdışındaki paraların saptanması ve geri getirilmesine ilişkin girişimlerle ilgili olarak özel bir çalışma yürütmüş durumda. Bu konuda çalışan hukuk bürolarından da yazışmaları, bilgi ve belgeleri alan Mirzaoğlu, "bakan" sıfatıyla, Başbakanlığa da resmen bir başvuru yaptı.
Bakan Mirzaoğlu, başvurusunda somut örneklerden söz ederek, araştırma yapılmasını istedi. İnterbank'ın Fon'a devredilmesinden sonra, bu bankadan yurtdışına götürülen paraların geri alınmasıyla ilgili faaliyetlerin incelenmesini isteyen Mirzaoğlu, Başbakanlığa ayrıca 196 sayfadan oluşan bir belge dosyası da götürdü.

Mirzaoğlu'nun yaptığı başvuru üzerine Başbakan Ecevit'in, dosyayı Başbakanlık Teftiş Kurulu'na gönderdiği ve inceleme yapılmasını talep ettiği gelen bilgiler arasında.
İnterbank gibi Fon'daki bazı bankalardan götürülen paralar da yurtdışında tutuluyor. İnterbank incelemesinde paraların İngiltere, Virgin Adaları, KKTC'deki bankalara, paravan şirketler üzerinden götürüldüğü ve yine aynı şirketler üzerinden bankanın ait

Yazının Devamı

Nabza göre devletçilik!

4 Haziran 2001


<#comment>Şekere "evet" de, tütüne niye "hayır" diye bir soru geliyor insanın aklına?
Veya...
Elektriğe niye "evet" de tütüne "hayır".Şekerle tütün, tütünle elektrik arasındaki fark nedir, diye de sorulabilir.
Türkiye bir sistem değişikliği içinde.
Piyasa ekonomisine, özelleştirmeye, yabancı sermayeye toz kondurmayıp, hatta savunucularının önde gideni olup da bazı konularda veya noktalarda "devletçi" ve "sıkı solcu" kesilmek hem siyaset hem de basın dünyamızda sık sık görülmeye başladı.
Diğer bir deyişle "nabza göre devletçilik" yapılıyor.

Yazının Devamı

Yürü - t ya kulum

3 Haziran 2001


<#comment>Egebank sanıklarından biri yargıca talepte bulunmuş:
- İtibarımı iade edin.
Yargıç itibarı iade eder de, tabii, önce onların paraları iade etmeleri gerekiyor.
Cumhuriyet'in Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay'ın son kitabına koyduğu isimdeki gibi, "yürüttükleri" paraları...
Balbay, "Yürü - t ya kulum" adını verdiği kitabında "banka hortumlama"nın tipik örneğini gözler önüne sermiş.
Hortumlama örneği o kadar çarpıcı ki, bankaya devletçe el konulduktan sonra bile, bu faaliyet devam etmiş. İşlem şu:

Yazının Devamı